Cumhuriyetimizin 100’üncü yılını bilimsel ve kültürel etkinliklerle kutlayan kurumlar arasında merkezi Frankfurt’ta olan Türk Mühendis ve Mimarlar Birliği Almanya (TMMB) da yer alıyor. TMMB’nin cumhuriyetin kuruluşunun ve aynı zamanda Ankara’nın başkent oluşunun 100’üncü yılı dolayısıyla Frankfurt’taki kültür merkezlerinden ‘Zentrum am Bügel’de gerçekleştirdiği geniş kapsamlı konferans ve etkinlikte modern Ankara’nın ilk yıllarındaki kentleşmeye katkısı olan Alman mimarlar ve eserleri tanıtıldı.
#AlmanyaCumhuriyet’in 100’üncü kuruluş yıl dönümü vesilesiyle bilimsel ve kültürel içerikli etkinlikler devam ediyor. Türk Mühendis ve Mimarlar Birliği’nin (TMMB) 2 Aralık Cumartesi günü Frankfurt’ta gerçekleştirileceği konferansta, Cumhuriyet’in kuruluş döneminde başkent Ankara’daki çok sayıda mimari projeye imza atan Alman mimarlar ve eserleri ele alınacak.
#Türk Mühendis Ve Mimarlar BirliğiAlmanya eski Cumhurbaşkanı Christian Wulff, bir haftalık Türkiye ziyaretine başladı. İlk olarak Türk Alman-Kardeş Şehirler Federasyonu’nun (DTSV) düzenlediği organizasyonla Trabzon’a giden Wulff, ziyareti kapsamında sivil toplum örgütleri temsilcileriyle görüştü, Trabzonspor kulübünü de ziyaret etti.
#AlmanyaÜnlü tarihçi Prof. Dr. İlber Ortaylı, CerModern’de gençlerle buluştu. Ortaylı, Ankaralı gençlere, “Buranın kurumları kütüphaneleri her zaman daha mükemmeldi. Sosyal hayatınızı hiç de çok çekiciliği olmayan Ankara kafelerinde harcamayı düşünmeyin” tavsiyesinde bulundu.
#Murat YILMAZHaziran 1935’te 2795 No’lu kanun ile resmen hayata geçirilen Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi, Ankara’da bugün Küçük Tiyatro’nun bulunduğu Evkaf Apartmanları binasında derslerine başlamıştır. 1946’da Üniversiteler Kanunu’yla Ankara Üniversitesi’ne teşekkül etmiştir.
#YAZARÖzgün fotogerçekçi görsel dille gerçekliği sorgulayan, detaylara yönelttiği dikkatli bakışıyla kendine has illüzyonlar yaratan Alman sanatçı Karin Kneffel, Dirimart’taki ‘Haymatlos’ başlıklı sergisinde baskı gördüğü Nazi Almanya’sından kaçarak Atatürk’ün davetiyle Türkiye’ye gelen mimar Bruno Taut gibi sürgünlere selam gönderiyor. Kneffel, “Bu dönemin Alman hatırlama kültüründe neden çok az yer kapladığını ve bir zamanlar Almanca konuşan sürgünlerin Türkiye’deki mimarlığa büyük etkisinin hâlâ önemli olup olmadığını sorguluyorum” diyor.
#Karin KneffelAnadolu Yakası’ndan Boğaz Köprüsü’nü geçip Ortaköy’e doğru ilerlediğinizde ‘pagoda’ya (Budist tapınağı) benzeyen bir ev göz kırpar size. Burası Alman mimar Bruno Taut’un kendi adıyla anılan evi. İşte bu ev geçen günlerde 95 milyon liraya satışa çıktı. Ben içine girip gezebilen şanslı insanlardanım...
#Bruno TautFakültenin kuruluş yasası, TBMM’de 14 Haziran 1935’te kabul edildi. Fakülte 1935 yılı sonlarına doğru ilk öğrencilerini aldı. Henüz Ankara Üniversitesi diye bir kuruluş yoktu. Başlangıçta çoğunluğu öğretmen okullarında veya burslu, yatılı liselerde yetişen gençler DTCF’ye yöneltilmişlerdi. Bunların içinde seçkin, zeki öğrencilerin mühendislik veya doğa bilimlerine yönelenlerinden de ikna ile alınanlar oldu. Halil İnalcık Hoca böyleydi.
#YAZARAlman devlet televizyon kanalı ARD’nin ‘ttt titel thesen temperamente’ adlı programında gösterilen ‘Unutulan Katliam-Atatürk Alevileri Nasıl Öldürdü’ adlı belgeseli Nürnberg’deki üç sivil kuruluş, kent merkezinde Türkçe ve Almanca bildiri okuyarak protesto etti.
#ATATÜRKDüşünceyi ifade ve basın özgürlüğü ile ilgili Alman Anayasası’nın 5. maddesinde, “Herkesin düşüncesini söz, yazı ve resimle serbestçe açıklayıp yayma ve herkese açık kaynaklardan hiçbir engele uğramadan bilgi edinme hakkı vardır. Basın özgürlüğü ile radyo ve film aracılığıyla haber verme özgürlüğü güvence altındadır. Sansür uygulanamaz” denilmektedir.
#UNESCOAlmanya’da 1919’da kurulan sanat ve tasarım okulu Bauhaus yalnızca 14 yıl faaliyet gösterebildi ama etkisi tüm dünyaya yayıldı. Buradan çıkan tasarımcı ve mimarlar, o zaman için devrim niteliğinde olan modernist ve sade anlayışı günümüze kadar devam ettirdi. 100. yılında Bauhaus, Almanya’da çeşitli etkinliklerle kutlanıyor. UNESCO Dünya Mirası listesindeki toplu konutlardan, ‘batılı demokratik idealler’le yapılan meskun mahallelere, işte Berlin’deki en ünlü Bauhaus yapıları için bir rehber.
#BerlinBern Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bernd Nicolai, “Nazi Almanyası’ndan 1930’lu yıllarda kaçan önemli bilim insanlarına Türkiye kucak açarak büyük bir insanlık örneği göstermiş ve birçok Alman bilim insana da önemli bilim ve teknik aktarımı yapma fırsatı sunmuştur” dedi.
#Bilim İnsanlarıTarihçi, akademisyen, yazar Prof. Dr. İlber Ortaylı, Türkiye'nin, bir şeyler yapan, ortalığı karıştıran, sağa sola giden, kimsenin keyif için bile gezmeye cüret edemeyeceği, cesaret gösteremeyeceği, Sibirya'nın steplerini aşıp iş arayan, iş yaratan insanlar ülkesi haline geldiğini belirterek, "Bütün bunlarda bir ruh var ve o ruhu borçlu olduğumuz bir adam (Atatürk) var." dedi.
#İlber OrtaylıAnkaralı söyleşilerin kasım konuğu, Prof. Dr. Serpil Aygün Cengiz. Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi(DTCF), Halkbilim Bölümü, Etnoloji Anabilim Dalı’nda akademik çalışmalarını sürdüren Cengiz’in, fakültenin içerisine gizlenmiş Sergi Salonu’nu öğrencilerine gezdireceğini öğrenince, gruba katıldık.
#Prof. Dr. Serpil Aygün CengizTürkiye’ye büyük katkı yapan ama unuttuğumuz önemli isimler var. Biri Büyük Önder’in katafalkını da hazırlayan Alman mimar Bruno Taut... Bu ay 10 Kasım törenlerinde Taut’u ve onun Türkiye’deki binalarını tanımaktan ne kadar memnun olduğumu düşündüm.
#İlber Ortaylı‘En İyi 100 Türk Filmi’, ‘En İyi 100 Albüm’, ‘En İyi 100 Türk Romanı’ derken sıra geldi ‘En İyi 100 Mimari Eser’e... Hürriyet Pazar, ‘soruşturma klasikleri’nde yeni bir kapıyı daha aralıyor. 100 kişilik jürimize geniş bir hareket alanı tanıdık ve tanım aralığını, ilk yerleşmelerden biri olarak kabul edilen “Göbeklitepe’den Günümüze” parantezinde tuttuk. Daha önceki soruşturmalarımızda jüri üyelerinden ‘En iyi 10’larını istemiştik, bu kez tanım aralığının genişliğinden dolayı seçkimiz ‘En iyi 20’lik listelerden oluştu. Ve nihayetinde akademisyenlerden, mimarlardan, kültür sanat insanlarından oluşan bir seçici kurul, ‘Türkiye toprakları üzerindeki en iyi 100 mimari eser’i belirledi. İşte jüri üyelerinin madde madde en iyi 20 seçimleri...
#Mimari‘En İyi 100 Türk Filmi’, ‘En İyi 100 Albüm’, ‘En İyi 100 Türk Romanı’ derken sıra geldi ‘En İyi 100 Mimari Eser’e... Hürriyet Pazar, ‘soruşturma klasikleri’nde yeni bir kapıyı daha aralıyor. Mimarlık, tarihsel açıdan uğradığımız bütün duraklardan çok çok daha eski. İnsanın varlığıyla birlikte etrafını inşa etme çabası, dokunuşu upuzun bir sürecin ifadesi. Doğanın fiziksel koşullarından korunma çabası, başını sokacak bir mekân arayışı, sonrasında malzemelerin ve bilimin gelişimi derken basit ihtiyaçlardan ihtişama, işlevsellikten estetiğe, günü kurtarmaktan tarihe tanıklık etmeye onca yapı insanların, toplulukların, ait oldukları coğrafyaların da bir ifade biçimine dönüştü. Üzerinde yaşadığımız Anadolu da sayısız medeniyetin tanığı. Dolayısıyla mimarlık serüveninin de... Bu açıdan ‘En İyi 100 Mimari Eser’ soruşturmamızda 100 kişilik jürimize geniş bir hareket alanı tanıdık ve tanım aralığını, ilk yerleşmelerden biri olarak kabul edilen “Göbeklitepe’den Günümüze” parantezinde tuttuk. Bu parantezin içinde antik çağ, Roma, Selçuklu, Osmanlı ve tabii ki Cumhuriyet dönemi mimarisi vardı. Jüri bu çağların ifadesi olan yapıları (tek ya da çoğul) kendi mimarlık anlayışları ve beğenileri doğrultusunda seçti. Daha önceki soruşturmalarımızda jüri üyelerinden ‘En iyi 10’larını istemiştik, bu kez tanım aralığının genişliğinden dolayı seçkimiz ‘En iyi 20’lik listelerden oluştu. Ve nihayetinde akademisyenlerden, mimarlardan, kültür sanat insanlarından oluşan bir seçici kurul, ‘Türkiye toprakları üzerindeki en iyi 100 mimari eser’i belirledi. Biz de onların seçimlerini sayfalarımıza taşıyarak tarihe özel bir not daha düştük... Kültür hayatımıza ışık tutmasını dilediğimiz bu soruşturmayı da umarız öncekiler gibi beğenirsiniz diyelim... Not: Soruşturmamızda çeşitli nedenlerden dolayı hatıralarımızdan olmasa da fiziksel çevreden silinmiş, yıkılmış, hayatı sona ermiş yapılar yer almadı. 100’lük tablo, varlığını hali hazırda sürdüren yapılardan oluştu.
#Türkiye'deki En İyi 100 Mimari Eser1916 yılında doğan Halil İnalcık Hoca, yokluğun ve yenilginin İstanbul’undaki zor hayatını belki kendinden evvelki nesil kadar sürdürmeyecekti. Ne var ki üstün zekâsı, Cumhuriyet’in verebildiği eğitim imkânlarıyla birleşti. Anadolu’daki mekteplerde seçkin hocalarla okudu. Çünkü o zaman bu mümkündü. Eğitim, vatan coğrafyasına eşitlikle dağılmıştı. İnalcık Hoca, Atatürkçü eğitim idealinden gelen bir aydın olarak kendini mükemmel bir şekilde yetiştirdi ve Osmanlı tarihçilerinin kutbu haline geldi. Onu, ölümünün birinci yıldönümünde anıyoruz.
#İlber Ortaylı“Bu kente ihtimam göstermemiz gerektiği konusunda bizi her akşam ikna etmeye çalışıyorlar demişti Narin, Kocabeyoğlu Pasajı’nın önünde alt kattaki sahaflara ve ikinci el kitap satan dükkânlara bakmaya inmeden önce, kuşları işaret ederek. Yanında çok uzun saçları ve Hititler’den kalma Ankaralı kara parlak gözleri olan arkadaşı vardı.”
#ANKARA