Güncelleme Tarihi:
*
O dönemle ilgili araştırmalar yapan tarihçi yazar Sinan Meydan, “Sözü geçen belgenin varlığı çoktan biliniyor. Yeni bir şey değil. Ama Almanya da İngiltere de Türkiye’ye zehirli gaz satmamıştır. İkinci Dünya Savaşı sonrasına kadar Türkiye’de kimyasal gaz yok” diyor.
Acaba olmayan zehirli gaz Dersim’de nasıl kullanılmıştır?
Zehirli gaz siparişini içeren yazıyı bulan ARD, acaba nazi Almanya’sının Türkiye’ye bu zehirli gazı gönderdiğini gösteren belge veya belgeleri neden bulamamıştır?
Yoksa araştırmış, ama olmadığı için bulamamış mıdır?
Nazi rejimiyle işbirliği yaptığı çamuru attıkları Atatürk, nazi zulmünden kaçan Ernst Reuter, Ernst Hirsch, Bruno Taut, Fritz Baade, Erich Auerbach, Clemens Holzmeister, Paul Hindemith’in de aralarında bulunduğu birçok Alman aydına kucak açmıştır.
Altı dakika süren programda etnik ve dinsel ayrımcılığa yer olmayan Türkiye Cumhuriyeti devletinin temellerini atan Atatürk’ün özgürlük, laiklik, kadın-erkek eşitliği politikasına karşı çıktıkları için Dersim bölgesindeki aşiret reislerinin, ağalarının, derebeylerinin Türk devletine karşı savaş açtıklarından hiç bahsedilmemiştir.
İktidarlarının ellerinden gitmekte olduğunu gören aşiret ağaları ile reislerinin, derebeylerin ve adamlarının Ruslarla, İngilizlerle Fransızlarla işbirliği yapıp Türk devletine savaş açtıklarından da.
Çıktığı televizyon programlarında Dersim’le ilgili olarak Atatürk’e haksızlık yapıldığını hep dile getiren Cem Vakfı Genel Başkanı ve Alevi Vakıfları Federasyonu Onursal Başkanı İzzettin Doğan’ın, “Alevileri Atatürk’ten uzaklaştırmak, Alevilerin Atatürk sevgisini azaltmak için ortaya atılan iddialardır bunlar” sözlerine ARD kulaklarını tamamen tıkamıştır.
*
UNESCO (Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Kurumu), Atatürk’ün doğumunun 100’üncü yıldönümü olan 1981 yılının tüm dünyada ‘Atatürk Yılı’ olmasına karar vermiştir.
Gerekçe olarak da, “Atatürk, uluslararası anlayış, işbirliği ve barış yolunda çaba göstermiş üstün bir kişi, olağanüstü reformlar gerçekleştirmiş bir devrimci, sömürgecilik ve emperyalizme karşı savaşan ilk lider, insan haklarına saygılı, dünya barışının öncüsü, bütün hayatı boyunca insanlar arasında renk, din ve ırk ayrımı gözetmeyen eşsiz bir devlet adamı, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusudur” denilmiştir.
Bu dünyada bir ilktir ve tekildir.
ARD buna da yer vermemiştir.
Ama asıl üzüntü verici olanı ise Almanya’da 3 milyonun üzerinde Türk vatandaşı ve Türkiye kökenli insan yaşadığı halde, kendilerinin de ödedikleri harçlarla ARD’nin bu ‘karalama ve tarihi çarpıtma kampanyasına’ Köln, Berlin, Hamburg gibi bazı kentlerde düzenlenen çok düşük katılımlı protesto gösterilerinin dışında, doğru dürüst tepki gösterilmemesidir.
Yazık.
Hem de çok yazık.