‘Hayaller, hayatlar’ diye özetlenen sayısız hayal kırıklığı çıkıyor karşımıza. Genellikle ti’ye alıp arkamıza atıyor gibi yapıyoruz ama bu konu, son dönemde liderlerin karşısında buz gibi bir yeni cephe olarak duruyor. Adına ‘beklenti yönetimi’ diyorlar ve görev, ‘hayaller ile hayatları olabildiğince birbirine yaklaştırmak’ diye özetleniyor. Araştırmalar bir projenin başarısızlığında beklenti yönetiminin etkisini yüzde 68 olarak ortaya koyuyor. Özellikle pandemi sonrasındaki belirsiz ortam ve yeni nesil çalışanların iş hayatında yarattığı kaygan zemin ile başa çıkmanın tek yolunun, iyi bir beklenti yönetimi liderliğinde yattığı belirtiliyor.
#Beklenti YönetimiŞirketlerin yaşadıkları çevrenin sorunlarını dert ederek çözüm geliştirme sorumluluğu arttı. Hayırseverlikten sürdürülebilir iş modeline evrilen bir yapı var. Bu öyle birkaç yılda atlanılan bir çıta değil, uzun yılların deneyimleriyle yaşanılan ‘toplam felsefe değişimi’. Gezegeni korumak, dezavantajlı bütün gruplara eşit yaklaşmak, kaynakların eşit dağılımı gibi başlıklar, özellikle ‘anlam arayışı’nı kariyer tercihleriyle harmanlayan Z kuşağını elde tutmak için de elzem hale geldi. Bu nedenle kurumsal sosyal sorumluluk (KSS) projeleri şirketlerin bağışıklık sistemlerinde eskiden minik bir vitamin etkisi yaparken artık başlı başına bir organ görevi görüyor. Araştırmalar çalışanıyla birlikte dertlenen ve çözüm geliştiren şirketlerde sadakat sorununun azaldığını ortaya koyuyor.
#KSSOECD’ye göre halen 2 milyar insanı temsil eden Z kuşağı, yakın zamanda işgücünün yaklaşık yüzde 30’unu oluşturacak. Bu gerçek şirket yönetimlerine ezber bozan kararlar aldırsa da iş dünyasının içinde bulunduğu yetenek sorununun tek muhatabı Z kuşağı değil. Dört kuşağın bir arada çalıştığı bir dönemden geçilirken tek bir formülle bu çıkmazı aşmanın bir yolu yok. Uzmanlar artık terzi işi insan kaynakları yönetiminden bahsediyor. Şirketlerin sürdürülebilirliği için yetenek mühendisliğinin şart olduğunu anlatıyorlar. Kilit kelimeler ise esneklik, sürekli yenilenme, güven, anlayış, kapsayıcılık, samimiyet.
#Yasemin SALİHEvden çalışmayı geçici bir süreç olarak gördük; günü geçirmeye odaklandık. Yemek masasında çalıştık, misafir odasında toplantı yaptık, öğle yemeğini bilgisayar başında yedik. Ama artık pek çok sektör için ev ve ofis arasındaki hibrit düzen kalıcı... Yani bu durumun gereklerini ertelemekten vazgeçmemiz lazım. Uzmanlar tavsiyelerini sıraladı: Evde kendinize bir ofis kurun, ergonomik bir sandalye alın, elektrik ya da internet kesintisine karşı hazırlıklarınızı yapın, öğle aralarında sosyalleşmeye çalışın, yemekleri önden planlayın, trafikten kazandığınız zamanı işe değil, hobilerinize ayırın.
#Evden Çalışmaİnsan vücudu hala büyük bir muamma. Tıp önleyici olmaktan ziyade pasif bir şekilde hastalıkların ortaya çıkmasını beklemeye devam ediyor. Toplum olarak önleyici yöntemlere odaklanmak yerine büyük büyük hastaneler inşa edip insanlarımızın hasta olmalarını bekliyoruz.
#YazarlarKadınlar Davos Forumu’nun kadın liderlere yönelik kardeş forumu olan Ekonomi ve Toplum İçin Kadınlar Forumu’na Türkiye’den iki kadın yönetici çağrıldı. Boyden’in Yöneticisi Özlem Ergün ve Yaşar Holding Yönetim Kurulu Başkanı Feyhan Kalpaklıoğlu, dünya genelinden 800 liderin çağrıldığı zirveye katılarak Türkiye’yi temsil edecek.
Fransız Devrimi'nin sloganı, 'Özgürlük, Eşitlik, Kardeşlik'ti. Devrimin üzerinden iki yüzyıldan fazla zaman geçti, bu slogan tüm dünyada simgeleşti ama bazı şeyler hiç değişmedi. Dünyanın yarısını oluşturan kadınlar hala 'özgürlük, eşitlik, kardeşlik' istiyor. Uluslararası beyin avcısı şirketi Boyden, Türkiye'nin de içinde bulunduğu 16 Avrupa ülkesinde bir araştırma yaptı. Buna göre son üç yılda Boyden'in aday havuzundaki 18 bin üst düzey kadın yöneticiden yalnızca 270 tanesi bir pozisyona yerleştirilebildi. Türkiye'de çalışan kadının durumu daha da vahim. AB'ye girebilmek için kadın ve erkeğin 'her alanda' eşit olması gerekiyor. Türkiye'de her dört kadından yalnızca biri çalışıyor. Her 100 kadından yalnızca biri üst düzey yöneticiliğe yükseliyor.<br>