Paylaş
Dün sabah televizyonlardaki görüntüleri hepiniz görmüş olmalısınız.
Gezi Parkı’na kurulmuş dev şantiyenin çevresine dikilen tahta perdeleri atlayarak geçmeye çalışanlar, açılan bir delikten geçmeye çabalayanlar.
Tarihinde 3 imparatorluğa başkentlik yapmış bir şehrin içler acısı hali.
Yayalar isyan halinde, Gezi Parkı’ndaki esnaf da öyle.
Tahliye davaları süren esnaf tahta perdeler nedeniyle tecrit edilmiş durumda.
Böylesine hoyratça bir uygulama dünyanın hangi şehrinde görülmüş?
Taksim’deki otelciler kimsenin kendilerine inşaat ile ilgili bilgi vermemesinden, bölgede turizmin büyük kayıplar yaşayacağından yakınıyor.
Yine dün başından beri Taksim’deki gelişmeleri hassasiyetle izleyen Radikal bombayı patlatıyor ve İBB’nin aylardır gizlediği projeyi ortaya çıkarıyor.
Buna göre, Gezi Parkı’ndaki asırlık ağaçlar kesiliyor, Topçu Kışlası basbayağı bir AVM oluyor, hem de içinde bir buz pateniyle.
Projenin mimarı Halil Onur bile “Taksim için keşke yarışma açılsaydı” diyor.
1986 yılında bile Taksim düzenlenmek istenirken yarışma açılmış.
Yeniden inşa edilecek Topçu Kışlası’nın kulelerinin15 katlı bir apartman boyunda olacağı söyleniyor.
Kamusal bir alan için proje alelacele ihaleye çıkartılmış, süreç şeffaf değil, İstanbullulara, kent plancılarına, işin uzmanlarına danışmak bir yana projeyi paylaşmak yok.
Sn. Topbaş İstanbul’un sesine lütfen kulak verin artık.
TÜSİAD: AB rüyasına devam
TÜSİAD’ın 2009 yılında Türkiye ile Fransa arasındaki diyalogu desteklemek amacıyla Paris’te kurduğu Boğaziçi Enstitüsü’nün 4. zirvesi bugün İstanbul’da.
Dün geceki gala yemeğinde Baş-bakan Yardımcısı Ali Babacan’ı ağırlayan Boğaziçi Enstitüsü krizdeki Avrupa’yı masaya yatıracak.
Aynı zamanda Boğaziçi Enstitüsü Bilim Kurulu üyesi olan TÜSİAD Başkanı Ümit Boyner ve Enstitü Başkanı Bahadır Kaleağası ile önceki gün sohbet ettik.
İlk kurulduğunda dönemin Cumhurbaşkanı Sarkozy’nin “Türkiye’nin lobiciliğini yapacak” diye kuşkuyla baktığı enstitü bugün ikili ilişkilerde objektif tutumuyla Fransız aydınları ve iş dünyası için bir referans konumunda.
Ümit Boyner “Enstitü Türkiye-AB ilişkilerinde çalışmalarını sürdürüyor. TÜSİAD olarak AB rüyasından asla vazgeçmedik” diyor.
Ankara üyeliğe eskisine göre daha soğuk olsa bile AB’den vazgeçmek mümkün mü?
“Hasta yatağında” denen Avru-pa Birliği 6 triyon 223 milyon dolarlık ithalat ile dünyanın en büyük pazarı. Bu dev pastadan Türkiye’nin aldığı pay sadece yüzde 1.
Bu payı yüzde 2’ye çıkartsak yani Avrupa Birliği’ne 62 milyar dolar olan ihracatı iki katına 120 milyar dolara çıkartsak ihya oluruz.
Kadın yönetici şirketin performansını arttırıyor
BOYDEN yönetici yerleştirme sektöründe dünyanın önde gelen şirketlerinden.
Hemen 2. Dünya Savaşı’ndan sonra ABD’de kurulmuş.
Şirketin İstanbul’da düzenlediği uluslararası toplantısı nedeniyle Boyden CEO’su Trina Gordon ve Türkiye temsilcisi Özlem Ergün ile buluştuk. Boyden’in
“Kadınların Güçle İlişkileri” araştırmasını konuştuk. Özlem Ergün Türkiye’de tanıdığımız birçok CEO’nun arkasındaki isim.
Örneğin, PepsiCo Asya Pasifik Bölge Başkanı Ümran Beba’ya PepsiCo’nun yolunu açmış.
Beba’nın Fortune Dergisi’nde “Dünyanın En güçlü Kadınları” listesinde 23. sıradan girmesinde payı olmuş.
Yukarıda adı geçen araştırmaya dönersek en belirgin sonuç şu:
Kadınların yönetici kademelerinde görev almaları şirketin performansını arttırıyor.
Şirketin cirosunda, hissedarların ve müşterilerin memnuniyetinde önemli artış kaydediliyor.
Ergün “Kadınlara verilen görev şirkete rakamsal olarak dönüyor” diye konuşuyor. Tüm dünyada Türk yöneticilere talep olduğunu belirten Ergün’e göre, bunun nedenleri çeşitli.
Türk yöneticiler gelişmekte olan ülkenin özelliklerini biliyor, Doğu-Batı değerlerini iyi tanıyor, Türkiye’nin geçmişteki krizleri nedeniyle krizlere alışkınlar.
Daha ne olsun?
Paylaş