Dünyada birçok ülke mutasyonlarla mücadele ederken, Yeni Zelanda'da vaka sayısı neredeyse sıfırlandı. Halk maskesiz sokaklarda ve hayat normale döndü. Üstelik nüfusun yüzde 1,2'si aşılanmışken... Peki tuvalet kağıdı stoklama psikolojisinden, konserlerle koronaya veda partisi yapılan aşamaya nasıl gelindi? Türkler’den de görüşler alarak detaylıca araştırdık. İşte korona savaşını kazanan Yeni Zelanda’nın hikâyesi…
#Yeni ZelandaArtvin'in Şavşat İlçesi'ne bağlı Pınarlı Köyü'nde, hayvanlarını otlattığı sırada ayının saldırısına uğrayan 34 yaşındaki Erkan Yıldız, ağır yaralandı. Yaklaşık 10 dakikalık boğuşmanın ardından Yıldız ve yanındaki komşusu Bilgin Demir'in tüm güçleriyle bağırmalarından ürken ayı kaçtı.
Cüzdanından Ercan Arıklı’nın fotoğrafı çıktı. Cenazesinde yakamıza taktığımız fotoğraf. O fotoğrafı çeken Kutup. Ercan Bey’e yaptığım röportajdan kalma. Ben Ercan Bey’in karşısına geçmiş onu güldürüyordum, Kutup da deklanşöre basıyordu. Bir ara onun gözlerinin alaycı ve muzip bir şekilde parladığı bir anı yakaladık.
Sevgili Serdar, bazen olmadık konular gündeme taşınıyor, marjinal davranışlar gereksiz yere tartışılıyor ya insan hayretlere düşüyor. Nasıl düşülmesin ki. Türkiye’nin üstesinden gelmesi gereken yüzlerce sorunu var. Eğitiminden sağlığına, savunmasından yurt bütünlüğüne, hortumcusundan vurguncusuna, sağlığından iyi beslenmeye kadar uzanan yaşamsal konular ve sorunlar için çözüm üretmek yerine, Ufuk Güldemir adlı meslekdaşımızın “ Acıdır Ayının Ölümü” başlıklı yazısındaki görüşlerini tartışmak ancak bize mahsus olabilir. (Sezai Bayar)
‘Bekle’ diyor Aleg, ‘Ben at demeden atma.’ Ayı yaklaşıyor, yaklaştıkça büyüyor. Büyüdükçe de büyüyor. Arada bir arkasına dönüp takip edilip edilmediğine bakıyor. Öylesine şişko ve kocaman ki, her adımında üstündeki post titriyor. 150 metreye kadar geldiğinde Aleg, ‘Shoot’ diyor. ‘But, just behind the shoulder.’ Koltuğuna değil, koltuğun hemen arkasına...