Yasemin Boran

Sabırsız duygulara karşı dikkat

9 Mayıs 2005
Güne keyifli başlayacağınızı ve isteklerinizi güzel biçimde ortaya koyacağınızı işaret eden gökyüzünün bu konumu kararlı çalışmalar yapabileceğinizi işaret ediyor. Öğle saatlerinde İkizler burcuna giren Ay, günün ilerleyen saatlerinde balık burcundaki Mars’ı tetikleyecek. Fizik güç ve enerjiyi sembolize eden Mars’ın bu konumu sabırsız duyguların ve büyük isteklerin içinizden yükseleceğini gösteriyor. Gerilimli duyguların açığa çıkacağı akşam saatlerinde tedbirli ve sakin davranmaya özen göstermek gerekiyor.

MEKTUPLAR

Sizin burcunuz Başak, erkek arkadaşınızın burcu Yay. Aranızda sorun olmadığını fakat görüşemediğinizi yazmışsınız. Gergin burçla ilgisi var mı, diye soruyorsunuz. İkili ilişkilerde sert etkileşimde bulunan iki burç arasındaki gerilim ilişkiyi zorlasa bile çok fazla önemli değildir. Önemli olan doğum anındaki gökyüzünün konumudur.

Yani Venüs, Mars, yükselen ve diğer gezegenlerin hangi konumda bulundukları ilişkinizin nasıl olacağını işaret eder. Siz doğum tarihinizi yazmışsınız fakat doğum saat ve yer belirtmemişsiniz. Bu nedenle aranızdaki ilişki hakkında bir şey söylemek mümkün değil.

RUMUZ: GÜL

Yükselen burcunuzu merak ediyorsunuz. Ancak doğum zamanınızı tam olarak saatine kadar bildirmişsiniz fakat doğum yerinizi yazmayı unutmuşsunuz.

Doğduğunuz yer çok önemli. Enlem boylam hesapları yapmak için doğum yerini bilmek şart. Sizin doğduğunuz yere göre yükselen burç değişir. Aynı saatte İstanbul’da doğan kişi ile Kars’ta doğan kişinin yükselen burçları farklı olur.

AHMET PEKKAFALI

Geçtiğimiz yıl sizin için gerçekten zor geçmiş olmalı. Aynı zamanda bazı fırsatlarla da karşılaşmış olmalısınız. Özellikle evlilik konusunda. Ancak büyük bir değişim döneminde olduğunuz için ne istediğinizi tam olarak belirleyememişsiniz. Karşınıza çıkan fırsatları anlamamış ve kaçırmış olabilirsiniz.

Hayatınızı sorgularken fazla derinlere dalmak sizi rahatsız etmekten öte hasta etmiş fakat artık sizin için daha iyi bir dönem başlıyor. En azından sorgulamaların sonuna gelmiş bulunuyorsunuz. Şu sıralarda kendinizi biraz daha rahat hissedebilirsiniz ancak Haziran sonu ile Temmuz ayının ilk haftası sizin için gerilimli bir dönem olacak.

Mars sizi tetikleyecek ve aynı zamanda Jüpiter’de zorlayacak. Bu sırada sabırsız ve öfkeli duygular açığa çıkabilir. Bu dönemin rahat geçmesi için deniz kıyısında, kalabalıklardan uzak kalmaya özen göstererek geçirin. Kavga ortamlarından uzak kalın.

Sonradan pişmanlık duyabileceğiniz davranışlarda bulunmayın ve sağlığınıza özen gösterin. Yabancı ortamlar, farklı kültürler ve alışkanlıklarınızın dışına çıkmak sizi rahatlatacak. Yeni dostluklar ve farklı ortamda bulunmak ihtiyacınız olan değişikliği yapabilmenize yardımcı olabilir. Ağustos’tan sonra sizin için yeni bir dönem başlıyor. Daha kararlı ve ne yapacağınızı belirleyeceğiniz bir döneme gireceksiniz.

RUMUZ: MARSLI KIZ
Yazının Devamını Oku

Biriktirdiklerinizi paylaşacaksınız

6 Mayıs 2005
<B>B</B>ilinçaltının derinlerini araştırmak ve anlamak için uygun bir gün. Koç burcundaki Merkür, Yengeç burcundaki Satürn’ü tetikliyor ve Ay, bu etkinin açığa çıkacağını işaret ediyor. Düşünceleriniz derinleşecek ve geçmişten getirdiğiniz ne varsa bunları anlamak için olaylar sizi zorlayacak. Bilinçaltının incelenmesine yönelik benzeri çalışmaların hız kazanacağını işaret eden gökyüzünün bu konumu aynı zamanda uzun zamandır biriktirilen ve bir türlü ortaya konulmamış olan fikirlerin, düşüncelerin ve çalışmaların da açığa çıkacağını gösteriyor.

Astroloji konferansı

Bir kehanet sanatı olarak kullanılan astroloji, aslında yaşam kalitesini yükseltecek çok değerli bilgiler içeren bir yöntem. Ancak astrolojinin pek fazla anlaşılmamış olması yüzünden sadece geleceği öğrenmek amacıyla kullanılıyor. Halbuki geleceği oluşturan bugün yapılan eylemlerdir. Bugün nasıl yaşıyorsunuz? Kendinizi nasıl hissediyorsunuz? Kendinizi ifade etmeyi başarabiliyor musunuz?

Aslında bugün nasıl yaşadığımızı belirleyen en önemli unsur kendimizi dış dünyaya nasıl gösterdiğimizle doğrudan bağlantılı.

Dış dünya ile iç dünyamız arasındaki en önemli bağlantı noktası ise bedenimiz. Bedenimizin duruşu, bakışı, saçımız, tarzımız, seçtiğimiz renkler, kıyafetimiz ve hatta kullandığımız koku ile iç dünyamızı dışarı yansıtırız. Yansıyan görüntümüzün yarattığı etki dışarıdan geri gelir ve bize yansır. Böylece kendimizin farkına varırız.

Yansımalar dünyasında yaşıyoruz ve kendimizi nasıl yansıtıyoruz? Kişi kendisini tanıdıkça ki, yeteneklerini keşfettikçe daha fazla tanımaya başlıyor, ifadesi değişir. Çünkü keşfettiğiniz yönlerinizle birlikte tarzınızı ve duruşunuzu ve hatta bakışınızı farkında olmadan değiştirirsiniz. Bu değişim, hayatınızın dönüm noktalarında belirgin hale gelir.

Astroloji, kişinin hangi yaşlarda, hangi dönemlere girdiğini öngörür. Gezegen döngüleri kişinin içine girdiği dönemleri belirler.

Mesela Satürn’ün yedi yıllık döngüleri, kişinin hayatındaki yedi yıllık evrelere denk gelir. Yedi yaşınıza geldiğiniz zaman evden dışarı çıkar ve okulla birlikte başlayan dış dünyayı tanıma evresine girersiniz. Sonra 14 yaşlarında (ergenlik dönemi) tekrar içe döner kendinizi keşfedersiniz.

21’li yaşlar dış dünyanın sizi kabul etmesinin telaşını yaşarken 28’li yaşlarda tekrar kendi içinize dönüp kendiniz olmak, kendi istediğiniz gibi yaşamak, toplumun ve kuralların istediği gibi değil de kendinizin gerçek isteklerini yapmaya yönelik arzulara kapılırsınız. Bu dönemlerin hemen hepsi bunalımı da beraberinde getirir. Çünkü geçişler kolay değildir.

Astroloji, bu dönemlerle nasıl başa çıkabileceğinizi, nelere ihtiyacınız olduğunu, kısaca kendinizi tanımanıza yardımcı olur. Değişimin yarattığı bunalımı, değişerek kolayca atlatabilirsiniz.

Hayatınızda yapacağınız değişiklikleri kolay yapabilmenin yöntemi işe kendinizden başlamaktır. Bu sırada saçınızı, tipinizi, tarzınızı, kullandığınız renklerden kokulara kadar alışkanlıklarınızı değiştirerek yaşantınızı da değiştirmeyi başarabilirsiniz.

Siz kendinizi iyi, güzel, çekici ve etkileyici bulursanız çevrenizde etki meydana getirebilir ve isteklerinizi kolayca ortaya koyabilirsiniz.

Sahip olduğunuz yeteneklerle görüntünüz uyum içindeyse duruşunuz mükemmel olur ve sizi herkes mükemmel bulur.

Bugün Kadir Has Üniversitesinde saat:15:00’de ‘Astroyaşam’ başlıklı yaşam kalitesini yükseltmeye yönelik bir konferans vereceğim ilgilenenlere duyurulur.
Yazının Devamını Oku

Adalet sistemi sorgulanıyor

5 Mayıs 2005
<B>K</B>oç burcunda dolaşan Ay, yeni girişimlerde bulunmak için kuvvetli arzular uyandıracak. Öğlene doğru Jüpiter’i tetikleyecek ve kurallar ve kanunların uygulanması için zorlayıcı olaylar açığa çıkacak. Kanunlar ve uygulamalara yönelik yeni düzenlemeler yapmak için harekete geçilebilir. Gökyüzünün bu konumu üst düzey yöneticileri harekete geçirecek olayların açığa çıkacağını ve adalet sisteminin sorgulanacağını işaret ediyor.

Korkular hayatı kısıtlıyor

Tam hayattan zevk alacaksınız, içinize bir korku düşüyor ve hemen vazgeçiyorsunuz. Acaba biri karşınıza çıkıp o sırada vazgeçmekte olduğunuz şeyin ‘hayatınız’ olduğunu söyleseydi, davranışınız gene aynı mı olurdu?

Tabii bunu test etmeden bilemeyiz. Çünkü, davranışlarımızın kökeninde düşünceler ve duygular yattığı için, böyle bir durumda düşüncelerde meydana gelecek değişikliğin ne olacağını da bilemeyiz. Ancak, kişinin kendi hayatı söz konusu olduğu zaman her ne olursa olsun kişinin kuvvetle yaşama bağlandığı biliniyor.

Geçenlerde bir arkadaş yeni açılan bir marketi dolaşırken serginin birinde duran küçük bir mutfak seti görür. Üzerindeki etikete bakar ve anlayamaz. Gördüğü rakam paket fiyatı olarak çok ucuzdur.

Düşünür; ‘Acaba tek bir cihazın fiyatı mı, yoksa setin tamamının fiyatı mı?’ Uzun süre baktıktan sonra oradan uzaklaşır. Orada bulunan yetkililere neden sormadığını merak ettiğimde bana şöyle bir cevap vermişti; ‘Şimdi onunla kim uğraşacak? ’

İşte böyle. Arkadaşım böyle bir soruyu korkusundan soramazdı. Ne var bunda korkulacak, demeyin. Aslında küçük düşmekten korkuyordu.

Korktuğunu kendine bile itiraf edemeyip zamanı bahane ederek düpedüz kılıf uyduruyordu. Tabii bunun sonucunda çok merak ettiği halde ne olduğunu öğrenemeden gitmişti.

Böylesine küçük, böylesine basit bir olayda bile korkularımız hayatımızın yönünü değiştiriyor. Alacağımız küçücük bir bilgiden tutun da ilişkilerimize kadar her şeyi ama her şeyi etkiliyor.

Aşık olmaktan korkuyoruz. Bu ne acı verici, insanı yaşamaktan düpedüz uzaklaştırıcı, korkunç bir durum.

Sonra, içimizden yükselen bir isteği gerçekleştirmekten, yeni tanıştığımız kişilerle samimi ve sıcak ilişkiler kurmaktan, seyahate çıkmaktan, farklı düşüncelerimizi ifade etmekten, sorumluluk almaktan, sorumsuz davranmaktan, gülmekten, ağlamaktan, insanların bizim için neler düşüneceğinden, velhasılı her şeyden korkuyoruz.

Sonra da bunun adına yaşamak diyoruz. Böylesine korkular içinde kıvranırken yaşayabilmek mümkün mü?

İşin gerçeği, bizim yaşadığımız falan yok. Düpedüz vakit dolduruyoruz. Yapmak zorunda olduklarımızı yapıyoruz.

Sonra da ‘Nasıl yaptım diye karşısına geçip böbürleniyor, böylece tatmin olmaya çalışıyoruz. Halbuki, mecbur kalıp yaptıklarımızın altında da korkularımız yatıyor.

Hayatın bize sunduğu ne varsa, hiçbirini almıyoruz. Neden? Çünkü, korkuyoruz.

Çocukluk günlerinizi hayal edin ve o zamanlar korkusuzca nasıl yaşadığınızı, hatta yaramazlıklar yaparken korkunun zerresini bile duymadan nasıl keyif aldığınızı hatırlayın ve yaşamaktan korkmayın.
Yazının Devamını Oku

Parasal konularda gelişme var

4 Mayıs 2005
Hayal gücü gerektiren konularla ilgili çalışmalar yapmak için uygun bir gün. Hayal gibi gözüken projeler gerçeğe dönüşebilir. Aynı zamanda tedbirli olmak için kuvvetli duygular uyanacak ve güvenli ortam ihtiyacının yaratacağı istekler açığa çıkacak. Bu nedenle parasal konulara yönelik gelişmeler yavaş olabilir. Daha önce çok fazla önemsenen konuların gözden düşmesi ve farklı isteklerin uyanmasıyla birlikte yeni arayışların gündeme gelmesi mümkün.

Yükselen burç hakkında

Yükselen burcun ne olduğunu çeşitli zamanlarda bu köşede açıklamaya çalıştım. Fakat yükselen burcun ne olduğunu merak eden ve anlamaya çalışanların mektupları bir kez daha yükselen burcu tarif etmek gerektiğini gösteriyor.

Öncelikle yükselen burcu hesaplayabilmek için doğum saatinin ve doğum yerinin de bilinmesi gerekiyor.

Yükselen Burç; doğum anında ufuk çizgisinde yükselmekte olan burç, demektir. Yani doğduğunuz yerde ufuk çizgisine baktığınız zaman o sırada yükselmekte olan burç, sizin yükselen burcunuzdur.

Güneş doğarken ufuk çizgisinde Güneş’in yükseldiği görürsünüz. Aynı anda Güneşle birlikte güneşin bulunduğu burç da yükselir. Bu esnada doğan kişinin hem burcu, hem de yükselen burcu aynı olur. Mesela burcunuz Boğa ise ve güneş doğarken doğmuş biriyseniz, yükselen burcunuz da Boğa olacaktır.

Veya Güneş Yay Burcundayken ve güneş doğarken doğduysanız, o zaman da hem burcunuz, hem de yükselen burcunuz Yay olacaktır. Yani burcunuz ne olursa olsun sabah güneş doğarken doğanların yükselen burcu da aynı burçtur.

Güneş batarken doğduysanız, o zaman da içine doğduğunuz burcun tam zıt kutbunda duran burç ufuk çizgisinde yükselir. Böyle bir durumda burcunuz Koç ise ve güneş batarken doğduysanız, o zaman Koç’un tam zıt burcu olan Terazi ufuk çizgisinde yükselir ve sizin yükselen burcunuz da terazi olur. Yani Yükselen burcu terazi olan bir Koç insanı olursunuz.

Gün içinde diğer saatlerde doğanlar ise, yükselen burçlarını tespit etmek için bir gün içinde güneşin hareketlerini hesaplamaları gerekir. Her iki saatte bir burç yükselir.

Şimdi yükselen burcun kişiye verdiği özellikleri inceleyecek olursak kısaca şunları söyleyebiliriz;

Yükselen Burç, kişinin kendini nasıl gördüğünü, nasıl hissettiğini ve bunu çevresine nasıl yansıttığını belirler. Bu nedenle doğum haritasında ruh ile en çok bağlantısı olan noktadır. Aynı zamanda kişinin dış dünyayı ve gerçekleri nasıl gördüğünü, kendisini ortaya koyuş biçimini de gösterir.

Geleneksel Astrolojiye göre yükselen burç, kişinin fiziksel bedeni ile dış görünüşünü de belirlediği kabul edilir. Yani kişinin dış dünyaya kendisini ifade ediş biçimidir.
Yazının Devamını Oku

Keşiflere hazır olun

3 Mayıs 2005
<B>B</B>ugün Balık burcundaki Ay, Uranüs’ü tetikliyor ve sürprizlerin açığa çıkacağını işaret ediyor. Aslında yaratıcılığın keşfedileceği ve bilinçaltının yönlendirdiği insanın farklı yönlerini ortaya koyabileceğini gösteren bu gökyüzü konumu aynı zamanda saklı kalmış duygular ve olaylar da açığa çıkabilir. Sarsıcı durumlar olabileceği gibi aynı zamanda keşifler ve yaratıcı çalışmalar da yapılabilir.

Bir aşk mektubu

Gerçekten çok ilginç bir mektup olduğu için aynen yayınlıyorum. Kimbilir belki benzer durumu yaşayanlar olabilir. Belki de kimselere anlatamadıkları müthiş bir aşk halini deneyimliyorlardır ve ne yapacaklarını bilemiyorlardır. Okurumuz doğum zamanını bildirmemiş ama 40’lı yaşlar bir değişim dönemidir ve bazıları bu değişimlerini aşk aracılığı ile gerçekleştirirler.

‘42 yaşında üç çocuk annesiyim. Şimdiye kadar hiç yaşamadığım türden bir duygu yoğunluğu yaşıyorum. Bulunduğum ortamda karşılaştığım bir bey ile tesadüfen gözlerimiz birleşti. Hiç beklemediğim bir anda üstelik saygılı ve ağırbaşlı bu kişinin başımı kaldırdığım anda gözleriyle karşılaşınca, kalbimden ok gibi bir sıcaklığın beynime yayıldığını hissettim.

Bir an bocaladım. Anlık bir şey olduğunu düşündüm. Fakat sonraki zaman içerisinde bir kaç kez daha tekrarlayınca bunun farklı bir şey olduğunu anladım. Konsantre olduğum bir işi yaparken bile aniden aklıma geliyor ve onu düşünmeye başlıyorum. Sanırım bu aşk olsa gerek. Sonra suçluluk duygusunundan kurtuldum. Ona duyduğum bu yoğun duygular bana büyük bir itici güç verdi. Daha üretken oldum.

Zaman zaman onu düşünürken ‘onunla evli olsaydım, paylaşacak ne çok şeyimiz olurdu’ diye düşünmekten kendimi alamıyorum. Bütün bunlara rağmen eşime olan sevgim ve duygularım azalmadı. Fakat, onu düşünmeden de edemiyorum. Kendi kendime yaşadığım bu hal olağanüstü güzel fakat onu kafamdan çıkartmam gerektiğini de biliyorum. Ancak, nasıl yapacağımı bilemiyorum.’

İnsan, kafasından bir şeyi uzaklaştırmaya çalıştıkça daha çok düşünmeye başlar. Üstelik bugüne kadar tanımadığınız bir duygunun sizi sardığını ve kendinizi çok farklı hissettiğinizi söylüyorsunuz. Çok daha enerjik ve üretken olmanıza neden olmuş.

Belli ki, yaşadığınız gerçek bir aşk. Tabii buna hemen karar vermek doğru olmaz. Anlattıklarınızdan son derece latif ve ince bir duygunun sizi sardığı anlaşılıyor. Aslında aşk hali çok yüksek potansiyelli bir enerjiyi içinde barındırır ve bununla başa çıkabilmek zordur.

Fakat yazdıklarınızdan anlaşıldığı kadarıyla siz bu enerjiyi akıtmayı başarıyor ve üretkenliğe dönüştürüyorsunuz.

Bu durumda endişe edilecek bir şey yok. Tabii bu duygunuz tutkuya dönüşmedikçe ve sizi yakmadıkça... Ayrıca sabahları yaptığınız meditasyonun da faydasını bu anlamda görebilirsiniz.

Tanrısal sevginin boyutlarında kaldığınız sürece bu duygu ve düşünceden kurtulmaya çalışmak yerine içinizde yaşayın ve kendinizi enerjinin akışına bırakın. Şimdi öğrenmiş olduğunuz bu sevgi enerjisini, kendinizin farkına varmak için kullanabilir ve yepyeni açılımlar içine girebilirsiniz.

Üstelik, kendinizi şanslı saymalısınız. Böylesine bir duyguyu yakalamış olduğunuz için.
Yazının Devamını Oku

Yaratıcılık tetiklenecek

2 Mayıs 2005
<B>M</B>ars, burç değiştirdi ve Balık burcunda dolaşmaya başladı. Maddenin ötesini sembolize eden Balık burcunun sembolize ettiği özellikler bugünden itibaren açığa çıkmaya başlıyor. Derinlerde gömülü kalmış veya saklanmış olanların açığa çıkacağını işaret eden gökyüzünün bu konumu aynı zamanda yaratıcılığı da tetikleyecek. Özellikle sanatsal faaliyetlerin açığa çıkacağı, cerrahi operasyonlar, spor ve bilinçaltının etkilerini araştıran çalışmaların hız kazanacağı bir dönem.

Acıları yaratıcılığa dönüştürün

İnsan durup dururken hastalanmıyor. Fakat, kişinin hasta olması için değişen hava koşullarının çok şiddetli bir biçimde çarpması gerekmiyor. Veya mutsuzluk ve kederler içinde bulunması için öyle çok şiddetli talihsizliklerle karşılaşması da şart değil.

Ben öylelerini biliyorum ki, üstünden kamyon geçse, hacı yatmaz gibi doğrulup hayatında hiçbir değişiklik yapmadan sürdürmeyi başaranlar veya yaşantısını tamamen değiştirip sıfırdan başlayanların mutsuzluk içinde kıvranmadığı gibi can acısıyla ah vah etmeden sapasağlam dolaşıyorlar.

Ve öylelerini de biliyorum ki, kendilerini evlerine kapatıp nefes almaktan bile korkuyorlar. Burnunu birazcık dışarı uzatsa, nezle, grip yataklara düşüp günlerce kalkamıyorlar. Ortada aşık olacak kimse yokken aşk acısıyla kıvranıyorlar.

Buna karşılık büyük aşk yaşadığını itiraf etmekten çekinmeyip sonra da bir sebepten sevdiğinden ayrı düştükten sonra bırakın aşk acısı çekmeyi aklının ucundan bile geçirmeyenler var.

Genellikle birinci örnekte olduğu gibi hastalanmadan, kederlenmeden, acı ve ızdırap duymadan yaşamak çok daha iyiymiş gibi gelir, insana. Ama böylesine duyarsızlık ve hissetmeden yani etrafını ve kendini algılamadan yaşamanın neresi iyi?

Şimdi diyeceksiniz ki, acı içinde kıvranmak, ızdırap çekmek, yaşamak mı?

Doğrusu kendi adıma vurdum duymaz, algılaması zayıf, duyarlılığı hiç olmayan, baharın farkına varmayan, ne rüzgarın, ne polenlerin ne de dünyanın etkilemediği biri olacağıma dünyanın her bir zerresinin nüfuz ettiği, hassasiyetin yarattığı acılarla yaşamayı tercih ederim.

Etkilenen biri ancak etki meydana getirebilir.

Düşünün bir, ünü yaşadığı ülkenin sınırlarını aşmış sanatçıları düşünün. Onların hayatını okuduğunuz zaman bir çoğunun yaşadıkları sürece acı ve ızdırap dolu bir hayat sürdüklerini anlarsınız. Ve duyarlılıklarının boyutlarını kavrarsınız.

Ve yaşadıkları acının yaratıcı enerjiye dönüşüp şaheserlerini nasıl yarattıklarının bilincine varırsınız. Etkilendikleri dünyaya gösterdikleri tepki yaratıcılıklarını açığa çıkarır ve yarattıkları eserlerle etki meydana getirirler. Bu arada elbette yaşadıkları ızdırabın içine gömülüp hayatlarına son verenler var ve onlar sahip oldukları yaratıcı enerjiyi ortaya koyamadıkları için kaybolup gidiyorlar. Halbuki üzüntüye kendilerini kaptırmayıp yaratıcılığa dönüştürebilseler, yok olmak yerine kendilerini de yaratacaklar.
Yazının Devamını Oku

Eski bilgiler yenilenecek

29 Nisan 2005
İstikrarlı duyguların açığa çıktığı bir gün. Bazı endişeli ve rahatsız edici kuruntular açığa çıksa bile irade ve disiplin uygulayarak endişeleri kontrol etmek mümkün olacak. Gelenekler ve eski bilgiler uyanabilir. Atalardan kalma bilgilere değer vermekle birlikte aynı zamanda bu bilgileri yenilemek ve yepyeni sistemler geliştirmek mümkün. Yani anneannenizden öğrendiklerinizin, şimdiki teknoloji ve anlayışla yeniden hayata geçirildiğini görebilirsiniz.

MEKTUPLAR

Şu sıralar Neptün doğum anındaki Ay’ınızı tetikliyor. Bu nedenle rüyalarınız zenginleşmiş. Fakat, doğum anında aldığınız etkiler de zaten duyarlı ve sezgileri yüksek biri olduğunuzu gösteriyor. Şimdi Neptün’ün etkileriyle algılamanız daha da yükselmiş. Endişe edilecek bir şey yok. Fakat, bilinçaltınız rüya aracılığıyla sizi rahatsız edebilir.

Aslında bu durum sizin bir geçiş döneminde bulunduğunuzu gösteriyor. Geçmişte kalan ve unuttuğunuz bir takım baskı yaratan unsurların çözülmesi biçiminde bu durumu değerlendirebilir ve yepyeni bir kişilik oluşturabilirsiniz. Yani dünyaya başka bir gözle ve anlayışla bakabilirsiniz. Bunu yapabilmek tamamen sizin elinizde.

Algılamalarınızdan ve rüyalarınızdan endişe duymak yerine kendinizi tanımak ve kendinizle ilgili gereken değişiklikleri yapmak için kullanabilirsiniz. Düşüncelerinizi, öğrenmek ve anlamak için zorlayın.

RUMUZ: GARİP

RÜYALAR



Yükselen burcunuz Akrep. Merkür’ün konumu sizin son derece zeki biri olduğunuzu gösteriyor. Zaten anlattığınız sıkıntıların bir kısmı zekanızın yarattığı bir durum. Satürn’ün etkisini unutmamak gerek. Satürn, astrolojide ‘büyük öğretmen’ olarak anılır. Kişinin çeşitli tecrübeler yaşayarak gelişmesini ve büyümesini sağlar.

Şu sıralar yaşlı kişilerin sizi sevgileriyle bunaltması, ya da sizin durumunuzu bu biçimde algılamanızın nedeni Satürn’den kaynaklanıyor. Artık değiştirmeniz gereken bazı davranışları ve ilişkilerinizi gösteriyor. Ancak, bütün bunları yapabilmek size çok zor gelecek. İşte bu noktada zekanıza güvenebilir ve doğru davranışı bulabilirsiniz.

Endişe, şüphe ve kuruntulardan uzaklaşıp ne istediğinizi düşünün. Nasıl olmak istiyorsunuz ve ne yapmak istiyorsunuz? Dikkatinizi bu sorulara yönelttiğiniz zaman, potansiyelinizi doğru biçimde kullanacaksınız.

RUMUZ: BUNALTAN

SEVGİ



Terazi burcunun ilk derecelerinde doğduğunuz için sizi Venüs yönetiyor. Yani Terazi burcunun sizin de söylediğiniz gibi hemen bütün özelliklerini gösteriyorsunuz. Daha önce geçirmiş olduğunuz zorlu dönemin devam ettiğinden yakınıyorsunuz, ancak bu duygudan artık kurtulup dikkatinizi önünüzdeki günlere çevirmenin zamanı çoktan geldi.

Çünkü, son derece güçlü enerjilerin etkisini isteklerinize yöneltebilir ve mektupta belirtilmesini istemediğiniz şeyi elde edebilirsiniz. Dikkatinizi isteğinize yöneltmeniz yeterli.

Geçmişte kalan zorlu tecrübelerinizi düşünerek endişe etmekten vazgeçin. Neptün’ün devam eden etkisini ve Pluton’un değişim gücünü olumlu bir biçimde kullanabilirsiniz. Kararsızlık dönemi bitiyor. Satürn sizi zorlasa bile direnç ve güç de veriyor. Yılın ikinci yarısı gelişmeler hızlı ve istediğiniz gibi olacak.

RUMUZ: BİR TERAZİ
Yazının Devamını Oku

Yanılgılar olabilir

28 Nisan 2005
Sabahın erken saatlerinde yoğunlaşan duyguların etkisiyle uyanabilirsiniz. Bilinçaltının derinlerinden ortaya çıkan rüyalar etkileyici olabilir. Yanılgılardan kaynaklanabilecek olaylar bazı değişikliklerin yapılması için zorlayabilir. Bugün kuruntulardan uzak durmalı ve içinizden yükselen endişelerin gerçekliğini araştırmalısınız. Bugün sezgiler yanıltıcı olabilir. Ayrıca dolandırıcılık ve benzeri durumlara karşı tedbirli olunması gereken bir gün.

KEOPS PİRAMİDİ (2)

Keops piramidinin küçük modelini hangi malzemeden hazırladığınız önemli değildir. Önemli olan, orijinal boyutlarının birebir küçültülmesi ve kuzey-güney, doğu-batı yönleri doğrultusunda piramidin yerleştirilmesi önemlidir. (Manyetik etki) Tabii bu arada test edeceğiniz nesnenin de uzunlamasına kuzey-güney istikametinde piramidin tam merkezine yerleştirilmesi gerekmektedir.

Böylece her nerede olursanız olun, yaptığınız piramit kesin sonuç verecek ve benzer tecrübeleri, ilginç deneyleri siz de başarıyla tekrarlayabileceksiniz. Yani bıçaklarınızı piramidin içinde bileyebilir, meyve ve sebzelerin taze kaldığını test edebilirsiniz.

Bir başka ilginç deney ise, yakın geçmişin ünlü büyücüsü Aleister Crowley tarafından yapılmıştır. Crowley, balayı gecesini piramidin kral odasında geçirmiş ve izlenimlerini şöyle anlatmıştır;

‘Doğaüstü bazı varlıklarla irtibat kurarak onlardan bilinmeyen bilgiler aldım. Hatta bu varlıkların dikte ettirdiği bir kitap yazdım.’ Crowley’in iddiası ne kadar doğrudur bilinmez fakat piramidin içinde sabahlayan kişiler olmuş ve bunların ifadesine göre kimileri çılgın ve korkutucu hayaller görmüş, kimileri Mısır tanrılarına ait vizyonlar görmüş, kimileri ise, baygınlık geçirip sabaha kadar kendilerine gelememişler.

Keops piramidinin küçültülmüş modelleriyle meditasyon yapanlara da rastlanmaktadır. Bunların ifadeleri ise, son derece rahatlatıcı olduğu yolundadır. Tabii zaman zaman çeşitli vizyonlar gördüklerini de ifade etmektedirler.

Geçmişte ben de Keops Piramidinin modelini hazırlayıp bazı deneyler yapmıştım. O zamanlar yaptığım bu çalışmaların bazıları başarılı olmuştu. Benim için ilginç bir gözlemdi. O sıralarda piramidle çalışma yapanlara rastlamıştım. Hatta bunlardan biri Bodrum’da evinin bahçesine büyük bir piramit modeli tasarlayıp içinde uyuyordu ve ilginç rüyalardan söz ediyordu.

Bana da bir gece geçirmeyi teklif etmişti. Çok merak ettiğim halde bu deneyi ben yapmamıştım. Daha sonra o derece büyük olmayan sadece insan başının sığabileceği büyüklükte bir piramidi altı boş olacak şekilde havaya asıp altına bir iskemle yerleştirmiş ve günün belirli saatlerinde başını piramidin içine sokarak meditasyon yapan biriyle karşılaşmıştım. Fakat onun anlattıklarına pek itibar etmemiş ve denemeyi de reddetmiştim.

Çünkü anlattıkları ve davranışları sağlıklı olmaktan çok uzaktı. Belki de onun hazırladığı piramidin ölçüleri yanlıştı ve bu deneyi yapan kişi kendi hezeyanlarını yaratıp kendini hasta ediyordu. Benim de o zamanlar bilgim daha azdı ve şüpheci tabiatım o piramidin içine kafamı sokmaktan beni alıkoymuştu. Belki de kendi hazırladığım ve ölçülerinden emin olduğum piramit içinde oturabilirdim. Sanırım böyle bir deneyi şimdi yapabilirim.
Yazının Devamını Oku