Adalet sistemi sorgulanıyor

Koç burcunda dolaşan Ay, yeni girişimlerde bulunmak için kuvvetli arzular uyandıracak.

Öğlene doğru Jüpiter’i tetikleyecek ve kurallar ve kanunların uygulanması için zorlayıcı olaylar açığa çıkacak. Kanunlar ve uygulamalara yönelik yeni düzenlemeler yapmak için harekete geçilebilir. Gökyüzünün bu konumu üst düzey yöneticileri harekete geçirecek olayların açığa çıkacağını ve adalet sisteminin sorgulanacağını işaret ediyor.

Korkular hayatı kısıtlıyor

Tam hayattan zevk alacaksınız, içinize bir korku düşüyor ve hemen vazgeçiyorsunuz. Acaba biri karşınıza çıkıp o sırada vazgeçmekte olduğunuz şeyin ‘hayatınız’ olduğunu söyleseydi, davranışınız gene aynı mı olurdu?

Tabii bunu test etmeden bilemeyiz. Çünkü, davranışlarımızın kökeninde düşünceler ve duygular yattığı için, böyle bir durumda düşüncelerde meydana gelecek değişikliğin ne olacağını da bilemeyiz. Ancak, kişinin kendi hayatı söz konusu olduğu zaman her ne olursa olsun kişinin kuvvetle yaşama bağlandığı biliniyor.

Geçenlerde bir arkadaş yeni açılan bir marketi dolaşırken serginin birinde duran küçük bir mutfak seti görür. Üzerindeki etikete bakar ve anlayamaz. Gördüğü rakam paket fiyatı olarak çok ucuzdur.

Düşünür; ‘Acaba tek bir cihazın fiyatı mı, yoksa setin tamamının fiyatı mı?’ Uzun süre baktıktan sonra oradan uzaklaşır. Orada bulunan yetkililere neden sormadığını merak ettiğimde bana şöyle bir cevap vermişti; ‘Şimdi onunla kim uğraşacak? ’

İşte böyle. Arkadaşım böyle bir soruyu korkusundan soramazdı. Ne var bunda korkulacak, demeyin. Aslında küçük düşmekten korkuyordu.

Korktuğunu kendine bile itiraf edemeyip zamanı bahane ederek düpedüz kılıf uyduruyordu. Tabii bunun sonucunda çok merak ettiği halde ne olduğunu öğrenemeden gitmişti.

Böylesine küçük, böylesine basit bir olayda bile korkularımız hayatımızın yönünü değiştiriyor. Alacağımız küçücük bir bilgiden tutun da ilişkilerimize kadar her şeyi ama her şeyi etkiliyor.

Aşık olmaktan korkuyoruz. Bu ne acı verici, insanı yaşamaktan düpedüz uzaklaştırıcı, korkunç bir durum.

Sonra, içimizden yükselen bir isteği gerçekleştirmekten, yeni tanıştığımız kişilerle samimi ve sıcak ilişkiler kurmaktan, seyahate çıkmaktan, farklı düşüncelerimizi ifade etmekten, sorumluluk almaktan, sorumsuz davranmaktan, gülmekten, ağlamaktan, insanların bizim için neler düşüneceğinden, velhasılı her şeyden korkuyoruz.

Sonra da bunun adına yaşamak diyoruz. Böylesine korkular içinde kıvranırken yaşayabilmek mümkün mü?

İşin gerçeği, bizim yaşadığımız falan yok. Düpedüz vakit dolduruyoruz. Yapmak zorunda olduklarımızı yapıyoruz.

Sonra da ‘Nasıl yaptım diye karşısına geçip böbürleniyor, böylece tatmin olmaya çalışıyoruz. Halbuki, mecbur kalıp yaptıklarımızın altında da korkularımız yatıyor.

Hayatın bize sunduğu ne varsa, hiçbirini almıyoruz. Neden? Çünkü, korkuyoruz.

Çocukluk günlerinizi hayal edin ve o zamanlar korkusuzca nasıl yaşadığınızı, hatta yaramazlıklar yaparken korkunun zerresini bile duymadan nasıl keyif aldığınızı hatırlayın ve yaşamaktan korkmayın.
Yazarın Tüm Yazıları