Dağların sonuna gittim /Sonuna gittim, ormanın
Ağaçların sonuna...
Arkadaşım olmayan bir şey bulamadım.”
Ağaçları “akraba-arkadaş” görür kızılderililer, bu çok eski Navajo şarkısındaki gibi.
Ama biz geçinemeyiz ağaçlarla (da)...
Bazen iki-üç “miyop”un manzarası için kesilir ağaçlar.
Bazen bir müteahhit devirir, yer açar çıkma/çakma beton balkonuna...
Eryaman'da oturan bir üniversite öğrencisi bu konuda yaşadığı sorunları aktarmış iletisinde.
İsmi bende saklı:
"Nereye şikayet etsem sonuç alamadığım bir sorunumu size yazmak istedim.
Oturduğumuz yerden okuluma ancak 542 numaralı hattaki otobüs ile gidebiliyorum.
Eryaman-Sezenler-Sıhhiye otobüsü...
Haftanın her günü en son otobüs saat 22.00'de.
Düşünebiliyor musunuz, saat 22.00'den sonra eve gidemiyoruz.
Okuldan geç çıktığım çok oluyor.
"At sizin, silah sizin, şeref sizin
Namus belasına döktüğünüz kan bizim..."
* * *
Tam 27 yıl öncesinden görüntüler belirdi gözümün önünde...
Yıl 1973. Saat 14.23.
Yıl 2000: On bir Türk, tanesi 200 bin dolar olan güneş gözlüklerinden aldı.
Yıl 2001: Antalya'da bir konferansa giden İngiliz sefireye, bir teşhirci şortunu indirip cinsel organını göstererek tacizde bulundu.
Aynı gün, TOBB Başkanı'ndan hayatında ilk kez "bankamatik memurlar"ı duyan Kemal Derviş, kuruluşlarda robot çalıştırıldığını sandı.
Yıl 2002: Denizcilik İşletmesi vapurlarda çalışan büfecilere bıyık yasağı getirdi.
Yıl 2003: Maliye Bakanı Kemal Unakıtan Türkiye'yi diyete sokacağını açıkladı. Açıkladı ama aynı gün futbol federasyonu 93 kişiyi özel uçakla maç için İngiltere'ye götürdü.
Yıl 2004: Milli gelirimiz 3 bin 383 dolarla rekor kırdı. Haber gazetelerde "Hiç böyle zengin olmadık" başlığıyla duyuruldu.
Yıl 2005: Türkiye'nin kabına sığmadığı, büyümede Çin'i geçtiğimiz açıklandı.
Aynı gün, şimdi artık dışarıda gezen Mehmet Ali Ağca Papa'yı Vatikan'ın yardımıyla vurduğunu savundu.
Mutlaka hatırlayacaksınız.
Bingöl'de bir ayı yaz sıcağından bunalıp dereye giriyor.
Biraz serinlemek, su içmek için.
Ama onu görenler iri kaya parçalarıyla taşlamaya başlıyorlar.
Çok önemli bir "ayrıntı"yı da getirdi beraberinde:
"Kaymak denen, kullanılmamış (aksine iki yüzü birden kullanılmış) kağıttan bir şeytan uçurtmam olmadı...
Ya da yapmadım."
AA muhabiri Zafer Akpınar'ın hazırladığı habere göre, 2009 yılında 2008'e oranla araç sayısı 500 binin üzerinde artmasına rağmen, otomotiv yakıtları tüketimi yüzde 2.3 azalmış.
İstanbul, Ankara, İzmir ve Bursa'da, toplu ulaşımı tercih edenlerin sayısı ise artmış.
İstanbul'da geçen yıl toplu ulaşım araçlarını kullananların sayısı yüzde 20 artış göstermiş.
Ankara Büyükşehir Belediyesi yetkilileri ise, belediye otobüsleri ile taşınan yolcu sayısının 2007 yılında 186 milyondan, 2008 yılında 209 milyona çıktığını bildirmiş.
Saat 20.30-21.30 arasında ışıklar 1 saat kapatıldı.
Türkiye'de de bir çok kuruluş küresel iklim değişikliği ve etkilerine karşı dikkat çekmeyi hedefleyen eyleme destek verdi.
Doğan Medya Center, Hürriyet Gazetesi de...
"Sürekli Aydınlık için Bir Dakika Karanlık" eylemini hatırladım, ışıkları kapatırken.
Bir ülkeyi, hatta tüm dünyayı buluşturan böylesi eylemler, insana yaşadığını hatırlatıyor.
Yaşamın anlamını da...
* * *
Dün Dünya Tiyatrolar Günü'ydü aynı zamanda.