<B>HALUK Ulusoy </B>ve futbol federasyonu üyeleri alttan alta <B>‘‘Biz de isteruk!’’</B> diye tutturmuşlar. Onlar da futbolculara verilecek <B>'Üstün Hizmet Şeref Madalyası'</B> istiyorlar. Spor sayfalarından sonra Meclis'te de kulis yapıyorlar. Çirkin ve ayıp değil mi?
Konuya girmeden 1997'lere kadar gidelim;
açıkçası
Haluk Ulusoy'lu döneme; bakalım hak ediyorlar mı?
N'oldu bu sümenaltı edilen dosyalar?
Hani bir masal vardır:
Su nerede, inek içti... İnek nerede; dağa kaçtı... Dağ nerede; yandı bitti kül oldu.
Rezalet ve skandallar unutulmaz;
Japonya-Kore başarısına karşın.
Biliniz ki, federasyonla ilgili rahatsızlıklar aynen sürüyor.
Dosyalardan sonra şimdi yaşananlar futbolumuzun ne kadar acıklı durumda olduğunu anlatıyor.
Sorgulanacak ve hesap sorulacak çok şey var:
Bu federasyon nasıl seçildi? İngiliz Futbol Genel Kurulu 91 delegeden oluşurken bizde ise 229 kişi... Bizdeki delegeleri şöyle bir salona toplayın, sorgudan geçirin sonra da dizinizi dövün.
Büyük çoğunluğu federasyon yönetiminin
'emir eri'dir.
Hastalıkların üzerine kurulu zaferler her an çökmeye mahkûmdur.
Üç-dört yıl önce yaşananlar gazete sayfalarından silinmedi.
Haluk Ulusoy-Ata Aksu federasyonu döneminde yaşananlar ve bazı isimler nasıl unutulabilir?
Abdullah Kiğılı neden yalnız bırakılıp da harcandı; istifası karşısında öteki üyeler neden seslerini çıkarmadı?
Yücel Seçiker dönemi... Yardımcısı
Ersin Taranoğlu'nun istifasının nedenini niye çok az kişi bilir?
Kongrede verilen sözler, yapılan tehditler...
Hadi Türkmen, yeraltı dünyasının yakın ilişkiler içinde olduğu kulüpleri onların istemediği gruba koymadığı için mi tehdit edilmişti?
Kongre öncesinde
Şeref Has, Mehmet Ağar'ı neden arar?
Korkut Eken'in federasyon kongresinde ne işi olabilir?
Alaattin Çakıcı, Ulusoy'un baştan istifasını ister; yakalanınca
Ulusoy nasıl mutlu olur? Eyüp Camii'nde kimin için 40 koç kestirir.
Yaşananların hepsi bir roman gibidir.
Kim inkár edebilir bunları.
Şimdi kalkılmış, futbolcuların dışında federasyon kendisine de
'Devlet Üstün Hizmet Madalyası' istiyor!
Bu madalyanın kurumlara değil kişilere verildiği bilinmiyor mu?
Bugüne kadar bu madalya bir
Cumhurbaşkanı'na, bir
Genelkurmay Başkanı'na verildi. Şimdi de Devlet Bakanı
Fikret Ünlü'nün önerisiyle 26 futbolcu ile üç antrenöre verilecek.
Fikret Ünlü'ye,
‘‘Federasyon üyelerine de verelim’’ denilirse bu kez
‘‘Sana niye vermiyorlar’’ diye nezaket sorusu yöneltilmez mi?
Şampiyonluk döneminde görev yapan Bakanlar Kurulu üyeleri de, bu unvanı isterse ne olacak? Dışta çeşitli spor dallarında birinci, ikinci ve üçüncü olanların da bize verilsin deme hakları doğmaz mı?
Beyler, bu madalyayı bu kadar ucuzlatmayın. Zaten işin ölçüsü kaçarsa Cumhurbaşkanı bunu reddediverir; bazı yasaları geri iade ettiği gibi.
Kore'de üçüncülükten sonra
FİFA, Türkiye'nin verdiği listede yer alan 45 kişiye vermedi mi?
Ulusoy da almadı mı?
Eğer şeref madalyası istiyorlarsa... Şeref tribününe sırtını dönerek bayrağa saygısızlık yapmalarının,
Toprakbank'tan çekilen 750 bin doların,
Türkiye liginin adının
'Telsim Ligi'ne dönüştürülmek istenmesinin, çete ve mafyacılığın, futbolculara verilen ciplerin ve Kore-Japonya'ya götürülen 300 kişinin hesabını vermeleri gerekmiyor mu?
Madalyayı asgari ücretli hak ediyor
DÜN 'Bir gurbetçi' imzasıyla Futbol Federasyonu Başkanı
Haluk Ulusoy ve federasyon üyelerine seslenen şu faksı aldık:
‘‘ATV'de yayınlanan
Metin Akpınar'ın
'Yarınlar Umut Olsun' programını hiç izlediler mi? İnsanların çöp karıştırarak yaşadığı, parasızlıktan hastalarını, ölülerini hastaneden çıkaramadığı bir ülkede ihtiyacı olmayanlara, millilere fazlasını verenler, yoksul insanların rızalarını aldılar mı?
Hizmet madalyası verilecek, heykelleri dikilecek kişiler
‘asgari ücret'le yaşayanlardır.’’
Benim de çocuğum havuzda yüzmeli
ÇUKUROVA Üniversitesi
Özdemir Sabancı Yüzme Havuzu’nda kendi personeli ve üniversite öğrencileri için 1 milyon olan giriş ücretini diğerleri için 4 milyon olarak uygulayan zihniyeti kınıyor ve ayrımcılığın düzeltilmesini istiyorum. Benim yazlığım da yok, yayla evim de. 4 çocuğumla bu havuzdan yararlanabilmek için yalnızca giriş ücreti olarak 24 milyon ödemem gerekli.
Adana'nın sıcağında denize gidemeyenler, zengin olmayanlar sulama kanallarında mı yüzme öğrenecek, serinleyecek. Ne yazık ki, ülkemizde herkes bir yerleri paylaşmış, kendince kurallar koymuş. Yaşamak, ülke nimetlerinden yararlanabilmek için gerekli olan yegane şey para mıdır?
Emin KURNAZ-ADANA İki teşekkür
NİL Tomakan adlı Saint Benoit mezunu 19 yaşındaki genç kızımız arabasıyla
Ataköy 5. Kısımdaki ölüm virajındaki köprüden 7 metre aşağı uçtu. İki saniye önce oradan, geçmekte olan Bakırköy Belediye Başkanı Dr.
Ahmet Bahadırlı’nın neredeyse aracının üzerine düşüyordu.
Bahadırlı, genç kızı araçtan çıkarttı; bilinçin kapanmaması için ambulans gelene kadar kendisiyle konuştu; ona şarkılar söyledi. Neyse kızımız kurtuldu, şimdi hızla iyileşiyor.
Ölüm virajından uçan ilk genç
Nil değildi. Ana-babalar çok acılar çekti bu virajdan...
Nil'in uçtuğu ölüm virajının ters eğilimliydi. Kazalara da bu ters eğim neden oluyordu. Belediye Başkanı
Bahadırlı, bakımı ve onarımı
Büyükşehir'in yetkisindeki yolun düzeltilmesi için
Büyükşehir'e defalarca yazı yazdı. '45 günde 45 açılış' yaptığını ilan eden Büyükşehir Belediyesi, nedense bu kazaya ses çıkartmadı.
Gürtuna,
Kore'de olduğundan bir umarsamazlık yaşandı.
Sonunda belediyenin imkanları ile ters eğim düzeltildi.
Bahadırlı'ya bir vatandaş olarak iki kere teşekkür ediyorum. Birisi bu yolu yaptığından, diğeri de Milli Takımın başarısından rant çıkartmadığından...
Turizmci kafa!
ERDEK'te kampların olduğu sahilde kumsalın üzerine bir beton inşaatın yapıldığına tanık oldum.
Erdek sahilinin temizliği nedeniyle
mavi bayrak aldığını, bu nedenle bazı noktalara duş yerlerinin yapılması gerektiğini öğrendim! Mavi bayrak alacak güzellikteki bir kıyı şeridine betonarme bir inşaatın yapılması sakıncalıdır. Bu beton yapının yeni bitmiş bir otelin hizasında olması acaba tesadüf mü?
Erdeklilerin kendi güzel sahillerine duyarsız kalmalarını yadırgadım.
Biyolog Dr. Barboros ÇETİN-ANKARA MESAJ
SINIR ticareti ve ithalat-ihracat için zaman zaman
İran'a kendi otomobilimle veya şirket otomobiliyle çıkıyorum.
TURİNG, triptik bedeli olarak 3000 $ (şimdi 6.000 $) depozit istiyor. Bu TURİNG'in mi, hükümetin mi ona dikte ettiği bir karardır?
Dinçer BAĞCI-IĞDIRİTÜ Türk Musikisi Devlet Konservatuarı'nın 1997 girişli son sınıf öğrencileriyiz. Kısacası hakkımız olan formasyon dersini alamadık. Dava açtık. Dava sürerken haziran ayında Rektörümüzden bu dersin verileceği sözünü aldık. Daha sonra öğrendik ki bu ders bize 6 milyar karşılığı verilecekmiş... Bir yılımızın boşa gitmesi haksızlık değil mi?
Bir grup öğrenci-İSTANBUL
BAĞKUR'a... Oğullarım; 1981 doğumlu
Gökçer Doğan ile 1976 doğumlu
M. Görkem Doğan'ın babalarından kalan küçük maaşları için 9 ay beklemek olur mu? Bizim tarafımızdan evraklar tamam. Bilginize ve ilginize. (Dosya; 478145)
Nilgün DOĞAN-İSTANBUL