CHP'den ihraç gerekçesi

CHP Genel Merkezi faksından, Genel Sekreter Önder Sav imzasıyla 2.11.2001 tarihinde il ve ilçe başkanlıklarına gönderilmiş bir genelge düştü önümüze...

Özetle ‘‘Son günlerde ülkemiz ve toplumumuzun gündemini yolsuzluk, bilinçli olarak batırılan ve içleri boşaltılan banka rezaletleri, haksız kazanç, elde edenlerin iç karartıcı görüntüleri oluşturmaktadır. Yolsuzluk, rüşvet, adam kayırmalar, siyaseti de kamu yönetimini de kirletmeye, insanlarımızı umutsuzluğa sevketmeye başlamıştır. (...) ... Yolsuzluk yaptığı ve haksız kazanç elde ettiği, rüşvete veya bu tür işlere bulaşan kişiler veya kuruluşlarla işbirliği içinde olduğu belirtilen her kademedeki CHP üyeleri ile yerel yönetimlerdeki başkan ve meclis üyelerinin CHP ile ilişkilerini derhal kesmelerine, istifa ederek bulundukları görev yerlerini boşaltmalarına, bunu yapmadıkları takdirde haklarında en çabuk, en hızlı yoldan ve geçikmeden her türlü, yaptırım ve disiplin uygulamasına oybirliği ile karar vermiştir’’ deniyor.

Başka partilerin üyelerine böyle bir genelge yayınlamış olduğunu hiç sanmıyoruz. CHP acaba kimleri bu gerekçeye dayanarak partiden ihraç etti?

Kumaş, Gökçek'i fena sıkıştırdı

MELİH Gökçek'
in yasadışı simgesini (iki minare, Atakule, dört yıldız ve iki ay) Ankara'dan kaldırma savaşımı 8. yılına girdi. İdare Mahkemesi'nin kararını uygulamayan Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek'i Ankara Valiliği'ne (127.4.2001), İçişleri Bakanlığı'na (6.7.2002( Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na (Hazırlık 2002-177) şikayet etmenin dışında 31. İcra Müdürlüğü'nden belediyeye icra emri de çıkarttım (2002-3477 sayılı dosya).

Bunun arkasını bırakmayacağım. Bu gerici simgeyi özendiren, yaygınlaştıran Gökçek'tir.

Şimdi de son olarak Melih Gökçek'in kendisine açtığım davanın dilekçesini gönderiyorum. (Dilekçede bu gerici simgeyi özendiren, yaygınlaştıranın Gökçek olduğu belirtiliyor.)

Açıkcası bu yasadışı simge nedeniyle belediyenin uğradığı zararı Gökçek'in kendisinden alıp belediyeye ödeme yoluna girdim.

Rahmi KUMAŞ- Avukat, Trabzon eski Milletvekili-ANKARA

Tantan ve Özkan


1989'da Bayrampaşa, Eyüp İlçesi'nden ayrıldı. 19 Mayıs 1990'da yapılan ara seçimde Bayrampaşa Belediye Başkanlığı'na Necdet Özkan seçildi.

Necdet Özkan, Ecevit'in nezdinde saygın bir siyasetçiydi.

Kardeşi Hüsamettin Özkan ise siyasetle pek ilgili değildi. Balmumcu'da mimar Doğan Yılancıoğlu ile ortak inşaatçılık yapıyorlardı.

Altında bir Amerikan otomobil vardı Özkan'ın, açıkçası keyif adamıydı.

O tarihlerde kendisine siyasete çağıranlara ‘‘Benim yalan-dolanla ne işim var’’ diyordu. Ama 1991 seçimlerinde ağabeyinin ağırlığı ile Hüsamettin Özkan, Eyüp, Gaziosmanpaşa ve Bayrampaşa ilçelerinden oluşan 6. bölgeden milletvekili adayı gösterildi. 1. sıradan Hüsamettin Özkan, 2. sırada ise DSP İl Başkanı Mehmet Sevigen aday oldular. Ancak Sevigen aldığı tercihli oylarla ilk sıraya yerleşti. Özkan'la birlikte parlamentoya girdi.

YA DYP, YA ANAP

Bu seçimlerde Ecevit'le birlikte DSP 7 milletvekili çıkardı.

Ancak bunlardan dördü; Mehmet Sevigen, Hasan Akyol ve Hasan Basri Eler CHP'ye, Nami Çağan da SHP'ye geçtiler. DSP'de ise Ecevit'le birlikte Özkan ve Erdal Kesebir kaldı.

Yıl 1992'ydi; CHP yeniden açılmıştı.

Bundan bir süre sonra DSP'deki çözülme nedeniyle milletvekili Özkan bu sırada, abisinin bacanağı olan Sümer Oral'ın etkisiyle DYP'ye davet ediliyordu. Bir taraftan da arkadaşı Turgut Yılmaz tarafından ANAP'a çağrılıyordu. CHP'ye de geçmeyi düşünüyordu.

TANTAN İKNA ETMİŞ

Özkan'
ın kafası karışmıştı. Sadettin Tantan'a saygı ve sevgisi vardı. Daha Emniyet teşkilatında görevli olan Tantan'a giderek ‘‘Abi, DSP'yi bırakıyorum’’ dedi. Ancak Tantan itiraz ederek, ‘‘Sakın başka yere gitme yanlış yaparsın, Ecevit'le kal, gideceğin yerde harcanırsın’’ dedi. Özkan bir de Abdullah Kığılı'ya danıştı.

Sonuçta Özkan, Tantan sayesinde Ecevit'in yanında kaldı, böylece istifası son anda direkten döndü.

Yoksa bugün Özkan diye bir politikacı olur muydu?

Özkan, istifa ettikten sonra ‘‘Onunla geldim, ondan önce gidiyorum. Siyasete girdiğim günden bu yana Sayın Genel Başkan'a bağlı kaldım’’ dedi.

Tantan ise 2001 haziranında ANAP'tan ve İçişleri Bakanlığı'ndan istifa ederken, Özkan kendisini vazgeçirmek için çok uğraştı; ancak Tantan'ı ikna edemedi.

Tantan ‘‘Özkan'la görüşüp, görüşmediği’’ sorusuna ‘‘Görüşmemiz olmadı’’, ‘‘Derviş-Cem-Özkan'la birlikte hareket edecek misiniz?’’ sorusuna da ‘‘Bizim onlara katılmamız söz konusu değil’’ diyor Saygı Öztürk'e...

Tantan, bir yıldır siyasi çalışmalar yürütüyor; örgütlüyor.

Tantan nereye gider?... Bir yakınına göre, ‘‘Kendisi siyasallaşmak için seçim takvimini bekliyor.’’

Bu kafayla sol yine debelenecek


SOL veya orta oyları parçalamak herkese zarar verecektir. Ankara ve İstanbul belediye seçimlerinde olduğu gibi.

Çevremdeki tüm iyi niyetli insanların düşüncelerine de tercüman olarak diyorum ki; bugün %17 civarında oy potansiyeline ulaşmış, örgütlü ve alt yapısı hazır, liderlerinin ayağı yere basmış CHP'ye katılarak %30-35 oy alma gerçeğini niye görmüyorlar, şaşıyoruz.

Seçim sonucu hepsinin baraj civarında debelendiklerini görür gibi oluyorum.

Ayhan ARSLANOĞLU-ANKARA

Seçim tasarrufu


YAPILACAK seçimlerde yine trilyonlarca lira harcanacak.

Bir önerim var ilgililere. Seçimde çalışacak olan kamu görevlilerine ücret vermek yerine 1 gün izinli sayılsınlar, ilerideki herhangi bir iş gününde. Lütfen bilinçli kısıtlamalar yapalım harcamalarımızdan. IMF borçlarına güvenerek har vurup harman savurmayalım.

Duygu SEVİN-İSTANBUL
Yazarın Tüm Yazıları