<B>AKP </B>Genel Başkanı <B>Recep Tayyip Erdoğan</B>, <B>Fatih Altaylı'</B>nın <B>'Teke-Tek'</B> programında hakkındaki iddialar konusunda ne kadar doğru ve açık konuştu? Konuşamadı... Özellikle
Akbil konusunda CHP eski İl Başkanı
Mehmet Bölük ve bizim sorularımızı geçiştirmek istedi.
Erdoğan,
‘‘Bu konuda (Akbil) içim yanık... Tarih bize bu iftiraları atanları affetmeyecektir’’ dedi.
Danıştay'ın,
Akbil soruşturması ile ilgili dosyada ilk önce takipsizlik kararı verdiğini söyledi. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı
Sabih Kanadoğlu'nun
Danıştay'ın bu kararına rağmen ikinci kez nasıl dava açtığını imalı şekilde eleştirdi.
(Erdoğan'ın avukatı Hayati Yazıcı bize yaptığı açıklamada, ‘‘Akbil'le ilgili uygulamalar, demokratik düzeni cidden tehdit etmektedir. Akbil olayında işlemler yapan savcılar, yaptıkları uygulamalarıyla kendilerini 'hukukun üstünde' görür olduklarını sergilemişlerdir’’ diyor.)
Bu konuyu tartışmak bize düşmez.
Dosyalardaki iddialara ilişkin belge ve bilgiler ortada.
Ama
AKP liderinin,
Altaylı'nın gözünün içine bakarak her zamanki gibi takıyye yaptığı dikkat çekti.
Akbil olayında trilyonların götürüldüğü bilirkişi, Mülkiye Başmüfettişleri ve Maliye Bakanlığı Hesap Uzmanları'nın raporlarında belgelenmişti.
İddianamede böyle yazıyor.
RAHŞAN AFFI
Tartışma noktasını kavramak için biraz geriye dönelim:
Onlarca klasörlük iddia ve raporlar,
İçişleri Bakanlığı'na ve DGM Savcılığı'na gönderilmişti. Bakanlığın verdiği soruşturma iznine karşı
Erdoğan ve
Gürtuna itiraz etmişti. İtirazlar
Danıştay'da görüşülürken,
İstanbul DGM ise soruşturmayı derinleştiriyor yeni bilgi ve belgelere ulaşılıyordu.
Bu arada
Danıştay, halef-selef başkanların itirazlarını kabul ederken,
DGM'nin yeni ulaştığı belge ve bilgiler henüz ortaya çıkmamıştı. Bu durum nedense kamuoyuna da yansıtılmamıştı.
Nitekim
Fatih Altaylı aracılığıyla
Erdoğan'a yönelttiğimiz sorunun içeriği bu anlamdaydı. Ancak anlamamazlıktan geldi; kısaca
‘‘Böyle bir şey yok’’ diyerek geçiştirdi.
Erdoğan bu konunun gündeme getirilmesini istemiyor. Çünkü gelişmelerden rahatsızlık duyuyor; çevresine göre de
'endişe'si büyüyor.
Danıştay,
Erdoğan'ın (ilk) itirazını neye göre kabul etmişti?
Akbil ve diğer onlarca iddia
Rahşan affına sokulmuş ve zamanaşımı gerekçesiyle takipsizlik kararı verilmişti.
Bu arada vurgulamak gerekiyor;
Danıştay'ın kararları esasa girilerek, değerlendirme yapılarak verilmiş kararlar değildir.
Ayrıca savcının, yeni belge ve bilgilere ulaşması durumunda yeniden soruşturma açma yetkisi olduğu unutulmamalıdır.
HAVUZ HESAPLAR
Üsküdar Savcılığı, yeni delillere ulaşılması sırasında
'havuz hesaplar' ortaya çıkardı. Yani son durum, konunun
Danıştay'a intikalinden çok farklı bir noktada bugün...
'Havuz hesaplar' konusunu,
'Fazilet'in İstanbul Asalakları BİT'ler' ve
'El Tayyip' kitaplarının yazarı
Mehmet Bölük'e sorduk; yanıtı şöyle oldu:
‘‘Sorun Vakıflar Bankası'nın Aksaray Valide Sultan Şubesi'nde
Büyükşehir, İGDAŞ, İSKİ, Balık Hali vs. gibi belediye kuruluşlarının hesaplarının ne olduğudur... Buradan
KKTC'de Vakıflar'ın off-shore hesaplarına aktarılan para var mıdır? Aktarılan paralar daha sonra nasıl
'uçmuştur?'... Akbil'in aynı banka şubesindeki hesaplardan kimlere ne paralar gönderilmiştir?...
Akbil vurgunundaki düğüm buradadır; zaten davaların açılma gerekçesi de budur. Yani
Tayyip Erdoğan'ın, TV'de
'Takipsizlik kararı verildi' dediği
(Doğrusu Rahşan affı nedeniyle erteleme kararı) Akbil iddianamesinde yer alan 5-6 trilyonluk yolsuzluk iddiasına, havuz hesap numaralarına neden yanıt verme gereği duymuyor.
TAYYİP, ECEVİT'E MİNNETTAR
- Ecevit hükümeti Tayyip Erdoğan'a iyilik yapmış desek doğru mudur?
- Doğrudur. İlki
DGM'nin görev alanlarını daraltarak dosyaları diğer mahkemelere göndermesi; diğeri de
Rahşan affı sayesinde
Erdoğan'ın birçok davadan kurtulmasıdır. Bu arada
Danıştay'ın
'ağır' çalışması nedeniyle birçok davanın 5 yıllık zamanaşımına uğradığı da unutulmamalıdır.
Türkiye'yi yönetmeye talip bir adamın önce hakkındaki iddialardan arınması için aklanmayı ilke edinmesi gerekmez mi?
Erbakan, Tayyip ve Melih'i ne yapar
FAZİLET'ten
AKP çevrelerine giren bir isim,
Erdoğan'ın
'Teke Tek' programındaki sözlerinden müthiş rahatsız olduğunu anlattı telefonda...
‘‘Ne kadar yumuşak olmuş Tayyip Efendi’’ dedi. Hemen konuşmaya başladı:
‘‘25 yıldır İslam'ı yaşamak ve yaşatmak hedeftir, bunu silahla değil parti kanalıyla yapacağız, diyorlardı. Şimdi ise biz değiştik diyorlar. Peki değişirken inançlarını terk etmiş olmuyorlar mı?
'Erbakan bizim imamımızdır' diyorlardı. İmam nedir? Peygamberin yaşayan vekiline imam denir. Şimdi
Erbakan'ı terk ettiler; günah işlemiş olmuyorlar mı?
Müslüman vefalı olmaz mı? Onları
Erbakan, belediye başkanı yapmadı mı?
Adama sorarlar; particiliği milletvekili, bakan, başbakan olmak için yapınca inançlarınızdan vazgeçmiş olmuyor musunuz?
Erbakan, Tayyip ile
Melih'e (Gökçek) kızmakla ne kadar haklıymış...
Melih Çankaya'ya,
Tayyip de Taksim'e cami yapacaklardı.
Şimdi bunlardan da vazgeçince inançlarını mı unuttular acaba? Fikirleri değişmediyse cami yapmaktan neden vazgeçtiler?
Hem
Tayyip hem de
Melih dünyalarını yaktılar, İslami inançlarını yok ettiler.
Devam ediyorum:
Erbakan için ne yaptı bunlar? Bir gün ortaya çıkıp
'Erbakan'ın yasağı kalksın, çünkü demokrasiye aykırıdır' diyebildiler mi? Beğenmedikleri
Recai Kutan kadar bile yürekli olamadılar. Dahası...
Demirel'in yasaklı döneminde
Hüsamettin Cindoruk'u bile örnek alamadılar.
Yasakların kalkması konusunda kendileri için demokrasi var,
Erbakan'a ise yok.
Erbakan mı milli,
Tayyip ve
Melih mi?’’
BEKLEYİNİZ... Bu yazının devamı yarın... AKP'
nin troykoları kim?.. Erbakan
24 Ocak'ta yasağı kalkınca Erdoğan
ve Gökçek'
i ne yapar? Bekleyiniz. Nasıl abarttı
TAYYİP Erdoğan, mal varlığı ile ilgili
Ankara'daki dava hakkında konuşurken, Söğütlüçeşme'deki
Kadıköy Evlendirme Dairesi'nde oğlunun nikahına 6 bin kişinin geldiğini, kameraların bunu tespit ettiğini, bu kadar altın takının normal olduğunu, çünkü çok dostu olduğunu söyledi. Doğru mu? Kadıköy Belediyesi'nden bir ilgili ‘‘Bu salon 275 kişiliktir. Bir o kadar da ayakta durulabilir.
Tayyip Bey'in oğlunun nikahı gibi birkaç izdiham yaşanan nikah olmuştur. 6 bin kişi gelse
Kadıköy İskele Meydanı'na sığmaz. Nikahta hadi hadi 1000 kişi olsun...’’ dedi.