Bilinirlik ile
tanıtım ayrı şeylerdir. Siz Türk Milli Takımı'nın başarısını tanıtıma döndüremezsiniz.
İlhan Mansız, Hasan Şaş, Rüştü Reçber ve
Ümit Davala'nın sağladıkları, bir sportif başarıdan öteye gidemez.
Yaşar Doğu, Celal Atik, Nasuh Akar ve
Hamit Kaplan'ın güreşteki,
İbo'nun,
Hido'nun basketboldaki popülariteleri
Türkiye'nin tanıtımına ne kadar katkıda bulunduysa
FIFA üçüncülüğü de o kadar bulunur.
Sudan, Suriye ve
Libya dünya terörist ülkeler listesindedir. Bunlardan biri ya da örneğin
Afganistan, FIFA'da finale kalsaydı o ülkelere turist akını mı olacaktı? Turizm firmalarımız
Senegal'e,
Kosta Rika'ya
FIFA'dan kaç rezervasyon almışlardır? Dünya futbolunun devleri
Brezilya ve
Arjantin'in ekonomik durumları ortada. Onları turizm de kurtaramıyor. Zaten turistler örneğin
Brezilya'ya
Ronaldo'yu değil,
Rio Karnavalı'nı yani bir yerel etkinliği izlemeye gidiyorlar. Ne var ki ne futbol, ne de karnaval bu ülkeleri saygın, dünya üzerinde
‘ağırlığı olan’ ülkeler sınıfına sokamıyor.
KONSER, RESİM
Turizmi geliştirmek istiyorsanız
Anadolu toprağının altındaki sanat ve tarihi değerlerimizi teşvik etmekten başka çare yoktur.
İnsanlar
Türkiye'ye
İnönü Stadı'nda futbol maçı seyretmeye değil,
Gordion, Çatalhöyük, Afrodisias, Nemrut, Zeugma, Kapadokya ve
Efes'teki uygarlık kalıntılarını,
Topkapı, Türk İslam Eserleri Müzesi, Ankara Anadolu Uygarlıkları Müzesi, Kariye, İznik Müzesi'ni gezmeye,
İstanbul, Ankara, İzmir gibi kentlerdeki festivalleri,
Kırkpınar güreşlerini izlemeye gelirler. Spor için gelenler de vardır kuşkusuz ama futbol için değil, kış ve deniz sporları için... 1000 odalı tesislerde açık büfelere saldıran, güneş doğarken kumsalda şezlong kapan (her şey dahil) bedavacıları kaliteli turistle değiştirmek istiyorsanız ülke PR'ına özen göstermek zorundasınız.
Mısır ve
Hindistan kaynaklı çok satan kitaplar listesinde siz de yer almalısınız.
'Midnight Express'in etkisini
Oscar, Cannes adayı filmlerle unutturmalısınız. Dünyanın büyük merkezlerinde
Türk ressamlarının, heykeltıraşlarının, karikatüristlerinin sergilerine,
Türk icracıların konserlerine,
Türk yazarların imza günlerine yardımcı olmalısınız. Üniversitelerde, kültür örgütlerinde çağdaş
Türk sanatıyla ilgili konferanslar, paneller, açık oturumlar düzenlenmesini sağlamalısınız. Batı medyasında geniş ve olumlu haber ve makalelerle yer almak için
PR firmalarını devreye sokmalısınız.
BAZI TÜYOLAR
Şampiyonada kazanılmış popülariteden bir tüyo çıkartılabilir. Fotoğraf çekmeye meraklı
Japonlar için
Türkiye'de fotoğraf çekme yarışması düzenlenebilir.
Türkiye'nin fotoğraf sahnesi olarak ne kadar zengin olanaklar sağladığını onlara anlatabiliriz. Yukarıda
‘güncel koşullar’ı değerlendirmekten söz ederken kastedilen budur. Bugün
Japonya'da futbol turnuvası, yarın
Amerika'da basketbol şampiyonası... Bir başka gün bir başka ülkede, bir başka uluslararası etkinlik. Aranırsa, özen gösterilirse her ay, her mevsim bir tanıtım fırsatı bulabilirsiniz.
Bir başka tüyo daha:
IPRA, yani
Uluslararası Halkla İlişkiler Derneği'nin başkanı bir Türk:
Ceyda Aydede... Acaba devletimiz,
FIFA başarısının hemen ardından IPRA ile temasa geçmek ihtiyacını duymuş mudur?
Prof. Alaeddin ASNA-İSTANBUL Ehliyet kaç yıl geçerlidir
‘EHLİYET alan bir kimse bunu kaç yaşına kadar kullanabilir? Ehliyet sahibi 82 yaşında ise hálá araç kullanabilir mi? Belli bir yaşa geldikten sonra ehliyet için bazı şartlar var mıdır?’ (18.6.2002) yazısına İstanbul Emniyet Müdür Yardımcısı
Ömer Tanju Özen şu açıklamayı yaptı:
‘‘Sağlık durumu konrol muayenesi gerektirmeyen sürücülerin, sürücü belgesi alınan yaştan 50 yaşa kadar 10 yılda bir, 50 yaştan 65 yaşa kadar 5 yılda bir, 65 yaştan sonra 3 yılda bir genel kontrol muayenesi yaptırması gerekir. Kontrol muayenesinde sürücü belgesi almaya engel bir hastalık veya durum tespit edildiğinde sürücü belgesi iptal edilir.’’
Ecevitler’in aforozuna uğrayanlar
ECEVİT, 1970'lerin başında genel sekreterken
İsmet İnönü'yü
'yiyip' genel başkan olunca kendilerine yaklaşan ya da yanlarına çektiği kişilerle uzun süre hiç çalışmadı.
Herhangi bir vesileyle yanlarından uzaklaştırdılar; ama hep uzaklaştırdılar. Hiçbir politikacıya vefa göstermediler.
Siyasi yaşamlarında
Ecevitler, en yakınlarında bulunanlarla yollarını ayırma geleneğini sürdürdüler.
1970'lerden başlayarak, yakın çalıştıktan sonra dışladıkları siyasetçiler şöyle göz önünden geçiyor:
Orhan Eyüpoğlu, Kamil Kırıkoğlu, Mustafa Üstündağ, Deniz Baykal, Prof. Turan Güneş, Ali Topuz, Yılmaz Alpaslan, Metin Tüzün, Doğan Araslı, Mustafa Ok, Niyazi Ünsal, Selçuk Elverdi, Şükrü Koç, Süleyman Genç, Kemal Okyay, Cahit Angın, Gündüz Onat, Erol Çevikce, Sabri Ergül, Hayrettin Uysal, Önder Sav, Güler Gürpınar...
Ya
Ecevitler'in 1980'den sonra kurdukları
DSP'ye aldıkları ve daha sonra silip attıkları isimler... Yıllarca mücadele edip arkalarından yürüdükleri liderlerinin ve eşinin gazabına uğrayanları şöyle anımsadıkça... Prof.
Mümtaz Soysal, İsmail Hakkı Aydınlıoğlu, Aycan Giritlioğlu, Ali Dönmez, Yaşar Mengü, Erdal Kesebir şimdilik akla gelebilen birkaç isim...
Genel başkan yapıp sonra üzerine perde örttükleri
Necdet Karababa ve son olarak da
Zekeriya Temizel'i de aynı akıbete uğrayanlardan sayabilirsiniz.
DSP saflarına giren bir kişinin zaman içinde
Rahşan Hanım'la arası iyi olur. Sonra
Bülent Bey'le yakınlaşmaya başlar. Bu samimiyet bir süre sonra
Rahşan Hanım'ın dikkatini çeker. Ve bir gün baktığınızda bu kişinin bir anda ekarte olduğunu görürsünüz.
DSP İstanbul örgütünün nasıl kurulduğunu anımsıyoruz.
Selahattin, Rauf, Kemal, Nihat, Kenan Beyler,
Muazzez Hanım şimdi acaba neredeler?
Hele bir dönemin hem milletvekili hem de İstanbul Belediye Başkan adayı olan sanayici
Murtaza Çelikel'e gösterilen vefasızlık nasıl unutulabilir?
İstanbul'da 15 yılda 10'dan fazla il başkanı değişti.
Parti kurulduğundan beri örgütte görev almış 15 yıllık siyasetçi, şimdiki milletvekili
Necdet Saruhan ile
Hüsamettin Özkan'dır.
Özkan da bugün
Ecevitler'in aynı yöntemiyle tu kaka edilerek beklenen akıbete uğratılmaktadır.
THY’ye iki uyarı
THY yaz aylarında biletli uçuşlara yer bulamazken, promosyon uçuşlarına yer ayırmıyoruz diyemiyor. Geçen yıl da
'Miles and Miles' hakkımı kulanamadım. Fakat diğer bir havayolu şirketi
Swissair, 1500 puan eksik olmasına rağmen tam istediğim gün, uçuşumu ücretsiz olarak sağladı. Her konuda dünya standartlarına erişebilmek için reklamı yapılan konulara da dikkat etmek gerekmiyor mu?
Doç. Cem GÜNDOĞDU İSTANBUL MESAJ
4 TEMMUZ 06.10 Bodrum-İstanbul (THY), İstanbul 08.50 Londra 12.50 pm-San Francisco (BA) yoluyla 20 saatlik bir uçak yolculuğundan sonra evime geldim. Valizimi boşaltırken
Türkiye'den aldığım
Candan Erçetin, Mazhar Alanson, Kerem Görsev, Sezen Aksu'nun son CD'leri ve bir yabancı karma CD'min bavuldan çıkmadığını gördüm. Yeni aldığım bir romana ise dokunulmamıştı. CD'lerin kaybolması önemli değil, değeri 50 milyon lira. Fakat yapılan hareket THY ve BA adına pek yakışık almadı.
Pınar K.WALTER-ABD