İki ay önce
Türk Parlamenterler Birliği'nin kongresinde konuşurken karşımda bulunan Diyanet İşleri eski Başkanı ve eski milletvekili Sayın
Lütfi Doğan'a şunu sordum:
‘‘Biz eski kuşak parlamenterler sorumluluk ve günahımızı hatırlamazsak er kişi sayılabilir miyiz?’’
Cevabı hayır oldu.
Bu kez genel kurula dönerek şunu söyledim:
‘‘Biz eski parlamenterlerin bıraktığı enkazın altında kalan şimdiki milletvekillerine neden yardımcı olamıyoruz? Bu nedenle er kişi sayılmadığımızdan namazımız bile kılınmaz.’’
Ve kürsüden indim.
İzgi, İnan ve
Tantan aracılığıyla yüce
Meclis'in tüm üyelerine iletmek istediğim önerim şudur:
Bu tehlikeli ortamda ve iktidar boşluğunda yüce Meclisimizin çizebileceği tek yol, devrim sayılabilecek nitelikte
Kurucu Meclis'in bütün hak ve yetkilerine sahip olabilmesi ile mümkündür. 1920'lerde yüce Meclisimizi oluşturan üyelerin, kahir çoğunluğu şimdiki Meclisimizin üyeleri kadar uygarlık şansına sahip değillerdi. Buna rağmen gerçeği gören önderlere ve özellikle
Atatürk'e karşı olmalarına rağmen uygar dünyaya örnek teşkil edecek devletimizin nüvesini kurdular.
Yüce Meclis'in bu kudret ve imkána sahip olabilmesinin tek koşulu... Sayın üyelerin tamamının bağlı oldukları siyasi partiden ayrılarak bağımsız milletvekili olarak iki yıl için,
Kurucu Meclis'in çalışmalarını sağlayabilmek için saygın kişiliğe sahip Cumhurbaşkanımızın atayacağı hükümeti oluşturmaktır.
Özellikle ekonomik durumumuzun iç ve dış sorunları düzlüğe çıkarılmadan erken seçim kararının alınması vahim bir durumdur.
Av. Mehmet FEYYAT-Emekli öğretmen, Hakim, C. Savcısı, CHP eski senato üyesi.-İSTANBUL Nişanlımı arıyorum
NİŞANLIM İlayda Pelin Almanya'da okuyor. Geçen Cuma nişanlımın
Yasemin Ekinci isminde yakın bir arkadaşı, ailesiyle birlikte İtalya üzerinden Türkiye'ye tatile gelmek için yola çıkıyor. Fakat İtalya'ya yakın bir sınır kasabasında kaza geçiriyorlar. Polis kaza yerine geldiğinde aranan son numara olarak nişanlımın telefonunu arıyor. O da arabasıyla yola çıkıyor. Sınıra kadar telefonuna ulaşabildik. Sonra kesildi. Kendisinden 7 gündür bir haber alamıyorum. Elim kolum bağlı. Kaçırıldığından ve hayatından şüpheliyim. Alman, İtalyan konsolosluğu ve polisinden yardım bekliyorum.
Metin SAVAŞ-0542 807 82 49metin-savaş@mynet.com Zabıtamı arıyorum
KURTULUŞ- Pangaltı'nın dar ara sokaklarında yüksek ses hoperlörlerle seyyar satıcılık yapan kamyonetler büyük bir ses kirliliği yaşatmaktadır. Biz semt sakinlerine, tüm gün pencere kapatmanın mümkün olmadığı bu yaz sıcaklarında sürekli olarak bağırarak sebze ve meyve satmaya çalışmaktadırlar. Bunları
Şişli Belediyesi Çevre Müdürlüğü ve Şişli Belediyesi Zabıta Müdürlüğü'ne sürekli olarak şikayet etmeme rağmen özellikle Zabıta Müdürlüğü'nden nasihat almaktayım. Bu nasıl belediyeciliktir; nasıl bir zabıta görevciliğidir ki telefona çıkan santral sekreteri hanım neredeyse alay ederek sizi başından savma cüretini gösterebilmektedir. Zabıta sekreteryasına bu kamyonetlerin plakalarını verdim gene de bir sonuç alamadım. Bu uygulama Avrupa'nın hangi kentinde vardır.
Mehmet GÜRHAN-İSTANBUL Mimar Sinan’dan dersler
SELLERDE yıkım ve zararların en baş nedeni olan çarpık yapılaşmaya bir örnek de
Silivri. Mimar Sinan zamanımızdan yaklaşık 500 yıl önce sel yatağını görüp köprüyü ne kadar uzun yapmış. Zamanımız insanının yaptığı E-5 karayolu üzerindeki köprü Sinan'ın köprüsünün 4'de biri kadar. Ya sel yatağındaki evlere ne demeli bilmem ama ev yapanların sel olduğu zaman diyecekleri belli, nerde bu devlet?
Orhan DURGUT-İSTANBUL Oy vermiyoruz
EĞER seçim yasası değişmeden seçim yapılırsa seçimde oy kullanmıyoruz... Seçim için partilere milletin parasından yardım yapılırsa seçime katılmıyoruz... Bütün milletvekillerine 1.5 yıllık maaşlarının peşin ödenmesi söylentisi var. Böyle bir ödeme yapılırsa, bu milleti saymazlarsa seçime katılmıyoruz... 80 yaşında bir Türk olarak şimdiye kadar ne seçimler gördüm. Milletvekillerine güvenmiyorum. Örtülü ödenekten parti çıkarı için para harcayan, pisliklerin örtülmesi için aralarında anlaşarak 'biz temize çıktık' diyenlere de oy vermiyoruz.
Ali Özkaner-
ANKARA
40 yaşında iki çocuk annesiyim. Umut zannettiğimiz kişileri seçimlerde işbaşına getirdik ama bıktık. 2 yıl geçmeden dosyalar dolusu yolsuzlukları çıkıyor. Yerel yönetimlerdeki çarpık işleyişi, ben zihniyetini, seçim sistemini değiştirmeden nasıl uygar bir ülke oluruz. Bizler
, Atatürk Türkiyesi çok uygar bir ülke değil miydik. Yöneticiler aciz kalıyorsa dünyaca ünlü Prof.
Sulhi Dönmezer gibi hocalarımız var. Onlara niye danışmıyorlar.
Şerife GÜLEÇ-ÇANAKKALE
EDİRNE Milletvekili İzleme Komitesi başlattıkları imza kampanyasıyla hükümette ve muhalefette görev yapan siyasi partileri uyarıyor:
‘‘Siyasi Partiler Kanunu ve Seçim Yasası değişmedikçe erken seçime veya seçime hayır. Edirne'de yaşayan, objektif ve duyarlı herkesin; sorunsuz ve huzurlu bir gelecek için hálá devam eden bu imza kampanyasına destek vereceğine inanıyor ve güveniyoruz.’’ Çanakkale Rektörü hangi partiden aday olacak
‘BİR grup Bigalı adına’ yazdığını duyuruyor
Ali Şahin. ‘‘Gazi Üniversitesi ile ilgili yazılanları ilgiyle okuduk. Bu partizan çalışmalar asıl küçük şehir üniversitelerinde daha çok yapılıyor’’ diyerek
Çanakkale 18 Mart Üniversitesi'ni örnek veriyor.
Yazdıklarını özetliyoruz:
‘‘Rektörlüğe Prof.
Ramazan Aydın atandığında çok sevinmiştik. Çünkü kendisi hemşerimizdi. Üniversitede başarılı olacağına inanıyorduk. Ama yanılmışız. Rektör Bey, politika yapmaya gelmiş şehrimize. Amcasının oğlu
ANAP Biga İlçe Başkanı; üniversitede atadığı kişiler de
ANAP'lı. Sağlık Kültür Daire Başkanlığı'na
ANAP il başkanının kızını atadı; İnşaat Dairesi Başkanlığı'na da daha önce
ANAP'ta ilçe başkanlığı yapmış birisini... Her iki başkanlık da akçeli işlerle uğraşan başkanlıklar. Buralarda o kadar suiistimaller oldu ki, bunları yerel basın ve gazeteniz zamanında yazdı. Ama bir sonuç çıkmadı. Çünkü üniversiteyi denetlemeye gelen
Sayıştay denetçileri politik baskıya uğramakta, düzgün bir denetleme yapmadan geri dönmektedirler.’’
İddialar çok...
Rektör için merak edilen bir soru da şuymuş:
Rektör, çok yakın olduğu hemşerisi (Bigalı)
Cumhur Ersümer'in
ANAP'ından mı;
Neffal Şahin'in
DYP'sinden mi adaylık düşünüyor?
GÜNÜN SÖZÜ
‘‘Kaybedecek bir şeyi olmayan insandan korkun.’’
(Goethe)
MESAJ
BEŞİKTAŞ Dikilitaş'taki
‘‘Çeşme’’ kapalı otobüs durağı kaldırıldı. Yerine durak olduğunu belirten bir direk dikildi. Kaldırılan kapalı durak
Dikilitaş'ın merkezi bir durağı olup; yaşlısı, okula giden öğrencisi ve buranın sakinleri bu durağı kullanmaktadır. Üstelik bu durak kaldırılarak çevredeki esnafların, dönerci, fırın, kahvehane ve manav gibi esnafların, kaldırımı işgal etmelerine müsade edilmiştir.
Biz
Dikilitaş sakinleri olarak kapalı durağımızın yeniden yerine konulmasını istiyoruz. İlgililerin bu konuya duyarlı olmalarını diliyoruz.
Dikilitaş Sakinleri Adına Kemal ATALAY İSTANBUL TOPRAK Mahsülleri Ofisi Genel Müdürlüğü'nden 20.7.2002 tarihli mesaj panosundaki yazımıza yapılan açıklama şöyle: ‘‘Ankara Bahçelievler 33. Sk. 3/7 No'lu lojman dairesi 28.11.1985 tarihinde satın alınmış olup, söz konusu lojmanda Genel Müdür Yardımcısı
Refik Korkmaz ikamet etmektedir.’’
ANTALYA Kemer'in güzelliğine, yeni düzenlenmiş sahiline diyecek yok da; o güzelim caddeleri, ara sokakları hatta parklarında çöpler çöp tenekelerinden taşıyor. Bu kadar turist alan beldenin temizlik konusunda biraz daha hassas olması gerekmez mi?
A.HOTORKOĞLU İSTANBUL