AKP'yi yakından bilen okurumuzun dünkü anlatımlarına devam ediyoruz.
Muhatabamız, siyaset rantı uğruna bir anda katı inançlarını terk edip kendilerini inkár edenleri ağır şekilde eleştirmişti.
Bize ‘‘Bir daha söylüyorum; bunlar demokratikleşmeyi yabancılaşma olarak ele alırlar. Söylediklerinin çoğunda da samimi değillerdir. Bunu Türk halkı hiçbir zaman unutmasın’’ dedi.
1995 yıllarına döndü. Seçimlerden önce
Abdullah Gül, Melih Gökçek, Salih Kapusuz, Abdüllatif Şener ve
Şükrü Karatepe'nin,
Abant'ta sık sık eşleriyle bir araya geldiklerini;
Erbakan sonrası için hesap yaptıklarını söyledi.
Bu arada şöyle konuştu:
‘‘
Çiller ile hükümet kuran
Erbakan'ın hep hata yapmasını bekliyorlardı; hatta bazı şeyleri provoke ettiler de denilebilir.
Taksim'e cami yapılması, Sincan Belediye Başkanı
Bekir Yılmaz,
Şevki Yılmaz ve
Hasan Hüseyin Ceylan'ın şeriatçılığı öven konuşmaları bunlara örnek gösterilebilir. Bugün
AKP'de toplanan bu çevreden hangisi bu konuşma ve eylemlere o zaman karşı çıktı? O zaman demokrat değiller miydi? Hafızaları yerine yeni mi geldi?
Erbakan ve ekibi
Şevket Kazan, Fehmi Adak, Oğuzhan Asiltürk, Ahmet Tekdal ve
Recai Kutan'a
'beşli çete' veya
'politbüro üyeleri' adını takanlar onlar değiller miydi?
‘TAYYİP ERBAKAN’
Geçmişte kafalarını sallayanlar bugün Erbakan'a sırtlarını döndüler.
- Bunun bir hesabı olmalı.
Erbakan her şeyin farkındaymış; dalga geçmek için Tayyip'e boşu boşuna
'Tayyip Erbakan' adını takmamış; 'bu çocuk ileri gidiyor, bizim adımıza konuşuyor' dememiş...
BAŞÖRTÜ OYUNU
28 Şubat süreci...
- Erbakan'ı sabote eden aslında bunlardır. 1995'te Meclis'e başörtülü aday sokmayı önerdiler; ancak
Erbakan reddetti. Ne zaman yasaklı hale düştü; 1999'da hemen
Merve'yi buldular. Oyunu hazırlayan
Merve'nin dayısı-milletvekili
Zeki Ünal'dır.
Ünal bugün
Tayyip'in yanındadır.
Erbakan'ı arkadan hançerleyip siyasi rant peşinde koşan bu kişilerdir.
‘AMERİKA ŞEYTAN’
Tayyip Erdoğan su, doğalgaz getirmekle övünüyor.
- Aslında
Tayyip İstanbul'a ağaç dikmek ve 8-10 tane üstgeçit yapmaktan başka ne yaptı?
CHP'li
Sözen döneminde metro, doğalgaz, Istranca derelerinden su getirmek, çöp, kongre sarayı ve Darülaceze (Kadıköy) gibi büyük projelere başlandı.
Tayyip'in yaptıkları da önemsiz değildir ama
İstanbul'a su, doğalgaz hattı döşemekle övünen toptan bakkaliyecilik ve büsküvi-kofret bayiliğiyle zengin olan birisi için başbakan olmak bir hak mıdır? Geçmişi unutup sünger mi çekeceğiz. Dün 'Amerika şeytan' diyen bugün demokrat olamaz.
Erdoğan'ın siyaset yasağı başlarsa AKP'nin liderliği kime kalır.
- Bunlar içerde başka, dışarda başka konuşurlar. Liderlik için çok kavga ettiler ve halen de ediyorlar. Arkadaşları
Tayyip'e 'Sen yasağa girersen ne olacak, kim gelecek?' diye sorduklarında verdiği yanıt ibret vericidir: 'Ben yoksam parti de yok. Partiyi ayakta tutan benim ismim ve rüzgárımdır’’ demeye getirdiğini kamuoyu iyice bilmeli.
TAYYİP'İN EMANETÇİSİ KİM
Emanetçi kim olur.
-
Erdoğan kendisine emanetçi olarak yardımcısı
Vecdi Gönül'ü ister...
Gönül Sayıştay eski Başkanıdır,
Erbakan'a çok yardımı dokunmuştur.
'Yeni Türkiye Partisi'nde troyka var diyorlar; asıl daniskası
AKP'de var troykanın; hem de dublesi...
Nasıl?
-
Tayyip Erdoğan-Abdülkadir Aksu-Vecdi Gönül bir troykadır; alternatifi de
Abdullah Gül-Bülent Arınç-Abdüllatif Şener'dir. Burada kavga genel başkan yasaklı olduğu zaman başlayacak, bu troykalar su yüzüne çıkacaktır.
Erbakan'ın yasağının 20 Ocak'ta biteceği ve siyasete döneceği biliniyor.
-
Tayyip hemen bizim onlarla ilişkimiz yok diyor.
Çünkü malın asıl sahibi yakında geliyor. Bir an önce seçim istemeleri bu korkudandır. Davalar sonuçlanmadan dokunulmazlık zırhına girmelidir
Tayyip... Tıpkı, geçmişte hemehrisi
(kaçak) Şevki Yılmaz'ın yaptığı gibi...
Demirel'in bir lafı vardır;
'Tapulu arsama gecekondu kurdurtmam' diye...
Erbakan'la birlikte
Şevket Kazan, Hasan Hüseyin Ceylan, Ahmet Tekdal ve
Halil İbrahim Çelik döndüğünde,
AKP'yi çok zor günlerin beklediği bilinmelidir.
Tayyip-Gökçek neden kavgalı
ERDOĞAN ve
Gökçek'i iyi tanıyan ismi bizde saklı okurumuz, bu ikilinin ilişkilerini şöyle anlatıyor:
‘‘
AKP'nin kuruluş döneminde
Recep Tayyip ile
Melih Gökçek, birbirlerini gözucuyla tartarlardı. Konu
Büyükşehir adaylarının ne olacağı konusuna gelindiğinde
Erdoğan, Gökçek'e 'Büyükşehirler çok önemli. Senin
Ankara'yı bırakmaman lazım' dedi.
Gökçek daha sonra yakınlarına ‘‘Bakın Tayyip'in bana çizdiği misyona bakın’’ diyerek o ekipten ayrıldı. Gitti
DP'yi 'kendisine kattı' ve
Erdoğan'ın tabanında ciddi şekilde oynamaya başladı.’’
Şeriat yemini
HİKMET Çetinkaya'nın
'İrticanın Kara Yüzü-Usame Bin Ladin'den Kaplancılara' Güniz Yayıncılık'tan çıktı.
AKP ve
SP'nin kamuoyunda tartışıldığı bugünlerde
'AMGT'de Şeriat Yemini' başlıklı bölümü okuyalım:
‘‘AMGT'nin 26.5.1990'da
Köln kentinin ünlü Spor salonunda yaptığı 6. genel kurulu tarihinde bir dönüm noktası oldu. Yaklaşık 3000'i kadın olmak üzere 12.000 kişinin katıldığı genel kurulda,
Türkiye'den RP Genel Başkanı
Erbakan kalabalık bir heyetle hazır bulundu.
Avrupa'daki
Milli Görüşcüleri şeriat yeminine çağıran bu heyetin içinde şu kişiler vardı:
Temel Karamollaoğlu, İbrahim Halil Çelik, Halil Ürün, Fetullah Erbaş, Ali Sezai, Mehmet Ali Cengizgil ve dönemin İstanbul İl Başkanı
Recep Tayyin Erdoğan.’’
RP'nin bu
Avrupa çıkarmasında İslam ülkelerinden de yandaşları hazır bulunmuştu; Libya İslam'a Çağrı Cemiyeti'nden; Hizb-i İslam'ın çeşitli temsilcilerine kadar... MSP Bolu eski Milletvekili ve AMGT Yönetim Kurulu üyesi
Harun Aytaç'ın divan başkanı olarak mikrofondan seslendirdiği
'Büyük Türkiye ve adil düzenin kurulması için canla başla çalışacağıma söz veriyorum'' şeklinde yemine salonun tümünü iştirak ediyordu.
Değişenlerin eskiden ne oldukları unutulmasın. Ama
Erdoğan geçmişi çoktan unuttu;
MG'ü tanımıyor artık!