<B>KARAYOLLARI'</B>nın yeni Genel Müdürü <B>Turgay Çimen'</B>e, <B>Karayolları </B>ile ilgili bazı gözlemlerimizi aktarmak istiyoruz:
Kınalı-Tekirdağ karayolunun 3x2 haline getirilmesi için üç yıl önce ihale açıldı. İhaleyi
Ali Özcan aldı; ancak kendisine hiçbir zaman yeterince ödenek verilmedi. Çünkü kendisi
'sol' görüşlü olarak biliniyordu. Avrupalı Türklerin gelişlerini
Kapıkule'den
İpsala sınır kapısına yöneltmeleri,
Tekirdağ karayolunun çift şeritli olmasını gerektiriyor. Ancak
bugüne kadar karayolunun verilen ödenekle ancak az bir bölümünün dolgusu yapılabildi. Aslında bu karayolunun Tekirdağ'dan İpsala'ya kadar çift şeritli olması gerekiyor.
Yunanlılar, Avrupa yolunu çoktan Kapıkule'ye ve İpsala'ya getirdiler.
Yaz dönemlerinde
Tekirdağ yöresindeki yazlıklarına gidenler,
Karayolları'nın nasıl bir duyarsızlık içinde olduğunu çok iyi biliyorlar.
Gelsinler
Afyon-Sandıklı mı yoksa
İstanbul-Tekirdağ yolu mu daha gerekli görsünler.
AB'ye lafla girilmiyor.
Bir başka konu...
İstanbul'daki Karayolları 17. Bölge Müdürlüğü'nün hemen neredeyse tek müteahhidi olarak bilinen
Makyol (Saffet Çebi) yaptığı işler karşılığına ödenek sıkıntısı çekiyor mu?
Bizi arayan müteahhitler
‘‘Çekmez’’ diyerek ilginç şeyler anlatıyorlar.
Makyol,
Marmara Ereğli'yi E-5'e (Çorlu) bağlayan
Seymen yolunu yapmış, ancak yolda ortaya ciddi çöküntüler çıkmış. Peki bunun hesabını kime soracağız?
Bu arada
Karayolları 1. Bölge Müdürü
Hikmet Çeri'ye...
Çerkezköy'ü ithalat limanı
Tekirdağ'a bağlayan 10 km'lik
Çorlu-Şerefli yolunu satıh kaplaması ile her yıl onarmaktan bakmadınız mı? Eğer beton asfalt yapmamakta direnirseniz her yıl milyarlar harcanmaya devam edilecektir.
Malkara-Hayrabolu yolunun,
Karayolları'nca nasıl beton asfalt yapıldığını sizlere anlatmaya gerek yoktur sanırız.
Biliyor musunuz?
Bazı müteahhitler, kafa kafaya selamlaşmayı, öpüşmeye karşı tercih ediyorlar.
Anıtlar Kurulu’ndan şikáyetçiyiz
TÜRK Süryani Kadim Vakfı Genel Sekreteri
Kenan Gürdal, cemaatlerine ait bir kilisenin sorunuyla ilgili karşılaştıkları engeli kınayarak anlatıyor:
Biz
İstanbul'da yaşayan, ülkesine ve devletine sadık, kendi halinde bir avuç insanız. Biz
Türk Süryani Kadim Cemaati mensubuyuz. İbadetimizi özgürce yaptığımız bu anavatanımızda, kilisemize ait bir müştemilatımızı yeniden düzenleyerek, kiliseden çıkan cemaatimizin birbiri ile kaynaşmasını sağlamak amacıyla ve yasalar çerçevesinde bir salon yapmak istiyoruz.
Yapacağımız yerin yasalara bir metrelik aykırılığı dahi yoktur.
Bakırköy Belediyesi'nin ve
Büyükşehir Belediyesi'nin sonsuz yardımlarını gördük, işlerimizin aksamaması için seferber oldular. Ve kısa sürede bürokratik prosedürleri yerine getirip işimizi kolaylaştırarak bizi
Anıtlar Kurulu'na gönderdiler. Her iki belediyeye de huzurunuzda teşekkürü boç biliyoruz.
Ancak Anıtlar Kurulu'nda
Özer Erenman ve
Zekiye Yener isimli kişiler, iki senedir bize adeta kan kusturdular. Tahmin ediyoruz ki
Hıristiyan olduğumuz için bizim işimizi bir türlü ele almıyorlar.
AB'ye girmek isteyen biz sağduyulu
Türklerin neden
Avrupalı olamayacağımızı en kolay, bu zihniyetleri taşıyan insanların bize çıkardığı engellerden anlayabilirsiniz.
Eksiksiz olan dosyamız, sorun her gündeme geldiğinde bir sonraki toplantıya bırakılmaktadır.
Neden; bu kişiler neyi amaçlıyor?
İztuzu Kumsalı Özel İdare’nin
ÇEVRE Bakanı
Fevzi Aytekin, ‘‘Dalyandan Sorular’’ (26.7.2002) başlıklı yazı üzerine bir açıklama gönderdi.
Aytekin'in 'Dalyan halkı'nın iddialarına yanıtı özetle şöyle:
Dalyan İztuzu kumsalının 10 yıllık işletmecisi, sözleşmenin hitamında yasalara uygun olarak tahliye edilmiştir. Söz konusu alan
Muğla İl Özel İdaresi ve kurumumuz arasında akdedilen protokol gereğince
Muğla İl Özel İdaresi'ne teslim edilmiştir.
Koruma kullanma esasları da göz önünde bulundurularak hazırlanan söz konusu protokolle;
Türkiye ve
Almanya arasındaki mali işbirliği kapsamında ülkemizde gerçekleştirilen en önemli entegre çevre projesi (40 milyon DM) olan
Köyceğiz-Dalyan Çevre Koruma Projesi'nin sağlıklı ve en ekonomik şekilde işletilmesinin sağlanması da dahil olmak üzere bölgeye hizmet edilmesi, yörenin turizm ve diğer yönlerden kalkınmasına katkıda bulunulması amacıyla alanın gelirinin % 30'u işletme giderleri kapsamında
Muğla İl Özel İdaresi'ne, kalan % 70'i de
Köyceğiz-Dalyan Çevre Koruma Birliği ve
Dalyan Belediyesi'ne bırakılmıştır. Dolayısıyla
Dalyan Plajı'ndan
ANAP Belde Başkanı olan işletmecisinin korunduğu iddiaları doğru değildir.
Bakanlığıma bağlı
Özel Çevre Koruma Kurumu Başkanı
Erol Ögün'ün
Münih'teki Çevre Fuarı'na katılması ve masraflarının da kurum bütçesinden karşılanması tarafımdan kararlaştırılmıştır. Uçak bileti bedeli bizzat
Öğün tarafından ödenmiş,
Harcırah Kanunu gereğince de diğer masraflarıyla birlikte yol ücreti
ÖÇKK tarafından kendisine ödenmiştir.
Köyceğiz-Dalyan Kanalizasyon ve Arıtma İnşaatı müteahhidine
(Brochier-M.Rıza Akkaya) ise sözleşme hükümlerine aykırı davranmasından dolayı gerekli ceza -360 bin DM- kesilmiştir.
İyi ki devlet hastanesi!
ASLINDA bu benim derdim değil, bütün halkın derdi.
Sabahleyin birtakım tahliller yaptırmak için
İsmail Akgün Sarıyer Devlet Hastanesi'ne gittim. Yaptıracağım işlem, hemogram ve tam idrar tahliliydi. Vezne sırasına girdim ve fiyatlarını sordum. İkisi için 27.5 milyon dendi. Neye uğradığımı şaşırdım, tahlil falan yaptırmadan hemen eşimin dükkánına döndüm. Oradan telefonla
Özel Levent Hastanesi'ni aradım ve fiyat aldım. Onların verdiği fiyat ise 22 milyon; arada 5.5 milyon fark ediyor. İyi ki devletin hastanesi!.. Özel hastane bile milletini daha çok düşünüyor.
Ne olur bu milleti koruyun.
Serpil OKTAY-İSTANBUL İkametgah arıyorum!
AİLELER çocuklarını iyi okullarda okutmak için ya başka bir okulun çevresinde ikamet arıyor ya da bir dost ve akraba bulmaya çalışıyor. Yakınlarda yine muhtarlar ile mahallele sakinleri arasında gerginlik yaşanacak. Bu sahte ikamet bulma çalışmaları sırasında ikamet alabilenler mutlu, alamayanlar ise mutsuz olacak.
Mahallemizde üç adet ilk öğretim okulu, bir adet de lisemiz var. Bu okulların hepsinde okuyan
Yeşilköylü çocuk sayısı öğrencilerin toplamının %60'ını geçmez. Madem ki bu okullar Yeşilköy mahallesindeki çocukların okuması için yapıldı; öyle ise o çocuklar dışarıdan gelen çocukların doldurduğu 60-75 kişilik sınıflarda yarım gün değil de 30-35 kişilik sınıflarda tam gün eğitim görebilirler.
Yeşilköy'deki aileller de çocuklarının az öğrencili sınıflarda iyi bir eğitim almasını ister. Dışarıdan gelen öğrencilere ve onların anne babalarına da yazık. Bir sürü servis parası veriliyor. Çocuklar evlerine yakın olamadığı için kotrol altında tutulamıyor. Üstelik çocuklar geldikleri semt ile okudukları semt arasındaki sosyal farktan dolayı çevreye adapte olamıyorlar. Çocuklar bizlerin geleceğidir. Onlara en üst seviyede eğitim vermemiz ve rahat bir ortamda eğitim olanağı sağlamamız gerekmektedir. Bunun içinde 60-75 kişilik sınıflarda alınan eğitim ile 25-35 kişilik sınıflarda alınan eğitim ve tam gün verilen eğitim farklı olacaktır.
Semtlere dışarıdan gelen öğrencilerle dolan okullar, gelen çocuklara sınıf açabilmek için laboratuvar ve lisan sınıfları gibi yerleri kapatarak yeni sınıf ilave etmektedir. Maalesef ki çağımızda yeterli imkanı olmayan bir ortamda eğitim alan çocuklarımızdan fayda beklemek gittikçe olanaksız hale gelmektedir.
Bülent YURTSEVER
YEŞİLKÖY MAHALLESİ MUHTARI MESAJ
ANKARA Yenimahalle Bankacılar Sokak'ta bulunan bir kahvehane yüzünden insanlar bir türlü evinde huzurlu uyku uyuyamıyor. Gece yarıları yaşanan kavgalar, yollara atılan bira şişeleri yüzünden artık insanlar canından bezdi. Kahvehane
Milli İstihbarat Teşkilatı'na
(MİT) iki yüz metre, polis karakoluna ise beş yüz metre uzaklıkta. Her kavgada polisi aramamıza rağmen kimse gelmiyor. Çoluk çocuk hava kararınca sokağa çıkamaz olduk. Akşam olunca eline bira şişesini kapan kahvenin bahçesine çilingir sofrasını kuruyor. Mahalle sakinleri olarak bir özel güvenlik görevlisi tuttuk. Ancak içki içenler görevliyi tehdit ettiği için sonuç sıfır. Bize kim yardım edecek?
Bankacılar Sokak sakinleriYILDIZ Teknik Üniversitesi bugün saat 13:00'de üniversite adayları için
Açık Üniversite Günü düzenliyor. Adayların daha bilinçli ve doğru seçim yapabilmeleri için düzenlenen etkinlik
YTÜ Yıldız Merkez Yerleşim Birimi'nde gerçekleşiyor. Öğretim üyeleri tarafından bölümler hakkında bilgilerin verileceği günde, öğrenciler laboratuvarları ve kütüphaneyi gezebilecek.
YTÜ'yü kazanma ihtimali olmayan adaylar için hazırlanan tercih robotu adlı bilgisayar programı da adaylara puanlarına uygun yerler bulması için yardımcı olacak. İsteyen öğrenciler için öğretim üyeleri ile birlikte Davutpaşa'ya servislerin kaldırılacağı etkinlikte, Mezunlar Derneği Yönetim Kurul Üyesi
Berke Ercan ve
YTÜ Rektörü
Prof. Dr. Ayhan Alkış da birer bilgilendirme konuşması yapacak.
(260 08 00-01)