<B>ALİ Talip Özdemir'</B>nin, <B>ANAP </B>Genel Başkanlığı'na uzun süreden beri niyetliydi. Daha önce belediye başkanı (Konya Ereğli, Bakırköy), milletvekili ve bakan olmuştu; bunların ardından zaman zaman meclis başkanı ve cumhurbaşkanı da olmayı kafasından geçiyordu. Ancak konjonktörü kollayarak Genel Başkanlığı yakaladı.
3 Kasım seçimlerinden bir hafta önce
CNN Türk'te
Meliha Okur'un programından sonra odamıza uğramıştı.
Okur'a takıldım ‘‘Özdemir'e Amerika'daki mülklerini sordun mu?’’ dedim.
‘‘Benim hiçbir şeyim yok. Hepsi eşimin’’ dedi.
Amerika'daki ünlü dairelerinin alım işlemini bir damat olarak üstlenmişti.
ERDOĞAN'LA BEN BAŞEDERİM
Mesut Yılmaz'ın Nenehatun Caddesi'ndeki konutu
Özdemir'in kayınpederi müteahhit
Nuri Özaltın'a aitti.
ANAP iktidarları döneminde önemli baraj ihaleleri almıştı
Özaltın... Belek'te tahsisli arazilere yapılmış 5 yıldızlı otelleri ve ihracata dönük organik tarım yatırımlarını yönetiyor. Özdemir'in
İstanbul'da da GPS sistemine dayalı programlar hazırlayan 90 kişinin çalıştığı bir şirketi bulunuyor.
Özdemir, Mesut Yılmaz tarafından
'siyaseten' pek ciddiye alınmadığı; hatta 1999 seçimlerinde
Ali Müfit Gürtuna'ya karşın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adaylığına
'kerhen' getirildiği biliniyor.
Özdemir, bu seçimlerde inanılmaz bir seçim kampanyasıyla 'milyon dolarlar' sarfetti ancak başarılı olamadı.
3 Kasım seçimlerinde bir hezimetin olduğuna inanmıştı.
‘‘ANAP öyle gitmeyecek; adaylığa soyunuyorum’’ dedi.
Siyasette her makama 'talip' olduğu için şaşırmadık.
‘‘Turgut Yılmaz'la konuştun mu? Paran var mı?’’
‘‘Konuşmadım... O var (para)’’ dedi.
Mevlana gibi adam olduğunu;
Recep Tayyip Erdoğan'la ancak kendisinin başedebileceğini iddialı bir dille anlatıyordu:
‘‘Bunların cami cemaatinden ben anlarım’’ diyordu.
Açıkcası destek arıyordu; sonraki günlerde kozasını örecekti.
***Ankara Hilton'da önceki gece kulisler pek yoğun olmasa da, pazarlıklar yapılmıyor değildi... Tecrübeli
Yaşar Topçu, ‘‘Kazanan kalır, kaybeden gider’’ diyordu delegelere... Ortaya anlatılanlar ilginçti:
‘‘Seçimlerden sonra
Çiller, Mesut Yılmaz'ı telefonla aramış; 45 dakika görüşmüşler...
Mesut Bey, 'gördün mü halimizi ikimiz de AKP'yi iktidara taşıdık' demiş.
Bu noktada
Mesut Yılmaz karşıtları biraz daha ileri gidip
‘‘Çiller, o kadar sert çıkmış ki, Yılmaz yanıt bile verememiş...’’
Kamuoyu bunları kongreden önce öğrenmeliydi.
MÜTEAHHİT ÖZALTIN DEVREDE
Atatürk Spor Salonuna girildiğinde tribünlerdeki dengenin % 55-45 oranında
Kayalar'ın lehine olduğu gözleniyordu.
Konuşmalarda ne yazık ki
Kıbrıs,
Irak ve ekonomik krize dönük hiçbir mesaj yoktu; delegeler bir
'elektrik' alamıyordu..
Zaten partinin
'Özal vizyonu' da bitmişti.
'Parasal ilişkiler ağı' kulislerde sıkca dillendirildi.
Kayınpeder
Nuri Özaltın'ın, damadı
Özdemir için gerektiğinde kulislere girdiği ve hiçbir fedakarlıktan kaçınmadığı anlatılıyordu.
Bazı adayların
Özdemir'in lehine çekilmesi pek hoşnut karşılanmadı. Cep telefonumuzdan arayan
H.B. adlı ANAP'lı ‘‘İkisi de kantara koydum, geçmişlerine baktım ve ikinci adaylık için kendini ezdiren
Çelebi'ye acıdım’’ dedi.
Çatışmalı
'sandalye' yarışında partinin ne kadar köksüz ve sahipsiz bir parti haline dönüştüğü dıştan birçok gözlemci şaşırıp kaldı.
Bu arada kulağımıza
‘‘Ahmet Ehsani ismini unutma. El Kaide'
ye finans desteği veren, BM'nin arananlar listesinde olan bir isimdir. DGM Başsavcılığının yaptığı bir çalışmada adı geçiyor; ANAP'lı bazı isimlere bulaşabilir’’ dedi.
YILMAZ ELEŞTİRİLEMEDİ
Ankara'lı bir delege yanımızdan geçerken şöyle konuştu:
‘‘Kongreyi siz nasıl buldunuz; ben bu kadar çok kof geçeceğini sanmıyordum. Akıbetimiz belli oldu; tu be or nat tobe’’
Evet konuşmalarda ne yazık ki
Kıbrıs,
Irak ve ekonomik krize dönük hiçbir mesaj yoktu; delegeler bir
'elektrik' alamıyordu..
Zaten partinin
'Özal vizyonu' da bitmişti. İdeolojik hiçbir şey de tartışma konusu olmadı;
AKP'ye yönelik hiçbir siyaset üretilemedi.
Hiçbir aday
Mesut Yılmaz'ı ağzına alıp eleştiremedi; seçim sonuçlarının hesabı görülmedi.
Antalya Kemer İlçe Sekreteri
Galip Çamlı, ‘‘Mesut Yılmaz hesap vermeliydi’’ diye konuştu.
Gözlemlerimize göre, delege
'inanmışlar' ve
'umutsuzlar' olarak ikiye ayrılmış. İnanmışlar
Yılmaz'ların
'gölgesi'nin gitmesini ve toparlanmasını istiyorlar. Umutsuzlar ise,
ANAP'ın ömrünü tamamladığını;
AKP veya
DYP'de yeni bir kapı açmayı tasarlıyorlar.
83 RUHU VE KESİCİ
ANAP'tan
'soğuyan' 1983 ruhunun mensupları doğal delegeler arasında yerlerinı alırken gözleri sanki
Özal'ı arıyorlardı.
Ama birisi bize seslendi:
‘‘
İlhan Kesici bu kadar akılsız olamaz.
DYP'den
'yaylacılar' kendisini kandırdı. Halbuki
ANAP'ta kalsaydı
Özdemir ve
Kayalar'a karşı en güçlü aday konumunda olacaktı, belki de seçimi alacaktı. Altın tepsi üzerinde gelecek genel başkanlık makamı, kendisini gaza getirenler tarafından elinden alındı.’’
Eski bir milletvekili,
‘‘ANAP, Yılmazlardan kurtuluyor’’ diye sevincini belirtti. Yanındaki bir başka eski milletvekili ise kolundan dürttü:
‘‘Önyargılı olma, bakarsın iki yıl sonra Mesut Yılmaz'
ı getirmek için sen imza atarsın.’’
Kongreden,
‘Mesut Yılmaz beni desteklerse onur duyarım’ diyen
Lütfullah Kayalar, sözleriyle yıkılırken; MKYK listesini il başkanlarına yaptıracağını açıklayan
Özdemir önde çıkmış oldu.
TURGUT YILMAZ SESSİZDİ
- Turgut Yılmaz, Sühan Özkan'la birlikte konuşmalar başlamadan önce yerini aldı. Yanlarında ise eski milletvekili
Aydın Ayaydın ile ANAP İzmir eski İl Başkanı
İlhan Kaya vardı.
- ANAP'lılar, iki kadın adaya bile tahammül edemediler. Dinlemedikleri gibi kürsüden bir an önce inmeleri için protesto alkışı yaptılar.
- Başkanlık Divanı üyeleri arasında, Maltepe Belediyesi'ndeki yolsuzluklar nedeniyle görevden alınan ve yargılanan
Bahtiyar Uyanık da yer aldı.
- Mesut Yılmaz'ın,
ANAP'tan ayrılmaması için genel başkanlık dahi önerdiği taze AKP'li
Erkan Mumcu'nun, bir dönem kendisiyle birlikte hareket etmesini önerdiği
Ali Talip Özdemir'i desteklediği kulislerde anlatıldı.
- 'Ülkücü' grubun,
Kayalar'ın yanında olduğu faaliyetlerden anlaşıldı.
Açıklama
‘‘GAZİ Orduevi'nden izlenimler‘‘ (10.1.2003) yazımız üzerine bazı meslekdaşlarımız bazı yanlış değerlendirmeler yapmışlar. Yineliyoruz; davette öğrendiğimize göre,
Genelkurmay yazılı ve görsel medyadan kendisine akreditasyon olmak için başvuruda bulunanların gazete ve TV sahiplerini, genel yayın yönetmenlerini,
Ankara temsilcilerini, savunma muhabirlerini ve politik-askeri alanda yazı yazan köşe yazarlarını o geceye çağırmışlar. Salonun elverdiği ölçüde 300'e yakın davet yapılmış; herkesi çağırmak biraz da bu yer sıkıntı nedeniyle mümkün olmamış...
Hürriyet, Milliyet ve
Sabah'ın
Ankara'daki savunma muhabirlerinin çağrılmaması ise daha önceki bir olayla ilgiliymiş. Yani o geceye çağrılmayanların tümünün de
'ambargolu' durumları yok.
Aytaç Durak'tan hodri meydan
ADANA Büyükşehir Belediye Başkanı
Aytaç Durak 'rengini' belli etmezken,
Adana delegasyonun çoğunluğu geçen kongrede olduğu gibi
Kayalar'ın yanında gözüküyordu.
Durak, mal bildirimi ile ilgili olarak mülkiye müfettişinin hazırladığı rapora dayalı haberlere tepki gösteriyor:
‘‘13 ay önceki raporu kim hazırlattı; bu kadar aradan sonra neden savcılığın sumeni altında durdu? Benim halamdan 2 dönüm arazi kalmış, bunu mal bildirimine koymaya unutmuşum, ben hırsız mıyım?’’ Suçlu mu suçsuz mu, yargı bilir ama kızdığı kişi eski partidaşı
Rüştü Kazım Yücelen...
Durak, ‘‘Yerel seçimler yaklaşırken benim gitmem için atılan çelmelerden ilkidir. Bu çelmeleri daha çok göreceğim, ama yılmam’’ diyor.
Durak, ANAP'tan,
AKP'den aday olma gibi bir derdinin olmadığını söylüyor; seçime bağımsız da girse rakiplerini alt edeceğini düşünüyor. Sadece
CHP'den 6-7 aday varmış.