ABD Dışişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı olan Brett McGurk’ün Hürriyet’in sorularına verdiği yanıtlar özetle şöyle:
PKK, TÜRKİYE’YE SALDIRMASAYDI…
VERDA ÖZER: Türkiye ve ABD arasında imzalanan İncirlik mutabakatı sonrasında Türkiye Kuzey Irak’taki PKK hedeflerine karşı geniş bir hava operasyonu başlattı. ABD’li yetkililer bu operasyonların mutabakatın parçası olmadığını birkaç kez vurguladılar. Bu, Ankara’nın ABD hükümetini bu saldırılardan daha önce haberdar etmediği anlamına mı geliyor? Ya da ettiyse, ABD bu operasyonlara rıza gösterdi mi?
BRETT McGURK: Bu iyi bir soru ve netliğe kavuşturacağım için gerçekten mutluyum çünkü bu konuda çok fazla şey söylendi ve bunların çoğu doğru değil. Türkiye’yle İncirlik üssünün açılması ve IŞİD’e karşı mücadele üzerine yürüttüğümüz müzakereler 9 aydır sürüyordu. Ki çok yapıcı görüşmelerdi. Ve bu görüşmeleri iki hükümet olarak 7 ve 8 Temmuz’da sona erdirdik. General John Allen ve ben bir delegasyonla birlikte o iki gün buradaydık ve çok iyi görüşmeler yaptık. Sonunda da bir dizi prensip üzerinde anlaştık.
Peki neden bu rotayı izledi?
Yanıtı, sizi zamanda yolculuk yapmış gibi hissettirebilir: Çünkü İpek Yolu’nu takip etti. Yani Milat’tan önce 2’nci yüzyıldan itibaren Asya’yı Avrupa’ya bağlamış olan, o efsanevi ticaret yolunu.
Çin hamlesi
ÇİN Devlet Başkanı Şi Cinping, İpek Yolu’nu yeniden canlandırıyor. Çin’de başlayıp Anadolu ve Akdeniz üzerinden Avrupa’ya ulaşacak bu küresel hat, tam 65 ülkeden geçecek. Cinping bu projeyi 2049’da hayata geçirmeyi planlıyor.
Bir diğer deyişle, dünyanın ağırlık merkezini sallıyor. Zira bu “modern İpek Yolu”, dünyanın bugüne kadar gördüğü en büyük ekonomi ve kalkınma projesi. Dünya yüzölçümünün üçte birinden fazlasını kapsıyor.
Bu haberler senelerdir, özellikle de Ramazan aylarında tekrar tekrar zuhur ediyor.
Malûm geçtiğimiz ay yine basına yansıdı. Akabinde de Çin karşıtı gösteriler ve saldırılar patlak verdi. Hatta bunun ucu Çinli sanılan diğer Uzakdoğululara kadar uzandı.
Peki bu iddialar doğru mu?
Geçtiğimiz hafta Cumhurbaşkanı Erdoğan’a eşlik ettiğimiz Çin gezisi sırasında yaptığım görüşmelerle anlamaya çalıştım.
ÖNCELİKLE: UYGUR TÜRKLERİ ÇİN’DEKİ TEK AZINLIK MI?
Çin’in nüfusu 1.4 milyar. Bunun yüzde 92’si Han ırkından. Geri kalan yüzde 8’in içinde ise 55 ayrı etnik grup var.
Güvenli bölge kurulacak mı? Esad kalacak mı? İncirlik ne zaman kullanılacak? Çelişkili haberler kafaları iyice karıştırıyor.
Ankara’dan üst düzey bir yetkiliye akıllardaki bu soruları soruyorum. Ve hiç beklemediğim açıklıkta yanıtlar alıyorum.
Uçuşa yasak bölge (UYB) mutabakatta var mı, yok mu?
Malûm, önce “Türkiye ve ABD UYB kurulması için anlaştı” haberleri yansıdı basına.
Akabinde ise New York Times gazetesi, ABD’li yetkililerin “resmi bir UYB” kurulmasının mutabakatta olmadığını açıkladıklarını yazdı. Habere göre, ancak “fiili” bir güvenli bölge anlaşmanın yan ürünü olarak ortaya çıkabilirdi.
Konuştuğum yetkili, Ankara’dan ilk kez bu açıklıkta bir açıklama yapıyor: “UYB mutabakatta yer almıyor” diyor.
Peki neden ABD Türkiye’nin bu talebini bir türlü kabûl etmiyor?
Yetkiliye göre bunun iki sebebi var.
*
Öncelikle, şu anda Türkiye IŞİD’e karşı hem kendi topraklarında, hem de sınır ötesinde mücadele ediyor.
Dolayısıyla ister istemez ABD’nin “önce IŞİD, sonra Esad” kriterini kendiliğinden benimsemiş durumda. Bu da ABD ile stratejik hedeflerinin birbirine daha yaklaştığı anlamına geliyor.
Zaten bu sayede ABD ile sahada işbirliği artıyor. Zira iki ülke arasındaki pazarlıkları tıkayan asıl faktör buydu.
*
İlk kez Türkiye IŞİD’e hava operasyonu yaptı.
Ve ilk kez İncirlik üssü açıldı.
Neler oluyor?
Soru-cevaplarla anlamaya çalışalım.
Ne var ki Kıbrıs, bu sözü geçersiz kılacak gibi.
Zira yarım yüzyıldır süren krizin buzları sonunda eriyor belli ki.
KIBRIS’TA 2. REFERANDUM
Üç hafta önce görüştüğüm üst düzey bir yetkilinin verdiği müjdeyi bu köşede aktarmıştım.
Hem PYD’li yetkililerin aktardıklarını, hem de Urfa Akçakale’de ve Rojava’da (kuzey Suriye) gördüklerimi paylaşıyorum.
Şimdi bütün resme bakalım. Rojava’da neler oluyor, anlamaya çalışalım.
*
PYD ETNİK TEMİZLİK YAPIYOR MU?
Malûm, Tel Abyad nerdeyse bir ay önce IŞİD'den PYD'nin eline geçti. O zamandan beri de PYD sınırları kapatmış, kimseyi içeriye sokmuyor.
Ankara da PYD’nin Arap ve Türkmenleri bölgeden sürdüğünü, daha önce kaçmış olan Arap ve Türkmen mültecilerin de geri dönmelerine izin vermediğini söylüyor.