Paylaş
İlk kez Türkiye IŞİD’e hava operasyonu yaptı.
Ve ilk kez İncirlik üssü açıldı.
Neler oluyor?
Soru-cevaplarla anlamaya çalışalım.
SAVAŞTA MIYIZ?
Başbakan Davutoğlu dün “bugüne kadar herhangi bir savaşın parçası haline gelmedik, gelmeyeceğiz” diyerek bu soruya son noktayı koydu.
Türkiye henüz saldırı pozisyonuna geçmiş değil. Hala savunmada.
Ki güvenlik kaynakları bunu “aktif savunma” diye adlandırıyor.
Buna göre Ankara şu anda, ancak kendisine yönelik bir tehdit olduğunda karşılık veriyor.
Ve Davutoğlu’nun sözleri, bu prensibin korunacağına işaret ediyor.
GÜVENLİ BÖLGE Mİ KURULUYOR?
İncirlik açıldığı için, İATA (Uluslararası Hava Taşımacılığı Birliği) Türkiye ve ABD’ye uluslararası hükümlülükler yüklüyor.
Buna göre uçakların güvenliğini sağlamak zorundalar.
Bu nedenle sivil uçakların girişini yasaklayan özel güvenli bölgeler zaten oluşturulmak zorunda.
Ancak bunun ötesinde, bir “uçuşa yasaklı bölge” (UYB) oluşturulacağı basına yansıdı.
Ankara’da güvenlik kaynakları, Suriye sınırında ve sınırın diğer tarafında sınırlı, cepler şeklinde “özel güvenli bölge”ler oluşturulacağını doğruluyor.
Dün gazetemizde yayınlanan habere göre ise Türkiye ve ABD, UYB kurulması konusunda mutabakata vardı.
Buna göre bu bölge 90 km uzunluğunda ve Suriye tarafında 40-50 km derinliğinde olacak.
Ve havadan hem koalisyon uçakları, hem Türk savaş uçakları güvenliği sağlayacak.
BU BÖLGEYE TÜRK ASKERİ GİRECEK Mİ?
Konuştuğum emekli bir orgeneral, UYB’ye asker konuşlandırılmasının gerekli olmadığını söylüyor.
Uçaklarla ve uygun teçhizatla o alanda sürekli gözlem yapılacağını, saldırı olduğu takdirde ise havadan müdahale edilebileceğini söylüyor.
Ve önemli bir vurgu: Bu bölgeye “güvenli bölge” (GB) denmiyor.
Zira GB için, karadan da askeri unsurların arındırılması gerekiyor.
Kara operasyonu ise ne ABD’nin, ne de Türkiye’nin gündeminde yok.
BU BÖLGE İÇİN BM KARARI ŞART MI?
Değil. Zira Birleşmiş Milletler’in (BM) 51.maddesi zaten meşru müdafaa için savunmaya izin veriyor.
IŞİD’in sınırlarımıza açtığı ateş sebebiyle bu madde kullanılabiliyor.
BM VE NATO DEVREYE GİRER Mİ?
BM’nin aynı maddesine göre, şu anda yapılan ve benzeri müdahaleler için bir BM Güvenlik Konseyi kararı gerekmiyor.
Üyesi olduğumuz NATO’nun ise 4. ve 5. maddeleri IŞİD Türkiye topraklarına ateş açtığı için harekete geçirilebilir.
Zira 4. maddeye göre, bir üye ülkenin ulusal güvenliği tehlike altına girerse diğer üyeleri toplantıya çağırabiliyor.
5. maddeye göre de bir üye ülkeye yapılan saldırı, tüm üyelere yapılmış kabûl ediliyor.
Ancak Türkiye’nin bunun için başvurması pek olası değil.
Çünkü herşeyden önce, Batı ülkelerinin kamuoyları IŞİD’e karşı bir müdahaleye destek vermeyecektir.
İkincisi, Türkiye şu anda zaten ABD ile koordinasyon halinde ve dahası daha kapsamlı bir operasyon düşünmüyor.
ABD SURİYE KÜRTLERİNİ GÖZDEN ÇIKARIR MI?
Bir yanda PYD ve PKK ABD’nin Suriye ve Irak’ta IŞİD’e karşı yürüttüğü savaşın karadaki baş aktörü.
Ancak diğer yandan PYD ile aynı tabanı paylaşan PKK, Türkiye içinde tekrar şiddete sarılıyor.
Bununla birlikte, Türkiye belli ki IŞİD’e karşı mücadelede hızla çok daha etkin olacak.
Tüm bunlara rağmen ABD’nin bu kadar yatırım yaptığı ve ihtiyaç duyduğu Suriye Kürtlerini bir anda denklemden çıkaracağını öngörmek doğru olmaz.
*
ABD bu çelişkili durumu, Ankara ve PYD’yi orta yolda buluşturmaya çalışarak çözmeye çalışacaktır.
Çözüm sürecinin tekrar ivme kazanması için zorlayacaktır.
Kaldı ki ABD PKK’nın gücünü tekrar Türkiye’ye yönlendirmesini, böylece kuzey Suriye’deki mücadelesinin zayıflamasını da istemez.
PEKİ TÜRKİYE?
Bununla birlikte, Türkiye Suriye’ye daha fazla müdahil olacağı için zaten karadan PYD’nin işbirliğine ihtiyaç duyacaktır.
Aynı Süleyman Şah Türbesi’nin naklinde olduğu gibi.
Yine, oluşturduğu UYB’ye yönelik bir tehdit olduğunda da karada PYD’nin yardımına ihtiyaç duyabilir.
Zira UYB’nin kurulacağı coğrafyada Suriye Kürtleri bulunmaya devam edecek.
Bu nedenle Ankara da PYD’yi dolaylı da olsa bir ortak olarak görmeye başlayabilir.
Tüm bunların ötesinde zaten IŞİD’le savaş yeterince zorken, Türkiye hem Suriye’de bir de PYD’yi karşısına almayı, hem de içeride istikrarsızlık yaşamayı kaldıramaz.
YA ESAD?
Devam edeceğiz.
Paylaş