Son günlerde bölgesel havacılık yine Türkiye'nin gündeminde. Artan iç hat yolcu sayısı, pazarda Türk Hava Yolları dışında taşıyıcının olmaması, yerli-yabancı çok sayıda yatırımcının yanı sıra uçak imalatçılarının da dikkatlerini buraya çekiyor.
İç hat pazarının en önemli oyuncusu THY. Pazarın neredeyse tamamını elinde tutan THY, imalatçılarla sık sık toplantı yapıyor. Yeni nesil bölgesel uçaklar inceleniyor, sistemler üzerinde çalışılıyor.
Türkiye'de son 10 yıldır iç hat taşımacılığı sürekli tartışılıyor. Herkes makul fiyatlarla havayolu seyahati yapmak istiyor. Bu nedenle otobüs bilet fiyatının sadece yüzde 50 fazlasına uçabilmek, Anadolu'daki şehirleri merkeze havayolu ile bağlama fikri hemen çok sayıda taraftar buluyor. Ancak bölgesel havacılık normal bir havayolu işletmesinden çok daha karmaşık ve geniş bir organizasyon gerektiriyor. Yurtdışındaki başarılı örnekler gibi düzgün hizmeti uygun fiyatla verebilmek için doğru uçak seçiminden geniş filoya, bayrak taşıyıcı havayolunun bağlantılı uçuş desteğinden iyi bilet satış-pazarlamaya kadar geniş yelpazede profesyonel bir yapıya ihtiyaç duyuluyor. Yanlış seçimler veya fazla uçak sayısı, gereksiz personel, organizasyon bozuklukları geçmişte örnekleri olduğu gibi kısa zamanda büyük zararlara neden oluyor. Ucuz uçuş imkansız hale geliyor.
Yatırım ve organizasyonun dışında başta vergi indirimi olmak üzere ciddi hükümet desteğine de gereksinim duyulması işi bir anda çok bilinmeyenli denklem haline sokuyor. Bu karmaşıklığa hava taşımacılığının kárı az, riski yüksek, her krizde dibe vuran yapısı eklendiğinde, birçok yatırımcı haklı olarak elini taşın altına koymak istemiyor.
Durum böyle olunca tüm gözler Türk Hava Yolları'na çevriliyor. THY son yıllarda iç hatlarda değişim için gerek hükümet, gerekse de pazarın talepleri doğrultusunda büyük baskı altında. Geçmişte iç hatlarını ayırıp yeni yatırımlar yapmak isteyen THY, özelleştirme kapsamında olması nedeniyle bunları yerine getirememişti. Ancak son günlerde tekrar yaşanan hareketlenmenin nasıl sonuçlanacağı merakla bekleniyor.
İMALATÇILAR TAKİPTE
Yeni THY yönetimi organizasyonunu tamamladıktan sonra ilk ele aldığı konulardan biri iç hat taşımacılığı oldu. Yeni nesil bölgesel uçaklar üzerinde duran yönetim, imalatçılardan tanıtım toplantıları talep etti. THY'nin ilk ziyaretçileri filo yapısı nedeniyle zaten yakın ilişki içinde bulunduğu Boeing ve Airbus oldu. Amerikan Boeing şirketi 717, Avrupalı Airbus Endüstri ise A318 modellerini THY'ye tanıttı.
Boeing'in McDonnell Douglas'la birleşmesinden sonra imalatına devam ettiği tek Douglas tasarımı olan 717'nin teslimatlarına 1999'da başladı. DC9'un MD80 ve MD90'dan sonra dördüncü nesil üyesi olan 717'nin koltuk kapasitesi 108. 2500 kilometre menzilli uçak, düşük uçuş maliyetlerine sahip. Airbus ise THY'ye teslimatları geçen yıl başlayan A318'i öneriyor. Koltuk kapasiteli 107 olan uçak, A320 ailesinin en küçük üyesi. A318 pilotları ek eğitim almadan koltuk kapasitesi 220'ye kadar çıkan serinin diğer modellerinde de uçabiliyor. İstenirse A318'le bölgesel uçuşların yanı sıra daha uzun menzilli seferlerde ekonomik olarak gerçekleştirilebiliyor.
Büyük imalatçılar Boeing ve Airbus'ın tanıtımlarını diğer bölgesel uçak üretecileri izledi. Dünyanın en büyük üçüncü imalatçısı olan Kanadalı Bombardier, hem pervaneli hem de jet motorlu uçaklarını THY'nin beğenisine sundu. Bombardier, turboprop olarak 50 koltuklu Dash-8 Q300 ve 78 koltuk kapasiteli Dash-8 Q400 modellerini öneriyor. Hızı neredeyse jet uçaklarıyla aynı olan Q300 ve Q400'ün işletim maliyetleri jetlerden yaklaşık yüzde 30 daha düşük. Bombardier, 650-700 kilometreden daha uzun menzilli uçuşlar için jet motorlu modellerini öneriyor. Kanadalı şirket THY'ye yolcu kapasiteleri 50-70 ve 86 arasında değişen jet motorlu CRJ100, CRJ700 ve CRJ900 modellerini sunuyor. Şirketin imal ettiği yeni nesil bölgesel jetlerin menzilleri 3 bin kilometreye kadar çıkıyor. Bombardier şirketinin ürettiği 800'den fazla bölgesel jet çok sayıda havayolu şirketinde uçuyor.
Bölgesel uçak pazarında uzun yıllardır imalatını istikrarlı olarak sürdüren İtalyan-Fransız ortak şirketi ATR, iki modeli THY'ye öneriyor. Turboprop motorlu ATR42 50, ATR72 modeli de 68 koltuk kapasitesine sahip. Halen 673 adet ATR uçağı 113 havayolu şirketinde görev yapıyor.
YENİ NESİL UÇAKLAR
1990'ların başında yaptığı yeni organizasyonu ile hızla büyüyen ve bölgesel uçak pazarında bini aşkın siparişle ciddi başarıya imza atan Brezilyalı Embraer şirketi de Türkiye pazarında diğer imalatçılarla çarpışıyor. Embraer motorları kuyrukta bulunan 37 ve 50 koltuklu ERJ135 ve ERJ145 ile kanattan motorlu 86 ila 104 yolcu taşıyabilen ERJ170 ve ERJ190 modellerini THY'nin beğenisine sunuyor. Embraer'in en büyük özelliği uçakların ortak sistem ve kokpit yapılarına sahip olması. Havayolu şirketleri farklı yolcu kapasitelerine sahip uçaklardan sipariş vererek filo yapısında esnekliğe kavuşuyor. Özellikle Amerika'daki şirketlerin yüksek sayıda sipariş verdikleri Embraer, uygun fiyat ve ekonomik uçuş maliyetleri ile Türkiye pazarında da varolmayı hedefliyor.
Ankara merkezli TAI ise Hava, Deniz ve Sahil Güvenlik Kuvvetleri'nde kullanılan CN235 uçaklarını THY'ye öneriyor. Hem askeri hem de sivil uçuş sertifikasına sahip 45 koltuklu CN235, toprak ve yarı hazırlanmış pistlere rahatlıkla inip kalkabiliyor. İmalatta önemli bir altyapıya sahip TAI, bakım, pilot ve teknisyen konusunda Türk Silahlı Kuvvetleri ile işbirliği yapılabileceğinin altını çiziyor.
İKİNCİ EL HAREKETLİ
Yeni nesil uçakların yanı sıra ikinci el bölgesel uçaklarda da ciddi bir hareketlilik dikkat çekiyor. İmalatlarını durduran İngiliz British Aerospace, Amerikan-Alman ortak şirketi Fairchild-Dornier, İsviçreli Saab şirketleri de ellerindeki ikinci el uçakları makul fiyatlarla pazarlıyor. Uzmanlar acil uçak ihtiyacına sahip şirketlerin kısa vadede ikinci el modellerle sorunlarını çözebileceğini vurguluyor.
İç hat uçuşları ile atıl havalimanlarının da canlandırılması planlanıyor. Ancak uçuşların düzgün yapılabilmesi için hedeflenen atıl havaalanlarının yeniden donatılması, uçuş emniyetinin yükseltilmesi ve bölgede iyi pazar araştırması yapılması gerekiyor. Atatürk Havalimanı’nı bile hala şantiyeden kurtaramayan eski-yeni hükümetlerin anlayışlarının hızla değişmesi şart.
UCUZ MALİYETLİ HAVAYOLU
Düşük maliyetli havayolu şirketleri az personel ve para ile satılan ikramla çözümler yaratıyorlar. Çoğu biletlerini internet ortamında pazarlayan bu havayollarında pilotlar uçak kapısında biletleri topluyor, 50 yolcuya kadar bir hostesle kabinde sadece sıcak-soğuk içecek veriliyor.
Uçakların çok uçurulabilmesi için geceyarısından sonra sefer düzenleniyor ve bunlarda yüzde 50'ye varan indirimler yapılıyor. Genellikle çok ucuz maliyetleri, aylık kiraları çok düşük uçak kullanan bu tür şirketler, yolcu-yoğun hatlarda 'shuttle' seferleri gerçekleştiriyor. Örneğin İstanbul-Bodrum arasında yoğun sezonda her saat başı uçak gidip geliyor. Arada İzmir'e veya Denizli'ye de inilip yolcu alınabiliyor ya da indiriliyor. Bu uçak geceyarısından sonra daha da ucuzluyor. Ya da kargo taşınarak maliyetler iyice düşürülüyor. Ancak en önemli sorun uygun uçağın bulunmasıyla çözülüyor.
Personel giderleri en düşük seviyede tutulan bu tür havayolu şirketleri genellikle özel sektörde başarılı olabiliyor. Birden fazla iç hat şirketi pazarda birbirlerine rakip olsa da aynı şemsiye altında işbirliği yaparak ayakta kalıyor.
HERKES ARAŞTIRIYOR
Düşük maliyetli iç hat seferi yapacak, yakın ülke kentlerine de uçuşlar düzenleyecek bir havayolu modeli için özel sektörde de çalışmalar var. Kaya Çilingiroğlu, Ali Şen'in oğulları ile birlikte havayolu kurmak amacıyla araştırmalarını sürdürüyor. Birçok grup da bu konuda araştırmalar yaptırıyor.
TURBOPROP MU, JET Mİ?
Bölgesel uçak pazarında en fazla yaşanan kavganın başında turboprop yani pervaneli uçak-jet rekabeti geliyor. Aslında bu sorunun cevabı havayolunun ihtiyaçlarına, uçulan noktalara, doluluğuna ve maliyetlerine bakıldığında kendiliğinden çözülüyor.
Turboprop uçaklar 650 kilometreye kadar olan uçuşlarda jetlere oranla çok daha ekonomik maliyetler sunuyor. Yeni nesil turboproplar, yüksek hızları sayesinde 650 kilometreye kadar jet uçaklarla aynı sürede uçuyor. Ve bu uçuşu yaklaşık yüzde 25-30 daha ucuz işletim maliyetleri ile gerçekleştiriyor. Son yıllarda üretilen turboproplara yerleştirilen teknolojiler sayesinde yolcuya jet uçağı konforu sunuluyor. Kabine gelmeyen pervanenin gürültüsü ve titreşimi ile yolcu uçuş sırasında rahat ediyor.
YÜKSEK SÜRAT
Yaklaşık 650 kilometrenin üzerinde uçuşlarda ise mesafe uzadığı için jetler daha ekonomik kullanım sunuyor. Örneğin 1304 kilometrelik İstanbul-Van uçuşunda jetler yeni nesil turboproplardan sadece 8 dakika önce iniyor. Menzil 1500 kilometre ve üzerine çıktığında Boeing ve Airbus'ın normal yolcu uçaklarının ekonomik kullanım menzillerine giriliyor.
Turboprop uçaklarının koltuk kapasitelerinin geçmişte 19-35'ten 45-75'e çıktığını belirten uzmanlar, yeni nesil uçakların birçok havayolu şirketi tarafından ekonomik olarak kullanıldığını söylüyor. İmalatçıların dikkat çektiği bir diğer nokta ise her krizden sonra jet yerine havayollarının turboprop uçağa dönmesi. Benzeri bir durumun her iki Körfez Savaşı'nda sektördeki krizde yaşandığının altını çizen uzmanlar, birçok havayolunun temel bölgesel uçak filosunun turboproplardan oluştuğunu ifade ediyor. Bölgesel jet uçak pazarı hızlı büyüse de turboprop uçak ihtiyacının yıllık yaklaşık 80-90 adet olarak gerçekleştiği belirtiliyor.