Paylaş
ATAKÖY’deki Galeria sadece İstanbul’un değil Türkiye’nin ilk AVM’siydi. Devasa bir otoparkı vardı. Buraya gelenler otoparktan bedava yararlanıyordu.
Rahmetli Yıldırım Aktuna, yerel seçimlere Altı Kazık Partisi’nin çakması olan SHP’nin adayı olarak girmişti. Sandıktan Bakırköy Belediye Başkanı olarak çıktı.
Mazbatasını alır almaz ilk iş olarak, gazete ve TV muhabirlerini başına toplamak oldu. Halktan yana ilk icraatını açıklayacaktı:
“Galeria’nın otoparkının ruhsatı yok, kapatıyorum.”
* * *
“Aman dur, nerden çıktı bu” filan demeye kalmadan kararını almıştı. Muhtemelen aklı eren bir kişi bulup danışmamıştı.
Galeria’nın parasız hizmet veren iki bin araçlık “ruhsatsız” otoparkı Yıldırım Aktuna için “ruhsatsız” olduğu için her türlü yolsuzluğun, talanın, yağmanın simgesiydi.
Otoparkı kapatarak, yağmacı takımına “devir değişti, ayağınızı denk alın” mesajı vermiş oluyordu.
Hesap etmediği şey, buraya gelen insanların araçlarını nereye park edeceğiydi. Görünen oydu ki Galeria’ya giden bütün yolları, sağlı sollu park etmiş araçlar tıkayacaktı.
‘ŞİMDİ NE OLACAK BAŞKAN?’
Ara başlıktaki bu soru cümlesini, başkanı dinleyen gazete muhabirlerinden biri sordu.
Ünlü deli doktoru Mazhar Osman’ın mirası Bakırköy Akıl Hastanesi’nde yıllarca başhekimlik yapmış olan Dr. Yıldırım Aktuna, ışığa tutulmuş tavşan gibi bakakaldı.
Diğer muhabirler de lafa karıştılar. O otopark binlerce araca bedava hizmet veriyordu, onun sayesinde yollar tıkanmıyor, vatandaş eziyet çekmiyordu.
Dr. Yıldırım Aktuna o gün cümle danışmanlarından almadığı aklı gazetecilerden aldı ve manda fışkısına yan bastığını ancak idrak etti. İşin hizmet kısmı hiç akıllarına gelmemişti.
“of the record” kalmak kaydıyla gazetecilere sordu:
“Şimdi ne yapacağız çocuklar?”
Bereket versin ki bizim çocuklarda akıl çoktu. Muhabirlerden biri “Başkan! Otoparkı iki gün sonra sessiz sedasız aç. Bir daha da bu konuyu dillendirme” dedi.
Dört dörtlük bir akıldı. SHP’li Başkan, kendi başına sardığı “Galeria faciası”ndan bu akıl sayesinde kurtuldu.
* * *
Bu tarihi olay 1989’da yaşandı, üzerinden 26 sene geçti. Emanetini SHP’den devralan Altı Kazık Partisi’nin belediyecilik refleksinde hâlâ o yılların etkisi görülüyor.
Partinin genetik yapısına girmiş bir kere. Paçaya yapışan kene gibi, bir daha söküp atamıyorsun.
Bir bakıyorsun Marmaris’te bir bakıyorsun Urla’da baş vermiş.
YIK ANASINI SATAYIM, ACIMA
Altı Kazık Partisi’nin Marmaris’teki Belediye Başkanı’na Allah bir kuvvet vermiş. O kuvvet sayesinde koca şehirdeki yapılardan çoğunun “imara aykırı” olduğunu ilan etmiş.
Aralarında otuz beş de turistik otel bulunan bu yapıların iki vakte kadar “yıkılacağını” ilan etmiş.
Tam da seçime beş kala koca Marmaris’e “Bayramdan sonra nara, hoş geldin Bayram Ağa” sendromu yaşatmış.
Vatandaş haliyle telaşlanmış. İçlerinden “Yık anasını satayım, yıkmayan şöyle böyle olsun” diyebilen soğukkanlı biri çıkmamış. Öyle ya! Beş bin binayı yıkmak da para ister. Yıktın diyelim, yerine ne koyacaksın?
Lakin panik çıkmış bir kere.
Başkan bakmış ki çarşı karışıyor, bir açıklama daha yapmış. “Telaşa gerek yok” demiş. “Plan ve proje tadilatı” ile sorun giderilir.
Bunlar tehlikeli ağızlar. Ne demek “Plan ve proje tadilatı?” Bu ağızlar “işini bilen (!) vatandaşa” selam göndermek gibi anlaşılır ki ceremesi ağırdır.
* * *
Marmaris şoku geçmeden İzmir Urla’ya bağlı Balıkova beldesinde bir yıkım vukuatı daha patladı. Altı Kazık Partisi belediyesi sahildeki evler için “imara aykırılık” gerekçesi ile yıkım kararı aldı.
Partinin başındaki ‘Mülayim Bakışlı Gözlüklü Şahsiyet’ şimdi hop oturup hop kalkıyordur. Bu başkanları Ankara’ya çağırıp beyzbol sopasıyla girişse yine de yüreği soğumaz.
Vukuata baktıktan sonra gel de “Allah’ım sen beni dostlarımdan koru. Düşmanlarımı ben hallederim” diye yakaran siyasetçiyi anma.
Paylaş