5 Mayıs 2007
Birkaç hafta önce Eskişehir’de, iyi bakılmayan hatta eziyet gören terrier cinsi bir köpek, komşuların şikayeti üzerine sahibinin elinden alındı. Köpeği kurtaran, Eskişehir Hayvanları Koruma Derneği Başkanı Ayten Tutkun’du. Tutkun, 16 yıl öncesine kadar kedi ve köpeklerden korkan, hatta onlara dokunamaktan bile çekinen bir kadındı. Ta ki, Beyoğlu İstiklal Caddesi’nde karşılaştığı Romanyalı turisti görünceye kadar. Karton bir kutu içinde 1-1,5 aylık köpek yavruları satan turist, bu yavrulardan ikisini yanından geçen Tutkun’un kucağına bıraktı. Sıcak tüylü vücuda temas ettiğinde ellerini çekmek, çığlık atmak istedi. Yavruların yere düşeceğini hesap ederek vazgeçti. 1-2 saniyelik temas, yılların korkusunu bir anda aldı götürdü. İki yavru köpek, onun tüm hayvanlarla dost olmasını sağladı. Tutkun, 13 yıldır Eskişehir Hayvanları Koruma Derneği’nin üyesi, 3 yıldır da başkanı. Bugüne kadar pek çok hayvanının hayatını kurtardı.
Hayvanları koruma dernekleri, yurdun dört bir yanında hayvan hakları için savaşırken, Eskişehir şubesinin icraatları hiç de hafife alınacak gibi değil. Kısa adı EHKD olan Eskişehir Hayvanları Koruma Derneği’nin Başkanı Ayten Tutkun, hayatını bu işe adamış.
Tutkun, sürekli olarak Belediye ile işbirliği içinde. Geçtiğimiz günlerde, bir evin bahçesinde sahibi tarafından sürekli bağlı tutulup, soğukta ve sıcakta korunaksız bırakılan terrier cinsi köpeği kurtardı.
"Sümer Mahallesi’nde tek katlı evin bahçesinde, terrier cinsi bir köpeğin aylardır sahibi tarafından bağlı tutulduğu ihbarı aldım. Şikayeti hemen İl Çevre ve Orman Müdürlüğü’ne bildirdim. Yetkililer hemen harekete geçti. Köpek, sahibinden alındı. Hemen veteriner kliniğine götürüp muayenesini yaptırdık. Uzayıp keçeleşen tüyleri tıraş edildi. Uzun süre boynundan bağlı kaldığı için kendisini hala bağlıymış gibi hissederek davranış bozuklukları sergiliyordu. Derneğimizin yönetim kurulu üyesi Melike Şenocak’ın evine yerleştirdik. Köpek ev ortamına kısa sürede uyum sağladı. Sonra da sahiplendirdik."
KURDU DA KURTARDI EŞEĞİ DE
Tutkun’un kurtardığı hayvanlar sadece kedi ve köpek gibi evcil türlerle sınırlı değil. Geçtiğimiz aylarda Mihaliç ilçesinde, vatandaşların 25-30 günlük bir kurt yavrusu bulduklarını ve kendisine haber verildiğini anlatıyor: "Kurt yavrusuna Tarkan adını koyduk. Odunpazarı Belediyesi Hayvan Sağlık Merkezi’nde kontrolden geçirdik. Buradaki Mex isimli köpeğimiz ona süt annelik yaptı. Kurt yavrusu konusunda tecrübeli üyemiz Dr. Faruk Çakmak, himayesi altına aldı. Doğada hayatını devam ettirecek duruma gelinceye kadar da orada bakılacak".
Tutkun’un zulümden kurtardığı hayvanlardan birisi de Korsan adı verilen eşek. Seyitgazi ilçesi Üçsaray köyündeki cani bir vatandaş tarafından her iki gözünden bıçaklanan eşeğin haberini alır almaz, atlamış gitmiş: "Eşeğin sahibi kimin yaptığını biliyordu. Jandarmayı çağırırak sahibinin şikayetçi olmasını istedik. TCK’ya göre 3 aydan 4 yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı. Duruşmalar sonunda eşeği bıçaklayan kişi 6 ay hapis cezasına çarpırıldı ancak cezası paraya çevrildi. Bu arada biz de eşeğe Korsan adını verdik. Korsan, Türkiye Hayvanları Koruma Derrneği Başkanı Birgül Rona’nın sayesinde 3 operasyon geçirdi. Bir gözü tamamen iyileşti. Diğeri eskisi kadar sağlıklı değil, ama şimdi durumu çok iyi. Yaşamına Türkiye Hayvanları Koruma Derneği’nin Karacabey tesislerindeki Pako barınağında devam ediyor."
Ayten Tutkun, hayvan mağazasında zulüm gören Boxer cinsi bir köpeği de kurtardı. Boxer’ın kuyruğunun lastikle boğulduğunu gören bir vatandaşın ihbarı üzerine dükkana giden Tutkun, lastiği neden bağladıklarını sorduğunda; "Kuyruğunun kangren olup düşmesi için" cevabını alınca İl Çevre ve Orman müdürlüğü ile İl Tarım Müdürlüğü yetkililerine haber vermiş.
İnönü ilçesi yakınlarında, anayolda bir otomobilin çarptığı ayı yavrusu da Tutkun’un sayesinde şifa bulmuş. Aç kaldığı için yola inen ayı yavrusunun kazada ön ve arka ayakları kırılmış. Uludağ Üniversitesi Veteriner Fakültesi’nde 6,5 saat süren operasyon geçirmiş, kırıkları iyileştikten sonra da Bursa Karacabey ayı barınağına nakil edilmiş.
Kronik böbrek yetmezliği olan kedilerde beslenme
Kedilerde kronik böbrek yetmezliği, yaşlılıktan veya doğrudan böbrek hastalıkları ya da diğer hastalıklar sonucunda ortaya çıkıyor. Çok sık karşılaşılan bir sorun. Beslenme son derece büyük bir önem taşıyor. Doğru beslenme ile hastalığın ilerlemesi yavaşlatılabilir. Ayrıca hastalık nedeniyle böbreklerin fonksiyonlarını tam olarak yerine getirememesinden kaynaklanan problemler de kontrol altında tutulabilir.
Bu açıdan ele alındığında, kronik böbrek yetmezliği olan kedilerde beslenme ile ilgili en önemli unsurlar su tüketimi ve kullanılan mamanın protein, fosfor ve tuz içeriği.
Hasta kedilerde, böbreklerin suyun geri kazanımı ile ilgili görevlerindeki aksaklık sonucu, dehidrasyon olarak tanımladığımız su kaybı oranı, sağlıklı bir kediye göre daha yüksektir. Bu nedenle kronik böbrek hastalığı olan kedilerde vücuda yeterli miktarda su alınması hayati önem taşır. Özellikle su ihtiyacını daha ziyade mamanın içinde bulunan su oranı ile karşılama eğilimi gösteren kedilerde kuru mama yerine su içeriği yüksek konserve ve poşet mamalar kullanmak tercih edilebilir. Eğer kediniz kuru mama yeme konusunda ısrarlı ise bu durumda mamayla birlikte sürekli taze içme suyu bulunması ve bu suyun gün içinde sık sık yenilenmesi ve kedinin su içmeye teşvik edilmesi gerekir.
Böbrekler, normalde vücuttaki metabolizma olayları sonucunda oluşan artık ve zehirli maddelerin atılması ile ilgili çalışırlar. Böbrek yetmezliğinde, proteinlerin vücutta kullanılması ve parçalanması sonucu oluşan artık ve zehirli maddelerin uzaklaştırılması aksar. Bu maddelerin kandaki oranı yükselerek kedinin sağlığını tehdit eder. Bu nedenle kronik böbrek yetmezliği olan kedilerde kullanılan mamanın, protein oranının düşük olması gerekir. Ancak gereğinden fazla düşük olması da şiddetli kilo kaybına ve başka sağlık problemlerine yol açabilir. Bu hastalık sırasında kullanılmak üzere özel hazırlanmış, reçete diyet mamalar kullanılması önerilir. Kedinizin bu yeni mamanın lezzetini beğenmezse, daha az mama yeme veya hiç yememe gibi durumlar ortaya çıkabilir. Bu nedenle bu tarz reçete diyetlere geçiş yapılırken, mutlaka kedinin daha önce kullandığı mamadan diyet mamaya yavaş yavaş geçilmesi gerekir. Bu geçiş süresinde eski mamanın oranı azaltılırken kademe kademe yeni diyetin oranı arttırılır. Geçiş süresi bazı kedilerde bir hafta, bazılarında bir aydan daha uzun sürebilir. Eğer diyet mamalar konserve olarak kullanılıyorsa, bir miktar ısıtarak verilmesi aromasını ve lezzetini arttırarak kedinizin daha fazla yemesine yardımcı olabilir.
Bunların yanı sıra mamadaki fosfor ve tuz oranının da düşük olması çok önemli. Çünkü vücuttaki iyonların, yani elektrolit dengenin bozulmasına bağlı problemlerle çok sık karşılaşılmaktadır.
Barınak köpeklerine eğitim
Dünyanın en büyük köpek koruma derneklerinden birisi olan, İngiltere’deki Dogs Trust’ın köpek sahiplendirme direktörü Diane Mc Lelland Taylor, Sosyal Sorumluluk ve Eğitim Derneği’nin davetlisi olarak İstanbul’da.
Taylor 15 gün Türkiye’de kalacak ve Bakırköy Sahipsiz Hayvan Barınağı’nda, sahipsiz köpeklere eğitim verecek. Barınaktaki köpeklerin çoğunlukla sokak köpeği olduğu için sahiplendirildikten sonra problemler yaşandığına dikkat çeken Taylor, "Ben kısa sürede köpeklere insanlar ile iyi geçinmenin yollarını öğretiyorum. 5 derslik bir eğitimden sonra sokak köpekleri dur, otur, yürü gibi kelimeleri anlar ve uygular hale geliyor. Bunda amaç sahiplendirilen köpeklerin kısa sürede ev yaşamına uyum sağlaması" diyor.
Taylor’ın eğittiği köpekler, bugün ve yarın, 11.00-19.00 arasında, Ataköy Yunus Emre Kültür Merkezi’nde yapılacak köpek şenliğine götürülecek ve sahiplendirmek için çalışmalar yapılacak. Katılım için; eniyidostlar@sed-tr.orgx
Edirne Barınağı’ndan alınan bu kıza, onu sevecek bir sahip aranıyor. Tuvalet terbiyesi var, kısırlaştırılmış, parazit tedavisi yapılmış. Çok akıllı, uslu ve terbiyeli. Çocuklarla iyi anlaşıyor. Hiç havlamadığından ses tellerinin alındığı sanılıyor. Tel: (535) 362 50 05
Biber ve Efe 1.5 yaşında iki kız kardeş. İkisi de çok iyi bekçilik yapıyor. Bir arsada geçici olarak bakılıyorlar ama arsaya inşaat başlayacağı için acilen yuva arıyorlar. İkisi de çok sağlıklı, kısır ve tüm aşıları tamamlanmış. İrtibat: (533) 696 60 30
Şebnem Özinal’ın köpeği, geçen salı Bodrum Torba’daki evinden kaçmış. Çakıl, 7 aylık bir york shire terrier. Üzerinde mavi bir göde tasması var. Tüyleri traşlı. Bulanlar veya görenler acilen haber verebilir mi? ozinalsebnem@hotmail.com.
Bir gece vakti anneleri ile kapı önüne konan minik yavrulara ev aranıyor. 4 dişi ve 1 erkek yavru var. İlgilenenler veteriner hekim Ali Battal’a ulaşabilir. Tel: (212) 327 88 03
Bu uzun tüylü, güzel dişi kedi, Sibel Hanım tarafından birkaç ay önce apartman bahçesinde bulunmuş. Boynunda pembe tasması varmış. Veterinere götürdüğünde kısırlaştırılmış olduğunu öğrenmiş. Kendisine acilen yuva aranıyor. Evinden kaçmış da olabilir. İlgilenenler (505) 667 47 72’den Ceyda Bal Dabanca’yı arayabilir.
2 aylık 3 minik pisicik için yuva aranıyor. İkisi erkek, biri dişi. ipek.yagal@gmail.com ya da (532) 264 25 98 No’lu telefondan bilgi alabilirsiniz.
Cahit AKYOL
Yazının Devamını Oku 28 Nisan 2007
Baharın gelip güneşin yüzünü göstermesiyle köpek gezdirmek artık zorunluluktan çıkıp keyif haline geldi. Ancak bu keyfin daha sonra sıkıntıya dönüşmemesi için, köpeğinizi sokakta bekleyen tehlikelere karşı önlem almanızda yarar var. Pire, kene, bit, uyuz böceği ve diğer dış parazitlerin üreme potansiyelleri ve çevreye uyum yetenekleri çok yüksek olduğu için, köpeğin gezdiği her yerde bunlara rastlaması mümkün. Bu küçük canavarların ardı arkası kesilmeyen saldırıları karşısında köpeklerin yaşam kalitesi bozuluyor, performansları düşürüyor ve tabii ki sağlıkları riske giriyor. Tüm bunların üstüne insanların neden olduğu bazı tehlikeler de söz konusu. İstanbul Veteriner Hekimler Odası Başkanı Doç. Dr. Murat Arslan, köpekleri sokakta bekleyen riskleri ve alınması gereken önlemleri anlattı.
Sokakta köpek gezdirirken dikkat etmeniz gereken birinci nokta, tasma. Küçük köpekler daha hareketli, kangal gibi büyük köpekler ise daha sakin oluyorlar. Ancak köpeğinizin doğası gereği avcı olduğunu sakın unutmayın. En sakin köpek bile hiç beklemediğiniz bir zamanda saldırgan davranışlar gösterebilir. Köpeğiniz bir başka köpeğe saldırabileceği gibi, bir insana da saldırabilir. Sahibinin bir anlık kontrolsüzlüğüyle tasmasından kurtulması, başınıza dert açabilir. Bunun için en iyi yöntem kısa ve sağlam tasmalar. Tabii sizin de bu tasmayı çok sıkı tutmanız gerekiyor.
PİSİ PİSİ OTU KABUS GİBİ
Hani arkadaşınızın saçlarına attığınızda ok gibi saplanan pisi pisi otu vardır. İşte bu ot, köpeğiniz için kabus olabilir. Parklarda sıklıkla görebileceğiniz ucu ok şeklindeki pisi pisi otu, köpeğin tüyünün arasına girdiğinde, deriyi delip apseye neden oluyor. İlk anda bunu fark etmeyebilirsiniz. Ancak köpeğiniz bir iki gün içinde topallamaya başlar. Çaresi minik bir cerrahi operasyon. Bir de köpeğiniz hareketliyse hızla çalılara girmesini engelleyin. Çünkü gözüne batan ot, retina yırtılmasına bile neden olabiliyor.
KENELER FELÇ SEBEBİ
Kene, pire ve sivrisinekler de sokaktaki ciddi risklerden. Keneler nisan-ekim arasında çalılıklarda, otlarda yaşıyor. Köpeğin derisine gömülen kene, ısırdığı bölgelerde bakteri oluşumuna, dolayısıyla çeşitli hastalıklara yol açıyor. Anemi yani kansızlık, kan paraziti ve lyme keneler yoluyla bulaşan hastalıklardan birkaçı. En kötüsü ise bazı kene türlerinin, kan emerken, köpeğin arka bacağında ilerleyen bir felce neden olması. Kene yoluyla solunum felci olan köpeklerin ölüm riski çok yüksek. Keneleri yok etmek için uzun etkili ilaçlar kullanmanız gerekiyor.
PİRE BAĞIRSAKLARA YERLEŞİYOR
Köpeğiniz sürekli kaşınıyorsa ve huzursuzsa aklınıza ilk gelmesi gereken şey, sokakta pirelendiği olmalı. Pire deyip geçmeyin. Pire, özelikle küçük ırk köpeklerde yol açtığı enfeksiyonlarla, şiddetli anemiye ve devamında ölüme yol açabiliyor. Pireler bazı bağırsak parazitlerinin de misafiri. Pirelerin neden olduğu alerjik reaksiyonları da hafife almamak gerek. Etkili bir pire mücadelesi için muhakkak veterinere başvurun. Tedavisi genellikle köpeğin yaşadığı alanı ve vücudunu ilaçlarla temizlemek.
ÖLÜMCÜL SİVRİSİNEKLER
Yaz aylarında bizleri de canımızdan bezdiren sivrisinekler, köpekler için sonu ölüme kadar gidebilen kalp kurdu hastalığına yol açıyor. Sinekler, hasta hayvanlardan aldıkları larvaları sağlıklı köpeğe bulaştırabiliyor. Bu parazitlerden bazıları kalbe yerleşip, orada büyüyor. İnanması güç ama köpeğinizin kalbinde 3-4 ay içinde boyu 30 santimetreye varan bir parazit oluşuyor. Hastalık fark edilmez ve tedavi edilmezse, dostunuzun ölümüne yol açabiliyor.
UYUZ BELİRTİLERİNE DİKKAT
Uyuz da bir parazit yoluyla bulaşıyor. Park ve bahçelerde gezen köpeklerin bu paraziti alması hiç de zor değil. Hastalık, kaşıntı, deride kalınlaşma ve kıl dökülmesiyle belirti veriyor. Ayaklar, karın altı ve göğüs bölgelerinde başlayan uyuz, tedavi edilmezse, bütün vücuda yayılıyor.
NE YAPILMALI?
Tüm bu anlattıklarımız kabus gibi görünebilir, ama korkmayın. Köpeğinizi hastalıklardan korumak için aşı ve bakımını ihmal etmemek birinci koşul. Yürüyüşe çıktığınızda, dışkısını ortalıkta bırakmayın. Kesinlikle bir poşete alıp çöpe atın. Sokaktaki kirli su ve besinleri yiyip içmesini engelleyin. Sokak köpeklerine de dikkat edin. Ne kadar sevimli olurlarsa olsunlar, birçok hastalık taşımaları mümkün. Bu nedenle köpeğinizin onlarla temasını engelleyin. Eve döndüğünüzde de ayaklarını iyice temizleyin.Yeliz ÖZ
Kuşların tüy değiştirme dönemi
Kafes kuşları, gerek yaşlanan ve yıpranan tüylerini değiştirmek, gerekse fizyolojik durumlara ve çevresel koşullara uyum sağlamak için normal olarak tüy değiştirir. Özellikle söz konusu olan hasar görmüş ve yıpranmış tüyler olduğunda, bu tüy değiştirme işlemi rutin ve sistematik bir şekilde tüm yıla yayılmış olarak görülür.
Genel kural olarak yabani yaşamdaki kuşlar yılda iki kez tüy değiştirirler. Bu tüy değiştirme işlemi üreme dönemlerinin öncesinde ve sonrasında gerçekleşir. Evde yaşayan kafes kuşları ise yabani ortamdaki akrabalarının tüy değiştirme dönemlerindeki düzeni takip etmeksizin, yılın herhangi bir zamanında tüy değiştirebilirler. Tüy değiştirme zamanı ve sıklığı aynı zamanda kuşun yaşına, yaşadığı ortama, gün ışığının etkin olduğu süreye, mevsimsel değişikliklere ve üreme aktivitesine göre de değişiklik gösterir.
Tüy değiştirme döneminde eski tüyler dökülürken onların yerine yeni tüyler çıkar. Bu süreçte kuşların bazen daha halsiz olduğu ve bazı aktif davranışlarının azaldığı gözlenebilir. Bu dönemde kuşun gagasıyla kaşınıyormuş gibi -tüy değiştirme işlemine katkıda bulunan- davranışlar göstermesi normaldir. Ancak yine de bu gaga ile kaşıma hareketinin, derisi ve dış parazitlerle ilgili olup olmadığını anlamak için veteriner hekiminizden kuşunuzu muayene etmesini istemelisiniz.
Tüy değiştirme döneminde kuşların beslenmesi ve tüy oluşumu için gerekli besin maddelerini eksiksiz alması oldukça önemli. Bu nedenle yüksek kalitede ve tüy prodüksiyonu için gerekli besin maddelerini içeren yem karışımları kullanmalısınız. Tüylerin yapısında bulunan proteinlere ve aminoaistlere ihtiyacı artacağından, yem karışımında kaliteli proteinler içeren tohum tanelerinin de bulunması faydalı olur. Taze içme suyu kullanılması ve suyun düzenli değiştirilmesi her zaman önemli. Bu dönemde daha da dikkatle takip edilmesi gerekiyor.
Tüy değiştirme dönemi, kuş için başlı başına bir stres faktörü. Çevresel faktörlerden kaynaklanan gürültü, kötü bakım ve beslenme, gün ışığı alamama, uykusuz kalma gibi stres faktörlerinden daha dikkatli bir şekilde korunması oldukça önemli.
En fotojenik sokak hayvanları
Minikpati.com internet sitesinin açtığı, Sokaklar Hayvanlarla Güzel başlıklı fotoğraf yarışması sonuçlandı. Yarışmanın konusu; yaşadıkları sokakları, bahçeleri ve semtleri varlıkları ile güzelleştiren sokak hayvanlarıydı. Bugün İstanbul Üsküdar Barınağı’nda bir şenlik düzenlenecek ve dereceye girenlere ödülleri verilecek.
Barınaktaki köpeklerin ziyaret edileceği, el işi ürünlerin satılacağı, ödül töreni ve çeşitli sürprizlerin olacağı şenliğe siz de katılabilirsiniz. Etkinlik 13.00’te başlıyor. Üsküdar Belediyesi, Taksim, Kadıköy, Üsküdar merkez güzergahları için ücretsiz gidiş-dönüş otobüs hizmeti veriyor.
Yarışmada birincilik ödülünü Karşılıksız Sevgi adlı fotoğrafın sahibi Altuğ Tosun kazandı. Fotoğraf 2007 Mart ayında İstanbul Sirkeci’nin arka sokaklarında çekilmiş. İkincilik ödülü Issız Sokaklar adlı fotoğrafın sahibi Atakan Sarı’ya ait. Sarı, ikincilik getiren kareyi geçen şubat, İzmir’in Hayat İlçesi’nde Piri Reis Parkı civarında yakalamış. Üçüncü Selin Kocatopçu’nun Adada Güz Patileri çalışması 2006 Aralık’ta Büyükada’da çekilmiş. Daha detaylı bilgi için www.minikpati.com’u ziyaret edebilirsiniz.
Pako pano
Bu ufaklık Ankara’da yaşıyor. Annesini kaybetmiş, çocukların elinde oyuncak olmuş halde bulundu. Şimdi geçici olarak misafir ediliyor. Sağlık sorunu yok, dişi ve 1.5 aylık. Acil yuva aranıyor. Tel: (505) 667 47 72
Siyah kırpık kedi 3 aylık. İç ve dış parazit aşıları yaptırılmış. Yeni sahibini arıyor. magapas@gmail.com veya (535) 662 38 82’den Şahsene Hanım’la irtibata geçebilirsiniz.
Bıdik, poşet içinde çöpe atılan 4 kardeşten sağ kalan tek yavru. Şu anda 4 aylık. Sağlıklı, şirin, oyuncu bir kız. Bir daha terk edilmeyeceği sıcak bir yuva arıyor. Tel: (546) 212 44 22
Sahibi tarafından sokağa terk edilen küçük kıza sıcak bir yuva aranıyor. Çok oyuncu ve tuvalet terbiyesi de var. Tel: (536) 946 83 00, (216) 389 86 50.
Jelibon 3 aylık erkek bir sarman kedi. Şişli Halk Pazarı’nda koma halinde bulundu. Hayvanseverler tarafından veterinere götürüldü. Şu an yaşama tutundu ve sokağa dönmek istemiyor. Yanınıza alır mısınız? (543) 445 69 50
Yazının Devamını Oku 21 Nisan 2007
Petdostu.com, hayvanseverlerin işine yarayabilecek pek çok bilgiyi barındıran bir site. Fakat bu alanda yayın yapan diğer sitelerden bir farkı var.
Petdostu’nda internet üzerinden sanal hayvan besleyebiliyorsunuz. Balık, kurbağa, kuş, kaplumbağa, hamster, kedi, tavşan, köpek, maymun ve yılan gibi hayvanlardan istediğinizi seçip hemen oyuna başlayabilirsiniz. Sanal hayvanınızı acıktığında doyuracak, hastalandığında veterinere götürecek, tatile giderken sanal otele emanet edeceksiniz. Ama bir hayvana sahip olmayı o kadar kolay zannetmeyin. Sağlığına dikkat etmez ve ilgilenmezseniz ölümüne neden olabilirsiniz. Ama üzültmeyin, diriltmenin yolları var.
Petdostu.com internet sitesi, aktif olarak bir ay önce hizmet vermeye başladı. Sitenin kurucuları Serhat ve Nuray Gümüşlüoğlu çifti. Amaçlarının hayvanseverleri bir araya toplamak ve hayvan sevgisini herkese aşılamak olduğunu söylüyorlar. Hayvansever çift, evlerinde sevimli ve temiz olduğu için 24 tane hamster besliyor. Yakın zamanda bir de köpek sahibi olmayı planlıyorlar.
Sitede hayvanseverlerin yararlanacağı pek çok bölüm bulmak mümkün. Fakat bunlar içinde en dikkat çekeni sanal pet uygulaması.
Birçoğunuz evde hayvan beslemek istiyor, fakat bir türlü cesaret edemiyor olabilirsiniz. O zaman; gerçeğinin yerini tutmasa da işe sanal ortamda hayvan yetiştirerek başlayabilirsiniz. Böylece hayvanlarla birlikte yaşamanın keyfini ve zorluklarını biraz olsun anlayabilirsiniz.
Yazının Devamını Oku 14 Nisan 2007
Bilkent Üniversitesi’nde kurulan Hayvan Dostları Kulübü, Türkiye’de bir ilk. Üniversitedeki 78. öğrenci kulübü olan Hayvan Dostları, kampustaki ilk standını geçtiğimiz günlerde açtı. Golden retriever yavrusu Ada da, öğrencilere destek olmak için okula geldi. Kulübün 100’e yakın üyesi var. Bilkent Üniversitesi yönetimi, diğer öğrenci kulüplerine yaptığı gibi, Hayvan Dostları Kulübü’ne de 500 YTL ödenek ayırdı. Fakat kulüp üyeleri, kampustaki kedileri kısırlaştırmak için ayrılan ödeneğin artırılmasını istiyor.
Hayvan Dostları Kulübü, Bilkent Üniversitesi’nde kurulan 78’inci öğrenci kulübü. Hayvan dostu öğrenciler, kampusta bir stand açarak kulübü tanıttılar. Aslında faaliyetleri daha önceye uzanıyor. Üniversitede hayvanlarla ilgilenen, onların hakları konusunda duyarlı pekçok öğrenci vardı. İki hayvansever grup, birbirinden habersiz üniversite yönetimine başvurarak kulüp kurmak istediklerini söyleyince, yönetim birleşmelerini tavsiye etti. Böylece toplam üye sayısı 100’e yakın olan hayvan dostları bir araya geldi. Kulüp üyelerinin büyük çoğunluğunu sosyal bilimler öğrencileri oluşturuyor. Öğrenciler, 7 Nisan’da Ankara’da yapılan "Katilim Kim" mitingine de katıldılar.
Kulüp üyeleri amaçlarını şöyle özetliyor: Hayvanlar hakkındaki olumsuz önyargıların yerini, gerçek bilgilerin alması için uğraşmak, hayvanlarla insanların barış içinde ve sağlıklı olarak yaşaması için kamuoyunda bilinç yaratmak.
KAMPUSTAKİ KEDİLERİ KISIRLAŞTIRACAKLAR
Kulübün kurucu üyelerinden Defne Bayık, üyelerin ortak özelliklerini şöyle anlatıyor: "Hepimiz hayvanları çok seviyoruz. Benim kampusta baktığım bir, evde ise iki kedim var. Ayrıca iki de sokak köpeğine bakıyorum. Diğer arkadaşlarımız da öyle. Hepimiz bir şekilde evde ya da sokakta hayvanlarla yakınız."
Bilkent’te öğrenci kulüpleri, istedikleri zaman üniversiteden izin alarak kampusta stand açabiliyor. Ayrıca her kulüp, yönetimden bir ödenek alıyor. Hayvan Dostları Kulübü’ne de diğerlerine olduğu gibi 500 YTL’lik bir ödenek ayrılmış, ama Defne Bayık, bunu az bulduklarını söylüyor: "Bu bütçe kampustaki kedilerin kısırlaştırmasına ve düzenlediğimiz barınak gezilerine yetmiyor. Bizim masraflarımız daha fazla. Mama alıp sokak hayvanlarına dağıtıyoruz."
Kulübün tek hedefi, kampustaki kedileri kısırlaştırmak değil tabii. Öğrenciler şu anda dünyadaki benzer örnekleri inceleyerek çözüm önerileri geliştirmeye çalışıyor. Bunun için de çeşitli hayvan hakları dernekleriyle bilgi alışverişi yapıyorlar. Sokak hayvanlarının bakım ve tedavisi için sponsor bulmaya çalışıyorlar.
Kulüp, ilköğretim ve liselerde de toplumsal duyarlılık yaratmak için film gösterimleri ve panel düzenlemek istiyor. Bu nedenle de Milli Eğitim Bakanlığı’na başvurmuşlar. Defne Bayık "Hayvanlara eziyet edilen bir ortamda yeşişen çocuğun, ileride insanlara da zarar verdiği kanıtlanmış. Hayvana şiddet her türlü şiddeti besliyor" diyor.
Dişi köpeklerde yumurtalık ve rahim tümörleri
Yumurtalık tümörleri, dişi köpeklerde nadir görülmekle birlikte özellikle Boston terrier, Alman çoban köpeği ve poodle ırklarında daha yüksek oranda ortaya çıkar. Çok çeşitli yapıda tümör tiplerinin oluşabildiği yumurtalıklarda, en yaygın görülen tümör tipi karsinomlardır. Her yaşta ortaya çıkabilen yumurtalık tümörleri, daha ziyade 5-6 yaşından daha büyük köpeklerde görülür. Yumurtalıklarında tümör olan köpeklerde, kızgınlık (adet) dönemlerinde normal olmayan değişiklikler, rahim enfeksiyonları, karın bölgesinde şişkinlik, karında sıvı toplanması, kan hücrelerinde azalma, memelerde büyüme, aşırı tüy dökülmesi, maskulinizasyon (erkek köpek gibi davranışlar gösterme) ve bitkinlik, halsizlik gibi belirtiler gözlenebilir.
Rahim tümörleri de dişi köpeklerde nadiren görülür ve genelde benign (iyi huylu) tümörlerdir. Ancak sık olmasa da dişi köpeklerde kötü huylu rahim tümörlerine rastlanmakta. Yumurtalık tümörlerinde olduğu gibi rahim tümörleri de, 4-5 yaş üstü köpeklerde daha sık görülür. Rahim tümörlerinde köpeklerde kusma, kabızlık, karın bölgesinde şişkinlik, kilo kaybı, iştahsızlık, idrar yaparken zorlanma, sık idrar yapma ve vajinal akıntı gibi belirtiler görülebilmekte.
Yumurtalık ve rahim tümörlerinde en radikal tedavi şekli, cerrahi yöntemle rahim ve yumurtalıkların tümörle birlikte alınarak köpeğin kısırlaştırılması. Tümörün yapısına ve vücudun diğer organlarına yayılma ihtimaline göre ameliyat sonrasında kemoterapi de veteriner hekiminiz gerekli gördüğü takdirde uygulanabilir.
Dişi köpekleri rahim ve yumurtalık tümörlerinden korumanın en iyi yolu onları vaktinde kısırlaştırmaktır.
Fotoğraftaki kedi tahminen kaybolmuş veya evden atılmış. Çünkü insanlara alışkın, sevilsin diye numaralar yapıyor. Mart ayında kısırlaştırıldı. Şu anda sokakta yaşıyor. Ancak insanlara yanaştığı için tepki alıyor, her an zarar görebilir. Yaklaşık 1.5 yaşlarında, çok sağlıklı, iyi huylu ve sevgi dolu bir kedi. Acilen bahçeli bir ev aranıyor. (533) 529 16 51
Sona Buldukyan’ın dişi kedisi Gümüş, kısırlaştırma ameliyatı olduğu veteriner kliniğinden 8 Nisan’da kaçmış. Kaybolduğu adres Levent Sülün Sokak, No: 14. Karnında ameliyat bandı var. Görenler (542) 453 65 66 numaralı telefona haber versin.
Enfeksiyon nedeniyle tek gözü alınan 5 aylık kediyi yanınıza almak isterseniz Esra Hanım’ı arayın. Hiçbir sağlık problemi yok. Esra Hanım’ın evinde 5 kedisi var ve diğer kedilerle anlaşamıyor. Tel: (538) 615 84 25 (216) 367 08 34
Faça 3 yaşında, kısır, erkek, aşılı, çok duygusal ve ürkek bir köpek. Hayat boyu sevilip korunacağı bir yuvaya ihtiyacı var. Yalnız uyaralım, koruma amaçlı almayı düşünmeyin, çünkü şu anda kaldığı barınakta kendini bile korumayı beceremiyor. Hep zarar görüyor. Faça’yı evlat edinmek isteyenler (543) 445 69 50 numaralı telefonu arayabilir.
Bu kediciği sahibi yurtdışına giderken geçici olarak bir tanıdığına bırakmış. Dört aydır bir banyonun içinde, bir terrier ile birlikte yaşıyor. Yaklaşık 8 aylık ve dişi. Sahibinin onu geri alacağı yok, belki siz ona bir yuva verirsiniz. İrtibat tel: (533) 696 60 30
Yazının Devamını Oku 7 Nisan 2007
Amerika ve Kanada’da, 200 çiftlikte bir araştırma yapılmış ve köpek ırkları çalışma ve itaat zekası yönünden değerlendirilmiş. Değerlendirme yapılırken, itaat yarışmalarının sonuçları, eğitmen, üretici, hakem ve köpek sahiplerinin görüşü alınmış. Buna göre 117 köpek ırkı arasından en zekisi border collie. İkinci sırada kaniş, üçüncü sırada Alman çoban köpeği geliyor. Listenin son üç ismi ise buldog, basenji ve Afgan tazısı. Veteriner Yücel Mert’in yazısından yaptığımız alıntıyı yayınlıyoruz.
Bir köpeğin zekasını ve öğrenme yeteneğini etkileyen iki faktör var. Biri cinsi, ikincisi ise eğitimi veren kişi. Köpek eğitimi konusunda uzmansanız, zeka bakımından listenin en altlarından bulunan bir köpeği bile zeki bir hayvan haline getirebilirsiniz.
Amerika ve Kanada’da yapılan araştırmada, belirli türlerde hemen hemen her hakem benzer değerlendirmeler yapmış. Örneğin 199 hakemin 190’ı border collie’yi en zeki on köpeğin arasında sıralamış.
Diğer türlerde de benzer sonuçlar görülüyor. 171 hakem Shetland çoban köpeğini en başarılılar arasında saymış. 169’u kanişi, 167’si Alman çoban köpeğini ve golden retriever’ı de en kolay eğitilebilir on köpek türü arasında göstermiş. Yine 199 hakemin 121’i Afgan tazısını, 99’u basenji’yi ve 81’i de chow chow’u ittat eğitimine en az uygun tür olarak saymış. Genel olarak bakıldığında; koruma köpeklerinin en yüksek, av köpeklerinin ise en düşük puanlamayı aldığı görülüyor.
Kırma köpeklerde, köpeğin dış görünümü hangi türe daha çok benziyorsa, çalışma ve itaat zekası da o köpeğe benziyor. Örneğin beagle/kaniş karışımı bir köpek, dış görünümü olarak daha çok kanişe benziyorsa, zeka yönünden de daha çok kaniş gibi oluyor.
ZEKANIN ÖLÇÜSÜ NEDİR
Sıralamada 1’den 10’a kadar olan köpek ırkları, çalışma ve itaat zekası yönünden en zeki olanları. Bu ırklara ait çoğu köpek, yeni komutları beş kez tekrarlandıktan sonra anladıklarını belirtebiliyor, fazla tekrara gerek kalmadan bu yeni komutları anımsayabiliyor. Sahiplerinin verdiği komuta yüzde 95 veya daha yüksek oranda uyuyorlar.
11’den 26’ya kadar olanlar, mükemmel çalışma köpekleri oluyorlar. Basit komutları öğrenebilmeleri için 5 ile 15 tekrar yeterli oluyor. Komutlara yüzde 85 oranında itaat ediyorlar. Ancak biraz daha zor komutlarda köpeğin itaat etmesi zorlaşabiliyor.
İŞTE EN ZEKİLER
1. Border collie
2. Kaniş
3. Alman çoban köpeği
4. Golden retriever
5. Doberman
5. Shetland çoban köpeği
6. Labrador retriever
7. Papillon
8.Rottweiller
9. Avustralya çoban köpeği
10. Pemproke Welsh corgi
11. Cüce scauntzer
12. English springer spaniel
13. Tervueren
14. Schipperke
15. Collie
16. Alman kurzhaar
17. Flat coated retriever
18. English cocker spaniel
19. Orta boy snautzer
20. Brittany spaniel
Kedilerde idrar yollarının tıkanması
Eğer kediniz tuvalet yaptığı kum kabına daha sık gitmeye başladıysa, çok az miktarlarda ve sık idrar yapıyorsa, idrar yaparken miyavlayıp bağırıyorsa veya birden bire kum kabı dışında yerlere de idrar yapmaya başladıysa, idrar yolları ile ilgili bir sıkıntısı olmasından şüphelenmelisiniz. Kedilerde idrar yolları ile ilgili karşılaşılan sağlık sorunlarından en sık görüleni, idrar yollarının tıkanması.
İdrar yollarının tıkanması akut (hızla oluşan, aniden ortaya çıkan) bir idrar yolu problemi olarak tüm kedilerde görülebilir. Ancak en çok erkek kedilerde ortaya çıkar. Sebebi idrar yolları taşları ve plaklar. İşte belirtileri:
Sık idrara çıkma, damla damla idrar yapma, idrarda kan görülmesi, idrar yaparken sancı duyması ve miyavlaması, kum kabında daha uzun süre kalması, arka tarafını çok sık yalamaya başlaması, tuvalet kabı dışında yerlere idrar yapma (lavaboya, banyodaki gider deliklerine v.s.), karın bölgesinde şişkinlik.
Bu belirtilerin yanı sıra idrar yollarında tıkanma olan kedilerde; iştahsızlık, kusma, halsizlik, tuvalet kabına gitme ancak idrar yapamama, hareket etmeyi istememek gibi belirtiler de bu tabloya eşlik edebilir.
Özellikle 24 saatten daha uzun süren idrar yollarının tam tıkanması durumunda kedinizin hayatı ciddi olarak tehlike altında demektir. Yukarıdaki belirtileri gördüğünüzde vakit kaybetmeden veteriner hekiminizi aramalı ve kedinizi muayene etmesini istemelisiniz. Uygun klinik tedaviler ve beslenme yöntemleri ile idrar yollarındaki tıkanma problemleri ortadan kaldırılabilir.
Hayvan katliamını protesto için kıyafet yaptılar
Hollanda Aki Artez Sanat ve Tasarım Fakültesi ile Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi, hayvanlardan elde edilen materyallerin hazır giyimde kullanılmasını protesto etmek için işbirliği yaptı.
Modernize edilen Osmanlı giysileri kağıt, naylon, boncuk ve tel kullanılarak dikildi. Kıyafetler Temmuz ayında Hollanda’da sergilenecek. Böylece deri veya kürk kullanmadan da şık giyinebilmenin mümkün olduğu gösterilecek.
Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Tekstil Sanatları Bölümü, Hollanda’daki Aki Artez Sanat Enstitüsü’nün Temmuz ayında Enschede kentinde düzenleyeceği sanat festivaline çağrıldı. Üniversite öğrencileri, Hollandalı öğrencilerle birlikte Osmanlı kostümlerini modernize ederek, farklı materyallerden ürettiler. Hayvanların moda sektöründe meta olmasını protesto eden öğrenciler, kıyafetleri hazırlarken, kağıt ve naylon başta olmak üzere sünger, keçe, boncuk, tel, silikon kullandılar. Giysiler, Hollanda’daki festivalin sonunda düzenlenecek defileyle sanat ve doğaseverlere tanıtılacak.
Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nazan Erkmen; "Çok renkli geçeceğini düşündüğüm festivali akıllarda kalacak bir defileyle tamamlayacağız. Ülkemizi en iyi şekilde temsil edeceğiz. Bir yandan hayvanlara olan sevgimizi gösterirken bir yandan da Osmanlı’nın zarafetini anlatacağız. Ben ayrıca "kimlik" başlıklı bir sunum yapacağım. Tekstil bölümü başkanımız Prof. Dr. Gülay Atalayer de taraklı dokuma teknikleriyle ilgili bir konferans verecek" diyor.
Selçuk YAŞAR
Kuşların göçünü izleyin
İçinde bulunduğumuz günler, Avrupa’da üreyen çeşitli kartal, akbaba, şahin, doğan ve atmaca türlerinin güç zamanı. Kışı geçirdikleri Güney Afrika, Afrika ve Ortadoğu’dan Avrupa’ya göçecekler. Bu arada da Anadolu’yu ve İstanbul Boğazı’nı geçecekler. İstanbul Kuş Gözlem Topluluğu, bugün 40 kişi kadar bir ekiple, sabah 9.30’dan akşama kadar kuşların göçünü izleyecek. Sarıyer Koç Üniversitesi’ni 300-400 metre geçtikten sonraki gözlem yerine siz de gidebilirsiniz.
Ankara’da bugün protesto günü
Hayvan katliamına engel olmak isteyen hayvan hakları savunucuları, bugün Ankara’da "Katilim Kim?" diyerek protesto gösterisi düzenliyor. Protesto gösterisinde geçen yıl olduğu gibi siyah giyilmesi ve dışarıdan pankart getirilmemesi isteniyor. Turuncu fularlar ise katılanlara ücretsiz dağıtılacak. Yonca Evcimik, Yeliz, Burcu Güneş, Işın Karaca eyleme destek verecek. Siz de protesto gösterisinde yer almak istiyorsanız bugün 13.30’da Tandoğan Meydanı’nda olun.
Bücür 7 aylık erkek bir tekir kedi. Bakıldığı evden sokağa bırakılmış ve sokakta ağlarken bulunmuş. Sokak yaşamına ayak uyduramadığı ve kendini korumayı hiç bilmediği için acilen yuvaya ihtiyacı var. Tel: (546) 458 75 56
Köfte 3 yaşında, kısırlaştırılmış, iyi huylu, çok güzel ve biraz da tombul bir kedi. Yaşadığı evdeki diğer kedilerle arası pek iyi değil. Tek başına olabileceği bir ev arıyor. Tel: (546) 458 75 56
Bu uzun tüylü, dişi tekir kedi 7 aylık. Birkaç gün önce kısırlaştırıldı. Kendine yuva arıyor. İlgilenenler Berna Hanım’la irtibata geçebilir. (538) 430 66 78
Sarı beyaz renkli bu ufaklık, 10 aylık erkek bir terrier. Sizinle yaşasın isterseniz Özün Kanbay’a mail atabilirsiniz.
kanbay@superonline.com
Yazının Devamını Oku 31 Mart 2007
Eviniz, yalnızlığınızı paylaşmak için aldığınız, her biri farklı karakteriyle kısa sürede ailenin ferdi haline gelen kuşlarınız için ölümcül tuzaklarla dolu. Kafesinin kapısını açıp, evin içinde neşeyle öterek kanat çırpmalarını izlerken, üzerlerine kol kanat germelisiniz. Sonradan çok üzülmemek için, yaramaz çocuklar gibi her yeri karıştırırken, başlarına tehlikeli iş açmalarını engellemelisiniz. İşte kuşunuzun karakterine göre başına gelebilecek kazalar.
GURMELER: Kapağı açık kaynayan tencereler, kızartma yapılan tavalar, soğuması için tezgahta bekleyen sıcak yemekler, yiyeceklerin tadına bakmayı seven obur kuşları fena halde tahrik eder. Yemek yaparken mutfaktan uzak tutun.
TİTİZLER: Kapağı açık çaydanlıklar, sıcak bulaşık suları, lavaboya akan sıcak sular, temizlik meraklısı kuşları fena kışkırtır. Düşünmeden banyo yapmak isterler. Aman dikkat.
PİSBOĞAZLAR: Kuşunuz ne verdiyseniz yiyorsa, öyle aşka gelip de, insanlar için bile tehlikeli ilan edilen tuzlu, baharatlı cipsleri, krakerleri, şekerlemeleri, çikolataları ikram etmeye kalkmayın. Onun karaciğeri ve böbrekleri bu kadarını kaldıramaz.
OBEZLER: 21. yüzyılda insanlara musallat olan obezite, evde beslenen, yiyecek arama, bulma sorunu çekmeyen kuşları da fena vurdu. Tombul kuşlar güzel görünüyor ama ömürleri kısa oluyor.
AKŞAMCILAR: Sofraya gelip her şeyin tadına bakma meraklısı kuşlar arasından çıkar. Rakı, bira kadehlerini de mutlaka ziyaret edip, kenara tüneyip birkaç yudum alırlar. Ölçüyü kaçırırlarsa, karaciğerleri iflas eder. İyisi mi baştan izin vermeyin.
TEKNİSYENLER: Müzik setlerinin, televizyonların arkalarına girip, kabloları kemirmeyi çok severler. Salonda serbest bıraktığınızda, uzun süre gözden kaybetmeyin.
TALİHSİZLER: Evi bir kediyle paylaşan kuşların alın yazıları genellikle birbirlerine benzer. Kediler sabırlıdır. Bir gün sahiplerinin hata yapmasını bıkıp usanmadan beklerler.
FİRARİLER: Evde beslenen kuşların çoğunun yön duyguları yoktur. Açık unutulan bir pencereden uçup evi terk eden kuş, asla bir daha dönüş yolunu bulamaz.
ŞAŞKINLAR: Kafesten çıkaracağınız zaman perdeleri kapayın. Kapayın ki, havalanır havalanmaz, can havliyle pencere camlarına çarpıp sakatlanmasınlar.
YÜRÜYÜŞÇÜLER: Uçmak yerine yürümeyi ciddiye alıp, sahibinin peşinden koşturan kuşları, ezilme tehlikesi bekliyor. Hele bir de evde çocuk varsa.
MERAKLILAR: Evde birden fazla kuş varsa, serbest gezen diğerinin kafesini sık sık ziyaret eder. Kafesteki kuş papağangillerdense, tellere konan misafir kuşun parmaklarını kapmamasını sadece mucize olarak nitelendirebilirsiniz.
ŞIPSEVDİLER: Erkek muhabbet kuşları, kafese konulan oyuncak kuşlara ya da aynaya fena halde aşık olurlar. Dışarıdan bakınca yaptığı cilveler, diliyle aynayı yalaması, ötüşü size pek eğlenceli gelebilir ama bu arada stres ve hormon sistemindeki kopan fırtınalar onu yiyip bitirebilir.
TEMBELLER: Evde boya telaşı başladı mı, kafeslerinden çıkmayan ya da çıkarılmayan kuşlar için de alarm zilleri çalmaya başlar. Kimyasal buharlaşma, onun küçücük ciğerleri için tam bir felaket olur. Hava cereyanı da bir o kadar tehlikeli.
UZUN TIRNAKLILAR: Kafeste yaşayan kuşlar, özgür kuşlar gibi, üzerine kondukları taşların, ağaçların doğal pedikür özelliğinden faydalanamaz. Uzayan tırnakları kesilmezse, kim bilir nerelere takılır. Paniğe kapılan kuş, dehşet içinde çırpınırken kendini yaralar.
KAPIYA TÜNEYENLER: İnsanlardan uzak köşelerde tünemeyi seven kuşların en çok tercih ettikleri noktalardan biri kapıların üzeridir. Aile fertlerinden biri farkında olmadan kapıyı kaparsa, eyvah.
Fatma AKSU
Kedi ve köpekler ne zaman kısırlaştırılmalı
Bu hafta da, bir okuyucumdan gelen mektuptan yola çıkarak yazıyorum. Adana’dan Haluk Songur şöyle diyor: "3.5 yaşında dişi bir cocker ırkı köpek sahibiyim. Sağlıklı, sakin ve sevgi dolu bir köpek. En az bir kere doğum yapsın, ondan sonra kısırlaştırın dediler. Böylece kanser riski en aza iniyormuş. Kendi veterinerimiz ise böyle bir istatistiğin olmadığını, doğum yapanın da yapmayanın da aynı risk altında olduğunu söylüyor. Biz de ne yapacağımızı şaşırdık. Hangisi doğru yol bilgi verirseniz minnettar kalacağız."
Sayın Haluk Bey, tüm dünyada ve de ülkemizde, kedi ve köpeklerin kısırlaştırılması konusunda kulaktan kulağa yayılan ve çoğu kez doğru olmayan veya doğru başlayıp söylenti halinde yayılırken doğruluk derecesi bozulan ve karışan bilgiler var. Sizin olduğu gibi tüm evcil hayvan sahiplerinin zaman zaman kafasını karıştırabiliyor bu bilgiler.
Kedi ve köpeklerin kısırlaştırılması, hızla artabilen nüfuslarının kontrol edilebilmesi, evcil hayvanlarda görülen kalıtsal hastalıkların aktarılmasının önlenmesi, ırk özelliklerinin korunması ve kısırlaştırılmış kedi ve köpeklerin bazı sağlık avantajları elde etmesi amacıyla yaygın olarak uygulanmakta ve önerilmekte. Kısaca kısırlaştırmanın onların sağlığı açısından sağladığı avantajlarından söz edecek olursak:
Dişi kedi ve köpeklerde üreme organlarının, yani rahim ve yumurtalıkların kanser olma riskini ortadan kaldırır.
Dişi kedi ve köpeklerde meme kanseri riskini istatistik olarak ciddi oranda azaltır.
Dişi kedi ve köpeklerde pyometra gibi üreme organlarına yönelik enfeksiyonların ortaya çıkma riskini ortadan kaldırır.
Erkek kedi ve köpeklerde prostat ve testis kanserleri riskini ortadan kaldırır.
Erkek kedi ve köpeklerde üreme organlarında görülen enfeksiyonlarının oluşmasını engeller.
Özellikle dişi köpeklerde çok sık görülen "yalancı (hayali) gebelik" ve buna bağlı sağlık problemlerini ortadan kaldırır.
Bugün evcil hayvan sağlığının gelişmiş olduğu ülkelerde, kedi ve köpekler genellikle 5-8 aylık dönemde kısırlaştırılmakta. Hatta son yıllarda yapılan çalışmalar 2 aylık gibi çok erken bir dönemden itibaren kısırlaştırmanın da kedi ve köpeklerde daha önceleri kaygı duyulan büyüme ile ilgili problemleri oluşturmadığını ortaya koyar nitelikte. Bu nedenle birçok gelişmiş ülkede erkek kedi ve köpekler çoğu kez 2-3 aylıktan itibaren de kısırlaştırılmaya başlandı.
Kısırlaştırmayla ilgili olarak gerçeğe dayanmayan ve doğru olmayan bilgilere gelince... Bunlar içinde en popüler olanları şöyle:
Bir kez çiftleştirdikten sonra kısırlaştırırsam kanser olma riski azalır veya 1 kez çiftleştirip kısırlaştırırsam bu onun karakterini olumlu etkiler ve onu olgunlaştırır. Doğrusunu söylemek gerekirse bu bilgiler pek de doğru değildir. Yapılan çalışmalar köpeklerin hamilelik sırasında yaşadığı hormon düzeylerinin farklılaşması nedeniyle ortaya çıkan fiziksel, metabolik ve davranışa yönelik değişikliklerin geri dönüşümlü olduğunu ve süt emzirme döneminden bir süre sonra kedi ve köpeğin eski konumuna döndüğünü göstermekte. Kanser riski ise çiftleşme ile ilgili değil. Ne kadar erken kısırlaştırılırsa, üreme organları ve meme dokuları ile ilgili kanser riski o kadar azalıyor.
Kısırlaştırıldıktan sonra kedi ve köpekler daha hareketsiz ve tembel olur, kilo alır. Aslında bu çoğu kez kedi ve köpek sahipleri öyle olduğunu düşündüğü için ortaya çıkan bir sonuç. Normal günlük aktivitelerine devam eden ve normal dengeli bir şekilde beslenen kedi ve köpekler kısırlaştırıldıktan sonra tembellik ve kilo almak gibi değişiklikler yaşamaz. Ama onun kısırlaştırıldıktan sonra daha az hareket etmesi ve daha sakin durması gerektiğine inanıp, eski aktivasyonunu bozar, onu daha az yürüyüşe çıkarır, onunla daha az oynar veya daha az egzersiz yaptırırsanız o da bir süre sonra tembel ve şişman olacaktır. Yavru döneminde normal olarak çok hareketli ve oyuncu olan kedi ve köpekler yine normal olarak ergenlik dönemine geldikten sonra bir miktar durulur ve daha sakin olurlar. Ancak genellikle 3-8 aylık dönemde yavruyken kısırlaştırıldıkları için erginliğe geçişle birlikte daha az hareketli olmaları kısırlaştırılmaları ile ilgili değil büyümeleri ve olgunlaşmaları ile ilgili normal bir sonuç.
Sonuç olarak köpeğinizi dilediğiniz zaman kısırlaştırabilirsiniz. Burada asıl karar vermeniz gereken köpeğinizin doğurmasını ve yavru yapmasını isteyip istemediğinizdir. Yukarıda verdiğim bilgiler dışında şahsi olarak belirtmek istediğim önemli bir konu ise özellikle Ankara Kedisi, Van Kedisi, Kangal ve Anadolu Çoban köpeği gibi ülkemize özgü evcil hayvan ırklarının ortadan kalkmaması ve hiç değilse mevcut sayılarının korunması için bir veya birkaç kez kendi ırkından saf olanları ile çiftleşmesine ve üremesine imkan tanınmasının akılda tutulması olacaktır.
Fotoğraftaki husky cinsi köpek sahipleri tarafından sokağa atılmış. Gidecek yeri olmadığından sokakta dolaşıp duruyormuş. Şimdilik Sibel Hanım ilgilenmeye çalışıyor. Ancak evinde zaten 1 köpek ve 3 kedisi var. Husky’ye acilen yuva arıyor. İlgilenenler (533) 285 94 00 ve (212) 465 43 60 numaralı telefonlardan Sibel Aslan’a ulaşabilir.
İki ay önce sokakta bulunan bu minik dişi terrier’e yuva aranıyor. Tuvalet terbiyesi verilmiş. (536) 512 40 96, (216) 389 86 50
Dilek Hanım’ın köpeği Berbat, mart başından beri kayıp. Yürüyüş yaparlarken İstanbul Bostancı sahilinde kaçıp gitmiş. Berbat, 15 aylık ve erkek. Görenler varsa dileksaraldi@hotmail.com adresine bilgi verebilir.
Mex, 4 yaşında erkek bir güvenlik köpeği. Kısırlaştırılmış, aşılı ve kurt kırması. Geçici olarak barınağa gönderilmiş ve artık ayrılması gerekiyor. Onu yanınıza almak ister misiniz? (543) 445 69 50
Yazının Devamını Oku 24 Mart 2007
Bu haftaki yazımın konusunu, bir okuyucu mektubu oluşturdu. Evine tavşan almak isteyen okuyucumuz, kafes için en ideal boyutun ne olduğunu öğrenmek istiyor. İşte mektubu ve sorusunun cevabı.
"Merhaba; ben tavşan almak istiyorum. Ama tavşanımın rahat etmesini, huzurlu olmasını istiyorum. İnternetteki kafes fiyatlarına baktım (200-600 YTL) çok pahalı geldi. Daha sonra bütçeme uygun bir kafes buldum. Kafesin boyutları 58x31x33 cm ve 0.052 metreküp. Size sorum şu: Tavşanım bu kafeste rahat eder mi? Kafesin boyutları tavşan bakmak için uygun mu? Cevabınıza göre tavşan alacağım veya almayacağım, bir canlıyı mutsuz etmek istemem," Cemre Görey.
Tavşanların evde sağlıklı ve huzurlu bir yaşam sürecek şekilde beslenmesi için kafes koşullarının sizin de belirttiğiniz gibi onun yaşam koşullarına uygun şekilde olması gerekir. Ülkemizdeki tavşanlar genellikle orta büyüklükte tavşanlardır. Bu tavşanların belirttiğimiz konforda yaşayabilmeleri ve beslenme, tuvalet, dinlenme, oyun gibi aktivitelerini rahatlıkla gerçekleştirebilmeleri için sizin verdiğiniz ölçüler yetersiz olacaktır. Orta boy bir tavşan için ideal kafes ölçü standardı olarak 60-75 cm en, 75 cm boy ve 45-60 cm yükseklik öneriyorum. Bu durumda yaşam alanı yaklaşık 0,20-0,30 metreküp olacaktır. Sizin tavşan beslemek için almayı planladığınız kafes, onun için gerekli olan kafesin ancak dörtte biri büyüklükte olduğundan, daha büyük bir kafes almanız gerekiyor.
DİNLENME BÖLÜMÜ LAZIM
İdeal kafes ölçülerinin yanı sıra, tavşanın yaşayacağı kafesin yapısı ve yeri ile ilgili olarak da dikkat etmeniz gereken konular var. Tavşan kafesinin düzenli temizlenmesi gerektiğinden, öncelikle buna uygun bir malzemeden yapılmış kafesleri tercih etmelisiniz. Kafesin içinde tavşanınızın dinlenmesi ve oturması için ayrı bir bölüm hazırlamalısınız. Günün çoğunu bu bölümde geçireceği için bu bölüme ait zeminin onun ayaklarına zarar vermeyecek pleksiglas, tahta ya da havlu gibi bir malzeme ile kaplanması gerekebilir. Kafes zeminin bir bölümünde havlu kullanmaya karar verirseniz, tavşanınızın bunu kemirmeyeceğinden emin olmalısınız. Aksi takdirde diğer malzemeleri seçebilirsiniz. Kafes zemininin temiz kalmasını arzu ediyorsanız biraz uğraşarak tavşanınıza kafesin içine koyduğunuz bir kaba tuvalet yapmasını öğretebilirsiniz. Tavşanlar için ideal çevre ısısı 26 C’dir. Bu nedenle kafesin onu soğuktan koruyacak bir yerde, ancak iyi havalanan ve yüksek sıcaktan da koruyan bir alanda tutulmasında fayda var.
Yukarıda verdiğim bilgilerin dışında, henüz başka bir canlı ile yaşantınızı paylaşmadan ve onunla ilgili sorumluluk almadan önce hassas davranarak onun sağlığı ve mutluluğu için önceden hazırlık yapmanızı ve bilgi edinme gayretinizi çok takdir ettiğimi belirtmek istiyorum. Evcil hayvan beslemeye niyetlenen tüm hayvan severlerin sizin gibi önceden bu konu hakkında bilgi almalarını ve böylece hem kendileri, hem de onlar için sağlık ve mutluluk dolu yaşam ortamları oluşturmalarını öneriyorum.
Koleksiyona adını veren fotomodel kedi Kırpık
Model Sinem Güven, Pisi Pisi adını taşıyan bir giyim koleksiyonu hazırladı. Koleksiyonun adında, kataloğunda ve etiketlerinde ise bir kedinin izleri var! O, Sinem Güven’in beş ay önce sokakta bulduğu kedisi Kırpık.
Sinem Güven, Kırpık’ı beş ay önce evde beslemeye başlamış. Tanışmalarını şöyle anlatıyor: "Eşimin ofisinin bahçesinde yaşıyordu. Ofise her gidişimde arabamın kapısına geliyor, içeri girmeye çalışıyordu. Zorla kendini bize sevdirdi. Biz onu değil, o bizi buldu. Sonra da evimizin baş köşesinde yaşamaya başladı."
Kırpık, sahibine uğurlu gelmiş. Onu evde beslemeye başladıktan sonra Güven’in kendi markasını yaratma hayali gerçek olmuş. Aslında koleksiyona Kırpık ismini vermek istiyormuş ama markasının birgün yurtdışında da satılabileceğini düşünerek vazgeçmiş. Kırpık’ın telaffuzu zor olur diye. Şimdi markanın adı "Pisi Pisi By Sinem Güven".
Güven, çok sevdiği kedisini etiket tasarımı ve kataloğa da taşımış. Etiketlerde kedi resmi var. Güven, katalog çekimlerinde de kedisi Kırpık’la birlikte poz verdi.
Öznur KAYMAK
E-kart gönder, ilaç bağışla
Sokak hayvanları için çeşitli aktiviteler düzenleyen Miyavlar.com ve Kopekistan.com, yeni bir kampanya başlattı. Barınağım projesi kapsamındaki "E-kart Gönder, İlaç Bağışla" kampanyası ile e-kart göndererek, seçtiğiniz bir barınaktaki sokak hayvanlarının kısırlaştırılması için gerekli anestezi ilacının bağışlanmasına destek olabilirsiniz. Karşılığında hiçbir ücret ödemiyorsunuz. Kart göndermek isteyeceğiniz 10 arkadaşa sahip olmak yeterli.
Siteye girdikten sonra projeye özel hazırlanan, ilaç bağışla sloganlı e-kartlardan birini seçiyorsunuz. Gönderim sayfasına ulaştığınızda anestezi ilacının bağışlanmasını istediğiniz barınak veya derneği seçiyorsunuz. Mesajınızı yazarak e-kartı istediğiniz 10 kişiye gönderiyorsunuz. Bu kadar basit.
Barınağım projesinin amacı; yardıma muhtaç hayvanlara ve sokak hayvanlarına hizmet etmeyi amaçlamış dernek ve barınaklardan oluşan adres ve bilgi bankası oluşturmak.
İnternet kullanan köpek baba oldu
İnternetteki arkadaşlık sitesi Gayet.net yardımıyla kendine eş arayan köpek Gaspar’ın hikayesini daha önce yazmıştık. Dört ay önce kendisine bir eş bulmuştu.
Gaspar’dan yeni bir haber geldi. 3.5 yaşındaki sevimli golden retriever baba olmuş. Eşi Yegane, 23 Şubat’ta 8 yavru doğurdu. Her biri en az anne babaları kadar sevimli.
Son derece iyi eğitimli, akıllı ve romantik bir köpek olan Gaspar, Gayet.net’teki profilinde kendisini şöyle tanımlıyor: "Yakışıklı, temiz kalpli, arkadaş canlısı, dişi ruhundan anlayabilen, kibar, çalışkan bir golden:)" Sitede o kadar popüler bir isim ki, 80’in üzerinde hayranı var.
Bu güzel labrador, birkaç hafta evvel İstanbul Sahrayıcedid’teki Pati İzi Pet Center’a sığınmış. Bir süredir sokaklarda olduğu anlaşılıyor. Pati İzi çalışanları onu tedavi etmiş, gerekli bakımını yapmış. Şimdi de sahibini bulmaya çalışıyorlar. (216) 386 89 85 numaralı telefondan ulaşabilirsiniz.
Annesi kurt, babası çoban köpeği olan 3 aylık dişi bebek çok acil yuva arıyor. İlgilenenler İpek Yağal’a mail atabilir veya telefonla arayabilir. ipek.yagal@gmail.com (532) 264 25 98
Resimde görülen 2 kahverengi köpeğin küçüğü 5 aylık, büyüğü 2 yaşında. İkisi de kısırlaştırılmış. Kendilerine bakacak aile arıyorlar. İlgilenenler (535) 455 41 85’ten Tülin Hanım’ı arayabilir.
1-1,5 aylık dişi tekire İstanbul’da yuva aranıyor. Şu anda bulunduğu evdeki köpek ile bir türlü geçinemediğinden taşınmak zorunda. Ev bulamazsa sokakta kalacak. İlgilenenler elif@miyavlar.com’a mesaj atabilir.
Domino, Ocak ayında 4 yavrusuyla birlikte Yedikule’de güven içinde olacağı bir bahçeye taşındı. Ancak bir süre evvel yavrularıyla birlikte ortadan kayboldu. Boynunda tasması yoktu. Nerede olduğunu bilen veya gören varsa pinozden@istanbul.edu.tr adresine e-posta atarak haber versin.
Pamuk bir süre önce sokakta bulundu. Bakımsızlıktan kulakları duymuyor. Eğer fotoğraftakinin kaybettiğiniz köpeğiniz olduğunu düşünüyorsanız Kudret Hanım’la irtibat kurabilirsiniz. Dileyenler Pamuk’un kulaklarının tedavisi için gönüllü de olabilir. Tel: (212) 640 03 86, (538) 683 96 25
Yazının Devamını Oku 17 Mart 2007
Minikpati.com, yardıma ihtiyacı olan evcil hayvanların sahiplendirilmesi amacıyla kurulmuş bir site.
Sokakta yaşayamayacak durumda olan hayvanların ücretsiz ilanları yayınlanıyor. Şimdiden 1500 üyesi var. Kedi ve köpekler bu site sayesinde, kendilerine bir yuva bulma şansını artıracak.
Minikpati.com, 3.5 ay önce Hacer ve Burak Kaya tarafından, yardıma muhtaç evcil hayavanların sahiplendirilmesi için hazırlandı. Bilgisayar eğitimcisi Hacer Kaya, eşi bir gün eve yanında bir kedi ile gelene kadar kedilerin yanına bile yaklaşamaz, korkarmış. Şimdi eşi Burak’ın da yardımıyla kedisiz bir dünya düşünemiyor. Öyle ki, sahipsiz sokak hayvanlarına ulaşmak için sitenin kurulmasına karar veriyor.
Site kısa bir süre önce açılmasına rağmen, 1500 üye sayısına ulaştı ve yuva bulan kedi-köpek sayısı 350’yi aştı. İçeriğinde sağlıktan bakıma, pati dostu öykülerinden sokak hayvanlarının beslenmesi konusuna kadar her türlü konu başlığı yer alıyor. Editörün köşesi ve veterinerimiz bölümünde de hayvan sağlığı ile ilgili bilinmeyenleri öğrenebilir, sorularınızı iletebilirsiniz.
Toplumsal dayanışmaya yönelik kampanyalar ve duyurular da burada yayınlanıyor. Kayıp köpekler, kedi arayan yuvalar, yuva arayan kediler ve duyurular, ücretsiz olarak yayınlanıyor, sürekli güncelleniyor.
Yazının Devamını Oku