Pako'nun Sayfası

Sitedeki kedi kavgası mahkemelik oldu

13 Ocak 2007
İstanbul Ümraniye-Yenişehir’deki Soyak Yenişehir Kibele Evleri’nin bahçesinde yaşayan kedilerle ilgili site sakinleri arasında uzun süredir anlaşmazlık yaşanıyor. Sitede yaşayan kediseverler ortak kullanım alanında dokuz kedi besliyordu. Hayvanseverler kendi imkanlarıyla besledikleri kedilerin aşılarını yaptırıp, çoğalmalarını engellemek için de kısırlaştırdı. Ancak zamanla sitedeki kediseverlerle, kedileri istemeyenler arasında sıkıntılar yaşanmaya başladı. Kedilerin siteyi kirlettiği ileri sürüldü. Kediseverler, kedilerin dışkılarını gömdüğünü hatırlatarak, bunun doğru olmadığını söylediler. Tartışma öyle bir boyuta vardı ki, kedileri sitede istemeyenler site yönetimini mahkemeye verdi. Geçtiğimiz hafta da kedilerden altısı kayboldu. Olayın görgü tanığı olmadığı için hayvanseverler hiçbir şey yapamıyor. Kedisever site sakinleri ve site yöneticisiyle olayı konuştuk. Site yönetimi aracılığıyla ulaşmaya çalıştığımız kedileri istemeyen site sakinlerinden hiçbiri konuşmayı kabul etmedi.

Site Müdürü Erkan Yalçın

YÖNETMELİKTE İZİN YOK AMA İNSANİ DUYGULARLA İZİN VERDİK

Site Müdürü Erkan Yalçın kedilerin sitede barınmalarını mümkün olduğunca desteklediğini anlatıyor: "Biz yönetim olarak kedilerin sitede barınmasını destekliyorduk ama yönetim planına göre ortak alanda hayvan beslenmesi yasak. Yönetim kurulu buna rağmen insani duygularla hareket ederek kedilerin burada kalmasını istedi. Bir ara sahiplendirme yönünde bir çalışma önerildi ama uygun bulunmadı. Herkes hayvanları seviyor; bazıları çok kuralcı, bazıları kuralları gevşetebiliyor. Umarım bu sorunlar en kısa sürede çözülür.

BİR ELİN PARMAKLARINI GEÇMEYENLER YÜZLERCE KİŞİYE BASKIN GELDİ

Buraya taşındığımızda sitenin bahçesinde dört sevimli kedi vardı. O dönemde görevde olan yönetim, hayvanları sokağa atmak istedi. Hayvanseverler olarak sitedeki 326 dairenin çoğundan kedilerin site bahçesinde yaşamaları için imza topladık. Bu imzalar hálá yönetimde. Ardından kedileri veterinere götürüp aşılarını yaptırdık. Daha sağlıklı ve çoğalmadan yaşayabilmelerini sağlamak için hepsini kısırlaştırdık. Her gün besledik. Zamanla dışarıdan eklenenlerle birlikte sayıları dokuza çıktı. Bizimle birlikte sitede yaşamaya başlayan kediler aynı zamanda hayatı da kolaylaştırıyordu. Fare ve akrepleri yakalayarak mesela.

Fakat sayıları beşi geçmeyen komşularımız ortak alanda hayvan beslemenin site yönetmeliğine aykırı olduğunu söyleyerek site yönetimini mahkemeye verdi. Bayram sonrası sitede bulunan dokuz kediden, altısı aniden ortadan kayboldu. Umuyorum kediler ölmemiştir ve yaşıyordur. Hepsinin tasmaları ve kuşları yakalayıp öldürmelerine engel olmak için boyunlarına takılmış çıngırakları vardı. Tasmaları kediler büyüdükçe gevşetebiliyorduk. Eğer yaşıyorlarsa, bu tasmalar gevşemediği için boğulmalarından çok korkuyorum.

Onlara çok özen gösteriyorduk. Otomobile binmeyi sevmiyorlardı, ameliyata götürürken bile üzülerek bindirmiştik arabaya. Kedilerin yok olmasında payı olduğunu düşündüğüm kişileri, görgü tanığı olmadığı için ne suçlayabiliyor ne de bir çözüm bulabiliyorum. Bir hayvanı bulunduğu yerden başka bir yere atmak suç. Ve burada böyle bir suç işlendi. Bunu kim, nasıl yaptı bilemiyorum ama yaşananlar beni çok üzdü. Bundan sonra da hayvanlara yardım etmeye devam edeceğim. Otomobilimin arkasında sürekli kedi maması taşıyorum. Sadece sitede değil nerede aç bir hayvan görsem beslerim. Bu keyfimden de kimse için vazgeçmem.

Hakan GENCE

Hamsterlarda ishal problemi

Normalde hamsterların dışkısı katı, şekilli ve koyu renklidir. Dışkının yapısında ve renginde değişiklik olması ve özellikle de daha sulu bir kıvamda ve açık renkte dışkı yapması genellikle sindirim sistemi ile ilgili bir probleme ya da enfeksiyonlara işaret ediyor olabilir.

Hamsterlarda en yaygın ishal sebepleri şunlar: 8 Çevre değişiklikleri, kafes değişikliği ve çevre ısısı değişiklikleri gibi stres faktörleri 8 Çok fazla miktarda sebze ve yeşillik yemesi 8 Ani gıda değişiklikleri 8 Bakteri enfeksiyonları (örneğin, Tyzzer’s Hastalığı) 8 Zehirlenmeler

Hamsterınızda çevresel değişiklikler ve gıda değişiklikleri sonucunda ishal oluştuğuna eminseniz, bu değişiklikleri eski haline çevirerek durumu kontrol altına alabilirsiniz. Bunun yanı sıra bol su içirmeyi de ihmal etmemelisiniz. Hamsterların bizden daha kısa yaşadıklarını ve hastalıklarının çok hızlı ilerlediğini unutmayın. İyileşmeyen ishallerde 24 saat içinde mutlaka veteriner hekiminizden destek almalısınız.
Yazının Devamını Oku

Resmi tıkla, evlat edin

6 Ocak 2007
Kadıköy Belediyesi, Ataşehir Hayvan Barınağı’ndaki sahipsiz hayvanların yuva bulabilmesi için "Evlat Edinme Projesi" başlattı.

Proje kapsamında, sahipsiz ve terk edilmiş hayvanlara internet üzerinden sahip bulunuyor.

Kadıköy Belediyesi, sahipleri tarafından terk edilen veya doğdukları günden beri sokakta yaşama mücadelesi veren kedi ve köpekler için yeni bir çalışma başlattı. Evlat Edinme Projesi ile Kadıköy’e bağlı Ataşehir Hayvan Barınağı’nda yaşayan ve sayıları binin üzerinde olan hayvanlar için "evlat edinme projesi" kapsamında sahip aranıyor. Hayvanların sahiplendirilmesi sanal ortamda yapılıyor. Ataşehir Barınağı’na getirilen hayvanların önce aşıları ve sağlık kontrolleri yapılıyor daha sonra bazıları kısırlaştırılıyor. Bu aşamalardan sonra köpek ve kediler bir yuva sahibi olmayı bekliyor.

Eğer hayvan barınaklarına gitmeye fırsat bulamıyorsanız, internet sayfasında beğendiğiniz ya da evlat edinmek istediğiniz köpeğin resmini tıklayarak açılan başvuru formunu dolduruyor ve evlat edinme işlemini başlatıyorsunuz. Kadıköy Belediyesi’nin www.kadıkoy.bel.tr adresinde açılan sayfasında sahiplendirilecek hayvanların resimleri ve özellikleri var.

Kadıköy Belediye Başkanı Selami Öztürk kampanyanın amacını, "Birçok kişi hayvan edinmek için petshoplara gidip yüklü paralar harcıyor. Oysa bizim barınağımızda aşıları yapılmış, tedavileri tamamlanmış, yuva bekleyen birçok hayvan var. Bunların birçoğu cins. Çünkü birçok kişi heveslenip alıyor, ama daha sonra bakamayarak sokağa terk ediyor. Topladığımız hayvanların sıcak yuvalara kavuşmaları için böyle bir çalışma yaptık" diye açıklıyor.

Yazının Devamını Oku

En sosyal demokrat kedi ŞERRO

30 Aralık 2006
Türkiye’nin en sosyal demokrat kedisi Şerro, CHP Genel Merkezi’nde yaşıyor. Şerro’yu diğer kedilerden ayıran en önemli özellik, onun oyuncağının yumaklar değil kalemler, oyun arkadaşlarının da siyasetçiler olması. Bu hiperaktif tüy yumağı CHP Genel Merkezi’nin inşaatından yadigar kalmış merkeze. Merkez inşaat halindeyken işçilerin baktığı kedi Şerro’nun varlığından haberdar olan CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, personele talimat vererek, "Ona iyi bakın" demiş. Deniz BİLİROĞLU - dbiliroğlu@hurriyet.com.tr

Türkiye’nin en sosyal demokrat kedisi Şerro, Ankara’daki CHP Genel Merkezi’nde yaşıyor. CHP genel merkez binasının inşaat günlerinden beri orada. Deniz Baykal’ın himayesine girdikten sonra hızla parti basamaklarını tırmanmış, bütün katlarda dolaşmaya başlamış.

CHP, "Memleket meseleleriyle uğraşan bir parti, bir kedinin bakımıyla mı uğraşır" demeden Şerro’yu sahiplenmiş, onu partinin vitrinine yerleştirmiş. Bir yerde parti büyüğü yapmış. Genel Başkan’ın kontenjanından sayıldığından olsa gerek, onu kendilerinden daha dokunulmaz bulan milletvekilleri ve personel tarafından el bebek gül bebek yaşatılıyor. Binada Şerro’nun haricinde iki kedi daha var. Ancak onlar sadece yemek yemek için geliyorlar, içeride yaşamıyorlar.

PARTİNİN AĞIR TOPU

Şerro, gün boyunca otomatik cam kapının arkasında yatıp geleni gideni izliyor, bazen mağrur, bazen mahzun bakışlarla süzüyor etrafı. Partililer onun varlığından mutlu.

Şerro sadece manevi anlamda değil, cüsse olarak da ağır bir kedi. Hele öğle yemeği saatlerinden sonra adım atacak hali kalmıyor. Onun için "partinin ağır toplarından" da deniyor espriyle.

Güçlü ve karizmatik görünüyor, özgürlüğüne çok düşkün. Siz onu sevmek istediğiniz zaman değil de, kendini sevdirmek istediği zaman geliyor yanınıza. Sahibini kendi seçen ve insanların kedilere hizmet etmek için yaratılmış olduklarına inanan tam bir kedi.

Şerro’nun bakımından Bilim Platformu sekretaryasında görev yapan Ayşe Dinler sorumlu. Evde de kedi beslediği için, Şerro’nun bakım ve beslenmesinden "sorumlu parti görevlisi" görevine gönüllü olmuş.

KEDİLER CHP’Yİ SEVER

CHP Genel Sekreter Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Bihlun Tamaylıgil, "Kediler CHP’yi seviyor" diyor ve eski CHP binasında da kedilere baktıklarını anlatıyor: "Binanın arkasındaki yeşillik arazide yavrulayan kediye bakıyorduk. Canlılar bağlılığı sevgiyle kurar. Biz de sevgi partisiyiz. Bu çatının altında tüm canlıların huzur ve mutluluk içinde yaşaması bizim için önemli. Partimize gelenlerin kapıda bir kediyle karşılaşınca yüzleri gülüyor. Bina personeli de salam ve peynirle besliyor Şerro’yu."

CHP belediyelerinin sokak hayvanlarıyla ilgili yaptığı çalışmalar da var. Sivil toplum örgütlerine ve yerel yönetimlere sokak hayvanları konusunda çok iş düştüğünü düşünüyorlar. İlk hedefleri, toplumun bilinçlenmesi ve duyarlı olmasını öğretmek. Bihlun Tamaylıgil, "Ben çocukluğumda köy hayatı yaşadım. Kedilerim ve köpeklerim vardı. Oyun arkadaşlarımız sekiz kedi ve iki sokak köpeğiydi. Babam, bahçedeki hayvanların karnı doyurulmadan bizi sofraya oturtmazdı. Türkiye’de bir milyon kişi açlık sınırında yaşıyor. Bu nedenle Türkiye’de insanlar diğer canlılara bakamıyor" diyor.

Hayvansever Reyhan Hanım’ın kısırlaştırma kampanyası

Hayvansever Reyhan Çiftçi, sahipsiz sokak kedilerinin kontrolsüz ürememesi için bir kampanya başlattı. 2007 Mart ayının başına kadar devam edecek Ücretsiz Kısırlaştırma Kampanyası’nda İstanbul’daki bin sahipsiz dişi sokak kedisi ücretsiz olarak kısırlaştırılacak. Yapmanız gereken, www.minikpati.com sitesindeki Kısırlaştırma Kampanyası Katılım Formunu doldurarak, iletişim bilgilerinizi göndermek. Formu doldurduktan sonra randevu tarih ve saati bildiriliyor.

KATILIM ŞARTLARI: Kampanya sadece sahipsiz dişi sokak kedileri için düzenlendi. Lütfen evde baktığınız dişi kediler ve sahipsiz erkek kediler için başvurmayın. Hasta kediler kabul edilmiyor. Henüz operasyona giremeyecek kadar küçük kediler kabul edilmiyor. Kedilerin en az 5-6 aylık olması gerek. Lütfen emziren dişi kedileri, bebekleri henüz sütten kesilecek kadar büyümemişse getirmeyin.

STARDOGS’DAN HABERLER

StarDogs 2007’de İstanbul’da, Ankara ve İzmir’de yeni bir Eğitimciler Akademisi programı düzenleyecek. Üç şehirde yapılacak grup ve bireysel eğitimler için ön kayıtlar devam ediyor.

StarDogs "DogCast" oluşmaya başladı. Siz de köpeğinizin reklam, film gibi projelerde yer almasını istiyorsanız, köpeğinizin bir resmini, ırk-yaş-cinsiyet-isim bilgilerini, eğitim durumunu ve size ulaşabilecekleri e-posta ve telefon bilgilerini StarDogs’a gönderin.

www.stardogs.web.tr ve Tel: 0216 326 65 75

Özel günlerde beslenmeye dikkat!

Hayvanların beslenme yapıları bizimkine her ne kadar benzerlik gösterse de, insanınkinden oldukça farklı. Bu farklılıklardan doğan beslenme duyarlılıkları, yılbaşı ve kurban bayramında dikkatli olmadan onlara vereceğimiz yemekler hastalıklara yol açabilir. Aşağıdaki konulara dikkat ettiğiniz sürece, kedi ve köpeklerinizde sağlık sorunu yaşamadan eğlenceli ve keyifli bir bayram ve yılbaşı geçirebilirsiniz.

8 Çiğ et, balık ve tavuk, bakteri ve toksoplazma gibi parazitleri içerebileceğinden evcil hayvanlarda ciddi problemlere yol açabilir. Çiğ etle temas etmiş kapların ve aletlerin de evcil hayvanlarınız tarafından keşfedilmeden önce yıkanıp ortalıkta bırakılmaması gerek.

8 Besin değeri yüksek ve aşırı yağlı yiyecekler ile et suları, mide rahatsızlığından akut pankreas problemlerine kadar ciddi ve acil müdahale gerektiren sorunlara yol açabilir.

8 Sığır, koyun ve tavuk kemikleri ile balık kılçıkları sindirim sisteminde ciddi tahribatlara ve bağırsaklarda yırtılmalara neden olabilir. Bu nedenle kaynağı ve büyüklüğü ne olursa olsun, tüm kemik türlerini evcil hayvanlarınızdan uzak tutun.

8 Bizden 100 kat daha hassas koku alabilen kedi ve köpekler ortalıkta bırakılan et ve et suyu bulaşmış naylon torbaları, alüminyum folyo ve streç film gibi malzemeleri yutabilir ve bu yüzden bağırsaklarında tıkanma gibi ciddi tehlikeler yaşayabilirler.

8 Çikolata, kahve ve çay, sinir sisteminde, idrar yollarında ve kalp kasında problemlere yol açan bir madde içerir. Çikolata, içerdiği teobromin yüzünden özellikle köpekler için çok ciddi bir tehlike. 60 gram bitter çikolata 10 kilogramlık bir köpeği zehirleyecek miktarda teobromin içerir. Bu maddelerin tüketilmesi ishalden nöbetlere ve hatta ölüme kadar gidebilen sorunlara yol açabilir.

8 Alkol ve alkol içeren yiyecekler, evcil hayvanlarda ciddi zehirlenmelere yol açabilir.

8 Kedi ve köpeğinizi, yılbaşı gecesi özenle hazırladığınız sofranızdan beslemek isteyebilirsiniz. Ancak sindirim sistemleri değişik yiyeceklere karşı insanınkinden çok daha duyarlı olan ve gıda değişikliklerini birkaç günden önce tolere edemeyen evcil hayvanlarda bu durum ciddi sindirim sistemi problemlerine yol açabilir. En iyisi beslenme programını bozmamak ve onları sofranızdaki yiyeceklerden uzak tutmak. Özellikle yılbaşı yemeğinizi yemeden önce mutlaka kendi mamasıyla kedi ve köpeğinizin karnını doyurun. Tok oldukları zaman daha az problem yaşarsınız.

Tüm evcil hayvanlara ve sahiplerine sağlık ve mutluluk dolu bir yıl ve iyi bayramlar dilerim.
Yazının Devamını Oku

Toksoplazmoz, bildirimi zorunlu hastalıklar listesinde

23 Aralık 2006
Sağlık Bakanlığı, halkı toksoplazmoz hastalığı konusunda bilgilendirmek için 500 bin broşür bastırdı. 81 ilde sağlık müdürlükleri aracılığıyla evlerin posta kutularına dağıtılan broşürlerde hastalığın nasıl bulaştığından tedavi yöntemlerine kadar pek çok bilgi yer alıyor. Özellikle evde kedi besleyen hamile kadınların dikkatli olmasında fayda var.

HASTALIKTAN KORUNMAK İÇİN NE YAPACAKSINIZ?

Hastalık kedi dışkısıyla kirlenmiş suları içen ve yemleri tüketen hayvanlara da bulaşabilir. Bu sebeple bütün etler ve sakatatlar, iç ısıları en az 70 derece olacak şekilde veya etlerde pembe kısımlar kalmayacak biçimde iyice pişirildikten sonra yenmeli; asla çiğ veya az pişmiş tüketilmemeli. Hatta tam pişmeden tadına bile bakılmamalı.

Çiğ et ve sakatatla uğraşırken eldiven giyilmeli; etlere veya sakatatlara çıplak elle temas söz konusu olursa mutlaka eller bol su ve sabunla iyice yıkanmalı. Eller iyice yıkanmadan kesinlikle ağza götürülmemeli.

Çiğ ve sakatata temas eden yüzeyler ve bıçak ve kesme tahtası gibi mutfak malzemeleri, kullanıldıktan sonra sıcak su ve deterjanla iyice yıkanmalı.

Kediler, kesinlikle çiğ etle beslenmemeli, kuru mama veya haşlanmış yiyecekler tercih edilmeli; fare gibi kemiricileri veya kuşları avlayarak yemeleri önlenmeli.

Kedilerin dışkıları bekletilmeden tuvalete dökülerek, yakılarak veya derince gömülerek yok edilmeli. Çünkü dışkıyla atılan parazitler, uygun ısı ve nem olduğunda bir-beş günde hastalık yapıcı özellik kazanıyor.

Sebze ve meyveler mutlaka bol suyla iyice yıkandıktan sonra tüketilmeli.

Hamileler, evlerine hamilelik süresince yeni bir kedi almamalı ve belirtilen önlemlere uymalı.

Sokak kedilerinden, özellikle de yavru kedilerden uzak durulmalı.

Kediler ev içinde tutulmalı, sokağa bırakılmamalı.

Sokak kedilerinin, çocukların oyun alanlarına girmesi engellenmeli.

Toprakla uğraşırken eldiven giyilmeli, kedilerle, toprakla ve çiğ etle temas sonrası eller bol suyla ve sabunla iyice yıkanmalı.

BELİRTİLERİ NELER?

Hastalık sağlıklı kişilerde çoğu zaman belirti göstermez. Bazı kişilerde soğuk algınlığı benzeri bir hastalık tablosu görülebilir ve boynun arka kısımlarındaki lenf bezlerinde şişmeler olabilir. Ancak, bağışıklık sistemi bozuk, yetersiz veya baskılanmış kişilerde daha ciddi hastalık tablosu gelişir; hatta ölümle sonuçlanabilir. 8 Paraziti hamilelikleri esnasında alan kadınlarda düşüklere, ölü doğumlara, bebeğin başının büyük veya küçük olmasına, bebeklerde zeka geriliği ve körlük gibi problemlere sebep olabilir.

TOKSOPLAZMOZ NEDİR?

Toksoplazmoz, gelişimini kedilerde tamamlayan "Toxoplasma gondii" isimli parazitin sebep olduğu bir hastalık. Kediler hastalığı, parazitli çiğ etleri, paraziti taşıyan fare gibi küçük kemirici hayvanları veya kuşları yiyerek alıyor. Parazit, kedinin bağırsaklarında çoğalıyor ve dışkısıyla çevreye atılıyor. Bu dışkılardan sular ve gıdalar da kirlenebiliyor. Parazit, insanların ve hayvanların bütün doku ve organlarına yerleşip kistler oluşturuyor. Sağlık Bakanlığı Temel Sağlık Hizmetleri Müdürlüğü, hastalığın ülkemizdeki durumunu görmek amacıyla toksoplazmoz bildirimini 2005 yılında mecburi hastalıklar listesine aldı. 2005’te 33 vaka görüldü.

NASIL TEŞHİS EDİLİR?

Toksoplazmoz, çeşitli testlerle teşhis edilebilir. Çocuk sahibi olmayı planlıyorsanız, hamile kalmadan önce veya bağışıklık sistemini baskılayan ilaç kullanımına başlamadan önce mutlaka toksoplazmoz testleri yaptırılmalı. Hamile iseniz, düzenli olarak test yaptırabilirsiniz.

Hastalığı geçirenlerde ömür boyu bağışıklık sağlanır. Ancak, bağışıklık sistemi zayıf ve baskılanmış kişilerin yeniden hastalanma ihtimali de bulunur.

TEDAVİSİ VAR MI?

Hamileler ve bağışıklık sistemi baskılanmış kişilere, yapılan testlerin sonucuna göre tedavi uygulanıyor. Bunların haricindekilere ise bir tedavi önerilmiyor.

NASIL BULAŞIR?

Paraziti bulunduran kedi dışkısı bulaşmış suların içilmesi veya gıdaların tüketilmesiyle

Paraziti bulunduran kedi dışkısı bulaşmış sebze ve meyvelerin bol suyla iyice yıkanmadan yenmesiyle

Parazitli etlerin ve sakatatların çiğ ve az pişmiş olarak tüketilmesiyle

Parazitli etlere ve sakatatlara çıplak elle dokunduktan sonra elin ağza götürülmesiyle

Etlerle sakatatlardaki parazitin eldeki açık yara veya kesikten girmesiyle

Parazitli kedi dışkısı veya toprağa çıplak elle temas olduğunda, ellerin yıkanmadan ağza götürülmesiyle

Parazitin ilk defa hamilelikten alınması sonucunda, hastalık anne karnındaki bebeğe bulaşabilir.

Vücudunda parazit bulunan kişilere ait kan ve organ nakilleriyle de bulaşma olabilir.Hakan GENCE

KEDİLERDE DIŞ KULAK HASTALIKLARI

Kedi sahiplerinin kedileriyle ilgili sağlık sorunlarının en önemlilerinden biri, dış kulak hastalıkları. "Kedimin kulağı çok kötü kokuyor, kulaklarını sürekli kaşıyor ve kızartıyor, içinden siyah kirler dökülüyor" gibi sorular, veterinerlerin kedi sahiplerinden en sık duyduğu sorular.

Kedinizde;

Kulağında kötü koku,

Kulak ve baş bölgesini kaşıma veya sürekli olarak bir yerlere sürtme,

Kulak akıntısı,

Kulak kanalında ve kepçesinde kızarıklık ve şişkinlik,

Kulağın ve başın bir yana doğru eğik durması ve kedinin sürekli başını sallaması,

Kulak bölgesinde dokunmaya karşı ağrı oluşması,

Kulak problemlerinin yol açtığı sıkıntılara bağlı depresyon ve sinirlilik gibi davranış değişiklikleri varsa veterinere gitme zamanı geldi demektir.

Kulak hastalıklarının sebepleri çok farklı olabilir. En sık görülenler; alerjiler, kulak uyuzu gibi parazitler, bakteri ve mantar gibi mikroorganizmalar, kulağa kaçan yabancı cisimler, otlar ve dikenler, anatomik bozukluklar, kalıtsal hastalıklar, bağışıklık sistemi ile ilgili problemler, tümörler ve hormon bozuklukları.

Kedinizi kulak hastalıklarından korumanın en kolay yolu, kulaklarını düzenli olarak kontrol etmek ve temiz tutmak.

Pako pano

Sevgili dostumuz Figen Soysal’ı kaybedince, canı gibi sevdiği kedisi Tıstıs öksüz kaldı. Onu sahiplenmek ister misiniz? 0532 734 57 33.

Geçen gün Ataşehir barınağına gittiğimizde, sahibi öldüğü için barınağa bırakılan 14 yaşında bir poodle gördük. Bakımsızlıktan sefil olmuş, üç kilo kalmıştı. Hayatının son birkaç senesinde ona sevginizi verir misiniz? 0532 223 61 15.

Collie, Husky, Labrador, Alman Çoban, Golden Retriever... Bunların hepsi Tuzla Barınağı’na terk edilen ve bir zamanlar evde yaşayan köpekler. Birini sahiplenmek ister misiniz? 0532 627 02 38.

Köpeğimiz Susam Etiler’deki evimizin bahçesinden kaçarak kayboldu. Onu görürseniz lütfen bize haber verin. 0532 323 64 17 ve 0532 464 84 14.

Pamuz ve Suzy birlikte yaşayan iki can dostu. Sahipleri Amerika’ya taşınmak zorunda ve onları görüremiyor. Acil olarak yeni bir yuvaya ihtiyaçları var. 0533 696 60 30.
Yazının Devamını Oku

Hayvan sevgisini takvim ve ajanda ile yayıyorlar

16 Aralık 2006
"Hayvanlarla birlikte yaşama sanatını bilenler" için takvim ve ajanda hazırlayan Giller, 2007 için hazırladığı hayvan resimli takvim ve ajandalarının sayfalarını bu yıl şiirler ve yazılarla süsledi. İlk hayvanlı takvimlerini 2005’te kedi, köpek ve kangallarla hazırlayan Giller, hayvanlar serisine 2006’da Hünkari güvercinlerini eklemişti. Proje yönetmeni Emine Yalçın, 2007 yılı takvimleri için "Okunacak, sevgiyle bakılacak şekilde hazırladık" diyor.

Giller bu seneki sayfalarında hayvanlar ile ilgili yazılar ve şiirler yazan Bilge Karasu, Tan Oral, Refik Durbaş ve Yalvaç Ural’dan alıntılar yaptı.

Karikatürist Tan Oral, eşi Deniz Oral anısına yazdığı şiirini verdi, şair Refik Durbaş, 12 köpeğinin kişiliğini ve ırk özelliklerini kendi şiir diliyle Giller 2007 köpek takviminde anlattı. Kangal köpeklerinin ırk özelliklerinin korunarak üretilmesi ve tanınması için sürdürdüğü çalışmalarıyla tanınan Feride Cansever ise çocukluk yıllarında beslediği Hazırcı, Topuz ve Şişko isimli kangallarını anlattı.

Kangal takvimi yapraklarında, Çoban Köpekleri Koruma Derneği Başkanı Onur Kanlı’nın onayladığı 12 kangal fotoğrafına yer verildi. Fotoğrafların altında ise Onur Kanlı’nın gözlem ve üslubuyla kangalların fiziksel ve soy özellikleri, davranış biçimi ve kişiliğini anlattığı yazılar var.

2007 ajanda ve takvimlerinde yer alan kedi, köpek ve kangallar, yüzlerce kare fotoğraf arasından seçildi. Geçmiş yıllarda olduğu gibi bu yıl da bütün fotoğraf çekimleri hayvanların yaşadığı, sahiplendiği ortamda gerçekleştirildi. Kedi, köpek ve kangalların kendilerini rahat hissetmesi için çekim öncesi Giller ekibi ile hayvanlar arasında, ailelerinin de yardımıyla samimi bir iletişim sağlandı. Cahit AKYOL

ÇEŞİTLER ÇOĞALIYOR

2007 yılı için kediler ve köpekler için ayrı ayrı günlük, haftalık ve cep boyu olmak üzere altı farklı çeşit spiralli ve şeffaf kapaklı ajanda hazırlandı. Kedi ve köpekli duvar ve masa takvimleri artık standartlardan. Fiyatlar, 10-25 YTL arasında. Giller’i kitaevlerinde bulabileceğiniz gibi D&R ve İdeefix sanal marketlerinden de sipariş verebilirsiniz.

Şile Barınağı’nın acil yardıma ihtiyacı var

Şile Barınağı’ndan sorumlu olan Şile Grubu’nun dernekleşme çalışmaları hızla devam ediyor. Bugünlerde onlardan gelen bir başka haber de, ellerindeki tüm mama ve temizlik malzemelerinin tükendiği yönünde. Barınakta yaşayan 100 köpeğin bir haftalık mama ihtiyacı 160 kilo. Bu ihtiyacı karşılamak için gönüllülerin desteğine ihtiyaçları var. Yardım etmek isterseniz Migros’un sanal alışveriş sitesi olan www.kangurum.com.tr sayfasının sağ üst bölümünde bulunan Bağış linkinden Şile Barınağını seçmeniz yeterli. Açılan sayfada, barınağın o günlerdeki acil ihtiyaçları üst satırda gösteriliyor. İstediklerinizi seçtikten sonra bağışlar barınağa, fatura size yollanıyor. Siteye üye olmasanız da kredi kartıyla ödeme yapabiliyorsunuz. Bilgi ve diğer yardımlar için barınak sorumlularını arayabilirsiniz: Güzide Erden 0532 767 19 54, Senem Kılınç 0536 618 78 70, Erdem Gündüz 0533 590 76 30, Burcu Onaran 0532 318 18 79.

Köpeklerde otoimmun hemolitik anemi

Köpeklerde otoimmun hemolitik anemi (AIHA) vücudun kendi alyuvarlarını tahrip etmesi ile ilgili bir bağışıklık sistemi hastalığıdır. Bu hastalığı taşıyan köpeklerde alyuvarlar üretilmeye devam ederler ancak vücutlarındaki antikorlar tarafından tahrip edilirler.

Bu hastalıkta aynı zamanda kandaki trombosit sayısında azalma da görülebilir. Pıhtılaşma için gerekli olan trombositlerin azalması ile birlikte pıhtılaşma ile ilgili problemler de sıklıkla karşımıza çıkabilmektedir.

Hastalığın başlangıç belirtileri tipik bir kansızlığa işaret eder. Bunlar dudak, diş eti ve göz gibi mukozalarda solgunluk ve pembe-kırmızı rengin kaybolması, halsizlik ve kolay yorulma, bazen de bayılma olabilir.

Laboratuvar analizlerinde alyuvar sayısında azalma, hemoglobin miktarında artış ve buna bağlı olarak dokularda sararma ve idrarda renk koyulaşması oluşabilir. Hastalığa pıhtılaşma ile ilgili problemler eşlik ediyorsa burun kanaması ve dışkıda kan görülmesi muhtemeldir. Veteriner hekiminiz kalp atışlarında hızlanma da tespit edebilir.

AIHA, uzun süreli ve uygun ilaçlarla kolaylıkla kontrol altına alınıp tedavi edilebilir ancak müdahale edilmediği takdirde köpeğinizin hayatını tehdit eder.

Pako Pano

Eşlerin ayrılması nedeniyle sokağa bırakılmak istenen bir buçuk yaşındaki kısırlaştırılmış dişi kediye çok acil yuva arıyoruz. 0216 384 51 65.

İki buçuk aylık uzun tüylü zeytin kızımıza çok sevileceği bir yuva arıyoruz. 0216 384 51 65.

Üç aylık yumuşacık tüylü erkek kedi evden atılmış. Çok sokulgan. Yeni bir yuva arıyor. 0532 210 08 99.

Annemin ameliyatı nedeniyle uzun bir süre yurtdışında kalmak zorundayız. Bu sürede kedimi bırakabileceğim ne bir kardeşim ne de bir yakınımız var. Onu bir

evlat gibi sahiplenecek, benim yokluğumu ve bugüne kadarki bakımını aratmayacak bir dosta ihtiyacım var. 0533 743 29 41 veya 0312 381 01 86.

Bu tatlı kediler acilen yuva arıyor. Yoksa sokağa gidecekler. 0505 329 31 06 ve 0532 416 89 23.

Beşiktaş Sabancı Anadolu Lisesi’nin bahçesinde yaşıyorum. Okulumu çok seviyorum ama oradaki abiler bana top muamelesi yapıyor. Benim de bir evim olsaydı ne güzel olurdu! 0532 242 75 76.
Yazının Devamını Oku

Balkondan atılan ve felç olan Şanslı artık yürüyor

9 Aralık 2006
Ankara’da balkondan düştüğü için felç olan Cocker cinsi sekiz aylık dişi köpek, geçirdiği başarılı ameliyatlar sayesinde tekrar yürümeye başladı. Ankara Veteriner Tıp Merkezi’nde görevli Operatör Oğuz Kuzucu ile ekibi yaklaşık iki ay süren yoğun bir tedaviyle yavru köpeği sağlığına kavuşturdu. Köpeğin kendilerine geldiğinde felçli olduğunu söyleyen Kuzucu, "Bu gibi olaylarla zaman çok önemli. Patisini sıktığımızda bunu hissettiğini fark ettik. Küçük de olsa bir umut olduğunu gördük ve ameliyata karar verdik" dedi.

Deniz BİLİROĞLU

ANKARA’DA BALKONDAN KÖPEK ATMA MODASI!

İki ay önce Meliha Yılmaz Vakfı Gölbaşı Barınağı’na gelen bir grup genç, kucaklarındaki Şanslı’yı göstererek "Balkondan düştü, uyutmanız için getirdik" der. Barınak görevlileri ise uyutma yapmadıklarını söyleyerek köpeği alırlar. Barınak işletmecisi Mine Eren, "Bir köpeğin balkondan atlaması mümkün değil. Köpeği getiren gençler gittikten bir süre sonra bir genç kız geldi. O köpeği arkadaşıma geçici bir süre vermiştim. Alkol alıp köpeği balkondan atmışlar dedi. Buraya geldiklerinde de içkiliydiler. Bu balkondan atılan ikinci köpek vakası. Buna bir dur denilmeli. En ufak bir sebeple hayvanları uyutma yoluna gitmeleri ise korkunç" diyor.

Şanslı, iki aydır Veteriner Tıp Merkezi’nde kalıyor. Ameliyat masraflarını Prof. Dr. Dilek Yörükoğlu’nun üstlendiği minik köpek ilk ameliyatını kırık olan belinden oldu. Bir hafta sonra da ayağından operasyon geçirdi. Ayağına yapılan ikinci operasyonda ortopedik plak ve vidalar takıldı. Son bir aydır ayakta durmaya hatta koşmaya başlayan yavru köpeğe merkezde Şanslı ismi konulmuş. Gençliğinin verdiği enerjiyle yürümekten çok koşmaya çalışıyor. Arada bir ameliyat olduğu ayağı kayıyor ama hemen toparlanıp koşmaya devam ediyor.

İYİLEŞTİ, ŞİMDİ YUVA ARIYOR

"Bize geldiğinde yürüme şansı yok gibiydi" diyen Oğuz Kuzucu anlatıyor:

"Gelişmeler bizi de şaşırttı. Önce bel, sonra iki kere bacağından ameliyat oldu. Çişini bile tutamıyordu. Önce çişini tutmaya başladı, sonra da yürümeye. İleride daha güzel yürüyecek. Bir yuvası olsa daha fazla hareket edebilir ve iyileşmesi hızlanır.

Evet, Şanslı ne yazık ki terk edilmiş bir köpek. Barınağa getirildiği günden beri onu sahiplenen olmadı. O, şimdi ona ömür boyu sevgi ve mutluluk verecek bir yuva arıyor. Şanslı sevgiyi, sadakati ve dostluğu, insanların ona yaptığı her türlü hatasına rağmen size karşılıksız sunmaktan asla vazgeçmiyor.

SARIYER BARINAĞINDA NE OLUYOR?

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı olan Sarıyer Kocataş Barınağı’nda uzun süredir tartışmalar dinmiyor. Evsiz Hayvanları ve Dogayı Koruma Derneği altı senedir barınakta gönüllü olarak çalışıyordu ancak geçen ağustos ayında İstanbul Büyükşehir Belediyesi Veteriner Müdürlüğü, EHKD’yi barınaktan çıkardı. EHKD Başkanı Deniz Bingöl bu olayı şöyle anlatıyor: "Barınaktan çıkarılmamızın sebebi ihale açılmış olması ve kısırlaştırılma çalışmalarının yeni bir şirket tarafından devam ettirilecek olmasıydı. Başta sevindik, çünkü kısırlaştırma profesyonel bir şirket tarafından yürütülecekti. Ancak daha sonra öğrendik ki ihaleyi kazanan Anadolu İlaç bir haşere ilaçlama şirketiymiş, bu bizde şüphe uyandırdı. Eylül ayından itibaren bize barınak içinden bilgiler ve fotoğraflar gelmeye başladı: Hayvanlar uzman olmayan kişiler tarafından yakalanıyor, işinin ehli olmayan veterinerler tarafından, uygun olmayan koşullarda ameliyat ediliyor, ameliyat sonrası bakımları yapılmıyor hatta bazıları ameliyatta, bazıları ameliyat sonrası ölüyordu. Bu uygulamalar gerek Hayvan Hakları Yasası’na, gerekse İhale Teknik Şartnamesi’ne aykırı. Üstelik çoğuna barınakta da bakılmıyor, kuduz karantinası devam eden ormana atılıyorlardı. Bu belge ve bilgileri belediyeye ulaştırma çabamız sonuçsuz kaldı." Olay şimdi yargıya intikal etmiş durumda. Ayrıntılı bilgi ve fotoğraflar için http://ehdkd.blogspot.com/ sitesini ziyaret edebilirsiniz.

Köpeğinize yılbaşı hediyesi alın

Sizin köpeğinizin de kemirmeyi en çok sevdiği şeylerin başında terlikleriniz mi geliyor? "Bıktım artık, başka şey kemirsin" diyorsanız bir pet shopa gidin ve LC Pet Products’ın ürettiği terlik şeklindeki kemikleri görün. Bu terlikler dişlerini temizlemeye de yardımcı olacak. Bir başka hediye alternatifi ise Accessorize’dan. Normalde sadece kadınlar için aksesuvar satılan Accessorize mağazalarında bugünlerde köpekler için hazırlanmış özel kıyafetler de var. Üstelik hepsi modaya uygun. Kamuflaj desenlisi de var, pied de poule desenlisi de. Bizim favorimiz, Noel Baba ceketi.

Kedilerde bağışıklık sisteminin aşırı hassasiyeti

Normal koşullarda kedilerin bağışıklık sistemi diğer memelilerde olduğu gibi vücut tarafından yabancı madde olarak tanımlanan ve antijen adı verilen maddelerle karşılaştığında reaksiyon verir. Bu durumda vücutta antikor adı verilen maddeler üretilerek bu yabancı maddeler etkisiz hale getirilmeye çalışılır.

Bağışıklık sisteminin aşırı hassasiyetinde ise vücut gereğinden fazla miktarda, yanlış tipte veya çok miktarda antijen-antikor üretir. Buna ilave olarak vücutta savunma amacıyla gereğinden fazla miktarda histamin ve kimyasal maddeler üretilebilir.

Bağışıklık sisteminin aşırı hassasiyetinin dört farklı tipi var:

TİP I (ani): Bağışıklık sisteminin ani olarak ve çok şiddetli bir şekilde reaksiyon vermesidir. Bu tip aşırı reaksiyonlar genellikle kedinin arı sokmasına, polenlere, pire ısırmasına bağlı alerjilerinde ve antibiyotik ve benzeri ilaçlara karşı olan alerjilerinden kaynaklanır.

TİP II (antikor kökenli): Bu tipteki aşırı hassasiyet vücudun kendi hücrelerindeki proteinlere karşı antikor üretmesi sonucu gelişir.

TİP III (immun kompleks kökenli): Çok fazla sayıda antijen-antikor kompleksinin belli organlarda yığılması sonucunda ortaya çıkar.

TİP IV (gecikmiş): Vücudun antijenle karşılaşmasından 24 saat veya daha fazla bir süre sonra ortaya çıkan bağışıklık sistemi hassasiyetleri bu gruba girer.

Bağışıklık sisteminin tüm aşırı hassasiyetleri ve alerjiler, şiddetli olsun ya da olmasın, genetik kökenli. Yani, alerjik reaksiyonlar aşıların, ilaçların, yiyeceklerin veya çevredeki diğer faktörlerin suçu değil, kedinin kalıtsal olarak ebeveynlerinden miras aldığı bir durum. Eğer kedinize bu teşhis konduysa, hastalığın yavrularında da çıkacağını düşünerek, onu çiftleştirmemelisiniz.

Yılbaşı kartları ve takvimler ile Yedikule’ye destek olun

İstanbul Fatih Belediyesi’ne bağlı Yedikule Hayvan Barınağı 2007 için takvimler ve bayram/yılbaşı tebrik kartları hazırladı. Takvim için poz verenler, barınakta yaşayan terk edilmiş köpekler. Kalplerinin olduğu yerdeki eksik yapboz parçasının üzerinde "Sevgi" yazıyor. Ortada bir anlamda, "hayvanseverlik bahane, yardım şahane" durumu var. Çünkü Yedikule’nin de Türkiye’deki her barınak gibi maddi yardıma ihtiyacı var. Unutmayın, alacağınız her takvim ve kartpostal ile barınaktaki 2000 köpeğe yardım edeceksiniz. Farklı şekillerde yardım etmeyi arzu ederseniz, mama ve temizlik malzemesi bağışında bulunabilirsiniz. Günde beş kere kullanılan özel dezenfektana bu ara çok ihtiyaçları var. Bilgi için www.yedikulehayvanbarinagi.com veya 0212 633 58 57.

PAKO PANO

Şile’de 5 kardeşimle sokakta dolanırken bulundum. Boynum telle kesilmiş, tek gözüm oyulmuş bir haldeydim. Sağ olsun beni bulan amca ilk tedavimi yaptırmış. Şimdi tedavimin devamı için veterinerde misafirim. Tek gözümle yaşamımı sürdürebiliyorum ama bu halimle barınakta kalabilmem imkansızmış. Sevgi doluyum ve çok cana yakınım, lütfen beni sahiplenin. 0532 318 18 79.

Beş aylık üç kız kardeşe yuva bulunamazsa sokağa bırakılacaklar. Evinizi biriyle paylaşır mısınız? 0535 929 84 10.

Bu bebek henüz 1.5 aylık. Annesinden ayırıp sokağa atmışlar. Acil yuva arıyoruz. Çok akıllı ve oyuncu. 0532 422 06 46.

Kardeşleri araba altında kaldı bir tek o kurtuldu. Altı aylık, kısır ve tuvalet terbiyesi var. 0532 210 08 99.

Ataşehir Barınağı’na terk edilen yüzlerce kedi ve köpek onları ömür boyu sevecek bir ailenin ve sıcak bir evin özleminde.

Sokakta çok zor şartlarda yaşayan dört aylık Goldy ve Pakize’ye yuva arıyoruz. 0535 871 37 96

Bu anne kedi ve iki yavrusu acil yuva arıyor. Anne kısırlaştırıldı. 0532 762 30 68.
Yazının Devamını Oku

Yaban hayat sponsor bekliyor

2 Aralık 2006
Yaban hayat veterineri Ahmet Emre Kütükçü ve Yaban Hayatı Kurtarma ve Rehabilitasyon Derneği, dört yıldır İstanbul Üniversitesi Veterinerlik Fakültesi’nin kısıtlı imkanlarıyla bizim "vahşi hayvan" dediğimiz canlılara sağlık hizmeti veriyor. Onların hastaları kartallar, sırtlanlar, baykuşlar, kirpiler ve ayılar. Bugüne kadar 300’e yakın yabani hayvanı tedavi edip doğaya salan Kütükçü ve derneği, bir yaban hayat merkezi kurabilmek için sponsor arıyor. Ayhan ATAKOL aatakol@hurriyet.com.tr

İnsanın günümüzde her santimetrekaresine tecavüz edip bozduğu yaban hayat, Türkiye’de hızla azalıyor. Pek çok canlı türü, ulusal ve uluslararası yasalara rağmen tüfekle vurularak, elektrik tellerine çarparak, zehirlenerek, araçların altında kalarak, yuvaları bozularak ve daha başka insani nedenlerle ölüyor. Yaralı olarak bulunanlar ise çoğunlukla ölüme terk ediliyorlar.

Oysa yabani hayvanların sayısı günümüzde öyle azaldı ki, artık doğanın tek bir kartalın, geyiğin, kurdun ya da ayının kaybolmasına tahammül edebilecek gücü kalmadı. Her birey, artık biyolojik çeşitlilik açısından son derece değerli.

Türkiye’de yaralı, hasta ve yavru yabani hayvanlara, gelişmiş ülkelerdeki gibi, tedavi ve sağlık hizmeti verecek kişi ve kuruluşlar ne yazık ki yok denecek düzeyde. İstanbul Üniversitesi Veterinerlik Fakültesi’nin genç mezunlarından Ahmet Emre Kütükçü ve arkadaşlarının Prof. Dr. Serhat Özsoy’un desteğiyle fakülte bünyesinde kurdukları "Yaban Hayatı Kurtarma ve Rehabilitasyon Derneği" bu alandaki "yok"lara çok kısıtlı imkanlarla karşı koymaya çalışan bir sivil toplum kuruluşu.

Kütükçü’nün ve derneğin son dört yıl içindeki çalışmaları, ellerindeki olanakları düşününce, hayran olunacak düzeyde. Başarıları zaman zaman "Tedavi edilen yaralı hayvan doğaya salındı" diye basına ve ekranlara gelen Ahmet Emre Kütükçü, çalışmalarını şöyle anlatıyor: "Günümüzde yabanıl doğada tek bir birey bile çok önemli. 2002’den beri yabani hayvanların tedavi ve rehabilitasyonlarını yapıyorum. Dört yılı aşkın bu sürede 300’e yakın yabani hayvanın tedavi ve rehabilitasyonunu yaptık. Fakültenin kısıtlı imkanlarıyla yapılan bu çalışmalarla, kurmayı amaçladığım yaban hayatı kurtarma ve rehabilitasyon merkezinin temellerini atmış oldum. Kısa süre önce de Yaban Hayatı Kurtarma ve Rehabilitasyon Derneği’ni kurduk."

Ahmet Emre Kütükçü ve Yaban Hayatı Kurtarma ve Rehabilitasyon Derneği’nin şu andaki hedefleri, bir "yaban hayatı kurtarma merkezi" kurmak. Bunun için öncelikle uygun bir arazi gerekiyor. Çevre ve Orman Bakanlığı’na başvurmuşlar, ama henüz cevap alamamışlar. Ayrıca bu iş için arazi aracı başta olmak üzere, pek çok ekipman gerekli.

Bir rehabilitasyon merkezi birçok üniteden oluşuyor. Bunlar, yavru kuş ve yavru memeli bakım ünitesi, muayene odası, hayvan mutfağı, röntgen odası, büyük ve küçük memeli bakımı ünitesi, kuş ve sürüngen ünitesi ve ameliyathane. Ayrıca kuş ve memeli rehabilitasyon kafesleri, geyik, karaca ve yabankeçileri için özel bakım üniteleri ve padoklar, su kuşları için göletlere de ihtiyaç var. Ahmet Emre Kütükçü ve dernek, sivil toplum örgütlerine destek veren şirketlerden sponsorluk bekliyor. Ama fazla "medyatik bir dernek olmadıklarından" kendilerine ilgi gösteren bir kuruluş şimdilik çıkmamış.

Dernekle ilgili detaylı bilgiye www.yabanhayatvet.org sitesinden ulaşabilirsiniz.

NELER YAPTILAR

8 İstanbul Silahtar’da bir otoparkta tutulan kaya kartalı, Milli Parklar ekiplerince alındı. Fakültede çekilen röntgeninde sol bacağında 20’ye yakın saçma belirlendi. Tedavi edildi ve yeniden özgürlüğüne bırakıldı.

8 2006 Mayısı’nda İstanbul’da bir apartman boşluğuna düşen yaralı kızıl akbabanın tedavisi yapıldı. Atlas Dergisi ve Doğa Derneği’nin işbirliğiyle Afyonkarahisar’ın Sandıklı ilçesinde bir kızıl akbaba kolonisi bulunan Akdağ’da doğaya salındı.

8 Avcıların yaraladığı ve Çatalca Milli Parklar ekiplerinin bulduğu kuğunun tedavisi fakültede gerçekleştirildi.

8 İstanbul Beylikdüzü’nde uçamaz ve bitkin halde bulunan kukumav, bir haftalık bakımdan sonra doğaya salındı.

8 Fethiye Ölüdeniz’de bitkin ve uçamaz halde bulunan yılan kartalı, tedavisi tamamlandıktan sonra Büyükçekmece’de doğaya salındı.

8 Erzurum’da bulunan mısır akbabası, beş aylık bir tedaviden sonra Türkiye’deki en büyük kolonilerinden birinin bulunduğu Ankara Beypazarı’nda doğaya salındı.

Kafes kuşlarında tünek seçimi

Kafes kuşları günün çoğunu ayakları üzerinde geçirirler, bu nedenle üstünde durdukları tünek çok önemli. Tünek, aynı zamanda kuşların gagalarını temizlemek için de kullandıkları önemli bir kafes aksesuvarıdır. İdeal bir tüneğin kolay temizlenen bir maddeden yapılması ve ayak problemleri oluşturmaması için uygun kalınlıkta olması gerek. Kuşun zamanla tüneği gagasıyla aşındırıp parçalayacağı için düzenli olarak değiştirmek de son derece önemli.

Tünekler yaygın olarak tahtadan veya doğal ağaç dallarından yapılır. Özellikle doğal dallardan yapılan tünekler, iyi bir kemirme oyuncağı olur. Tahtadan yapılanların yüzeyleri çok düzgün olduğu için kuşun tutunması zor olabilir. Bunun için tüneğin üzeri keten lifleri ile kaplanabilir.

Yaygın olarak kullanılan diğer tünek türleri plastik, akrilik ve PVC ile yapılanlar. Bunlar temizlik açısından son derece avantajlı ama zehirli olmayan bir malzeme ile yapılmış olduklarına emin olmalısınız. Piyasada çimento ve mineral taşlardan yapılmış tünekler de var. Bunlar gaganın ve tırnakların düzenli olarak aşınmasına yardımcı da olurlar. Ancak tırnak ve gagada fazla aşınmaya ve ayaklarda tahrişlere yol açabilirler. Bu nedenle kafeste diğer malzemeden yapılmış bir tünek de bulundurmalısınız. Üzerinde zımpara kağıdı olan tüneklerin kullanımını veteriner hekimler olarak önermiyoruz.

Plastik, akrilik ve PVC tünekleri temizlemek için 1/32 oranında sulandırılmış çamaşır suyu kullanabilirsiniz. Tahta ve doğal ağaç dallarından yapılan tünekleri ise önce tel fırça ile temizleyip ardından sıcak suda kaynatarak dezenfekte edin. Kuşlarda ayak problemini önlemek için tünekleri temizledikten sonra kafese geri takarken mutlaka tamamen kurutun.

Doğal ağaç dalları ile kuşunuza kendiniz de sağlıklı ve güzel bir tünek yapabilirsiniz. Bunun için üzerinde tarım ve böcek ilaçlaması yapılmamış doğal meyve ağaçlarının dallarını kullanın. Topladığınız dalları dezenfekte etmek için kaynar suda bekletebilir veya evinizdeki fırında 250 derecede 10-15 dakika (yanmamasına dikkat ederek) tutabilirsiniz.

Tüneğin çapı küçük kafes kuşları için (kanarya, saka, muhabbet kuşu v.s.) 1-2 cm, orta boy kafes kuşları için (cennet papağanı, orta boy papağanlar v.s.) 1,5-3 cm, büyük kafes kuşları için ise (gri afrika papağanları, amazon papağanları, macaw papanları v.s.) 2,5-5 cm civarında olmalı. Bazı yerlerinin daha kalın ve bazı yerlerinin daha ince olması kuşun ayak sağlığı açısından daha faydalı.

Tünekleri yem ve su kaplarının önüne ve kuşun değişik yüksekliklerde durmasına imkan sağlayacak şekillerde yerleştirmelisiniz. Çok fazla tünek, kuşun hareketlerini sınırlar. Ayrıca yem ve su kaplarının kuşun dışkısı ile kirlenmemesi için bunların üst hizalarına denk gelen yerlere tünek koymayın.

PAKO PANO

Bir yaşındayım, dişiyim ve ev kedisiyim. Beni alır mısınız? 0555 733 88 33.

Tek gözlü oğlana acilen ev arıyoruz. 6 Aylık Bengal Tekir erkek ve kısır 0536 278 51 88.

Sahibim mi beni terk etti, yoksa ben mi kaçtım bilmiyorum. Erkeğim ve çok uysalım, o kocaman köpeklerin arasında çok korkuyorum. Beni sahiplenir misiniz? Beni İstanbul’daki Bebek Parkı’nda bulabilirsiniz.

Yavru erkek Terrier, Kartal/Soğanlık civarlarında bir gecekondu mahallesine terk edilmiş. Ona yuva arıyoruz. erhun@barinak.gen.tr

Sahibinin çok ağır hastalığı nedeniyle altı aylık aşılı kızımıza yeni yuva arıyoruz. 0216 384 51 65.

O 2 aylık bir oğlan, henüz bir adı bile yok. Maalesef sadece ışığı ayırt edebiliyor. Çok uysal, sürekli mırıldanan bir kedicik. Lütfen ondan sevginizi esirgemeyin. 0532 411 18 71.

Altı aylık erkek köpek Avarel ona ömür boyu sevgi verecek bir aile arıyor. 0532 521 88 63.

Candy iki hafta evvel kapımıza geldi. Yeşil gözlü, bembeyaz bir Van kedisi. Evden atıldığı her halinden belli. Onu evinize kabul eder misiniz? 0555 422 88 95.
Yazının Devamını Oku

Gaspar Sanal álemin köpek yazarı

25 Kasım 2006
Gaspar adlı üç yaşındaki Golden Retriever cinsi köpek, internetin sadece insanlara özgü olmadığını, bir köpeğin de sanal bir dünyası olabileceğini gösteriyor.  İnternette bir blog yazan Gaspar, sitesinde günlük yaşamını ve duygularını insanlarla paylaşıyor. Bazen annesiyle çıktığı bir yürüyüşü anlatıyor, bazen yağmurda nasıl hüzünlendiğini, bazen de her gün annesi ile gittiği ofisteki bitmek bilmeyen toplantılarda ne kadar sıkıldığını... Tabii bir yandan da ruh ikizini arıyor. Ama şimdiye kadar bu konuda şansı pek yaver gitmedi. Gaspar’ın günlüğünü okumak için gaspar.azbuz.com adresini ziyaret edebilirsiniz.

Ailemle nasıl tanıştım? (18.8.2006) Hayatı henüz tanımaya başlamamıştım ki, bir gün bir adam (bana daha sonra dedem olduğu söylendi) geldi. Yanında da babam vardı, beni ve kardeşlerimi bir kutuya doldurdular. O gün ilk kez arabaya bindim. Eski bir binaya geldik, birçok merdiven çıktık. Hepimizi bir kanepeye koydular... Sonra neler mi oldu? Bir ailem oldu! Meğer benim hiperaktifliğimi çok sevmişler. Tabii o gün almadılar beni. İki ay anne sütü emmem gerekiyormuş. Oysa annem bize ancak 1.5 ay dayandı. Sonra emzirmemeye başladı. Beni de ailem hemen aldı.

Kız isteme olayı (15.11.2006) Son iki gündür evde bir telaş var ama nasıl bir telaş, anlatamam. Sürekli, Gaspar evlenecek, deyip duruyorlar, bana bir çanta hazırlıyorlar. İlk önceleri pek anlayamadım olayı ama sonraları jeton hafiften düştü. Sanırım bana birini buldular! Bu sabah her zamanki gibi işe gittim, çalışıyorum. Baktım öğlen olmadan beni arabaya bildirdiler. Nereye mi gittik? Kız istemeye...

Bodrum’un denizi de çok güzel (13.10.2006) Ohhh! Biraz kendime geleyim. Ne güzelmiş burası. Umarım hep geliriz. Burayı görmeden, denize girdim denmemeli. Tek eksiğim bir eş. Heyyy!!! Duyun artık sesimi... Sporcu bir damadınız olabilir. Kaçırmayın bu fırsatı!

Müjde! Ruh ikizimi buldum! (29.10.2006) Adı Yegane. Ara sıra parka giderken karşılaşıyorduk. Karar verdik, biz evleniyoruz. Boyu boyuma, rengi rengime uygun. Göz kenarları ve burnu pembiş. Çok mutluyum, çok!

Ah bir aşağı insem, ne yapacağımı biliyorum! (02.09.2006) Toplantılarda genellikle bu köşede oturuyorum. İş yerindeki görevim, şirketin önünden geçen hemcinslerimin sayımını yapmak. Kolay değil tabii, her geçene havlamak, sesini duyurmak. Neler çekiyorum bir bilseniz. Çok yoruluyorum çok. Ah bir aşağıya insem, sayımı bırakıp ne yapacağımı çok iyi biliyorum ama izin alamıyorum ki... Mesai saatlerinde dalga geçmek ayıp oluyormuş.

Check-up zamanı (19.9.2006) Aslına bakarsanız Sinan abiyi görmeyi çok seviyorum. Tabii bir de orada arkadaşlar var. Şansım yaver giderse dişi bile oluyor. Arabadan indiğim gibi merdivenleri tırmanıyorum ve hiç korkmuyorum. Ama yine de kulaklarımı karıştırmalarından, burnuma bir şeyler sokmalarından, popomu temizlemelerinden hoşlandığım söylenemez. Bir kere benden izin almamaları çok ayıp.

Sanatçı olarak doğmak başka bir şey canım! (12.9.2006) Asu çalışırken bana da bol bol sanatla ilgilenme zamanları kalıyor. Galiba sanatçı olarak doğmuşum. Bakmak hoşuma gidiyor da, ah şu boyaları patilerime geçirsem, işte siz o zaman eserleri görün. Bunun için bir hinlik düşünüyorum ama biraz zamana ihtiyacım var. Asu resim yaptığı bir gün, o odayı terk ettiğinde olay kopacak. Bekleyin...

Eziliyordum (2.9.2006) Bugün yağmur yağıyor ama taksilerin dikkat etmemesi bu yüzden değil sanırım. Annemle öğlen gezmesine çıkmıştık. Ben de neredeyse ilk kez şımarıklık yapmadan sakin sakin yürüyordum. Yaya geçidinden karşıya geçerken, bir taksici amca uzaktan bizi görmesine rağmen hızını kesmedi, hatta artırdı. Neredeyse eziliyordum. Allahtan annem çekti de kurtuldum. Bizim bu panik hareketlerimize rağmen taksici amca hiç durmadı. Pis pis bize baktı ve gitti. Bir daha ona taksici amca dersem bana da Gaspar demesinler. Ya bana bir şey olsaydı annem ne yapardı. Ben en çok ona üzülüyorum.

Bildiğim kelimeler (tabii en çok sevdiklerim) (2.9.2006) Park, arkadaş, Asuman, Apo, Osman, Samoş, Nazlı, kedi, kurabiye, su, bekle, yanımda, dur, gel, yat, öp, bak ne vericem, Asu gitmiş, Gaspar beni bulamaz, parka gidelim mi, seni nasıl seveyim, bak kim gelmiş, pati ver, ses ver, gidelim mi, kibar kibar, hayır.

Kedi ve köpeklerde ağız ve diş sağlığı

Son yıllarda evcil hayvanlarla ilgili karşılaştığımız en yaygın problemler, ağız ve diş sağlığı ile ilgili. Kedi ve köpeklerde en yaygın olarak görülen diş hastalıkları şunlar.

Diş plakları: Ağızdaki yemek artıkları ve bakterilerin, diş eti ile dişin birleştiği yerde toplanmaları sonucu oluşan tabakalar.

Tartar: Diş plakları, düzenli fırçalama veya profesyonel diş temizliği ile uzaklaştırılmadığı takdirde, ağız içindeki minerallerin eklenmesi ile oluşan sert yapılara tartar denir. Diş etini tahriş ederek, diş eti hastalıklarının da başlamasına neden olurlar.

Periodontal hastalıklar: Diş taşlarının uzun süre diş etlerini tahriş etmesi ve bunun sonucunda diş etinin dişten ayrılmasına bağlı olarak oluşurlar. Ağrı verici bu durum, dişin kaybedilmesine neden olabilir, hatta apse ve kemik enfeksiyonlarına dönüşebilir. Kalp, karaciğer ve böbrekleri de hasta edecek düzeyde ciddi bakteri enfeksiyonları oluşabilir.

Kedi ve köpeğinizin ağız ve diş sağlığını korumak için, düzenli olarak muayene edilmesi, veteriner hekiminizin önerdiği durumda diş temizliği uygulanması ve evde uygulayabileceğiniz yöntemlerle dişlerin temiz tutulması gerekli.

Evde yapabileceklerinizin başında, dişlerin düzenli olarak fırçalanması var. Kedi veya köpeğinizi bu uygulamaya yavaş yavaş alıştırmalısınız. Bunun için, başta sadece birkaç dişini, ağzını açmasına gerek kalmadan yandan diş fırçasını sokarak temizleyebilirsiniz. Özellikle dişlerin dişeti ile birleştiği bölgeyi nazik bir şekilde fırçalamanız yeterli. Mutlaka kedi ve köpekler için üretilmiş diş fırçası ve diş macunlarını kullanın. Eğer kedi veya köpeğiniz çok hırçınsa ve diş fırçalamaya izin vermiyorsa, düzenli aralıklarla veteriner hekiminizi ziyaret etmeli ve diş bakımı yaptırmalısınız.

Ayrıca kedi ve köpeklerin ağız sağlığı için üretilmiş ürünlerden, çiğneme kemikleri ve özel diş diyetlerinden yararlanabilirsiniz. Bunlar, diş taşlarının oluşmasını engelleme konusunda faydalı olmakla birlikte, dişlerin düzenli temizlenmesi ve fırçalanması kadar etkili değil.
Yazının Devamını Oku