Pako'nun Sayfası

Hayvan sahiplendirme merkezleri kurulacak

10 Mart 2007
Petburada.com çalışanları, sokak hayvanlarına ve barınaklara yardım için geliştirdikleri çözümleri "Mor Salkım Sosyal Sorumluluk Projesi" adı altında bir araya getirdi.

Topluma ve sokak hayvanlarının yaşam standartlarına değer katmayı hedefleyen projenin sloganı, "Ortak Yaşamda Sevgi". Ocak ayında hayata geçen projenin ilk ayağı Fatih Belediyesi Yedikule Hayvan Barınağı’nda uygulanıyor. Proje kapsamında hayvan sahiplendirme özendiriliyor ve internet üzerinden yapılan alışverişlerden barınağa bağış yapılması öne çıkarılıyor. Proje koordinatörü Veteriner Hekim Ilgar Uztürk Mor Salkım’ı anlattı. Hakan GENCE

Mor Salkım Sosyal Sorumluluk Projesi’nin ön çalışmaları için bir pilot barınak seçilmesine karar verildi. Altı ay sonunda buradan elde edilen tecrübeler projenin daha net şekillenmesine ve diğer hayvan barınaklarındaki çalışmalara rehber olacak. İlk uygulama alanı, Fatih Belediyesi Yedikule Hayvan Barınağı. 2001 yılında kurulan barınak ikibin metrekarelik alanda ikibin hayvan barındırıyor. Belediye barınağı olması, hayvanseverlerin işbirliğiyle ayakta durması ve İstanbul’da bulunması, barınağın proje için seçilmesinin nedenlerinden bazıları.

İNTERNETTEN BAĞIŞ
Projenin uygulamaya geçen çalışmalarından ilki, kedi veya köpek sahiplenen hayvanseverlere yönelik. Sistem şöyle çalışıyor: Eğer anlaşmalı barınaktan hayvan sahiplenirseniz petburada.com’un petshop veya internet sitesi üzerinden yaptığınız alışverişlerinizde yüzde 10 indirimden yararlanabiliyorsunuz. Bu indirim hayvan yaşadığı sürece devam ediyor. Proje yetkilileri bu uygulamayla barınaklardan sahiplenilen hayvanların sayısının arttırılmasını hedeflediklerini söylüyor.

Yazının Devamını Oku

Samsunlu sokak hayvanlarına AB’den 86 bin Euro hibe

3 Mart 2007
Hayvanseverlerin kurduğu Samsun Doğa ve Hayvan Dostları Derneği, topladıkları kedi ve köpeklerin mama ihtiyacını karşılamak için bir proje geliştirdi ve Avrupa Birliği’nden 86 bin Euro yardım aldı. Şimdi başka kentlerden hayvanseverler onları arayarak proje hakkında bilgi alıyor.

Samsun Doğa ve Hayvan Dostları Derneği’nin 60 üyesi var. Başkan Sinan Karagöz ile yardımcısı Veteriner Hekim Orhan Üçüncü tarafından kuruldu. Daha önce Samsunlu hayvanseverler sokakta gördükleri yaralı, bakımsız hayvanlara sahip çıkmaya, bakmaya çalışıyordu. 2005’te dernekleşmeye karar verdiler. Şimdi Çatalarmut Mahallesi’nde 3.5 dönüm arazideki hayvan barınağında çalışıyorlar. Başkan Yardımcısı Orhan Üçüncü, "Belediyelerle de, hayvanların öldürülmemesi, daha duyarlı davranılması için sürekli görüşüyoruz" diyor.

Dernek, hayvanların mama ihtiyacı için lokantalardan ve kamu kuruluşlarından yemek artıkları topluyor, çöpleri ayıklayıp hayvanlara veriyordu. Ancak bu artıklar bazen bozuk olduğundan hayvanlar hastalanıyordu. "Sokak hayvanlarının rehabilitasyonu ve topluma kazandırılması projesi" böyle doğdu. Orhan Üçüncü, "Projeyi hazırladık, değerlendirilmesi bir yıl sürdü" diye anlatıyor.

Proje, Samsun, Kastamonu ve Erzurum Düzey 2 Bölgeleri Kalkınma Programı’nın bir parçası. Avrupa Birliği ve Devlet Planlama Teşkilatı’nın koordinasyonunda yürütülüyor. Kabul edildikten sonra, geçen ağustos ayında dernek 86 bin Euro hibe aldı.

TÜRKİYE’DE HİBE ALAN TEK DERNEK

Orhan Üçüncü "Türkiye’de sokak hayvanları için proje hazırlayıp hibe alan tek derneğiz" diyor. "Bunu duyan diğer şehirlerdeki dernekler bizleri arayarak, biz nasıl hibe alabiliriz, ne yapmamız gerekiyor, diye soruyor."

Paranın sokak hayvanları için doğru şekilde kullanılıp kullanılmadığı sürekli kontrol ediliyor. Dernek iki ayda bir rapor hazırlayıp Ankara’da bulunan Merkezi Finans İhale Birimi’ne gönderiyor. Ayrıca Samsun Valiliği’nin Proje Servisi de derneğin faaliyetlerini kontrol ediyor ve eksiklerin giderilmesi için yardım ediyor.

Şu anda barınakta 150 hayvanın bakımı yapılıyor. Barınaktaki bütün hayvanları kısırlaştırdıklarını anlatan Doğa ve Hayvan Dostları Derneği Başkan Yardımcısı Orhan Üçüncü, "Köpeği ve kedisi olanlar da bize başvuruyor" diye anlatıyor. "Taleplerine göre hastalıkların tedavisi veya kısırlaştırma için yardımcı oluyoruz. Sokak hayvanlarının toplanması konusunda da bizi arıyorlar. Topladığımız hayvanların aşılarını yapıyoruz, üremeyi engelliyoruz."

Derneğin şimdi yaptığı en önemli faaliyetlerden biri, toplanan hayvanların sahiplendirilmesi. Şimdilik 50 hayvanı sahiplendirmişler. Murat SANDIKÇI/ DHA Samsun

Beykoz Barınağı destekçilerini bekliyor

Geçen hafta bu köşede yer alan "Büyükada Barınağı’ndan imdat çığlığı" haberi okurlarımızı harekete geçirdi. Büyükada Barınağı gönüllüsü Özlem Hanım, yaklaşık bin kişinin telefonla aradığını ve bağışta bulunduğunu anlattı. Bu durumdaki bir barınak için her kilo mama, bir umut penceresi. Tabii unutmamamız gereken, bu yardımların sürekli olduğu takdirde pozitif sonuçlar elde edilebileceği. Tüm Pako okurlarına teşekkür ederiz.

Bu vesileyle acil yardıma ihtiyacı olan bir barınağın bilgisine daha ulaştık: Büyükada’dan katbekat fazla hayvanın, iki bin köpeğin yaşadığı Beykoz Barınağı. Barınak gönüllülerinden Berrin Olcay bakın neler anlatıyor:

"Burası Beykoz sınırları içinde yer alan bir barınak. Acarkent sitesiyle ilgili hukuki problemler başladığında biz de bundan nasibimizi aldık. Önce, belediyeye bağlı olmamıza rağmen, zaten cüzi olan ödeneğimiz kesildi. 11 personelimiz var. Hepsinin maaşını belediye ödüyordu ancak şimdi sadece belediye kadrosunda bulunan veterinerin maaşı ödeniyor.

Belediyeden gelen paranın kesilmesiyle, köpeklerimiz açlık-ölüm sınırında yaşamaya başladı. İkibin köpeğimiz var, iki aydır sadece ekmek artığı yiyorlar. Operasyon odamız var ancak bütçemiz olmadığı için ilaç ve anestezi malzemesi de alamıyoruz. Kısırlaştırma ve gerekli müdahaleleri yapamıyoruz. Sağlıkları tehlike altında."

Daha fazla yazmaya gerek var mı? Sanırım yine hayvanseverlerin inisiyatifi ele alması gerekiyor. Barınağın acil olarak kuru mamaya, gıda maddelerine, temizlik malzemesine ve ilaca ihtiyacı var.

Yiyecek ve temizlik malzemesi bağışlarınızı Migros’un www.kangurum.com.tr adresli sanal marketinden yapabilirsiniz. İlaç ve farklı şekillerdeki yardımlar için ise barınak gönüllülerini arayabilirsiniz: Berrin Olcay (0532 786 39 24) ve Yasemin Baban (0532 326 74 75). Evrim SÜMER

ABD’de köpekler için obezite ilacı

ABD’de, ilaçları kontrol eden Gıda ve İlaç İdaresi FDA, ilk kopek obezite ilacı olan Sientrol’e onay verdi. Washington Post’ta çıkan habere göre, reçeteyle satılan bu ilaç, hayvanların iştahını bastırıyor ve yağ depolanmasını engelliyor. Sientrol’ü çıkaran Pfizer, ilacın tüm köpek cinslerinde kullanılabileceğini söylüyor ama asla insanların kullanmaması gerektiği konusunda uyarıyor. Çünkü ilacın insanlarda mide sancıları, aşırı diyare, baş ağrısı, mide bulantısı ve kusma gibi çok kötü yan etkileri var. Amerikalı köpeklerin üçte biri obez. Ev hayvanlarındaki obezitenin nedenleri, insanlarınkiyle aynı. Yeterince egzersiz yapmıyor, aşırı besleniyorlar. Sonuçlar da aynı oluyor. Köpekler de kalp ve damar hastalıkları, diyabet, artrit gibi hastalıklara yakalanıyorlar.

Ücretsiz kısırlaştırma sona eriyor

Minikpati.com sitesinin Reyhan Çiftçi ile birlikte organize ettiği, İstanbul’daki dişi sokak kedilerini ücretsiz kısırlaştırma kampanyası iki hafta sonra bitiyor. Üstelik hedeflenen sayıya henüz ulaşılmadı. Sokağınızda kısırlaştırılmamış dişi kediler varsa bu kampanyadan faydalanın. Bahar geliyor; çiftleşmeler başlayacak ve yüzlerce, belki de binlerce yavru ve anne kedi sokaklarda, otomobil altlarında, kömürlüklerde perişan olacak. www.minikpati.com/kampanya.php

Feromonların köpek davranışlarına etkisi

Günümüzde sentetik olarak da üretilen feromonlar, hayvanların hemcinslerine davranışları koku yoluyla yanıt verecek şekilde vücutlarında ürettikleri kimyasal maddelerden oluşan bileşenler. Feromonlar, vücutta anal keseler de dahil olmak üzere salgı üreten bezlerden üretilir ve salya, idrar ve dışkıda bulunur. Feromonların amacı evcil hayvanlarda, cinsel davranışlar, asabiyet, korkuya bağlı davranışlar ve çekinme ya da sakınma davranışları gibi özel davranış ve duygusal reaksiyonları başlatması.

Evcil hayvanların, özellikle de köpeklerin sergilediği davranış problemlerinin düzeltilmesine yönelik araştırmalar son yıllarda koku alma hassasiyeti ve burun yoluyla algıladıkları feromonların etkileri üzerinde yoğunlaşıyor. Çünkü kedi ve köpek gibi evcil hayvanlarda koku yoluyla algılama ve buna göre davranma, tahmin edilenden çok daha önemli bir rol oynuyor. Örneğin bazı köpek ırklarında koku alma duyusu insanınkinin neredeyse 50 katı. Yani köpekler bin ila 100 milyon arasında değişen oranda, düşük konsantrasyonda kokuları da algılarlar. Köpekler kendilerine özgü bir hareketle üst dudaklarını yukarı doğru kaldırarak ağızlarını hafifçe açarlar ve feromonları algılayan Jacobson’s organını burun boşluğuna bağlanan kanalların açıklığını arttırmış olurlar.

Köpeklerin diğer köpeklerle karşılaştıklarında birbirlerinin arka taraflarını ve burunlarını koklayarak selamlaşmaları da feromonların ne kadar önemli olduğunun bir diğer göstergesi.

Sentetik feromonlarla kedi ve köpeklerin davranışlarını olumsuz etkileyen faktörlerin kontrolü sağlanabiliyor. Bunlar içinde ayrılık kaygısı, yer değişikliğine bağlı stres, çiftleşme arzusu ile ilgili olarak ortaya çıkan strese bağlı sorunlar, sosyalleşme problemleri, veteriner hekim ve muayenehane korkusu gibi davranış problemlerini sayabiliriz. Bu tarz davranış problemlerinin çözümünde son yıllarda yaygın olarak sentetik feromonların olumlu etkilerinden yararlanılıyor.
Yazının Devamını Oku

Türkiye’nin ilk evcil hayvan kan bankası kuruldu

24 Şubat 2007
Türkiye’nin ilk evcil hayvan kan bankası İstanbul Üniversitesi Veterinerlik Fakültesi bünyesinde açıldı. Avrupa, Amerika ve Uzakdoğu’da yoğun ilgi gören hayvan kan bankalarından örnek alındı ve üç yıllık bir çalışmanın ürünü olarak bir buçuk ay önce faaliyete geçti. Köpeklerin ve kedilerin de insanlar gibi kan grupları var. Kedilerin sadece üç farklı kan grubu olsa da köpeklerde şu ana kadar tespit edilmiş on üç grup bulunuyor. Kan bankası, bu kan gruplarının tespiti, hasta hayvanlara acil yardım ve verici (donör) hayvanlara ücretsiz sağlık kontrolleri yapması açısından çok önemli. Kurulduğu andan itibaren yoğun ilgi gören banka sayesinde kurtulmuş köpekler bile var. İstanbul’da yaşıyorsanız ve köpekleriniz verici kriterlerine uyuyorsa programa siz de katılın. Acil kana ihtiyacı olan, bir gün sizin köpeğiniz olabilir.

Türkiye’de bir ilk gerçekleşti. İstanbul Üniversitesi Veterinerlik Fakültesi’nde evcil hayvanlar için kan bankası kuruldu. Yaklaşık birbuçuk ay önce açılan evcil hayvan kan bankası, çalışmalarına hızlı bir şekilde başladı. Köpek ve kedilere hizmet veren bu bankadan şu anda ağırlıklı olarak köpekler faydalanıyor. Evcil Hayvan Kan Bankası (İEHKB) İstanbul Üniversitesi Veteriner Fakültesi Fizyoloji Anabilim Dalı öğretim üyelerinden Doç. Dr. Murat Arslan tarafından kuruldu. Arslan, son çare olarak kan bankasına başvurup kurtulmuş köpekler olduğunu ve kısa sürede çok fazla taleple karşılaştıklarını anlatıyor. Türkiye’de bu işlem daha çok yeni olduğundan bilgilerimiz de oldukça az. Köpeklerde tespit edilmiş onüç kan grubu var. Kedilerde ise A, B, AB şeklinde üçe ayrılıyor. Kedi ve köpeklerin kanları insanlarla uyuşmuyor. Köpeklerde DEA (Köpek Eritrosit Antijen) şeklinde ifade edilen gruplardan DEA 1.1 ve DEA 1.2 negatif olan gruplar genel verici durumunda.

BİR KÖPEKTEN ALINAN DÖRT KÖPEĞE VERİLİYOR

Köpeklerden bir kerede 15-20 ml/kg kan alınabiliyor. İyi bakılan, testlerden geçmiş, hastalıksız hayvanlar ayda bir kere kan verebiliyor. Bankada korunan kanlar çok ekonomik kullanılıyor. Verilmiş bir ünite kan, plazmasına ve hücrelerine ayrılıyor. Ayrılan bu parçalar da ikiye bölünüyor. Dolayısıyla farklı kan ihtiyaçları olan köpekler bu kanlardan farklı şekillerde yararlanabiliyor. Yani bir ünite kan, dört köpeğe verilebiliyor.

Kedilerin farklı durumu

Kedilerde tespit edilmiş üç ayrı kan grubu var. Aynı insanlardaki gibi A, B, AB, gruplarına ayrılıyorlar. Kedilerin çoğunun A grubu olduğu biliniyor fakat İran, İngiliz kısa tüylüsü ve Himalaya gibi cins kedilerin grupları B. Kedilerden çok zorda kalınmadıkça kan alınmıyor çünkü kedi dostlarımızı 10-20 dakika aynı pozisyonda tutmak çok zor. Durum bu olunca, sakinleştirici verilmesi gerekiyor. Ayrıca hatalı kan nakli ciddi hücre kayıplarına yol açtığından pek tercih edilmiyor.

Köpekler hem mizaç hem de yapı olarak kedilere göre daha sakin olduğundan kan vermeye daha yatkınlar. Canları, kan verirken en fazla insanlarınki kadar yanıyor ayrıca daha sakin durabiliyorlar.

Tootsie, kardeşlerinin kanıyla kurtuldu

Melih Turan’ın üç yaşındaki erkek Rotweiler cinsi köpeği Tootsie, 25 Temmuz 2006’da Veteriner Hekim Ahmet Fazıl Atak’ın Pati Pata isimli kliniğine halsizlik, yürüyememe ve iştahsızlık şikayetleriyle getirildi.

Önceden 43 kilo olan Tootsie, kliniğe getirildiğinde 34 kiloya düşmüştü. Aşırı kan kaybettiği anlaşılan Tootsie’nin yapılan tetkiklerde anemisi olduğu anlaşıldı. Tootsie’nin hayatı tehlikedeydi.

Oscar, Uno Junior ve Paccino isimli kardeşlerinden alınan kanlarla transfer yapılması uygun görüldü. Fakat önce kan gruplarının uygunluğunun tespiti yapılmalıydı. Kan örnekleri İstanbul Üniversitesi’ndeki kan bankasına yollandı, oany gelir gelmez birkaç gün içinde transferler yapıldı. Takip eden günlerde mama yemeye, kendi kendine hareket edebilmeye başlayan Tootsie’nin hastalığının Otoimmun olduğu anlaşıldı. Vücudu, kanını bilinmeyen bir şekilde harcıyordu. Üçüncü transferden sonra Tootsie’nin vücudu kendi kendine kan üretmeye başladı. Şu anda gayet sağlıklı, kardeşlerinin kanıyla ayakta duruyor.

Verici hayvanlarda aranan özellikler

Bir köpeğin verici olabilmesi için 1-8 yaşları arasında olması gerekiyor. Ayrıca her verici en az 20 kilo olmalı. Kalbinden ve böbreklerinden rahatsızlığı olmaması, paraziti bulunmaması ve düzenli ilaç kullanmıyor olması gerekiyor. Kan verirken hırçınlık yapmayacak kadar sakin mizaç da aranan özelliklerden. Dişi köpeklerde ise gereklilikler biraz farklı. Dişinin daha önce hamile kalmamış olması veya kısırlaştırılmış olması aranan birincil özellik.

YILDA EN FAZLA DÖRT KERE

Kan verme işlemi köpek otururken veya yatarken yapılabiliyor. Kan verme işlemi, kemik iliğinin çalışmasına da yarıyor. Köpek, verdikleri kanı kısa bir zaman içinde yerine geri koyabiliyor. Kanın değeri ve köpeğin sağlık durumuna göre yılda en az dört kere kan verilmesi öneriliyor. Verici köpeğinizin kana ihtiyacı olursa listede öncelik sahibi oluyor.

Büyükada Barınağı’ndan imdat çığlığı

Büyükada Barınağı’nın acil olarak yardıma ihtiyacı var. Barınakta yaşayan 150 köpeğin 22’si geçen hafta hastalık yüzünden öldü. İlaçları olmadığı gibi, mamaları da yok. Köpekler geçen haftanın çoğunu aç geçirdi. Belediyenin mama adı altında yolladıklarına yemek bile denemez, sadece portakal gibi, hayvanların yiyemeyeceği artıklar. Lütfen önce evdeki kedinize ve köpeğinize bir bakın, sonra Büyükada Barınağı’ndakileri düşünün. Destek için Özlem hanımı (0535 205 09 87) veya Sultan hanımı (0538 425 05 54) arayabilirsiniz.

Kedilerde tenya problemi

Kedi ve köpeklerde en yaygın görülen iç parazit türlerinden biri tenyalar. Dışkı ile birlikte dışarı atılan hareketli ve aktif parazitler genellikle kuruyarak susam ya da bulgura da benzeyen bir şekil alır. Kuruduktan sonra kabuğu çatlayıp kırılan yumurtalar serbest kalır ve yeniden hastalık yapmak için uygun bir çevre oluştururlar.

Pire ve bitlerin arakonakçılık yaptığı tenya türlerinde bu yumurtalar erişkin bitler ya da pire larvaları tarafından yenilir. Kedinin bunları yemesi sonucu parazitler hastalık yapmaya devam eder. Parazitin bu şekilde devam eden yaşam çemberinin kontrol altına alınmadığı durumda bu problemin tekrarlanması kaçınılmaz.

Uzun süreli parazit istilalarında kedilerin sağlığında çok önemli aksamalar meydana gelir. Özellikle yavru kedilerde gelişme aksar, besin maddelerinden yararlanma azalır. Bağışıklık sistemi zayıf düşerek birçok hastalığa karşı açık olur. Yine çok sayıda parazit, sinir sisteminde de problem meydana getirebilir. Parazitlerin aşırı sayıda olması ölüme dahi yol açabilir.

Parazit hastalıklarının tedavisinde ilk yapılması gereken, dışkı muayenesidir. Tuvalet kabından alacağınız bir miktar dışkıyı veteriner hekiminize götürebilirsiniz. Mikroskopla bakıldığında parazitlerin çeşitleri kolaylıkla tespit edilir. Gerek ağızdan, gerekse enjeksiyon olarak uygulanan ilaçlarla iç parazitleri tamamen ortadan kaldırmak mümkün. Ama parazitin yaşam çemberinde yer alan arakonakçıların da ortadan kaldırılması gerek. Bu nedenle düzenli olarak ilaç uygulaması ve kontrol farz.

Problem ortadan kalktıktan sonra iki-üç aylık periyotlarla iç ve dış parazit ilaçlarının uygulanması korunma açısından yeterli. Kedinizde uzun süreli parazit bulunmasından dolayı ortaya çıkan diğer hastalıkları veteriner hekiminiz kedinizi muayene ederek teşhis ve tedavi edecektir.

1 Şubat’ta İstanbul Tepebaşı’ndaki evimize giren hırsız dokuz aylık İngiliz Cocker oğlumuzu çaldı. Onu görürseniz lütfen haber verin. 0537 633 83 96.

Gölge, birbuçuk yaşında terk edilmiş bir Setter. Onu bir daha terk etmeyecek bir yuvanın hasretini çekiyor. 0312 222 58 42.

Kasım doğumlu bembeyaz Labrador oğlan yuva arıyor. 0312 440 18 98.

Bu beş kardeş orman yolunda bulundu. Geçici olarak United Kennels’da kalıyorlar. Sahiplenmek için 0212 322 08 07.

Köpeğim 11 Şubat’ta Antalya Serik’teki Sanatçılar Köyü’nde kayboldu. Dört aylık, erkek. 0532 277 90 57.

Bu Terrier ya evinde kaçmış ya da terk edilmiş. İki yaşında, sağlıklı ve çok oyuncu, erkek. Onu sahiplenir misiniz? 0532 446 05 08.
Yazının Devamını Oku

Bu petshop’ta kafeslerde hayvan yok

17 Şubat 2007
İstanbul Ataşehir’de yeni bir petshop açıldı. Bu mağazada evcil hayvanlar için mamalar, oyuncaklar, tasmalar ve giysiler satılıyor. Dükkanın en ilginç köşesi ise içi boş bir kafes. İçinde kedi-köpek yavruları yok, onların yerine kıpkırmızı, kocaman bir soru işaretinin gösterildiği bir LCD ekran var. Dükkan sahipleri, "Biz kedi-köpeklerin yaşam haklarına saygılıyız bu nedenle kafeste hayvan tutmuyoruz" diyor. Bu petshop’un ismi VID, Very Important Dogs. Yani Çok Önemli Köpekler. Hizmetleri mağaza ile sınırlı değil; İstanbul’da gittikçe artan şekilde talep edilen Köpek Gezdirme Hizmeti de veriyorlar. Ayrıca evcil hayvan kuyumcuları, fotoğraf stüdyoları, seminer odaları var.

Petshop deyince aklımıza genellikle raflarında mamalar, tasmalar, suni kemikler dizili olan dükkanlar gelir. Genellikle vitrinlerinde kedi-köpek yavruları vardır. Bu hayvanlar vitrin lambalarının sıcaktan cehenneme çevirdiği kafeslerinde adeta yalvaran gözlerle alıcısını bekler. Ama bu ay İstanbul Ataşehir’de açılan VID Pet Concept isimli petshop bu tür sahnelere son veren bir uygulama ile çıktı karşımıza. VID’de satışı yapılan kedi ve köpekler kesinlikle dükkanda sergilenmiyor. Çünkü dükkanın sahipleri hayvanların kafeslerde tutulması fikrine karşı. VID’den evcil hayvan satın almak istediğinizde önce çiftliklerinde bakılan hayvanların fotoğraflarına bakıyorsunuz. Bir sonraki adım, müşterileri çiftliğe götürüp hayvanla tanıştırmak.

Dükkanın ismi, İngilizce VIP (Very Important Person / Çok Önemli Kişi) kelimesine gönderme yapıyor ve Very Important Dog (Çok Önemli Köpek) kelimelerinin baş harflerinden oluşuyor. VID’de evcil hayvan dışında, yüzlerce çeşit ürün, farklı marka seçenekleri ile satılıyor. Mamalar, oyuncaklar, taşıma üniteleri, kıyafetler...

EVCİL HAYVANLAR İÇİN MÜCEVHER VE STÜDYO

VID Pet Concept farklı meslekleri olan üç ortağın bir araya gelmesi ile ortaya çıkmış. Kırtasiye malzemeleri ticareti yapan Mehmet Hamdi Bol, otomobil ileri sürüş eğitmeni eşi Övünç Özge Bol ile kuyumculuk ve dış ticaret yapan Emre Aysan bir araya gelip, tutku boyutuna varan hobilerini işe dönüştürme kararı almışlar. Ortaklardan Mehmet Hamdi Bol, VID’in farklı olmasının bu nedenden kaynaklandığını söylüyor.

"Dükkanımızı, değer verdiğiniz hayvanların mutluluğunu ve uyumunu artırmayı amaçlayan hizmetler bütünü olarak görüyoruz. Birinci amacımız, beslediğiniz hayvanın dünyanın en önemlisi olduğunu sahibine hissettirmek. Hizmetlerimiz sadece mama, suni kemik ve oyuncak satmakla sınırlı değil. Fotoğraf stüdyomuzda 10-25 YTL karşılığında evcil hayvanınızın fotoğrafını çekiyoruz. Tasmalara değerli taşlar ve değerli zincirler takmak isteyenler için evcil hayvan aksesuvarı kuyumcumuz da var. 25 kişilik eğitim salonumuzda kedi-köpek besleme ve köpek eğitimi gibi konularda ücretsiz seminer ve eğitimler vereceğiz."

Kuyumcuda şimdilik en çok rağbet gören ürün, som gümüşten tasmalar. Fiyatları 150- 3 bin 500 YTL arasında. Özel sipariş yöntemiyle de çalışılıyor. Fiyat, özel siparişlerde yükselebiliyor. Telefonla veya www.vid.com.tr adresindeki internet üzerinden verilen siparişleri İstanbul’un her yerine gönderiyorlar. Ödeme kapıda nakit veya kredi kartı ile yapılıyor.

KÖPEK GEZDİRME HİZMETİ VERİYORLAR

VID’in en çok ilgi gören servislerinden biri Köpek Gezdirme. Vakit darlığı yüzünden köpeğini yürütme konusunda sıkıntı yaşayanlar için başlattıkları bu hizmette, eğitimli personel her gün belirlenen saatte İstanbul’daki köpeğinizi evinizden alarak bir saat yürütüyor ve patilerini temizleyerek geri getiriyor. İhtiyaçları giderilen köpek uzun yürüyüş sonrasında evde de daha uyumlu oluyor. Haftada altı gün köpek gezdirmenin aylık bedeli 400 YTL.

Köpek yürütme hizmetini eğitimle de birleştirebiliyorsunuz. Ya da sadece eğitim aldırabiliyorsunuz. Eğitimler hayvanın yaşadığı yerde veriliyor ve mümkün olduğunca sahiplerinin de orada bulunmasını istiyorlar. Eğitim esnasında ve sonrasında sahibinin mutluluğu kadar, köpeğin de yaptığından zevk alması bu sistemin temeli.

VID’in bir hizmeti de pet casting. Dizi film ve reklamlar için evcil hayvan temin ediyorlar. Cahit AKYOL

Kafes kuşlarında tüy kistleri

Tüylerin deri altında gelişmesi sonucunda ortaya çıkan tüy kistleri kanarya ve muhabbet kuşlarında sık olarak karşılaşılan hastalıklardan. Bu kistler bir veya daha fazla sayıda tüyün folikül içinde ve deri altında gelişmesi sonucu ortaya çıkan oval ya da uzunlamasına şekillenen şişkinlikler olarak belirirler.

Kafes kuşlarında bu problemin ortaya çıkmasında beslenme bozuklukları, tüy foliküllerinin içerde gelişmesine yol açabilecek yaralanma ve travmalar, en çok da kalıtsal hataların etkili olduğu düşünülüyor.

Tüy kistleri en çok kanat tüylerinin oluştuğu yerlerde görülür. Gelişmekte olan tüy, deri altından deri yüzeyine doğru ilerleyemeyince folikül içinde kıvrılarak gelişmeye devam eder. Bu durumda folikül, içinde gelişmekte olan tüyle birlikte peynir kıvamında keratin yapısında bir madde ile de dolarak kist oluşur. Kistin oluştuğu bölgede şişkinliğe ve kistin yaptığı baskıya bağlı olarak birçok problem ortaya çıkabilir. Çoğu kez kuşta ağrıya ve baskı yaptığı sinir, organ ve dokularda uzun süreli tahribatlara yol açabilirler. Bazen öldürücü de olabilirler.

En etkin tedavi, kistin folikülle birlikte alınması. Veteriner hekim tarafından yapılması gereken bu müdahale sonucunda kist olan bölge iyileşir ve problem ortadan kalkar. Tam olarak temizlenip uzaklaştırılmayan kistler kısa sürede tekrarlar ve her seferinde daha şiddetli bir hal alabilir.

Sizin durumunuzda, muhabbet kuşunuzdaki kistin en kısa zamanda veteriner hekim tarafından alınması gerekiyor. Cerrahi müdahaleyi takiben kist oluşumuna yol açabilecek beslenme bozukluklarını gidermeye yönelik uygulamalar da gerekecektir. Özellikle tüylerin gelişimi için gerekli olan aminoasitlerin ve vitamin-mineral maddelerin beslenmeye eklenmesi çok önemli.

Pako pano

Biz hálá yuva bulamamış av köpeği yavrularından Benek ve Kahve’yiz. Şimdilik Müjde Kopek pansiyonunda kalıyoruz ama bu gidişle barınağa geri döneceğiz. Lütfen bizi sahiplenin. 0532 318 18 79.

İzmir Mavişehir’de yaşayan Golden kırması Balkız, bir bahçıvanın kürekle vurması ve belediye veterinerinin yanlış müdahalesi yüzünden bir bacağını kaybetti. Ama hayata bağlılığı ve neşesi devam ediyor, üç bacakla da mutlu. Onu sahiplenir misiniz? 0555 682 92 81. 0532 218 49 10.

Beş aylık Balerina tam bir zarafet abidesi. Sağlıklı, çok iyi huylu, oyuncu ve tam bir kucak kedisi. Yaşadığı evdeki büyük kediler tarafından istenmediği için acil olarak sahiplendirilmesi gerekiyor. 0533 529 16 51.

Özenle baktığımız erkek kediciklerimize yuvalar arıyoruz. 0216 384 51 65.

İki hafta önce İstanbul Erenköy’de Kaniş cinsi beş yaşlarında bir köpek buldum. Tasması boynundaydı. Gayet mutlu gözüküyor ancak sahibinin onu aradığını düşünüyorum. 0212 225 05 50 ve 0212 292 68 85.

Dört yaşındaki Golden Retriever cinsi erkek köpeğimiz Tango 8 Şubat’ta İzmir Bostanlı’da kayboldu. 0533 352 73 91.

Beş yaşındaki başı ve kuyruğu sarılı siyahlı, vücudu beyaz, uzun tüylü mavi gözlü dişi kedim Florya’da Beyti’nin arka taraflarında kayboldu. 0532 297 68 18.
Yazının Devamını Oku

Sertifikasız personel hayvan satamayacak, dükkan açamayacak

10 Şubat 2007
2004 yılında çıkarılan 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu’ndan iki sene sonra yetkililer harekete geçti. Artık İstanbul’da sertifika almayan hiç kimse petshop açamayacak, hayvan satışı yapılan işletmelerde eğitimsiz eleman çalıştırılamayacak.

Kentte bulunan tüm işletmeler uluslararası standartlara, hijyen şartlarına ve teknik koşullara uymak zorunda olacak. Tüm petshop’larda sorumlu veteriner hekim bulunacak. Sağlık karnesi bulunmayan, aşıları tamamlanmamış tek bir hayvan bile satılamayacak. Bu koşulları yerine getirmeyen işletmelere ruhsat verilmeyecek, daha önce ruhsatlandırılmış olanların izinleri iptal edilecek. Şu ana kadar İstanbul Büyükşehir sınırlarındaki petshop’ların 179 çalışanı sertfika almaya hak kazandı.

2004 yılında çıkarılan 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu çerçevesinde 12 Mayıs 2006 tarihinde çıkarılan uygulama yönetmeliğinden sonra yetkililer harekete geçti. İlk olarak, Tarım İl Müdürlüğü harekete geçti ve kentteki hayvan satış dükkanlarının envanterini çıkardı. Bu işletmelerden bir kısmının ruhsatsız olduğunu belirleyen müdürlük, iki ay içinde ruhsat almayan işletmeleri mühürledi. Bu dükkanların çoğu yasada belirtilen koşulları yerine getirerek ruhsat sahibi oldu. Eski ruhsat sahipleri ise mevcut şartlara uyarak izinlerini yeniledi.

Bu işlemler sürerken, devreye İstanbul Büyükşehir Belediyesi Veteriner Hizmetleri Müdürlüğü girdi ve bir eğitim programı hazırladı. 32 ilçe ve 44 beldede yer alan 68 petshop’un işletmecilerine birer tebligat göndererek, kendilerinin ve personellerinin belirlenen tarihte eğitim çalışmasına gelmeleri gerektiği bildirdi.

İlk eğitim 27-28 Kasım 2006’da yapıldı. İki gün süren bu eğitim çalışmasına 63 kişi katıldı. 26-27 Aralık 2006’da gerçekleştirilen ikinci dönemde ise 116 katılımcı vardı. Böylece il genelinde bulunan toplam 68 işyerindeki 179 personel eğitimden geçirilerek sertifika almayı hak kazandı. Katılımcılar, eğitim ve sertifikalarını Edirnekapı’da bulunan İBB Acil Yardım ve Cankurtarma Müdürlüğü Eğitim Salonu’nda aldılar.

Yazının Devamını Oku

Sokak köpeklerinin İskoçyalı meleği

3 Şubat 2007
Denizli’deki sokak köpekleri ve kedilerinin, hayatını onların tedavisine, bakımına ve kısırlaştırılmasına adayan, "Hayvan ve doğa sevgisi evrenseldir" diyen İskoçyalı bir meleği var. İngiltere’de tanıştığı Pamukkale Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi öğretim üyesi Mustafa Zafer Özel’le evlenip yedi yıl önce Denizli’ye yerleşen veteriner hekim Karen Özel (32), sokak köpekleri ve kedileri için çalışıyor.

Denizli’deki sokak köpekleri ve kedilerinin kaderi, İngiltere’de veterinerlik hekimliği öğrenimi gören Karen Özel’in kimya doktorası yapan Mustafa Zafer Özel’le tanışmasıyla değişti. Yedi yıl önce evlenip Denizli’ye yerleştiler. Türkiye vatandaşı olan Karen Özel, Denizli’deki sokak köpeklerinin içler acısı durumunu görünce, onlara yardım için kollarını sıvadı. Hemen İskoçya’ya giden Karen, önce bu ülkedeki hayvansever dernekleri ve diğer sivil toplum örgütlerinden topladığı bağışlarla satın aldığı ilaçları Denizli’ye getirdi.

BELEDİYE VE ÜNİVERSİTE DESTEK VERİYOR

Kliniği olmadığı için köpek ve kedilerin bakımında zorlanan Karen Özel iki sene önce Denizli Belediyesi, Pamukkale Üniversitesi ve üyesi olduğu Denizli Hayvanları Koruma Derneği’yle bir protokol yaparak, eski tıp fakültesi binasında kendine ayrılan bölümü veteriner kliniği haline getirdi. Kliniğin açılmasıyla rahatlayan Karen Özel, ardından da belediyenin temin ettiği ilaçlar ve malzemelerle, sokak köpekleri ve kedilerini kısırlaştırmaya, bakımlarını yapmaya ve aşılamaya başladı.

İskoçya’daki sivil toplum örgütleriyle ilişkileri hálá devam ediyor. İlaç ve ameliyat malzemelerini İskoçya’daki sivil toplum örgütleri sayesine ucuza satın alıyor. Bu ihtiyaçlar için gerekli maddi desteği Denizli Belediyesi ve Denizli Hayvanları Koruma Derneği veriyor.

10 SENE İÇİNDE SOKAK KÖPEĞİ KALMAZ

Kısırlaştırıp alındıkları yere geri bıraktığı hayvanların küpelerini Denizli Belediyesi’nin verdiğini söyleyen Karen Özel, "İskoçya’da sokak köpeği yok. Ülkemde 50 yıl önce sokak köpekleri kısırlaştırılıp sahiplendirilmeye başlanmış ve doğal olarak sokaklarda köpek kalmamış" diyor.

Önümüzdeki 10 yıl içinde Denizli’de sayıları beş bine yakın olan sokak köpeği nüfusunu yüzde 70 oranında azaltabileceğini savunan Karen Hanım, Denizlililere seslenerek, "Köpek ve kedilere işkence yapılmasına, onların dövülmelerine izin vermeyin. Sokak köpeklerinin halk sağlığını tehdit etmesi, aşılayıp, sayılarını denetim altında tutmakla önlenebilir" diyor.

İLKOKUL ÖĞRENCİLERİNE EĞİTİM VERİYOR

Eğitimin önemine değinen Karen Özel, Denizli’de bir süre önce ilköğretim okulu öğrencilerine yönelik bir çalışma başlattı. "7-15 yaş arasındaki çocuklarımıza eğitim veriyoruz. Her yaş grubuna ayrı eğitim veriliyor ve eğitim sonrası sınıflara asılmak üzere poster bırakıyoruz. Köpeklere nasıl davranmamız gerektiğini anlatıyoruz. Eğitim verirken, işkenceye maruz kalmış hayvanların görüntülerini de izlettiriyoruz. Şu ana kadar yedi ilköğretim okulunda altı bin öğrenciye eğitim verdim. Eğitimleri bundan sonra Denizli Hayvanları Koruma Derneği devam ettirecek ve Denizli’de yaşayan tüm öğrencilere ulaşacağız" diyor. Ferah IŞIK / DHA, Denizli

Kafes kuşlarında karaciğer yağlanması

Karaciğer yağlanması özellikle muhabbet kuşları ve evde beslenen papağan türlerinde daha sık görülen, fazla miktarda yağ dokunun karaciğerde depolanması ile oluşan bir hastalık. Eğer kontrol edilmezse ölüme sebep olabilir.

Karaciğer yağlanmasının bir çok sebebi var. En etkin olanlar:

Yüksek oranda yağ içeren tohumlardan oluşan yemler

Çok sık olarak ve aşırı miktarda yem tüketme

Biotin, metionin ve kolin gibi besin maddelerini yetersiz alma

Tiroid hastalıkları

Kurşun, arsenik, karbon tetraklorid, kloroform, fosfor, aflatoksin ve etiyonin zehirlenmeleri

Kalıtsal faktörler

Şeker hastalığı

olarak sayılabilir.

Hastalığın en önemli belirtileri, aniden iştahın kaybolması, halsizlik ve depresyon. Karaciğer yağlanması olan kuşların büyük çoğunluğu fazla kiloludur. Ayrıca karaciğerde büyüme ve buna bağlı olarak karın bölgesinde gerginlik ve solunum güçlüğü dikkati çeker. Bu kuşlarda ishal ve anormal renkte (genellikle yeşil) dışkı görülebilir. Tüylerde zayıflama ve matlık da oluşabilir.

Eğer hastalık kontrol edilmez ve ilerlerse merkezi sinir sistemi ile ilgili belirtiler ortaya çıkabilir. Bunlar genellikle denge kaybı, nöbetler ve kas titremeleridir. Karaciğer yağlanması olan muhabbet kuşlarında ayrıca gaganın aşırı büyümesi ve yumuşaması gibi belirtiler de görülür. Bazı kuşlar ise çok fazla belirti göstermeden aniden ölebilir.

Hastalığın kesin teşhisi, karaciğer enzimleri ile ilgili olarak yapılacak kan testleri, röntgen muayenesi ve karaciğer biyopsisi ile konur.

Tedavide hastalığa sebep olabilecek faktörler ortadan kaldırılır ve/veya tedavi edilir. Öncelikle beslenme düzenlenerek yağ oranı düşük tohum ve tanelerden oluşan yemler, hazır pelet mamalar, taze sebze ve meyveler kullanılmaya başlanır. İleri vakalarda klinik tedavi gerekli olabilir.

Pako pano

Altı aylık dişi yavrular ve birbuçuk yaşındaki kısırlaştırılmış sağlıklı ev kedileri acil olarak yeni yuvalar arıyor. 0554 209 64 29.

Birimiz dişi (beyaz), birimiz erkek (kahverengi) iki aylık kimsesiz yavrularız. Tüm aşılarımız tamam. Bizleri daima sevecek ve asla terk etmeyecek aileler arıyoruz. 0532 362 17 43.

Erkek Ankara kedimizi çiftleştirmek için İzmir’de yaşayan dişi Ankara kedisi arıyoruz. 0505 905 37 40.

Ulus Vadi Konutları’nın sokağında, kaybolmuş kahverengi bir Cocker gördüm. Sahibiyseniz beni arayabilirsiniz. 0532 366 88 29.

Beş aylık bu zarif kızın bütün aşıları yapıldı. Ona evinizi açar mısınız? 0216 384 51 65.

Köpeğimiz Şans Esentepe/Gayrettepe civarında kayboldu. Erkek, beş-altı aylık, kulakları ve kuyruğu kesik.0535 773 16 72.

Cocker cinsi köpeğimiz 24.12.2006’da Kalamış parkında gezerken kayboldu. Kızıl kahve tüylü, sekiz yaşında, erkek ve kırmızı desenli tasması var. Kulaklarının uçları tıraşlı. Şeker hastası olduğu için ilaçlarını almadığı her gün ölüme yaklaşıyor. Lütfen onu bulmamıza yardımcı olun. 0537 668 45 82.

Yaklaşık bir ay önce Ankara Maltepe’deki bir kırtasiyede bir Van kedisi bulduk. Sokağa terk edilmiş ve ona bakan kişi de öldüğü için buraya sığınmış. Ayağında bir problem vardı ama sağlığı iyi. Bir gözü mavi, bir gözü yeşil, tüyleri bembeyaz. Yaklaşık bir yaşlarında bu erkeğin tek eksiği, onu bir daha terk etmeyecek bir aile. 0533 232 78 78.

Adalara bir iki...

Kış aylarında yiyecek bulamadıkları için soğuk ve hastalıkla mücadele etmekte zorlanan hayvanlar için düzenlenen "Adalara Mama Ziyaretleri"nin 21 Ocak organizasyonuna 45 kişi katıldı. 240 kilo kedi kuru maması, 60 kilo köpek kuru maması, 50 kilo et, kemik, makarna ve papara ile 5 litre süt adalardaki dört ayaklı dostlarımıza dağıtıldı.

Adalara Mama Ziyaretleri’nin ikincisi yarın sabah Sirkeci, Kadıköy ve Bostancı’dan hareketle yapılacak. Bilgi için www.miyavlar.com/forum
Yazının Devamını Oku

Kuşla yolculuk yapmak neredeyse imkansız

27 Ocak 2007
Durumdan, bir süre önce bir okurumuz sayesinde haberdar olduk. Taliha Taş, "Üç senedir ailemizden biri haline gelen bir muhabbet kuşumuz var. O bizsiz, biz de onsuz olamıyoruz. Antalya’ya gitmek zorundayız. Uçak şirketlerinin hepsine danıştık, maalesef kuşumuzu özel kafesinin içinde bile olsa uçağa almıyorlar. Halbuki bir uçak şirketi altı ay önceden bildirmek kaydıyla kuşu yanımızda taşımamıza izin vermişti. Ama şimdi onlar da izin vermiyor. Otobüs ile gitmeye razı olduk ama onlar da kabul etmedi. Sebebi, kuş gribiymiş" diye yazıyordu.

Araştırdık, uçak ve otobüs şirketleri ile görüştük. Ne yazık ki okurumuzun ulaştığı bilgiler doğru ve en azından şimdilik değiştirilemez. Havayolları firmaları kuş gribinin görülmesinden beri kanatlı hayvan taşımıyor. Otobüs firmaları ise, papağan, muhabbet kuşu, kanarya gibi kuşların otobüste taşınmasını, diğer yolcuların itirazlarına neden olduğu için kabul etmiyor. Kuşlar sadece sahiplerinin otomobilinde veya trende seyahat edebiliyor.

Pınar ERBAŞ

ESKİDEN RAPORLA UÇABİLİYORDU

Kuş gribi salgınından önce, havayolu firmaları kanatlı hayvanları kafes içinde, hayvanın veteriner kontrolünden geçtiğini kanıtlayan sağlık belgesiyle birlikte iç hatlarda taşıyordu. Dış hat uçuşlarında ise iç hat prosedürlerine ek olarak Çevre ve Orman Bakanlığı’ndan alınmış sağlık raporu gerekiyordu.

HAVAYOLLARI NEDEN TAŞIMIYOR

Kuş gribi virüsü sadece laboratuvar ortamında saptanabiliyor, veteriner kontrolü yeterli olmuyor. O nedenle havayolu firmalarına verilecek veteriner raporu bir işe yaramıyor. Bu nedenle Türk Hava Yolları, Onur Air ve Atlasjet gibi birçok havayolu firması, kuş gribi ortaya çıktığından beri uçaklarına kanatlı hayvan sokmuyor. Pegasus firması ise kanatlı hayvanların taşınması için gerekli prosedürleri yolcuların zamanında yerine getirmemesinin uçak seferlerini geciktirdiğini söylüyor ve riske girmemek için kuş taşımacılığı yapmıyor.

OTOBÜS ŞİRKETLERİ DE TAŞIMIYOR

Varan, Ulusoy, Boss gibi büyük karayolu ulaşım firmaları da kuşları kabul etmiyor. Kuşların bagajda taşınması mümkün olmadığı gibi, yolcuların kuşlarını yanlarına almasına da izin verilmiyor. Sebep, ilk bakışta kuş gribi tehlikesi değil. Diğer yolcular kuş sesinden rahatsız oluyor.

BİRÇOK ÜLKEYE GİRİŞİ YASAK

Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı, Türkiye’de kuş gribi hastalığının görüldüğünü Uluslararası Hayvan Hastalıkları Merkezi’ne bildirdikten sonra İngiltere, Fransa gibi birçok ülke, Türkiye’den gelen kanatlı hayvanları, havaalanında karantina altına almaya ve ülkeye sokmamaya başladı.

TRENLERDE SERBEST

TCDD Genel Müdürlüğü Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Müşavirliği’nden aldığımız bilgiye göre, kuşların trende seyahat etmesine bir engel yok. Ancak kuşlar, kedi ve köpekler gibi, özel kafesi içinde Furgon vagonuna teslim ediliyor. Furgon, trende görevli personel için ayrılmış özel bir vagon. Bunun sebebi ise kuş gribi veya herhangi bir hastalık endişesi değil. Sadece hayvanın diğer yolcuları rahatsız etmemesi için alınmış bir önlem.

SOLUNUM YOLUYLA BULAŞMIYOR

Kuş gribinin bulaşma yolları ilgili araştırmalar ve tartışmalar henüz devam ediyor. 2006’da Endonezya’da hastalığın hayvandan insana geçtiği iddia edilmiş ancak bu daha sonra yalanlanmıştı. Bugünkü bilgilere göre kuş gribinin hayvandan insana solunum yolu ile bulaşma ihtimali yok. Kanatlı hayvandan kanatlı hayvanlara bulaşma ise, sadece hayvanın hastalıklı dışkı ile teması sonucu oluyor.

Kedi fotoğrafları yarışmasında son iki gün

Fotoğraf sitesi Foto.Azbuz.com, haftalık fotoğraf yarışması düzenliyor. Farklı konularda yapılacak olan yarışmaların ilk konu başlığı kedi. Bir ay önce başlayan yarışmaya fotoğraf yollamak için sadece iki gününüz var, çünkü katılım yarın sona eriyor. Çektiğiniz fotoğrafları foto.azbuz.com sitesine yüklemeniz yeterli. Kazananı site editörü ve fotoğraf sanatçısı Alper Fidaner seçecek. Birinci, Hepsiburada.com’dan 100 YTL’lik hediye çeki kazanacak. Unutmayın, fotoğraflarda aranan profesyonellik değil, samimiyet.

Köpeklerde anal kese problemleri

SORU:

Altı yaşında bir Bishon Frize sahibiyiz. Altı aydır bizi çok rahatsız eden bir derdimiz var. Köpeğimizi çok temiz tutmamıza, tüylerini tıraş ettirmemize, sokaktan geldiğinde ayaklarını, poposunu ve genital organlarını ıslak mendillerle silmemize rağmen poposunda dayanılmaz bir koku var. Hazır mama ile besliyoruz. Üzerine çok az kendi yemeklerimizden ilave ediyoruz. Veterineri anal torbanın dolması olarak nitelendirdi ve boşalttı. Fakat koku yine başladı. Bu kokunun sebebi nedir, nasıl önlenir? Çetin Er

CEVAP:

Köpeklerde anal kese hastalıkları çok sık karşılaşılan rahatsızlıklar. Özellikle anal keselerin aşırı dolması, enfeksiyonları, apseleri ve yırtılmaları bunlar içinde en çok görülenler. Anal keselerin gereğinden fazla dolması problemine küçük ırk köpeklerde daha sık olarak rastlanıyor.

Köpeklerde anal keseler, arkadan bakıldığında anüsün sağ ve sol tarafında ve hafif olarak altında yer alır. Bu keseler ürettikleri özel salgıyı çok ince kanallar vasıtasıyla anüsün iç kısmına yönlendirir. Köpekler, bu sıvıyı genellikle yaşam alanlarını işaretlemek amacıyla ve bir çeşit iletişim aracı olarak kullanır.

Kedi ve köpeklerin dışkısı, bağırsağın son kısmından dışarı atılırken anal keselere yaptığı hafif basınçla bu sıvının salgılanmasına ve dışkının yüzeyinin bu özel salgı ile kaplanmasına yol açar. Böylece diğer kedi ve köpekler onu koklayarak bu dışkıyı yapanın kim olduğunu, dolayısıyla etrafta kimin dolaştığını anlayabilir. Birbirleri ile karşılaştıklarında da ilk olarak birbirlerinin anal bölgesini koklayarak bu her köpeğin kendisine özgü kokuyu tanımlarlar.

Anal keselerin hastalanması birçok sebebe bağlı olabilir. Özellikle, salgının aşırı yoğun veya dışkının yumuşak olması sonucu keseye yeterince baskı yapamaması sonucunda anal keseler gereğinden fazla dolup şişebilir. Bunun yanı sıra anüse açılan kanallardan anal keselere ulaşan bakteriler enfeksiyon ve apselere de neden olabilir. Anal keselerin bu sebeplerden şişmesi köpek için çok sıkıntı verici ve ağrılı bir durum ortaya çıkarır.

Böyle durumlarda özellikle köpeğin kakasını yapacakmış gibi oturup, o bölgeyi yere sürtmesi ve poposunu sık olarak yalaması dikkati çeker.

DÜZENLİ TEMİZLİK GEREKLİ

Veteriner hekiminiz bu keseleri boşaltarak temizleyebilir. Bazı köpeklerde bu temizliğin bir veya iki haftalık aralıklarla yapılması gerekir. Anal keselerin dolması köpeğin hayatını tehdit eden bir durum değil. Ancak köpeğin ihtiyacına göre düzenli olarak temizlenmediğinde, köpek o bölgeyi yere sürerek ve aşırı yalayarak daha hassas ve problemli bir hale getirebilir. Üstelik bu sürtünmeler sırasında kese boşalabilir ortalığı korkunç bir koku kaplar.

Apse ve enfeksiyonlar uygun antibiyotikler ve diğer yöntemler ile tedavi edilir. Enfeksiyon veya apseler çok şiddetliyse ya da kronik bir hal aldıysa, anal keseler cerrahi yöntemle alınabilir.

FARKLI BESLENME UYGULAYIN

Anal keseleri çok sık dolan köpeklerin beslenme düzeninde yapılacak değişiklikler, problemi azaltmak açısından faydalı. Özellikle dışkının daha sert ve şekilli çıkmasını, böylece anal keselerin düzenli olarak dışkı yardımıyla boşalmasını sağlamak için lif oranı yükseltilmiş köpek mamalarını kullanabilirsiniz.

Golden ve Collie melezi Odi 10 ayını doldurdu, bu gidişle pansiyonda yaşlanacak. Onu sahiplenir misiniz? 0532 391 87 54.

Kızımız10 aylık, bütün aşıları yapıldı, kısırlaştırıldı. Yuva arıyoruz.0216 410 85 99.

Panda dört aylık erkek Himalayan melezi. Gözleri görmediği için sokağa terk edilmiş. Çok güzel ve uzun tüylü. Acil yuva arıyor. 0505 825 73 98.

Terrier Zeytin altı yaşında, dişi ve kısır. Bir yıl önce sokakta perişan halde bulundu. Lütfen yine sokağa gitmesin. 0543 445 69 50.

Bu kedinin ismi Şerafettin. Ama hiç kötü değil, aksine çok iyi huylu. İki ay önce sokakta bulduk, sahiplendirmek istiyoruz. 0536 618 78 70.

İki aylık bu kız yaşadığı evdeki diğer kedilerden dayak yiyor. Bu mırıl mırıl kucak kedisinin yeni ailesi olur musunuz? 0536 989 80 74.

Terk edilmiş beyaz kediler yeni ailelerini bekliyor. 0532 272 31 43
Yazının Devamını Oku

Verheugen çifti bu örnek barınağı ziyaret edecek

20 Ocak 2007
Bursa Osmangazi Belediyesi’nin 3 milyon YTL yatırımla kurduğu Sahipsiz Hayvanlar Doğal Yaşam Merkezi, tüm hayvanseverlerin Türkiye’de görmekten gurur duyacağı son derece modern bir tesis. 114 dekarlık alanında hayvanlar doğal ortamda istedikleri gibi gezip oynayabilecek. Merkezde kedi evinden at tavlasına, otel hizmetinden hayvan mezarlığına akla gelen her hizmet verilecek. Bu hafta sonu Avrupa Komisyonu Başkan Yardımcısı Günter Verheugen, Pro Animale onursal üyesi olan eşi Gabriele Verheugen ve Pro Animale Başkanı Johanna Vathke tesisi birlikte ziyaret edecek.

Bursa’nın ilçesi Osmangazi 730 bin nüfusuyla Türkiye’nin en büyük ilçelerinden biri. 3 milyon YTL harcanan Sahipsiz Hayvanlar Doğal Yaşam Merkezi, ufak katkılar dışında tamamen belediye kaynaklarıyla kurulmuş. Şimdi hedefleri işletim masrafları için AB dahil bir çok yerden fon ve sponsor bulmak. Gelecek yıl bir de yem fabrikası kurarak hem merkeze yem sağlamayı hem de Türkiye’deki diğer barınaklara ucuz yem satarak merkezi finanse etmeyi hedefliyorlar.

Merkezin önemini anlatmak için projenin başında bulunan Osmangazi Belediyesi Veteriner İşleri Müdürü Veteriner Hekim Tekin Akış’a kulak vermek gerekiyor: "Almanya merkezli Hayvanları Koruma Derneği Pro Animale’nin dünyada 18 ülkede 58 hayvan barınağı bulunuyor. Hem Pro Animale yetkilileri hem de Bursa’da yapılan Pet Kliniği Uluslarası Sempozyumu’na Yunanistan, ABD, Macaristan ve Moldovya’dan gelen uzmanlar merkezi gezdikten sonra dünyada böyle bir yer olmadığını dile getirdiler. İçerdiği hizmet türleri, genişliği ve teknoloji açısından hayran kaldılar. Pro Animale, Osmangazi Belediyesi ile bir protokol yaparak çalışmaları beraber yürütecek."

Osmangazi Belediye Başkanı Recep Altepe, Başkan Yardımcısı Bayram Vardar ve Veteriner İşleri Müdürü Tekin Akış, dünya standartlarını yakalamak için Almanya ve Hollanda’da incelemeler yaptı. Pro Animale yetkilileri, beş kez Osmangazi’ye gelerek gelişmeleri izledi. Alman TV-1 kanalı projeyi "Türkiye’nin Değişen Yüzü" başlığıyla bir programda anlattı.

HERKESE AYRI ALAN

Eylül ayından beri hizmet veren ancak henüz resmi açılışı yapılmayan merkez, hayvanları mutlu yaşatırken insanlara da hayvanları sevdirmek üzere tasarlanmış. Sahipsiz Hayvanlar Doğal Yaşam Merkezi, Osmangazi’nin Hamitler Mahallesi yakınlarında 114 dekarlık çevresi tel örgüyle çevrili bir alanda kurulu. Sokak hayvanlarının bakımının yanı sıra, sahipli hayvanların da misafir edilebileceği tesiste yılda ortalama 4 bin sokak hayvanı kısırlaştırılacak, çevre ilçelere de hizmet verilecek.

Aynı anda 1500 hayvanın barınabileceği tesiste, dişi ve erkek köpekler için ayrı, sokak köpekleri için ayrı mekánlar bulunuyor. Kısırlaştırılmış hayvanlar, gözlem altında tutulması gerekenler, kurt ve kangal gibi hayvanların yetiştirilmesi için de ayrı alanlar var.

Tesise gelen hayvan önce muayene ediliyor. Hasta olanlar tedavi edilirken, sağlıklı olanlar fotoğraflanıp kayıtları yapılıyor, aşılanıp 10 gün karantina altında tutuluyor. Sonra kısırlaştırılıyor, 10 gün daha gözlem altında tutuluyor, kulak içi boyası ve küpe ile işaretleniyor. Sorunu olmayanlar alındıkları yere bırakılıyor. Toplandığı yerde yaşayamayacak durumda olanlar barınaktaki doğal mekánda kalıyor. Her bölümde yem otomatları ve her zaman taze su olan suluklar bulunuyor.

KEDİ EVİ VE AT TAVLASI

Merkeze gelen tüm dişi ve erkek ergin hayvanlar kısırlaştırılıyor. Bu işlem, Uludağ Üniversitesi Veterinerlik Fakültesi, Veterinerler Odası ve Hayvanları Koruma Derneği ile yürütülüyor. Geniş operasyon salonu, anestezi ve ameliyatlar için elektrokoter, video-otoskop, mekanik ventilatör, kapnograf, röntgen, ultrason gibi tıbbi cihazlar ile donatılmış. Burada kısırlaştırma dışında diğer tüm operasyonlar da yapılabiliyor.

Kliniklerde tam donanımlı iki muayene odası, kan, idrar, enzim ve mikroskobik analizlerin yapılacağı bir laboratuvar yer alıyor, ayrıca bir salgın hastalıktan şüphe duyulan veya ısırma, tırmalama olayına karışmış hayvanları ayıracak karantina ve müşahede üniteleri.

Merkezde bir de kedievi var. Kediler, etrafı düşük volt elektrikli çitle çevrili yaşam alanlarında içi kademeli düzenlenen raflara konacak sepetler, merdivenler, tırmanma alanları ve oyuncakların bulunduğu ahşap Bursa Evlerinde yaşayacak. Pro Animale’nin finanse ettiği at tavlası (ahırı) ve koyun evinde, terk edilen veya hasta atların, koyun, inek gibi hayvanların muayene ve tedavileri yapılarak yaşamaları sağlanacak.

Köpek eğitim alanında tüm hayvan sahiplerine, haftaiçi belirli günlerde ve hafta sonlarında köpekleriyle katılacakları programlarda birinci kademe itaat eğitimi ücretsiz olarak verilecek ve yine bu alanda hayvanlarla ilgili etkinlikler düzenlenecek.

Projede 100 kişilik bir eğitim salonu ile ziyaretçilerin yararlanacağı bir kafeterya da var. Belediye otobüsleriyle ücretsiz taşınacak ilköğretim öğrencileri veya büyüklere, hayvan sevgisi, toplumsal dayanışma ve çevre bilincinin artırılması için seminerler düzenlenecek.

Eğitim salonu önündeki yeşil alanda yavru kedi ve köpeklerin öğrencilerle ve halkla serbestçe dolaştığı bir alan yaratılacak ve bu yolla hayvan sahiplendirme imkánları artacak. Bu hayvanları sahiplenen kişilere ücretsiz sağlık hizmeti ve tatile çıkacak olanlar için bir hafta pansiyon hizmeti verilecek. Sahipli hayvanlarda ise pansiyon ve sağlık hizmetleri ücretli olacak.

HAYVAN MEZARLIĞI

Yıllardır beraber yaşadığı ve artık aileden saydığı hayvanları ölen insanlar, hayvanlarını çöpe atmak veya gizlice parklara, bahçelere gömmek zorunda kalıyor. Bu trajik soruna çözüm getirmek amacıyla düzenlenen mezarlığa, hastalıklı veya sağlıklı, sahipli ya da sahipsiz, ölen tüm hayvanlar sıhhi koşullarda gömülebiliyor. İsteyenler, hayvanlarının mezarını yıllar sonra da ziyaret edebilecek.

Verheugen 1,5 gün Bursa’da

Avrupa Birliği Komisyonu Başkan Yardımcısı Günter Verheugen ve eşi Gabriele Verheugen, bu hafta sonu Bursa’ya gelecek. Osmangazi Belediye Başkanı Recep Altepe, Verheugen’in belediyenin davetiyle geleceğini ve eşinin yanı sıra, Pro Animale Başkanı Johanna Vathke ile birlikte Avrupa’nın en büyük ve modern tesisi olarak nitelendirilen merkezi gezeceğini anlattı: "Bu ziyaretin, tesise destek sağlanması noktasında önemli açılımlar getireceğine inanıyorum. Ayrıca bu girişim, ülkemizde AB standartlarının da üzerinde proje üretilip hayata geçirildiğinin önemli bir göstergesi." Verheugen ve beraberindeki heyet Bursa’da iki gün geçirecek. Bugün önce Bursa’nın Karacabey ilçesindeki ayı barınağını gezecek, ardından Sahipsiz Hayvanlar Doğal Yaşam Merkezi’ni ziyaret edecek.

Nail KAHRAMAN/ BURSA (DHA) Ayten SERİN

Adalara Mama Ziyaretleri’nin ilki yarın

Kışın terk edilen adalardaki hayvanlar nüfus azaldığı için yiyecek bulamıyor, açlıktan zayıf düşüyor. Daha da ötesi, adalardaki klinikler az ve yetersiz. Anlayacağınız, adalardaki sokak hayvanları kışın hayatta kalabilmek için mucizevi bir yaşam mücadelesi veriyor. Bu nedenle Miyavlar.com ve Köpekistan.com iki haftada bir yapılacak "Adalara Mama Ziyaretleri" düzenlemeye başladı. İlki, yarın yapılacak. Katılımcılar Sirkeci’den 10.30’da, Kadıköy’den 10.50’de ve Bostancı’dan 10.45’te kalkacak vapurlara binecek ve getirdikleri mamaları adalarda dağıtacak. Detaylı bilgi için: www.miyavlar.com/forum.

Köpeklerde havlama problemleri

Köpek sahiplerinin üçte birinin köpeklerinin aşırı havlaması ile ilgili sıkıntılar yaşadığı gözleniyor. Gereğinden fazla havlamaları, genellikle davranış problemleri, yaşadıkları ortamla ilgili uyumsuzluklar veya başka sorunlarla ilgili olarak ortaya çıkar. Köpeklerde aşırı havlamayı kontrol edebilmek ve engellemek için öncelikle onların havlama çeşitlerine ve neden havladıklarına bir göz atmak gerek.

NORMAL HAVLAMA ÇEŞİTLERİ

Uyarı havlaması genellikle herhangi bir tehlike karşısında veya yabancı biri geldiğinde sahibini uyarmak içindir. Bu davranış, çoğu kez hayvan sahibinin yavruluktan itibaren köpeğe bu yönde cesaret vermesi ile gelişir. Uyarı havlamaları tehlikeye yol açan unsurun yaklaşması ile birlikte sıklaşır.

Korku ve saldırı ile ilgili havlamalar genellikle düşük perdede ve hırlama ile birlikte duyulur.

İlgi çekmek için havlama genellikle yavru köpeklerin sahiplerinin dikkatini çekmek ve kendileri ile ilgilenmelerini sağlamak için yaptıkları ısrarcı havlamalardır. İleri yaşlarda bir davranış sorununa dönüşebilir.

Oyun ve heyecan esnasında havlamalar genellikle kısa ve keskindir. Köpeğin oyunun heyecanı ile keyif almasından kaynaklanır.

Köpeğin kendini tanıtmak için havlaması sesini duyduğu diğer köpeklere verdiği "ben buradayım" anlamındaki yanıttır.

Sıkıldığı zaman havlaması enerji harcamak istediğinde ve çevre ile daha interaktif bir karşılık yaşamak istediğinde görülür.

Yalnızlık ve kaygı ile havlama genellikle sahibinden uzak kaldığı zaman yaşadığı ayrılık kaygısı ile ilgili. Yüksek tonda ve uzun süreli olabilir, genellikle komşuları en rahatsız eden havlamalar bu sebeple olur.

Ürkme ve şaşkınlıkla ilgili havlamalar, genellikle köpeğin aşina olmadığı veya ani seslere karşı tepkisel havlamalarıdır.

PATOLOJİK HAVLAMALAR

Genellikle ayrılık kaygısının veya diğer davranış hatalarının kontrol edilememesi ve patolojik bir hal almasından kaynaklanan obsesif kompalsif bozukluklar gibi davranış problemlerine bağlı olarak ortaya çıkar. Bu durumdaki köpekler genellikle aşırı gergin olarak gözlenir. Hareket eden en ufak şeye bile şiddetle havlar ve kendilerine yaklaşan tüm canlılara aşırı heyecanlı ve yüksek sesle normal ötesi tepkiler verirler. Eğer havlamayla birlikte asabiyet de izleniyorsa, önce bu asabiyetin ve ardında yatan sorunların çözülmesi gerekir.

BUNLARA DİKKAT EDİN

Öncelikle köpeğinizin huzurlu olmasını ve sahibine itaat etmekten keyif almasını sağlamalısınız. Özellikle yavru köpekleri yatar haldeyken severek yanınızda durmasını sağlarsanız havlama sorununu çözme konusunda doğru yoldasınız demektir.

Köpeğiniz havladığında ona yüksek sesle "hayır" demeniz, problemi şiddetlendirebilir. Çünkü bu tepkinizi "yaşasın sahibim de havlayarak bana katılıyor" şeklinde algılar.

Evdeki herkesin kullanacağı ortak bir kelime seçip bunu komut olarak kullanabilirsiniz. Tamam ya da yeter gibi.

Davranış değişikliği zaman isteyen bir uygulama. Bu nedenle sabırlı olmalısınız. Sinirlenirseniz, davranışını değiştirme şansını yitirebilirsiniz.

Onu pozitif yönde motive edin. Uygun davrandığı her seferde onu ödüllendirin, sevgi ve mükáfat sözcükleri söyleyin.

Köpeğinizin havlamasını oyun olarak kullanmak veya havladığında onu kucağa almak gibi davranışlar, sorunu içinden çıkılmaz bir hale getirebilir.

Havlama ile ilgili davranış düzenlemesi eğitimlerinizi 5-10 dakikayı aşmayacak sürelerle ve sık olarak uygulayın.

Pako pano

Golden kızımızı iki ay önce sokakta uyuzdan ve zayıflıktan ölmek üzereyken bulduk. Bir bacağı kesildi ama artık çok sağlıklı, kilo da aldı. Tuvalet eğitimi var. Onu sevecek bir aile arıyoruz.

532 422 06 46.

Tek gözleri görmeyen altı aylık dişi kediler acilen yuva arıyor. 0546 458 75 56.

Barınağa terk edilen 14 yaşındaki dişi Terrier’i geçici olarak evime aldım. Barınak şartlarına alışık olmadığından üşütmüş, şimdi tedavisi yapılıyor. Çok insan canlısı ve uslu. Lütfen kalıcı olmasa bile geçici olarak ona evinizi açın. Yoksa tekrar barınağa gidecek. 0532 411 18 71.

Dişi, çok sağlıklı ve uysal ev kedisi yavruları yeni ailelerini bekliyor. 0535 929 84 10.

6 Ocak 2007 tarihinde "Bir tıkla evlat edinin" başlıklı haberimizdeki Ataşehir Barınağı iletişim numaraları barınak yetkilileri tarafından yanlış verilmiştir. Doğru numara 0216 499 62 85.
Yazının Devamını Oku