GALATASARAY Üniversitesi öğrencileri; Hürriyet’e, Emin Çölaşan’a ve bana birer ödül verdiler. Haberiniz olmayabilir. Çünkü gazetem, ödüle doyduğundan mı, yoksa övünmek gibi olmasın diye mi, o kadar küçük yer verdi ki.
Fakat ben gazetem kadar görgülü değilim doğrusu. Topu topu iki ödülüm var. İlkini, daha yolun başındayken İletişim Fakültesi öğrencilerinden almıştım, ikincisi de bu işte.
Ödül alkış gibi. Hoşunuza gidiyor. Ama bununla da yetinmiyor, alkışı herkes duysun istiyorsunuz.
Bir de gazetenizle ortak bir iş yapmış oluyorsunuz ya bir nevi... Tadını beraber çıkarmak istiyorsunuz.
Manşete çıksaydık demiyorum elbet.
Ama kibrit kutusundan biraz daha büyük olabilirdi yerimiz.
Hadi beni boşverin, hangi Hürriyet okuruna bu gazeteyi satın alma nedenleri sorulsa, eminim ilk sıralarda
Emin Çölaşan’ın adını verir.
Çok mu abarttım bu ödül işini?
Olabilir.
Ne yapayım, gazetem
"tevazu"yu abartınca...
Elimde bir demet maydanoz
BANA en çok marketlerde rastlayabilirsiniz. Gözlüğümü takmış, ürünleri evirip çevirirken.
İncelemeden atmam sepete. Onun için evde paketleri açınca kötü sürprizle karşılaştığım olmamıştır pek.
Çalışanların belalısıyımdır. Elimde, son kullanma tarihi geçmiş yoğurtla yetkili ararken görebilirsiniz beni. Nitekim tam o esnada
"Sizi ailecek çok seviyoruz" demek için yanıma gelip, yoğurt yüzünden gerekli ilgiyi göremeyince manyak olduğum kanaatiyle uzaklaşan çok okurum, seyircim olmuştur.
Belki namımı duyduklarından ya da tam tersine duymadıklarından, geçenlerde tanıtım amacıyla Anadoluhisarı Migros’a davet edilen gazetecilerin arasında ben de vardım.
Genel Müdür
Aziz Bulgu, tüketicinin her ürünü gözü kapalı alabileceğini ispatlı şahitli gösterdi bize. Her birinizi tek tek depo, mutfak, şurası burası gezdiremeyeceğine göre... Biz bir nevi
"müşteri temsilcisi"ydik yani.
Sahiden de gurur verici. Nakliye aracının ısısının uzaktan takibinden tutun da her ürünün bıçağının ayrı olmasına, tüm meyve ve sebzelerin hormon analizinin yapılmasına kadar her şey düşünülmüş, halledilmiş.
Fakat benden çekecekleri var.
"Namımı duymadıklarından" demem bundandı.
Bundan sonra elimde bir demet pörsümüş maydanozla şube müdürünün değil,
Aziz Bulgu’nun peşine düşmez miyim... Kendi uydurmam bile olsa
"müşteri temsilcisi" gibi bir unvan da kapmışken hele...
MIŞ-MUŞKlinik hatası sonucu ABD’li beyaz çiftin, siyah bebeği olmuş.Demek o işe artık "klinik hata" diyorlar.
Bir adam, evine kadın getiren komşusunu vurmuş.Rahmetlide hata var, komşusunu da davet edecekti!