Bazıları dayak sever

KONUDAN haberdarsınızdır...

Demet Akalın, "Eşim iki tokat atsaydı, boşanmazdım" dedi.

Ortalık ayağa kalktı.

Kalkar elbet.

Toplum olarak "şiddete karşıyız" biliyorsunuz.

Kime sorsanız karşı.

Fakat tek tek karşı olup da dünyanın en çok dayak atan, dövüşen topluluğu olmayı nasıl beceriyoruz, orası meçhul.

Anne, çocuğunu dövüyor...

Abi, kardeşini...

Koca, karısını...

Maçta taraftarlar, Meclis’te vekiller, lisede gençler birbirlerini dövüyorlar.

Fakat sorunca "şiddete karşıyız".

Demek bunun da içini boşalttık.

* * *

Gelelim Demet Akalın’a.

Bakınca öyle erkekten tokat yiyecek kadına benzemiyor. Kazara yedi diyelim, iki tokat da o atar sanki. Hatta önceliği karşı tarafa da vermez gibi bir intiba yaratmış bulunuyor bende.

"Kadın dövünce ’şiddet’ olmuyor mu?" diyeceksiniz.

Olmaz mı...

Zaten kendi çapımda yaptığım araştırmaya göre, kadın, daha yatkın şiddete.

Çocuklar en çok annelerinden dayak yerler.

Babalar eve misafir gibi uğramasına karşılık annelerin 24 saat çocuklarla haşır neşir olmasından mıdır artık, "tepe tası atma eşiği" daha düşük oluyor kadınlarda.

Sonra kadın kısmı şiddetin en şiddetlisini sever.

Koca, en fazla döverken, kadın, uykusunda penisini keser erkeğin.

Kan görmeye dayanamayanı ise kaynar suyla haşlar adamı.

Bazıları şiddete hakikaten karşıdırlar. Onlar taşeron tutarlar. Bakarsınız kocasını sevgilisine doğratmış.

Yine kendi yaptığım bir araştırmanın neticesi var elimde.

Aslen esmer olup, saçlarını sarıya boyatan fakat esmer, bıyıklı erkeklerden hoşlanan kadınlar ilişkide şiddet istiyorlar. Siz onları karşıdan bakınca İsveçli kızlar zannediyorsunuz tabii, onun için yadırgıyorsunuz.

Fakat belki de günahlarını alıyorum. Onlar aslında fantezi seviyor olabilirler. "Eşler arasında, iki taraf da razı olduktan sonra, her şey mubahtır" demez mi "o iş"in uzmanları?

Jartiyeri falan anlıyorsunuz da... Jartiyerin arkası kırbaçtır arkadaşlar!

* * *

Tekrar gelelim Demet Akalın’a.

Aslında o öyle demek istemedi ablaları!

Hani hep söylenir, yazılır çizilir, kadının sevgilisiyle, kocasıyla girdiği diyaloglarda fikriyle zikri bir değildir ya... Demet de "boşanalım" derken "boşanalım" demek istememiş aslında.

Fakat adam belli ki kadınlar konusunda tecrübesiz. "Peki" demiş boşanmışlar, Demet de eşekten düşmüş karpuza dönmüş.

Şimdi, "İki tokada bile razıydım, yeter ki kocam kadınlık hallerinden bu kadar habersiz biri olmasaydı" demek istiyor.

Yoksa dayak istediğinden değil!

Ne diyeyim...

Bilinçli bir köşe yazıcısı olarak durumu toparladım ki kendisine daima bir "örnek" arayan milletimiz tokat bağımlısı olmasın aniden!

Siz siz olun çocuklarınızı, "Baban kemiklerini kırar", "Polis amca hapse atar", "Allah cezalandırır" diye diye büyütmeyin. Sonra bakmışsınız sopayı kendi temin etmiş bekliyor.

MIŞ-MUŞ

En yararlı meyve suyu, siyah üzüm suyu çıkmış.Onların da bir iktidar süresi var; nar indi üzüm çıktı.

Nilay Dorsa, "Estetiğe harcadığım parayla yalı alırdım" demiş."Yalılar zinciri" için yatırım yapmayı tercih etmiş.

Yalnız uyuyanlar için çift kollu yastık yapılmış.Şimdi, "Azıcık öteye git" deyince gidenini bekliyoruz.
Yazarın Tüm Yazıları