Yok öyle, yarışma boyunca mumya gibi oturup arada puan kaldırmak!
Jüri üyeleri için söylüyorum.
Yarışma başlamadan vinç yardımıyla salona getirilip koltuğuna oturtulduğunu, sonra yine vinç yardımıyla kulise götürüldüğünü düşündüğüm bir jüri üyesi, bu hafta üç kere yerinden kalkıp yarışmacılarla düet yaptı. "Rekabet, sen nelere kadirsin!" diyesi geliyor insanın.
Düet deyince... Yarışmalarda "düet devri" başladı.
Ya da "koç devri" de denilebilir.
Ünlü veya ünsüz yarışmacıların ünlü bir koçu oluyor. Yarışmaya bu koçla hazırlanılıyor ve yine bu koçla düet yapılarak yarışılıyor.
Fakat tam bu noktada gayet acıklı bir durum çıkıyor karşımıza. Birkaç istisna dışında, o "ünlü" koçların aslında kendilerine hayırları olmadığını düşünüyor insan, bir bir ekrana geldiklerinde.
Kimi tek şarkıyla parlamış, sönmüş...
Kimi hiç parlamamış...
Kimi güzel sesin yanında aklın da gerekli olduğu gerçeğine kurban gitmiş...
Kimi şarkıcı olmak için yaratılmamış...
Kiminin piyasayla kanı uyuşmamış...
Kiminin şansı yaver gitmemiş...
Falan filan.
Bir yarışmada format gereği, diğerlerinde herhalde bu memleketin evladı olmanın gereği, her yarışmacının acıklı bir hikáyesi var. Dertleri zevk edinmemiş bir yarışmacı henüz çıkmadı karşımıza.
Fakat hiçbiri, koçların sahnedeki çırpınması kadar acıklı gelmiyor bana.
Çalıştırdıkları yarışmacının başarısı ne kadar umurlarında bilmiyorum.
Onlar kendi derdinde.
Unutulmuşken, bir kenara itilmişken, yok sayılıyorken aniden ustalık payesiyle taçlandırıldılar.
Bir yandan bunun şaşkınlıkla karışık sevinci...
Bir yandan fırsatı değerlendirme telaşı...
Bir yandan bunca yıl onları hak ettiklerini düşündükleri noktaya taşımayanlara ne kadar yanıldıklarını ispat etme çabası...
Parçalıyorlar kendilerini.
Daha da acıklısı, yine birkaç istisna dışında hepsi detone oluyor. Tanımayan, yarışmacıyla koçu ayıramayabilir yani.
İnsan üzülüyor.
Hoş, şu anda başınıza taç ettiğiniz birçok şarkıcı, müzisyen kulağıyla dinlendiğinde sahnede dökülüyor adeta. Bakmayın siz albümlerdeki şahaneliğe. Teknoloji icat oldu mertlik bozuldu!
Yurtdışında bu kulaklarla sokak şarkıcılığı bile yapamayacak starlarımız var. Bu açıdan bakınca boş vakitlerinde sizin elinizi ayağınızı öpseler yeridir.
Yarışmalarla ilgili son bir şey...
Yarışmacılar, koçlar falan bir yana, jüri, bir yarışmayı rezil de eder vezir de. Yani aslolan jüri, gerisi hikáye. Yarışmalar çoğaldıkça kıyaslayıp görüyoruz.
MIŞ-MUŞ
Migrenli kadın daha sık sevişiyormuş.Kadın ikiye ayrılıyor: "Başı ağrıdığı için sevişmeyenler" ile "başı ağrıdığı için sevişenler."