MIT’te (Massachusets Institute of Technology) öğrenciyken, bir hocamın Mandela ile çalıştığını ve arkadaş olduğunu öğrenince, hocamdan beni tanıştırmasını rica etmiştim. Ama olmadı.
Kafama koymuştum. Tanışacaktım.
GÜNEY AFRİKA’DA KONFERANS
Daha sonra Nelson Mandela Vakfı’nın bir liderlik konferansı düzenlediğini duydum. Tam da benim çalışma alanım
Köşe yazısı kız gibidir!
Kasım’dan bu yana hürriyet.com.tr’de yazıyorum.
Amacım, sosyal olaylar ve insan davranışları hakkında sosyal bilimlerin bulgularını sizlerle paylaşarak, yeni bir pencere açmak.
Bu yazarlık sürecinde anladım ki köşe yazısı yazmak, güzel bir kız ile ilişkiye benziyor.
KIZLAR UNUTMAZ
Yazıya prenses gibi davranırsın. Ancak bir an öyle bir şey yaparsın ki bir çuval inciri mahvetmiş, her şeyi yüzüne gözüne bulaştırmış olursun. Geri dönüşü de zordur.
İşte o an yandın demektir. Neyse olayın vahameti geçer. Ama işin kötüsü, 2 ay sonra nasıl kızlar hatanı pat diye suratına yapıştırıverirse, yazı da yapıştırır. Bu 2 ay bazen 2 yıl, bazen 20 yıl olur.
EVLENİLECEK VE EĞLENİLECEK YAZILAR
Hürriyet.com.tr’de bu haberin altındaki yorumları okudum. “Suçlular aramıza tekrar girecek,” diyenler var. Sosyal devlet olama-manın yarattığı bir anlayıştır bu.
Bu anlayış nereden geliyor? Hapishanelerin işlevi nasıl algılanıyor?
EĞİTİM ANLAYIŞI
Konuya şu şekilde girmek istiyorum.
Sebebi açık.
Çocuklar, eğitim vermesi gereken okullar tarafından değil, talim veren hapishaneler tarafından yetiştirilmektedir! Nasıl mı? Açıklayayım.
İŞLEYİŞ
Bu hapishanelerde işleyiş şöyledir.
İSİM VE YAŞAM
İnsan, kendi ile ilgili olan her şeye, daha çok değer veriyor. Herhalde insanın sahip olduğu en değerli şey de ismi.
İsmine verdiği değeri, otomatikman ismini çağrıştıran başka şeylere de veriyor.
Psikoloji deneylerinde, rastgele sunulmuş harfler arasından, deneklerin bazı harfler seçmesi isteniyor. Denekler, bilinçsiz olarak kendi isminin içinde bulunan harfleri seçiyor.
Bu konuda araştırmalar var. Bunları sonra sizinle paylaşacağım.
Ama isimler ile ilgili başka bir şey, benim dikkatimi çekti. Geçen hafta Vatan Gazetesi’nde ismini değiştiren ünlüler ile ilgili bir haber vardı.
Büyük bir kısmı, ya ismini ya da soyismini iki heceli isimler ile değiştirmiş.
Kamile’den Müjde’ye (Ar)
Kadın, kıskanan, mızmızlanan, …. daha romantik olan, hep beklenti içinde olan ve bu beklentiyi bulamayınca mutsuz olan, …
Yani bu normal mi? Erkek demek bu, kadın demek bu mu? Doğası mı bu, genlerden mi? toplumsal mı? öğrenilen bi şey mi? Aydınlatır mısınız? Sevinç Yıldırım”
Aslında burada birçok soru var. Birkaç bakış açısını aktaracağım.
FARK VAR MI?
Kadın ve erkek arasında ‘ortalamaya’ bakıldığında yukarıda sayılan farklar kesinlikle var.
Bu farkın genetik mi öğrenilmiş mi olduğu tartışma konusu.
Bazı alanlar, farkların daha çok sosyalleşme ve yetiştirilme sonucu; bazı alanlar genetik yapı sonucu olduğunu iddia ediyor.
İlk grup “kızlar ve erkekler farklıdır, çünkü farklı yetiştirilir,” der.
4.5 yıldır eğitimim için yurtdışındayım. Heyecan verici ve öğretici, ama diğer taraftan da 4.5 yıldır gurbetteyim de diyebiliriz.
Bir arkadaşımın dediği gibi, “Yalnız bir güzellik, güzel bir yalnızlık,” içindeyim.
Geçen gün şöyle bir düşündüm de geceyi geçirdiğim oda sayısı 200’ü geçmiş.
Bazen uyanınca, nerede olduğumu bir, iki saniye algılayamıyorum. Özlem duyuyorum ülkeme