Özgür Bolat

Geçen perşembe sigaranın zararları ile ilgili bir yazı yazmış, asıl önemli olan gençlerin sigaraya başlamasını engellemek olduğunu söylemiştim.

18 yaşından sonra sigara içmeye başlayanların sayısı oldukça az. Sigaraya başlayanların çoğu, gençlik döneminde başlıyor.

 

Peki, neden başlıyorlar?

 

İLK DENEYİM

 

Sigara içenler üzerinde yapılan bir araştırmada, tiryakiler ile günde 5 civarında içenler arasında önemli bir fark çıkıyor.

Eski Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik’ten direk harfi harfine aktarıyorum:<br><br>“Öğrenciler sadece kendilerine bilgi depolanan insanlar olmaktan çıkarılması gerekiyor…. araştıran, sorgulayan, hatta kurgulayan, yaptığının, yapmak istediklerinin rüyasını gören insanlar yetiştirmek zorundayız."

***

 

Yeni Bakan  Nimet Çubukçu’nun, ‘Düşünme Gücü: Soran Sorgulayan Gençlik için Öğretmen Eğitimi Projesi’ hakkında söylediklerinden harfi harfine  aktarayım.

 

 “Bu proje, soran ve sorgulayan bir gençlik yetiştirme hedefimize çok önemli katkılar sağlayacaktır.”

 

***

Bu hükümetin aldığı en demokrat karar, sigara yasağıdır. Çünkü şimdiye kadar sigara içmeyenlerin hakları ihlal edilmiştir.

Örneğin, sigarasız bir ortamda yemek yeme zevki ve hakkı ellerinden alınmıştır.

 

Sigaraya karşı olsam da, sigara içenlere içme deme hakkını kendimde görmüyorum.

 

(Tabii bunu birçok sevdiğimin kalbini kırdıktan sonra öğrendim.)

 

Ama kapalı ortamlarda diğer insanlara zarar verecek şekilde sigara içenlere, o ortamda içme deme hakkını kendimde görüyorum. Çünkü sağlıklı yaşama hakkım ihlal ediliyor.

Geçen gün kendime bir hediye almaya karar verdim. Bunu kız arkadaşımla paylaşınca, bir çığlık koparmasın mı?

“Hayır, alma!”

 

“Niye?”

 

“Alma sen!”

 

Anlaşıldı ki o hediyeyi doğumgünüm için, kendisi alacakmış.

Salı günkü yazım üzerine birçok kişi mesaj atıp, ÖSS’deki başarısızlığa dair çözüm önerimi sormuş. Benim çözüm önerilerimden bir tanesi şu:

Çözüm, adil olmayan bir eğitim sisteminde!

 

Evet! Ben okullarda adalet istemiyorum.

 

Sınıfta bütün öğrencileri aynı kabul edip, aynı şeyleri, aynı şekilde, aynı hızda öğretmek en büyük adaletsizliktir.

 

BİR HİKAYE

Sözel ve Eşit Ağırlık puan türünde Türkiye birincisi olan öğrencinin başarı sırrı açıklandı:<br><br>Çalışma notlarını duvarlara yazıyormuş. Bu da daha çok tekrar olanağı sağlayıp, ezberi güçlendiriyormuş. ÖSS’de başarının sırrı buymuş!

O duvarlarda hayata dair notlar da var mı merak ediyorum.

 

AŞKA DAİR

 

Aşkı doruklarda yaşamayı öğreten bir not.

 

Aşkına sahip çıkmayı öğreten bir not.

MEB, öğrenci üniformalarını kaldırmak üzere çalışma başlatmış.<br><br>Üniformanın hem avantajı hem de dezavantajı var. Her iki görüşü de destekleyen araştırmalar var. Ağır basan bir taraf yok.

Öğrenciler üniforma giyerse; okula aidiyet duygusu artıyor, zengin ile fakir öğrenci arasındaki fark görünümde kayboluyor, farklı kıyafetler ilgi odağı olup eğitimi sekteye uğratmıyor, belli bir çete ya da grup kıyafetleri ile ön plana çıkmıyor.

Öğrenciler üniforma giymezse, daha rahat bir öğrenme ortamı oluşuyor. Öğrenciler kendilerini iyi hissettiren kıyafetleri giyebiliyor. Özgür olabiliyor. Belki de sembolik bir anlamı var.

Ama aslında bunların hiçbir önemi yok.   

DURUM DAHA VAHİM

Uluslararası sınavlarda Türkiye 40 ülke arasında 36. sıralarda geziyor.  

ÖSS matematik ortalaması, ya sıfır ya da bir. Çocukların büyük çoğunluğunun hayali yok. Hayal kurmayı bile bilmiyor.

Üniforma kalkınca, bu sorunlar çözülmeyecek.

ÖĞRETMEN ÜNİFORMASI

İzmir’deki genç kadın, Cumhurbaşkanı’nın karşısına çıktı: "Bu insanlar sizi neden alkışlıyor anlamıyorum. Bu ülkede neler oluyor, bilmek istiyorum," dedi.

İzmirli kadından, Gül’e soru

İzmir’deki genç kadın, Cumhurbaşkanı’nın karşısına çıktı: "Bu insanlar sizi neden alkışlıyor anlamıyorum. Bu ülkede neler oluyor, bilmek istiyorum," dedi.

Ben de “Ne güzel! Genç bir kadın ülke sorunlarına kafa yoruyor ve mücadele ediyor,” dedim kendi kendime.

Ama genç kadın sonra devam etti: “Üniversite mezunuyum. Yüksek lisans yaptım ama işsizim.”

Cumhurbaşkanı olgunluk gösterdi. (Yıllardır siyasette olan bir kişiden başka bir davranış beklenemezdi zaten).

İş sözü verdi. Genç kadın yumuşadı. Gülücükler saçıldı.

Genç kadın ekledi: “Tüm gençlerin iş bulma konusunda şansı bol ve yolu açık olsun.”

Genç kadın, hedefine ulaştı.