Paylaş
MIT’te (Massachusets Institute of Technology) öğrenciyken, bir hocamın Mandela ile çalıştığını ve arkadaş olduğunu öğrenince, hocamdan beni tanıştırmasını rica etmiştim. Ama olmadı.
Kafama koymuştum. Tanışacaktım.
GÜNEY AFRİKA’DA KONFERANS
Daha sonra Nelson Mandela Vakfı’nın bir liderlik konferansı düzenlediğini duydum. Tam da benim çalışma alanım. Bu vesile ile konferansa katılabilirsem, Mandela ile de tanışabilirdim.
Güney Afrika’yı aradım. Kendimi tanıtıp, konferansa katılmak istediğimi söyledim.
Telefondaki adam “Kusura bakmayın. Sadece davetiye ile katılım oluyor,” dedi.
Birçok Afrika ülkesinin eski ve yeni cumhurbaşkanları, devlet başkanları, bakanları konferansa katılacakmış. Beni davet edemeyeceklerini söyledi.
Pes etmeye niyetim yoktu. Tekrar tekrar aradım.
Sonunda adam, kararlığımı görünce biraz yumuşadı. Benden bıkmış olmalı ki “OK. Mr. Bolat, kurulda arkadaşlar ile konuşup size döneceğim,” dedi.
Ve gerçekten de akşam döndü. Kabul etmişlerdi beni. Mandela ile tanışacaktım.
Ama talihsiz bir durum oldu. Gidemedim.
YENİ BİR DAVET
Adam beni unutmamış olmalı ki 7. Geleneksel Nelson Mandela Konuşmasına beni davet etti. Bu sefer konuşmacı, Nobel Ödüllü Muhammed Yunus. Benim için çok önemli.
Özelliği ne mi? Anlatayım.
BANKA PARADOKSU
Banka paradoksu diye bir kavram var.
Bankaların en önemli işi ne? Borç para vererek, insanlara yardımcı olmak.
Ama kime para veriyor banka? Parası ya da paraya çevrilecek bir varlığa sahip olanlara.
Kime vermiyor? Parası olmayana.
Yani zengine veriyor, fakire vermiyor.
Başka bir deyişle, asıl paraya ihtiyaç duyanlara banka para vermiyor. Hatta paran yoksa senden para alıyor.
“Özgür Bey, banka hesabınızı inceledik.” “Eeee?”
“Hesapta paranız kalmamış.” “Eee”
“Paranız olmadığı için size ceza veriyoruz. Sizden 200 TL de biz kesiyoruz. Yani eksi 200 oldu. Ne zaman ödeme yapabilirsiniz?
“Ama zaten benim param yoktu. Neyse! Hay Allah!”
MİKRO KREDİ
Muhammed Yunus ne yaptı?
Bir banka kurdu. Bangladeş’ten başlayarak, fakir insanlara (yani para ödeme ihtimali düşük olanlara) iş kurmaları için 200 dolar ile 3000 dolar aralığında mikro-krediler verdi. Toplam 1,5 milyon dolarlık kredi dağıttı.
Amacı, fakir insanlara iş kurma imkânı sağlayarak eşitsizliği önlemek.
Yüzlerce insan (çoğu kadın) iş sahibi oldu. Para kazandı.
Bu kredilerin yüzde kaçı geri ödendi biliyor musunuz?
% 98!
İnsanlığa yaptığı bu yardım sayesinde Nobel Ödülü aldı.
İşte bu adam konuşmacı.
Bu sefer gidebilir miyim bilmiyorum, ama umarım amacı fırsat eşitsizliğini ortadan kaldırmak olan bir Türk’ü ülkemizde dinleme şansım olur.
Bu arada bir soru: Uğrunda 27 yıl hapis yatacağınız bir değeriniz var mı?
Paylaş