Bu klasik sorunlar çözülse bile, eğitimdeki sorunlar devam edecektir. Çünkü asıl sorun, daha derin, sistematik ve kültüreldir.
TEPEDEN İNME POLİTİKALAR
Bir okuyucum, mesaj atmış. Nimet Çubukçu’nun talimatı ile olsa gerek, Bakanlık, okullardaki sorunlar ile ilgili Milli Eğitim Müdürlükleri’nden bir rapor istemiş.
Güzel bir çalışma gibi görünse de aslında asıl sorun tam olarak bu.
Nasıl mı?
İkisinde de sorgulama yoktur
Bir gün İstanbul’dan Antalya’ya uçarken, kabin görevlisi arkadaş ile aramızda şöyle bir konuşma geçti:
-
1- Hemen şimdi atarsanız, iki öğle yemeği kazanıyorsunuz.
2- Bir hafta sonra atarsanız, dört öğle yemeği kazanıyorsunuz.
Hangi seçeneği seçersiniz? Bu soruyu neden sordum?
LOKUMLAR İLE BİR ARAŞTIRMA
Bu kişileri biliyor musunuz? Fotoğraflarını görseniz, çıkartabilir misiniz?
Üçü de ülkelerine yön veren liderler.
Türkiye’ye katkıları olmuş mudur?
Hiç ya da çok az.
Üçünün de ortak özelliği ne, biliyor musunuz?
Başbakan, farklı zamanlarda onlara başsağlığı diledi.
ÖNERİ
BİLİMSEL AÇIKLAMALAR
Bugün, ben de Ayşe Arman’ın yazı dizisi ile ilgili, araştırmaların sunduğu ‘birincil’ açıklamalardan bahsetmek istiyorum.
‘Birincil’ derken şunu kastediyorum. Bilimde, bir durum için birincil ve ikincil açıklamalar oluyor.
Örneğin, “Kırmızı neden seksi?” sorusuna, “şehveti simgeliyor veya heyecanlandırıyor” yanıtı, ikincil açıklama oluyor.
Köyün birinde bir hoca, cuma vaazı veriyormuş. Ama söylediklerinin kuran ile hiçbir ilgisi yokmuş.
Bunu fark eden bilgili bir adam “Hoca, atıp tutuyorsun. Söylediklerinin kuran ile ilgisi yok. Hepsi düzmece ve hurafe,” demiş.
Hoca bunu duyunca çok sinirlenmiş. “Ey cemaat! Bu adam kâfir. Allah’ın sözlerine ve dine, şirk koşuyor. Bu adamı, linç etmek vaciptir,” demiş.
Bunun üzerine cemaat, adama saldırmış; adam canını zor kurtarmış.
Adamcağız, kan reva içinde kıvranırken, bir köylü yanına gelip, “Ya kardeş öyle denir mi hiç? Bu işler böyle olmaz. Komşu köyde bir âlim var. Sen ona git, ilmi siyaseti öğren. Ondan sonra konuş,” demiş.
Adam gidip, ilmi siyaseti öğrenmiş. Bir yıl sonra dönmüş aynı camiye.
Hoca, aynı şekilde vaaz veriyor.
Adam, “Ey Hoca! Ne güzel anlatıyorsun. Bizi nasıl da aydınlatıyorsun. Senin yerin cennetlik,” diye bağırmış.
Evet! Bu okullardan mezun olan ama iş bulamayan gençler var.
İşverenin ne istediğine bakınca, aslında bu o kadar da anormal bir durum değil.
Bu kişiler için, iş garantisi olacak diye bir kaide de yok.
DİPLOMA TEORİSİ
Birikmiş paran ile (belki de kefen parandı) beni evlendirdin. Ben ise evlendikten üç gün sonra, çekip İstanbul’a geldim. Karım da kızıyordur bana. Ne yapayım, Anacığım?
İşsiz olmuyor. Hayat çekilmiyor.
Askerlik bitmeseydi keşke. En azından kalacak yerim, yiyecek ekmeğim vardı.
Şimdi İstanbul’dayım. 10 gündür iş arıyorum.
Esenler’den, İzmit’e kadar yürüdüm. Fabrikalara gidiyorum. İş var mı, diye soruyorum. Bazıları kapıdan içeri almıyor. Bazıları form doldur, getir diyor. Her fabrikaya form doldurup veriyorum.
Anlayacağın Anacığım, daha iş bulamadım.
Ama keyfim kötü sayılmaz. Burada uyuyabileceğim parklar var.
Hava sıcak olduğu için, geceleri üşümüyorum.