Osman Müftüoğlu

Belleğinize dikkat edin

11 Mart 2023
Zor günlerden geçiyoruz.

Ve bu zor günlerde sağlığımızın pek çok vazgeçilmezi öncelikle de belleğimiz ciddi ölçüde tehdit altında. Ne iyi ki hepimiz şu bilgiye sahibiz: Bellek gücümüz en önemli hazinelerimizden biridir. Ama tekrar hatırlayalım: Yaşadığımız bu zor günler birbirinden farklı bellek törpüleriyle dolu zorlu günlerdir. Özellikle son 3 yılın favori sağlık sorunları haline gelen uykusuzluk ve depresyon bilinen en güçlü bellek törpüleridir. Zaten bu nedenle de neredeyse her 2 yetişkinden 1’i ya unutkanlık, dalgınlıktan ya da sisli beyne işaret eden kafa karışıklığından şikâyetçidir. İsterseniz gelin, bugünkü konumuzu -eski bir yazımızdan da faydalanarak- bellek zayıflaması meselesine ayıralım. Ve tabii ki önceliği de uykusuzluk ve depresyon meselelerine verelim...



VARAN 1
UYKU BELLEĞİN ÜTÜSÜDÜR

Yazının Devamını Oku

Psikolojik bağışıklık nasıl güçlendirilir

9 Mart 2023
Öncelikle bilelim ki “bedensel/hücresel/kimyasal bağışıklık” kadar “psikolojik bağışıklık” da sağlığı koruma ve sürdürmenin önemli ayrıntılarından biridir.

Bu ayrıntı özellikle afet dönemlerinde daha da öne çıkar. Afet dönemlerinde psikolojik bağışıklığı güçlendirmek ve onu strese karşı daha dirençli hale getirecek “psikolojik antikorlar”ı yeterince üretmek öncelikli görevlerimizden biridir. Peki, psikolojik bağışıklık nedir, neyin nesidir?



Ruh sağlığı uzmanları psikolojik bağışıklığı “stres dönemlerinde psikolojik antikorlar gibi görev yapan ve yaşadığımız olumsuz duruma uyum sağlamamızı, daha esnek olabilmemizi kolaylaştıran olumlu kişilik özellikleri sistemi” olarak tanımlıyorlar. Yine aynı uzmanlara göre, PSİKOLOJİK BAĞIŞIKLIK SİSTEMİMİZ “bizi farklı stres faktörlerinden, ağır ruhsal travmalardan, birdenbire ortaya çıkan olumsuz durumlar ve duygulardan, kısacası hayatın fiziksel ve ruhsal olağanüstü zorluklarından korumada” son derece önemli görevler üstleniyor. Bilelim ki yaşadığımız bu tatsız, her yönüyle can sıkıcı, daha da önemlisi acılarla yüklü
afet günlerinde hepimizin daha güçlü bir bağışıklık sistemine ihtiyacı var. Bu nedenle isterseniz gelin soru ve cevaplarla meseleyi biraz daha derinden
anlamaya çalışalım.

Yazının Devamını Oku

Ünlüler sahaya

6 Mart 2023
DEPREM felaketinin ilk günlerinde ünlülerimiz önemli ve başarılı bir sınav verdi.

Ama bilelim ki deprem bölgesindeki halkımızın sadece suya, yiyecek ve içeceğe, çadır ve konteynerlere değil, bize ve bizimle daha çok birlikte olmaya da ihtiyaçları var. Bu ihtiyacın en çok duyulduğu alanlardan biri ise “sevilen kişilerin/ünlülerin, toplumsal rol modellerin” bugünler ve sonrasında da sahada bizzat olmaları, görülmeleri, toplumsal iyileşme çabalarında kişisel olarak da yer almalarıdır. Kanaatime göre işte bu nedenle her alandaki “ünlü/tanınmış/sevilen” kişilerin belirli aralıklarla deprem bölgesini ziyaret etmelerinde fayda var. Önümüzdeki günlerde -fazla da gecikmeden- işte bu nedenle İlber Ortaylı’yı, Cem Yılmaz’ı, Beyazıt Öztürk’ü, Ata Demirer’i, Halit Ergenç’i, Kıvanç Tatlıtuğ’u, Beren Saat’i ve daha pek çok toplumsal değerimizi sahada görmemiz sürpriz olmayacak. Unutmayalım ki yapmakta olduğumuz yardımların yoğunluğu kadar çeşitliliğinin de bir anlamı var. Ve yapmakta olduğumuz o yardımların bir anlamı olduğuna inandığımızda “ağırlığı ne olursa olsun her yükü daha kolay kaldırabiliriz”. Ve yine unutmayalım ki “anlamdan yoksun bir hayat hepimiz için ve her zaman ne kadar güçlü olursak olalım taşınamayacak kadar ağrı bir yüktür”.

UNUTMAYALIM

ÇARE BİZİZ

ZOR, çok zor günlerden geçiyoruz. Muazzam bir travmayla karşı karşıyayız. Ve derin bir çaresizlik kuyusunun içine düştük. Ama bilelim ki “uzamış çaresizlik” ve onun getirdiği “uzamış/derin hüzün” duygusu insan ruhunun karşılaşabileceği en büyük, en sinsi, muhtemelen de en kalıcı travmalardan biridir. “Çaresizlik” zamanında çözümlenmediği takdirde ruhta derin ve ciddi izler bırakır. İşte bu nedenle tabii ki sadece depremzede kardeşlerimiz değil, onlarla birlikte üzülen hepimizin durumumuz ne olursa olsun hayatla ve birbirimizle ilişkilerimizi yeniden gözden geçirmeye, daha güçlü bir itina duygusuyla sürdürmeye devam etmemiz gerekiyor. Bunun için de sadece hayata ve birbirimize “dokunmamız” yetmiyor. Bugünlerde her zamankinden daha sıkı ve samimi bir toplumsal birlik ve beraberliğe ihtiyacımız olduğunu unutmayalım. Önümüzdeki uzun yolculuğun en önemli olumsuz ruhsal sonuçlarından birinin ise “DEPRESYON” meselesi olduğunu bir kenara not edelim.

KISA BİLGİ

DEPRESYONUN 5 İŞARETİ

Yazının Devamını Oku

Umuda ihtiyacımız var

4 Mart 2023
Bugünlerde en çok tekrarladığımız, dilimizden hemen hemen hiç düşürmediğimiz önemli bir sözcük var: UMUT!

Umuda sığınmakta, tutunmakta ve umutlanmakta sonuna kadar haklıyız! Haklıyız çünkü neredeyse karanlığa gömüldüğümüz bu kötü günlerle baş edebilmemiz için umut hepimizin vazgeçilmez ve öncelikli ihtiyacı. Hatta ekmeğinin ilk lokması durumunda. Peki, ne yapacağız? Umuda ulaşmak için nasıl bir davranış kalıbı geliştireceğiz? Kısacası umudu yeniden kucaklayabilmek ve önümüzdeki günlerde onunla kol kola ilerleyebilmek için ne yapmamız lazım?



UMUT VARSA İNSAN VARDIR

BÜYÜK VE ORTAK BİR ACIMIZ VAR... DERLER Kİ “FARKLI TÜRDE KUŞLAR, ANCAK ORTAK ACILARI OLDUĞUNDA BERABER UÇARLAR”. BİZİM DE TIPKI O KUŞLAR GİBİ... BERABER UÇMAYA... UMUDA BERABER TUTUNMAYA... VE UMUTSUZLUK KUYUSUNDAN BİR AN ÖNCE ÇIKIP HAYATI YENİDEN KUCAKLAMAYA İHTİYACIMIZ VAR... UNUTMAYALIM Kİ UMUT BİZE BAĞIŞLANMIŞ EN BÜYÜK ARMAĞANDIR... VE BİLELİM Kİ UMUT VARSA İNSAN VARDIR VE YAŞAYACAKTIR.

Yazının Devamını Oku

Ruh sağlığı alarmına ihtiyaç var

2 Mart 2023
ÖNCE şunu belirteyim, aşağıda okuyacağınız cümleler bana ait değil, bir okurun e-postasından aktaracağım bir alıntıdır ve o cümlenin tamamı şudur:

Hocam, ruh sağlığımız fena halde bozulmuş durumda. İki yıldır COVID-19 nedeniyle sokağa çıkmaya korkuyorduk, evlerimizde kapalı kaldık. Şimdi de ‘çürük karot raporu korkusu’ nedeniyle evlerimize girmeye korkuyoruz, sokağa mahkûm olduk!

Son günlerde duyduğum en mantıklı, ruh sağlığı durumumuzu en net ve açık bir şekilde ifade eden bu cümleleri sizinle de paylaşmamın sebebi şu: Acil bir ruh sağlığı alarmına ihtiyacımız var. Detaylar için buyurun...

ÖNEMLİ

NEDEN RUH SAĞLIĞI ALARMI

BANA sorarsanız, sadece deprem bölgesinde değil ülke genelinde ciddi bir ruh sağlığı alarmına ihtiyacımız var. Tabii ki öncelikle deprem bölgesindeki halkımızın ama hemen sonrasında da bu ülkede yaşayan her birimizin ciddi bir ruh sağlığı desteğine ihtiyaç duyduğundan en ufak bir kuşkum yok. Konuştuğum psikiyatri hocaları da benimle aynı düşüncedeler. Birkaç gün önce sohbet etme fırsatı bulduğum Prof. Dr. Mehmet Sungur ve Prof. Dr. Kemal Sayar hocalar da benimle aynı düşünceyi paylaştıklarını ifade ettiler.

Prof. Dr. Mehmet Sungur

Anlaşılan o ki bundan sonraki sağlık önceliklerimiz arasında depremzedelerin sadece beslenme ve barınma sorunlarını çözmek değil, aynı zamanda yaşadıkları ruhsal depremin acılarını da bir an önce giderebilmeleri için ihtiyaç duydukları desteği sağlayabilmek için ülke düzeyinde bir ruhsal yardımlaşma ve psikolojik destek sürecine girmek de var.

Yazının Devamını Oku

Salgın tehlikesi var mı

27 Şubat 2023
Depremin ilk darbelerini büyük acılar ve kayıplarla yaşadık, yaşıyoruz. Şimdi gündemde “salgın hastalık korkusu” var.

Bulaşıcı hastalıklarla ilgilenen uzmanlar, depremden sağ kurtulanlar için bölgede ciddi bir salgın hastalık tehdidinin gündeme gelebileceğini belirtiyorlar. Haklılar. Depremzedelerin yaşadığı çetin, olağanüstü ve sağlıksız koşullar, başta kolera, paratifo, dizanteri, sarılık/viral hepatit olmak üzere pek çok enfeksiyona/bulaşıcı hastalığa zemin hazırlıyor. Ayrıca rotavirüs, adenovirüs ve farklı paraziter hastalıklara bağlı bulaşıcı ve hızla yaygınlaşabilen sağlık sorunları da maalesef sırada bekliyor. Bunun temel nedenlerinin de şehir, kasaba ve köylerin altyapılarının depremde altüst olması, kanalizasyon şebekelerinin çökmesi, su sistemlerinin ağır hasarlı hale gelmesi ve çöplerin düzenli toplanamaması olduğu biliniyor. Bütün bunlar doğru bilgiler olsa da bölgenin tamamında Sağlık Bakanlığı’nın, belediyelerin ve tabii ki sağlık ordumuzun muazzam bir çalışma/çaba içinde olduğu da kesin. Bölgede görev yapan meslektaşlarımdan aldığım bilgilere göre, özellikle çocuklar ve yaşlılarda ishal vakalarında hissedilebilir artış olsa da net ve açık bilgi şimdilik şudur: Çok şükür salgın boyutuna ulaşmış bir bulaşıcı hastalık sorunu henüz söz konusu değildir. Ama biz yine de tedbiri elden bırakmamalı, koruyucu sağlık hizmetlerine yoğunlaşmayı sürdürmeliyiz.

NE YAPMALI?

 

SALGINI ÖNLEMEK İÇİN...

Deprem bölgesinde herhangi bir mikrobik hastalık salgınını önlemek için yapılması gereken ilk üç şey:

1- Temiz su ihtiyacının karşılanması,

2-

Yazının Devamını Oku

Psikolojik enkaz çok ağır

23 Şubat 2023
Deprem bölgesinde iki tam gün geçirdim.

Gördüğüm manzara gerçekten dehşet verici. İslahiye Belediye Başkanı’nın şu cümlesi ise bence durumu çok net ve açık olarak özetliyor: “Yaşadıklarımız için büyük felaket sözcüğü yetmez. Biz burada adeta küçük bir kıyamet yaşadık!” Osman Müftüoğlu bölgede görev yapan UMKE ekibiyle de bir araya geldi ve çalışmalar hakkında bilgi aldı.

Bölgede geçirdiğim o iki günde depremzedelerde muazzam bir fiziksel çöküntünün varlığını net ve açık olarak gördüm. Sadece evleri, barkları, işyerleri yıkılmış değil, fiziken de çökmüş çok sayıda depremzedeyle sohbet edip acılarını paylaşma fırsatı buldum. Net ve açık gözlemim şudur: Fiziksel yaralar şu veya bu şekilde mutlaka sarılacak. Binalar, mahalleler, köyler, hatta şehirler yeniden ve belki de daha iyi şekilde yapılacak. Ama bu büyük travmanın oluşturduğu psikolojik çöküntüyü taşımak da kaldırmak da gerçekten çok zor.

İSLAHİYE BELEDİYE BAŞKANI: BU BİR KÜÇÜK KIYAMET

DEPREM bölgesinde herkes muazzam bir çalışma temposu içerisinde. Herkes elinden geleni fazlasıyla yapıyor. Görünen o ki bu büyük travma hepimize bir kez daha “aynı geminin yolcuları olduğumuzu” hatırlatmış. Bölgede yaptığım incelemeler sırasında sadece halkla değil, yöneticilerle, siyasilerle ve o bölgeye yardım için gelen gönüllülerle de konuşma, sorunları anlama fırsatı buldum. Önce şu cümlenin altını kalınca ve dikkatle çizelim: Bu travma sadece büyük bir felaket gibi değil, küçük bir kıyamet gibi de değerlendirilmeli. Bu cümlenin sahibi İslahiye Belediye Başkanı Kemal Vural’dır ve sonuna kadar haklıdır.

Hepimizin görevi, her büyük afette olduğu gibi bu ortak çaresizlik ve belirsizlik hissini bir an önce aşmak olmalıdır. Bu nedenle de mücadelenin bundan sonraki kısmını sadece fiziksel enkazı değil, psikolojik enkazı da kaldırmak üzerinde yoğunlaştırmalıyız. Tekrar belirteyim: Yaşananlar -abartmıyorum- gerçekten de bir çeşit küçük kıyamet gibi görünüyor. Ve böylesi kıyametlerde sadece coğrafi yakınlık, sadece kan bağı yakınlığı, akrabalık değil, psikolojik yakınlığın da önemli olduğu bir kez daha ortaya çıkıyor.

Yazının Devamını Oku

Erken uyarı sistemimiz mükemmel çalışıyor

20 Şubat 2023
Dün akşam saatlerinde Sağlık Bakanı Fahrettin Koca ile hepimizi korkutan ve ürküten deprem bölgesindeki “salgın hastalık tehdidi” konusunu görüştüm. Bakan Koca, erken uyarı (sürveyans) sisteminin mükemmel bir şekilde izlendiğini, halk sağlığı uzmanlarının sahada yoğun bir şekilde görev yaptığını, temiz su, düzenli çöp toplama ve tuvalet/dezenfeksiyon meselelerinin büyük bir titizlikle takip edildiğini belirtti.

Bakan Koca ile yaptığım görüşmede deprem bölgesinde çok şükür şimdilik kolera ve tifo gibi tehlikeli enfeksiyonların görülmediğini öğrenme imkânı buldum. Bölgede adenovirüs ve rotavirüs kökenli mide-bağırsak enfeksiyonlarına rastlansa da bunların rakamları ürkütücü boyutlarda değil. Bakan Koca görüşmemizde Gebze Belediyesi’nin koordinasyonu ile çöp toplama işlemlerinin düzenli yürütüldüğünü, su temini konusunda organizasyonun Konya Belediyesi’nce üstlenildiğini, tuvalet ve dezenfeksiyon meselesinin de yine çok sayıda belediyenin koordinasyonuyla düzenli olarak yürütüldüğünü belirtti. Anlaşılan o ki bölgede şu anda henüz can sıkıcı boyutlarda bir salgın hastalık tehdidi kesinlikle söz konusu değil. Sağlık Bakanlığı’mız da konuya ilişkin her türlü tedbiri almış durumda. Umalım ki önümüzdeki günleri de problemsiz geçirelim.

Özetle Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, ekibiyle birlikte sahada, sağlık ordumuzun isimsiz kahramanı doktorlarımız, hemşirelerimiz, acil yardım görevlilerimiz, psikologlarımız ve farklı ülkelerden gelen misafir sağlık ekiplerimiz işbirliği içerisinde muazzam bir çaba gösteriyorlar. Hepsine müteşekkiriz.

ÇOCUKLAR VE KADINLARA DİKKAT

Deprem, omuzlarımıza binen yeni ve muazzam bir yük. Taşınması oldukça güç bir ağırlık. Peki, omuzlarımız dayanacak mı bu ağırlığa, gücümüz yeter mi o ağırlığı taşımaya ve üstümüzden atmaya? Yanıtım tek sözcükten ibarettir, her zamanki gibi açık ve nettir: YETER! Ama bazı ayrıntılara dikkat etmek koşuluyla... Peki, o ayrıntılar neler?

ÖNERİLER

YAPILACAK İLK 10 İŞ

İLK BEŞ

Yazının Devamını Oku