Paylaş
Bulaşıcı hastalıklarla ilgilenen uzmanlar, depremden sağ kurtulanlar için bölgede ciddi bir salgın hastalık tehdidinin gündeme gelebileceğini belirtiyorlar. Haklılar. Depremzedelerin yaşadığı çetin, olağanüstü ve sağlıksız koşullar, başta kolera, paratifo, dizanteri, sarılık/viral hepatit olmak üzere pek çok enfeksiyona/bulaşıcı hastalığa zemin hazırlıyor. Ayrıca rotavirüs, adenovirüs ve farklı paraziter hastalıklara bağlı bulaşıcı ve hızla yaygınlaşabilen sağlık sorunları da maalesef sırada bekliyor. Bunun temel nedenlerinin de şehir, kasaba ve köylerin altyapılarının depremde altüst olması, kanalizasyon şebekelerinin çökmesi, su sistemlerinin ağır hasarlı hale gelmesi ve çöplerin düzenli toplanamaması olduğu biliniyor. Bütün bunlar doğru bilgiler olsa da bölgenin tamamında Sağlık Bakanlığı’nın, belediyelerin ve tabii ki sağlık ordumuzun muazzam bir çalışma/çaba içinde olduğu da kesin. Bölgede görev yapan meslektaşlarımdan aldığım bilgilere göre, özellikle çocuklar ve yaşlılarda ishal vakalarında hissedilebilir artış olsa da net ve açık bilgi şimdilik şudur: Çok şükür salgın boyutuna ulaşmış bir bulaşıcı hastalık sorunu henüz söz konusu değildir. Ama biz yine de tedbiri elden bırakmamalı, koruyucu sağlık hizmetlerine yoğunlaşmayı sürdürmeliyiz.
NE YAPMALI?
SALGINI ÖNLEMEK İÇİN...
Deprem bölgesinde herhangi bir mikrobik hastalık salgınını önlemek için yapılması gereken ilk üç şey:
1- Temiz su ihtiyacının karşılanması,
2- Çöplerin düzenli toplanması,
3- Tuvalet meselesinin çözümlenmesidir.
Sağlık Bakanlığı’ndan yapılacak yeni bir duyuruya kadar musluk sularının içilmemesi ilk ve en önemli ayrıntıdır. Deprem bölgesinde şişelenmiş suya hâlâ ciddi ölçüde ihtiyaç vardır. Bu nedenle temiz, sağlıklı ve içilebilir su temini meselesinin daima gündemde tutulması şarttır. Konya Belediyesi’nin bu konuda muazzam bir çaba gösterdiği ve su sorununu çözmek için diğer belediyelerle güçlü bir işbirliği organizasyonu yaptığı anlaşılıyor. Hepsine teşekkür etmek boynumuzun borcudur.
Diğer taraftan çöp toplama meselesinin de önemli bir ayrıntı olduğu kesindir. Çöp dağları oluşmadan özellikle çadır ve konteyner kent çevrelerinde muazzam bir çöp temizliği meselesinin ısrarla sürdürülmesine ihtiyaç vardır. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın açıklamalarına göre, bu konudaki koordinasyonu da Gebze Belediyesi üstlenmiş görünüyor. Ve bir teşekkürü de Gebze Belediyesi ve işbirliğine katılan diğer belediyeler hak ediyor.
Tuvalet meselesine gelince... Bu çok önemli konu için sıradaki kutuya geçebiliriz. Zira bu konu bana göre diğer ikisinden çok daha önemlidir.
DİKKAT
TUVALET MESELESİ ÇOK ÖNEMLİ
Depremin ilk iki haftasında en çok ihtiyaç duyulan şeylerden birinin seyyar tuvaletler olduğu biliniyordu. Bu ihtiyaç yeterli olmasa da kısmen karşılanabildi. Şimdi de kalıcı konutlar yapılana kadar çadır ve konteyner kentlerde yaşamak zorunda kalacak olan depremzedelerin daha düzgün, temiz, hijyenik ve güvenli tuvalet ihtiyaçlarının sağlanması zorunludur. Ve bu özellikle yerel belediyelerin dikkate alması gereken bir konudur. Diğer taraftan depremzedelerin ve görevlilerin kullandığı geçici tuvaletlerin sağlıklı ve düzenli olarak temizlenmesi, içinde ve yakın çevresinde gerekli hijyenik koşulların eksiksiz sağlanması ve kanalizasyon/altyapı sistemlerinin daimi olarak işler durumda tutulması, salgın hastalıklardan korunmak için uyulması gereken en önemli ayrıntıdır.
UNUTMAYALIM
SALGIN TEHDİDİ HEP GÜNDEMDE OLMALI
Bilelim ki depremlerden hemen sonra altyapı sistemlerinin çökmesi, hijyenik koşulların altüst olması, temiz su temininin neredeyse imkânsız hale gelmesi ve daha pek çok nedenle bulaşıcı hastalık tehdidi hemen gündeme girebiliyor. Bu nedenle önümüzdeki dönemde acil kurtarma operasyonlarında gösterdiğimiz dikkati ve çabayı salgın hastalıkları önleme konusunda da göstermemiz ve sürdürmemiz gerekiyor.
Paylaş