Paylaş
Ve bu zor günlerde sağlığımızın pek çok vazgeçilmezi öncelikle de belleğimiz ciddi ölçüde tehdit altında. Ne iyi ki hepimiz şu bilgiye sahibiz: Bellek gücümüz en önemli hazinelerimizden biridir. Ama tekrar hatırlayalım: Yaşadığımız bu zor günler birbirinden farklı bellek törpüleriyle dolu zorlu günlerdir. Özellikle son 3 yılın favori sağlık sorunları haline gelen uykusuzluk ve depresyon bilinen en güçlü bellek törpüleridir. Zaten bu nedenle de neredeyse her 2 yetişkinden 1’i ya unutkanlık, dalgınlıktan ya da sisli beyne işaret eden kafa karışıklığından şikâyetçidir. İsterseniz gelin, bugünkü konumuzu -eski bir yazımızdan da faydalanarak- bellek zayıflaması meselesine ayıralım. Ve tabii ki önceliği de uykusuzluk ve depresyon meselelerine verelim...
VARAN 1
UYKU BELLEĞİN ÜTÜSÜDÜR
EĞER bellek gücünüzü korumak istiyorsanız yapacağınız ilk iş kaliteli, yeterli ve düzenli bir uyku ritmini yakalamak ve sürdürmek olmalıdır. Net ve açık olarak biliyoruz ki uykusuzluk her türlü bellek sorununun özellikle de Alzheimer hastalığının kilit yaşam tarzı faktörlerinden biridir. Ve yine bilimsel araştırmalarda çok açık bir şekilde gösterilmiştir ki uyku kalitesi, özellikle uykunun “derin uyku dönemi” yaşımız ilerledikçe zaten bozulmaktadır ve bu bozulma hafıza gücümüzdeki düşüşle doğrudan bağlantılıdır. Sayısız bilimsel araştırma şu bilgiyi adeta tekrar tekrar hepimizin gözünün içine sokuyor: Özellikle 50’li yaşlardan sonra uyku kalitemiz düşüp uyku süremiz kısaldıkça Alzheimer hastalığı ve diğer nedenlere bağlı bellek kayıpları hızlanmaya başlıyor.
Ünlü uyku uzmanı DR. MATTHEW WALKER, (bilime dayanmadan) kişisel görüşüne dayanarak şu gözlemini bizimle paylaşıyor: “MARGARET THATCHER ve RONALD REAGAN geceleri sadece 4-5 saat uyuduklarını sık sık dile getirdiler ama ne var ki iki devlet yöneticisi o acımasız hastalığa -Alzheimer hastalığına- yakalanmaktan kurtulamadılar!”
ÖZETİ ŞUDUR: “Düzenli, yeterli ve kaliteli bir uyku” belleğimizin -her yaşta- sadece ütüsü değil aynı zamanda -özellikle yaşlılıkta- en güçlü koruyucusu ve muhafızı gibidir.
VARAN 2
DEPRESYON UNUTTURUR
DEPRESYON sık görülen ruhsal hastalıklardan biri. Özellikle bugünlerde neredeyse 4 yetişkinden 1’i az çok depresif bir ruh hali içerisinde. Ve ne yazık ki çoğu depresyonluda az ya da çok bellek problemi de mevcut. Unutmayın: Eğer bellek zayıflaması sorununuza “uyku bozuklukları, bölünmeleri, uyanma güçlükleri, sabah yorgunlukları, kolay ağlamalar, aşırı alınganlıklar, lüzumsuz öfkelenmeler, anlamsız kırılganlıklar, içe kapanmalar, keyifsizlik, halsizlik, bitkinlik, yorgunluk halleri” gibi işaretler de eklenmişse, aklınıza depresyon sorunu gelmeli ve en kısa sürede bir psikiyatristten yardım istemelisiniz...
VARAN 3
BEYİN ŞEKERSİZ YAPAMAZ
UNUTKANLIK sorunundan yakınanlarda sık görülen ve çoğu zaman gözden kaçan bir sorun da hipoglisemidir. Özellikle uzun süredir mevcutsa ve aniden değil de yavaş yavaş yerleşmişse beyin, kan şekeri düşüklüğüne zaman içinde adapte olabiliyor. Bu nedenle ciddi hipoglisemisi olan bazı kişilerde bile hipoglisemik işaretler “yani sersemlik, uyku hali, sinirlilik, huzursuzluk, çarpıntı, terleme, titreme, kronik bitkinlik yorgunluk durumu” gözden kaçabiliyor.
Özellikle bu kişilerde gizli ve sinsi bir hipogliseminin ilk ve tek ilk işareti “unutkanlık problemi” olabiliyor. Bu nedenle bellek sorunu olanlarda hipoglisemi sorununun da araştırılmasında fayda var.
VARAN 4
HİPOTİROİDİ BELLEĞİN DÜŞMANIDIR
EĞER tiroit beziniz yeteri kadar hormon üretemeyecek şekilde hastalanmışsa, bu durum bir süre sonra bellekte zayıflamaya yol açıyor. Özellikle “yaşlı insanlarda” bellek bozukluklarının arkasında gözden kaçmış bir “tiroid tembelliği” yani hipotirodi söz konusu olabiliyor.
Hipotiroidi sinsi seyreden, sessiz ve derinden ilerleyen ve çoğu zaman “tahlil yapılmadan teşhis edilemeyen” bir hastalık. “Kolay yorulma, bitkinlik, uyku eğilimi, kansızlık, kabızlık, deride kuruma ve sararma, saçlarda kuruluk ve kırılma, soğuğa tahammülsüzlük, terlemede azalma” gibi belirtileri var ama bunlar çok farklı hastalıklarda görülebilen ve sık karşılaşılan problemler. “Unutkanlık” dahil hipotiroidi belirtileri işte bu nedenle çoğu zaman ciddiye alınmıyor ve işte bu nedenle unutkanlık sorunu olduğunu fark edenlerin basit bir tarama testini mutlaka yaptırmaları lazım.
Bu testin adı “TSH testi”. TSH seviyenizin 4-4.5’in üzerinde olması dikkati çekmeli, 5’i geçmesi kesinlikle ciddiye alınmalı. Hatta bellek sorunu olanlarda TSH’sı 3’ü geçenlerde bile “gizli hipotiriodi hastaları” gibi kabul edilmeli, daha ileri incelemelere tabi tutulmalı.
VARAN 5
B12 VE DEMİR EKSİKLİĞİ BELLEĞİ GÜÇSÜZLEŞTİRİYOR
BESLENME problemlerinden kaynaklanan bellek zayıflıkları da var. Bunların başında B12 vitamini eksikliği geliyor. Özellikle et, yumurta ve diğer hayvani gıdaları az yiyenlerde, B12 noksanlığı sık görülen bir sorun. B12 beyinde asetilkolin üretimini arttırarak hafızayı güçlendiriyor. Bedendeki B12 rezervi azalınca beyinde bellekle ilgili süreçler zorlanmaya başlıyor.
Demir eksikliğinin de önemli bir bellek zayıflaması nedeni olabileceği unutulmamalı. Yeteri kadar et yemeyenlerde, C vitamini kazanamayanlarda, demirden zengin sebzeleri ihmal edenlerde ya da başka sebeplerle meydana gelen demir eksikliği kansızlığında, unutkanlık sık görülen bir problem olabiliyor. Benim kanaatim D vitamininden ve omega 3 yağ asitlerinden yeteri kadar faydalanamayanların da belleklerinin güçsüz kalacağı yönündedir.
Paylaş