Osman Müftüoğlu

Mutfak yalanları

1 Nisan 2023
Beslenme yanlışlarımız kadar maruz kaldığımız mutfak ve sofra yalanları da giderek büyüyen bir sorun.

Gazete sayfalarında, internet bloglarında, sosyal medya paylaşımlarında her gün bu tür yanlış ve tehlikeli sayısız haberle karşılaşabiliyoruz. Özellikle internet kullanımının artmasıyla büyüyen bu gibi yanlış haberlerin ve bilgilerin bazılarının kurgulanarak viral hale getirdiği de meçhul değil. En etkili ve dikkatli basın yayın kuruluşlarında, televizyon kanallarında bile kamuoyuna duyurulmadan önce elekten geçirilmesi ve teyit edilmesi gereken pek çok yanlış ve kurgulanmış mutfak yalanı emin olunuz ki sağlığımızı en az bozuk gıdalar, içine toksik maddeler katılmış hileli besinler kadar tehdit ediyor.

Ahlaki açıdan da büyük önem taşıyan bu mühim konunun sıradan ve masum olanları da tehlikeli ve yaşamsal tehdit haline gelebilenleri de var. İsterseniz gelin sayfamızı bugün “mutfak yalanları/yanlışlarına” ayıralım.

YANLIŞ BİLGİ 1

SİRKE İÇMEK KİLO VERDİRİR

Sirkenin yağ hücrelerinde depolanan yağları erittiği bilgisi de külliyen yanlıştır ve bugüne kadar bu bilgiyi doğrulayan tek bir güvenilir bilimsel araştırma hakemli bir bilimsel dergide yayımlanmamıştır. Diğer taraftan üzüm, erik, elma sirkesi olması fark etmiyor, sirkelerin hepsi yapısal olarak aynı maddeyi, asetik asiti içeriyor. Bu nedenle internet sayfalarında tur atıp duran hatta bazı diyetisyenlerce bile sık sık paylaşılan “Elma sirkesi yağları diğer sirkelerden daha çok eritir” bilgisi en yaygın mutfak yalanlarından ve kilo yanlışlarından biridir.

YANLIŞ BİLGİ 2

PEKSİMET, KRAKER KİLO ALDIRMAZ

Yazının Devamını Oku

Uykusuzluk kalp krizini tetikliyor

30 Mart 2023
Görünen o ki yaşadığımız günlerin bir numaralı sağlık sorunu uykusuzluk problemidir.

Ve yine anlaşılan o ki bu önemli problem maalesef daha da büyüyerek sağlık gündemimizin ilk maddelerinden biri haline gelecektir. Bu gelişmenin önemli sonuçlarından biri de artan kalp krizleridir. Ama bilelim ki uykusuzlarda kalp krizlerinin beklenenden daha sık görülebileceği bilgisi yeni değildir. Mesela 2011 yılında 8 farklı ülkede, farklı yaş ve etnik kökenden yarım milyondan fazla erkek ve kadının incelendiği önemli bir çalışmada bu bilgi net ve açık olarak gösterilmiştir. O çalışmada giderek kısalan uyku süresinin ve bozulan uyku kalitesinin 7 ila 25 yıllık bir dönem içerisinde “koroner kalp hastalığına yakalanma” ve/veya “koroner kalp hastalığından ölme” riskinde “yüzde 45” gibi muazzam bir artışa yol açabileceği anlaşılmıştır.

Uykusuzluğun kalp krizlerini kolaylaştırma ve ağırlaştırma yönündeki etkisinde farklı mekanizmaların devreye girdiği anlaşılıyor. Bu mekanizmalardan bazılarını sıradaki kutuda görebilirsiniz..

İYİ BİLGİ

KEMİK ERİMESİNİ ÖNLEMEK İÇİN 4 FARKLI ÖNERİ

KEMİK erimesini (osteoporozu) önlemede kalsiyum, magnezyum gibi mineralleri, D3 ve K2 gibi vitaminleri, kollajen gibi besinleri yeteri kadar kazanmamız tabii ki öncelikli ve en etkili korunma yöntemleridir. Ne var ki en az bunlar kadar önemli olan ama çoğu zaman da maalesef gözden kaçan bazı ufak ayrıntılar da yok değil. Mesela mı?

1- AŞIRI VE HIZLI KİLO KAYBI TEHLİKELİ:

Yazının Devamını Oku

Uyudukça büyürsünüz

27 Mart 2023
MUAZZAM bir “uykusuzluk tehdidi” ile karşı karşıyayız.

Diğer taraftan uykusuzluk, sağlıklı yaşamın ve mükemmel sağlığın, daha da önemlisi iyi yaşayıp iyi yaşlanmanın 4 vazgeçilmez anahtarından biri. (Diğerlerini hatırlayalım: Sağlıklı beslenme, düzenli aktivite, sürekli huzur.) Yaşamımızın en az üçte birini uykuda geçiririz. Ama ne var ki çoğumuz hâlâ uykunun “dinlenmekten ibaret” basit ve pasif bir süreç olduğunu düşünüyoruz. Oysa uyku, aktif bir süreç ve pek çok metabolik ve hormonal fonksiyonu var. Kaliteli ve yeterli her uyku eğer nicelik ve nitelik bakımından yeterliyse bu yeteneği sayesinde vücudumuzu da onarıyor, geliştiriyor, büyütüyor. Araştırmalar uykuda bedenimizin “üretim/anabolik/sentez” faaliyetlerinin hızının arttığını, örneğin, protein üretiminin ciddi ölçüde hızlandığını gösteriyor. Bunun temel nedenlerinden biri olarak da kaliteli bir gece uykusunda “büyüme hormonu” salgısının artması gösteriliyor. Bu bilimsel gerçek aslında geleneksel olarak da bilinen, kabul edilen, hatta “sosyal tekerleme”lere bile girebilen çok eski bir bilgi. Annelerin hemen her dilde bebeklerine söyledikleri “Uyusun da büyüsün!” şarkıları aslında bu şaşırtıcı ve bilimsel gerçeğe, uykuda büyüme hormonunun daha yoğun bir şekilde salgılanmasına dayanıyor. Kısa bir not daha: Uykuda düzenli büyüme hormonu üretmek/üretebilmek, yaşlılığa bağlı performans kaybını azaltıyor, daha zinde ve formda yaşlanmaya inanılmaz bir katkı sağlıyor. Özetle kaliteli bir gece uykusu mükemmel sağlığın vazgeçilmez anahtarlarından biridir. Uykunuza sahip çıkın!

AKLINIZDA OLSUN

YORGUNLUK NEDENLERİNDE İLK 10

1- Kansızlık

2- Depresyon

3- Tiroid tembelliği

4-

Yazının Devamını Oku

İlaç mı, yaşam tarzı mı

25 Mart 2023
Sadece basit bazı yaşam tarzı değişiklikleri yaparak, daha doğrusu bilerek ya da bilmeyerek sık tekrarladığımız bazı yanlışlarımızdan vazgeçerek daha sağlıklı ve keyifli bir hayat sürmemiz, daha az hastalanmamız, neticede de daha az “hap yutmamız(!)” mümkün.

Eğer böyle yapmazsak yakında biz de pek çok ülkede olduğu gibi “ilaç kullanım şampiyonu ve bağımlısı bir topluma” dönüşeceğiz. Mesele bununla da bitmeyecek! İyileşmek için hap yutarken o hapların zararlı etkileri nedeniyle hapı da yutabileceğiz. Bu nedenle sağlıklı yaşam tarzı değişimlerini yeniden ve sık sık gözden geçirmemizde fayda var.



BİR ÖRNEK
AMERİKA’NIN RAKAMLARI UYARIYOR

Yazının Devamını Oku

Oruç sağlıktır

23 Mart 2023
Daha önce de yazdım, bedenimizin de ruhumuzun da yılda en az bir defa bakıma ve onarıma ihtiyacı var ve o bakım/onarımlardan biri de toksinlerinden arınma ihtiyacıdır.

İşte bu nedenle önümüzdeki güzel ve mübarek ayı, ramazan fırsatını daha güçlü ve daha iyi bir sağlık fırsatına çevirmemiz de mümkündür. Tekrar hatırlatayım, zira bu güzel ay sadece ruhsal değil, bedensel farkındalıklarımızı güçlendirmemiz, arınıp temizlenmemiz için de mükemmel bir fırsattır. Ağırlıklarımızdan kurtulabilmemiz, farkındalıklarımızı çoğaltmamız, coşkuyu, neşeyi, sevgiyi, dostluğu, kardeşliği, gülmeyi ve paylaşmayı arttırabilmemiz için önümüzdeki bu 30 günlük kocaman fırsatı iyi değerlendirmemizde fayda var.



AKLINIZDA OLSUN
KİMLER ORUÇ TUTAMAZ

Yazının Devamını Oku

Uykunuz yetiyor mu

20 Mart 2023
ŞU önemli bilimsel veri belki yüzlerce kez farklı merkezlerde yapılan bilimsel araştırmalar ile onaylandı: NE KADAR AZ UYURSANIZ, ÖMRÜNÜZ O KADAR KISALIYOR.

Beyniniz ve bedeninize uykunun sağlayacağı “iyileşme, yenilenme, temizlenme ve dinlenme fırsatları”nı tanımadığınızda sadece beklenenden daha kısa bir ömür sürseniz neyse. Yaşadığınız o “kısa ömrün kalitesi de düşük oluyor”. Çünkü yetersiz uyku belleğinizi bozuyor, tansiyonunuzu yükseltiyor, kan şekerinizi zıplatıyor, koroner damar hastalığına, kalp krizlerine/yetmezliklerine, beyin damar hastalığına/felçlere de zemin hazırlıyor. “Uykusundan çalan insanların” bağışıklıklarının daha zayıf, kansere yakalanma ihtimallerinin daha yüksek, psikolojik sorunlara -depresyon, kaygı bozukluğu...- daha eğilimli oldukları, motorlu bir aracın direksiyonuna geçtiklerinde ölümcül kazalar yapabildikleri, işlerinde ve okullarında daha başarısız kaldıkları, iş kazalarını sıklaştırdıkları da net ve açık olarak biliniyor. Kısacası yeterli bir uyku iyi hayatın vazgeçilmez önceliklerinden biri olarak gösteriliyor. Peki, ya siz? Siz yeterince uyuyor musunuz? Bu önemli sorunun yanıtını merak ediyorsanız buyurunuz...

BİR TEST

UYKU İMTİHANI

UYKU uzmanları yeterli uyku süresinin yaşa ve kişiye göre değişebileceğini belirtiyor. O uzmanlar 6 saatten az, 9 saatten fazla uykuyu pek sağlıklı bulmuyor. Peki, biz yeterince uyuyup uyuyamadığımızı nasıl anlayabileceğiz? Uykumuzun bize yetip yetmediğini gösterecek basit bir test var mı? Evet, öyle bir test var! Uyku uzmanı Dr. Matthew Walker, “Yeterince uyuyor muyum?” sorusuna merak arayanların şu cümlelere yanıt aramalarını tavsiye ediyor...

VARAN 1: Sabahları uyandıktan sonra saat 10-11 civarında tekrar uyuyabilir misiniz? Dr. Walker’a göre, bu soruya vereceğiniz cevap “Evet” ise sizin yeterli nitelik ve nicelikte uyumuyor olmanız büyük bir olasılıktır.

VARAN 2:

Yazının Devamını Oku

Yıkılmadık ayaktayız

18 Mart 2023
Önce enkaz sonra balçık. Ardından binlerce can kaybı, on binleri geçen hafif, orta ve ağır yaralı kardeşimiz. Deprem ve sel felaketlerinin sonuçları hepimiz için çok acı.

İçimiz yanıyor, kalbimiz kanıyor. Ama yine de ve her şeye rağmen yıkılmamak ve ayakta kalmak zorundayız. Ve yine her şeye rağmen o bildik deyim, “Yıkılmadık, ayaktayız!” cümlesi bugünlerde hepimiz için dayanak olmalı. Olmalı çünkü o basit cümlede düşündüğümüzden çok daha önemli bir anlam ve çıkış yolu var. O çıkış yolunu ruh sağlığı uzmanları “TRAVMA SONRASI BÜYÜME KAVRAMI” olarak tanımlıyorlar. Peki, nasıl bir şeydir bu kavram? Neyi ifade ediyor?

KISA BİLGİ

ACILAR BAZEN GÜÇLENDİRİYOR

Travma sonrası büyüme teorisi ruh sağlığı uzmanlık alanının çok değil, son 20-30 yıldır gündeme getirdiği ve tartıştığı önemli bir konu. “Zorlayıcı, yaralayıcı, baş edilmesi güç yaşam koşulları altında verilen yıpratıcı ve zorlu mücadelelerin ardından elde edilen psikolojik güç kazanımları” bu kavramın özeti. Kavram “travma sonrasında yaşanan bir çeşit ruhsal ve duygusal güçlenme hali”nin ifadesi. İsterseniz gelin bundan sonrasını tecrübeli bir ruh sağlığı uzmanına Prof. Dr. Kemal Sayar’a bırakalım, Kemal Hoca ne diyor, neler anlatıyor ona odaklanalım...

İYİ HABER

DERMAN BAZEN DERDİN İÇİNDEDİR

Dr. Sayar’a göre zorlayıcı, acılı ve ağır bazı süreçlerden geçen bireyler süreç sonrasında psikolojik bazı problemler yaşamaya başlıyor ve bunlar aslında beklenen ve doğal sayılan tepkiler. Bir başka deyişle anormal bir duruma verilen normal ruhsal tepkisel yanıtlar. Bu tepkilerin zamanla uzun süreli ruhsal sorunlara dönüşmesi de pekâlâ mümkün. “

Yazının Devamını Oku

Uyku kaybı bağışıklık ayıbı

16 Mart 2023
Uykusuzluk tehdidi son günlerde hepimiz için en önemli sağlık problemlerinden biri haline geldi.

Özellikle yaşadığımız deprem felaketi nedeniyle ortaya çıkan üzüntü ve endişe hali sorunu daha da büyüttü. Ama unutmayalım ki uyku kaybı pek çok biyolojik gücümüz gibi bağışıklık gücümüzü de olumsuz yönde etkileyebilen önemli bir sorun. Üstelik uykusuzluğun yol açtığı bağışıklık kaybı sadece bulaşıcı hastalıklara karşı bağışıklık gücümüzün zayıflamasıyla sınırlı kalmıyor. Araştırmalara göre, yetersiz uyku ile artmış kanser riski arasında da ciddi ve doğrudan bir ilişki var. İsterseniz gelin bu aşamada uyku kaybı ile bağışıklık zayıflaması arasındaki ilişkiyi kesinleştiren şu bilgileri bir kenara not edelim...



İYİ BİLGİ
UYKUSUZLUK BAĞIŞIKLIĞI NASIL ZAYIFLATIYOR

VARAN 1

Yazının Devamını Oku