Ama nasıl egoluyum...
Hırsım beni geceleri uyutmuyor, öyle biriyim...
Ve Türkiye’nin en büyük ödül törenlerinden birinde finale kalmışım.
Sevenlerim oy vermişler, emek harcamışlar yani benim için.
Benim dışımda 9 kişi daha var o listede. Ve listedeki iki-üç rakip çok sağlam.
Bakıyorum son zamanlarda herkes onları konuşuyor, şarkıları çok dinleniyor.
Geçen sene aynı dönemlerde de herkes beni konuşmuş, konserlerimde boş yer kalmamış, Harbiye’de rekor üzerine rekor kırmışım. Ama bu sene bilin bakalım ne eksik?
Belki, çocukken garip gözler, dillerde dolaşan “Erkekler pembe giymez” lafları...
Gerçekten emin değilim ama bir şeyler etkilemişti o zamanlarımı. Ama erken döndüm ben bu yanlıştan.
Öyle ‘renk ayırt edilmez yakışanı giyeceksin kardeşim’ moduna geçtim hızlıca.
Sonra zaten böyle dayatmalar, zırvalar falan aklıma bile gelmedi.
Giyerim yakışanı.
Şu hayatta en pis şeylerden biri nedir? Biten bir ilişkinin ya da evliliğin arkasından sallamaktır!
Bir diğeri iftira atmak, emek çalmaktır.
Hatta bir diğeri de göz önünde olan birine sırf ses getirsin diye hakaret etmektir.
Bilin bakalım tüm bu şuursuzluklar kimde var?
Adını bile yazmaktan ‘imtina’ ediyorum ama Tuğba Ekinci’de bunların hepsi mevcut.
Olmadık sözler söyleyip rezil oluyor, rezil oldukça yüzü de kızarmıyor olacak ki dozu artırıyor.
Yıllar önce Altın Kelebek Ödül Töreni’nde sahneye atlayıp Tarkan’a “neden okul yaptırmıyorsun?” diye saçma bir soru sormuştu bu Tuğba. Şimdi demiş ki, “o bir şovdu anlaşmalı yaptık.”
Yahu Tuğba’cığım...
Baktım daha önce dinlememişim, baktım herkes son zamanlarda Derya’yı konuşuyor, o zaman dedim “Haydi Orkun...”
Dostum olan Jolly Joker’lerin patronu İbrahim Sayın’la seyrettik Derya’yı.
Bayıldık tabii ki.
Hiç zorlanmadan şarkı söyleyen biri Derya.
Sesi çok güçlü...
Bu kadar kısa sürede kendi şarkılarını bile dinleyicilerinin diline dolamayı başarmış.
Bu zoru başarmak demek, bu mutlaka Derya için de çok ayrı bir haz demek.
“Berlin in Berlin” filmindeki Hülya Avşar’ın meşhur sahnesi hâlâ konuşuluyor, hâlâ tartışılıyor ve hâlâ beğeneniyle beğenmeyeniyle hafızalardaki yerini koruyor.
En son Hafsanur Sancaktutan dizi için benzer bir sahnede oynadı.
Hülya Avşar da seyretmiş o sahneyi, sonra da bir açıklama yapıp “Hafsanur’u izledim ama ben 29 yıl önce yaptım bunu. O işin patenti bende” dedi.
Ya Hülya Hanım...
Sadece o sahnenin değil birçok şeyin patenti sizde olmalı bence.
Hani mesela nerede ne söyleneceğini bilme patenti.
Mesela zekice cümlelerle her olaydan hasarsız sıyrılma patenti.
Kendimi de burada eleştirmem lazım ki ben de çok yaptım. O berbat sesime rağmen hiç utanmadan alıp mikrofonu şarkı söylemişliğim var. Hatta yakınlarımı evde pis sesimle darlamışlığım da var.
Bu işin ustalarından biri, bu derde çare bulmak için olmayan bir tabir vermişti benim sesime, “Dikey yayvan bir sese sahipsin Orkun, sus istersen artık” demişti.
Şunu dedi aslında: “Olur olmadık yerde sesini yükseltiyorsun, sonra da yayıp bizleri mahvediyorsun.”
Neyse.
Konumuza dönecek olursak...
Çok şükür ki, Yeliz Yeşilmen gibi berbat bir performans sergiledikten sonra çıkıp kendimi övmüşlüğüm yok.
Ben dinlemeye çalıştım Yeliz’in sahne performansını.
İş ciddi yani.
3-5 sene içinde göreceğiz uçan taksileri. Hatta muhtemelen ilk olarak Dubai’de göreceğiz. Ülkede taksilerin kaç metreye kadar havalanabilecekleri bile belirlenmiş.
Bazı şirketler uçan taksilerin testlerini tamamlayıp sertifikalarını bile aldı.
Bakın millet neler konuşuyor, biz nelerin peşindeyiz. Biz daha karada taksi sorunu ile boğuşuyoruz.
Bizim için acaba erken mi daha?
◊ “Abi oradan oraya uçamam...”
◊ “Denizi havadan geçemem!”
◊ “Giderim ama rüzgâr var, Marmara Denizi etrafından tur atalım.”
Aldığı damla sakızının fiyatını paylaşmıştı Ebru Polat.
Ben de “bunlar şov kokan hareketler, bana ne senin sakızından” demiştim.
Çok zoruna gitmiş Ebru’nun ve demiş ki “Orkun Ün kim ki? Köşe yazıyor ama üslubuna bakın.
Ben de köşe yazarı olacağım, en azından bir hukukçu kimliğim var. Teklifleri bekliyorum.”
Ama bak çok doğru söylemişsin Ebru. Bir köşe yazarlığı kaldı zaten yapmadığın.
Eğer tutuyorsa elin kalem, artık ayakları yere basan bir mesleğim olmalı diyorsan denemelisin... Yürü, arkandayım.
Sahi kimdir Ebru Polat?