Çok övgü azıcık eleştiri

Baktım daha önce dinlememişim, baktım herkes son zamanlarda Derya’yı konuşuyor, o zaman dedim “Haydi Orkun...”
Dostum olan Jolly Joker’lerin patronu İbrahim Sayın’la seyrettik Derya’yı.
Bayıldık tabii ki.
Hiç zorlanmadan şarkı söyleyen biri Derya.
Sesi çok güçlü...
Bu kadar kısa sürede kendi şarkılarını bile dinleyicilerinin diline dolamayı başarmış.
Bu zoru başarmak demek, bu mutlaka Derya için de çok ayrı bir haz demek.
Bir de aralara azıcık pop şarkılar sıkıştırdı Derya.
Hiç gerek yoktu.
Söylemesine iyi söylüyor ama insanlar ondan öyle şarkılar duymak için gitmiyor ona.
Gidenler resmen “Bizi arabeske boğ Derya, bizi mahvet Derya” diye gidiyor.
Gerçek bu.
İnsan akşam çıkınca kalkıp biraz dans etmek isteyebilir ama Derya söylerken değil.
Bir de bana göre olmaması gereken, “Ne alaka” dedirten bir sahne kıyafeti vardı Derya’nın.
Son dakika üzerine ne bulduysa giymiş gibiydi.
Hatta giydiği kıyafetten bence o da memnun değildi.
Şarkı arasında söylediği sözlerle o memnuniyetsizliğini de belirtti.
Yüzü de sırf bu yüzden asıktı.
Keyifsizdi yani.
“Sesi var, arkasında dev orkestrası var, kıyafeti önemli mi” diyecek olursanız, orada durun derim.
Önemli, görsellik çok önemli...

Mavi tik’likten istifa

Elon Musk, Twitter’ı kesin olarak satın aldı. Yani daha önceki gibi vazgeçmek, “Bana ne, şaka yaptım” demek falan yok bu sefer.
Belli ki köklü değişiklikler olacak platformda. Fake hesaplara karşı açılan savaşlara, alınacak önlemlere çok razıyım ben.
Ama ‘mavi tik’li hesaplardan ücret almak nedir yahu?
Aylık 20 dolar ücret alınacakmış mavi tik’li Twitter hesaplarından.
Yaklaşık 400 lira yapıyor.
Yani şöyle düşünebilirsiniz;
- Twitter’da ‘mavi tik’li olmak 20 dolar eder mi?
- Hadi verdin diyelim 20 doları, sana bir artısı olur mu?
- Ay sonunda kafanı yastığa koyduğunda kredi kartından çekilen 20 doları düşünüp “iyi ki” der misin?
Yok hiçbirini kafamda oturtamıyorum.
Eğer böyle bir ücretlendirme yapılacaksa, ‘mavi tik’likten istifa et butonu da getirsinler.

Aleyna neredeee Kerimcan nerede

Aleyna Tilki ile Kerimcan Durmaz geçen sene şarkılarını aynı gün çıkarmıştı.
Son şarkılarını da aynı gün çıkarmış iki isim.
Geçen cuma günü yani.
E tabi birileri, bu hikâyenin kaybedenini Aleyna Tilki yapmaya çalışıyor.
Kerimcan Durmaz’dan tutun da ailesine, arkadaşlarına kadar hepsi Aleyna’ya laf atıp “Bilerek yapıyorsun Aleyna” diyorlar.
Bu söylentilere ağız dolusu kahkaha atanlar bizdendir.
Çünkü bence Aleyna işini gücünü bırakıp da “Kerimcan ne zaman şarkı çıkaracak” diye beklemez.
“Kerimcan ile aynı gün şarkımı çıkarmalıyım” diye bir hedef koymaz kendine.
Kadın Türkiye sınırlarını aşmaya çalışırken, yurtdışında albüm çıkarmak için çabalarken tüm bu olana bitene içinden şöyle der: “Kerimcan kim ki onu takip edeceğim!”

Bakın böyle işler lazım

Hafta sonu hepimizin etkilendiği tek şey vardı. O da 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlamaları.
Özellikle İstanbul. Özellikle İstanbul Boğazı.Nasıl şahane gösteriydi onlar!
E bir de TOGG’un banttan inme töreni tabii. Bu ikisi birleşince #loveTurkiye etiketi sosyal medyanın gündemine oturdu. Ben sanıyordum ki sadece biz konuştuk. Amerika’nın Twitter gündeminde #loveturkiye etiketinin ilk sıraya çıktığını bir arkadaşımın mesajıyla öğrendim. Böyle işler yapmak lazım.Yaptık mı böyle ses getirmek lazım. Bu hamlelerle, bu tanıtımlarla bir sürpriz olursa ve TOGG yurtdışından da büyük talep görürse hiç şaşırmayacağım artık.

Dansınız bitmesin

“Artık dans etmeyeceğim, dalga geçiyorlar benimle” demiş Ajda Pekkan.
Şakadır bu şaka.
Ajda Pekkan farkındadır herhalde, sosyal medyada sırf eleştirmek için orada olan bir kitlenin varlığından.
Onların tek işinin gücünün bu olduğundan...
Bir de Ajda Hanım şunun farkındadır; kendisi ne yaparsa yapsın kabul görüleceğinden...
Dansıyla, sözleriyle hep fark yarattığından...
O yüzden tıkayın kulaklarınızı Ajda Hanım ve danslarınıza devam edin lütfen.