Hülya Hanım ve patentleri

“Berlin in Berlin” filmindeki Hülya Avşar’ın meşhur sahnesi hâlâ konuşuluyor, hâlâ tartışılıyor ve hâlâ beğeneniyle beğenmeyeniyle hafızalardaki yerini koruyor.
En son Hafsanur Sancaktutan dizi için benzer bir sahnede oynadı.
Hülya Avşar da seyretmiş o sahneyi, sonra da bir açıklama yapıp “Hafsanur’u izledim ama ben 29 yıl önce yaptım bunu. O işin patenti bende” dedi.
Ya Hülya Hanım...
Sadece o sahnenin değil birçok şeyin patenti sizde olmalı bence.
Hani mesela nerede ne söyleneceğini bilme patenti.
Mesela zekice cümlelerle her olaydan hasarsız sıyrılma patenti.
Polemikse polemik patenti.
Kaliteli tartışma patenti falan hepsi sizde olmalı.
Eğlenmeyi bilme, hayattan keyif alma onları saymıyorum bile...
Neyse...
Yazının sonunda şu doğru sözü de bir hatırlamakta fayda var;
‘Taklitler gerçekten sadece asıllarını konuşturup yaşatıyor.’

Kalemiyle döktürüyor

Benim “İyisin Tabi” takıntım vardı bir zamanlar.
Deniz Seki’nin şarkısının bağımlısı olmuş dolaşıyordum... Deniz Seki, People adlı mekânda sahneye çıkıyordu o zamanlar.
Aksi gibi de “İyisin Tabi”yi hep sahne başlarında söylüyordu.
Kaçırdım mı tadım tuzum da gidiyordu.
Neyse, ben sonra öğrendim ki şarkının Türkçe sözlerini İsra Gülümser yazmış.
E tabi ‘sessizce alkışladım’ İsra’yı...
Mesela Simge Sağın’ın son şarkısı “Ne Güzel”in de söz yazarı İsra.
Dün de yeni şarkıları dinlerken Sibel Can’ın “Bize Kaldı” şarkısını duydum. Yine bir İsra Gülümser şarkısı.
Sibel Can’a bayılırım.
Önüme nasıl bir şarkı getirirse getirsin zaten mest olarak dinlerim orası ayrı mesele.
Ama İsra...
Her sevdiğim şarkının altından sen çıkamazsın...
Ne güzel sözler onlar.
Döktürüyorsun vallahi. Sen yazmaya devam et.

Karadeniz etkisi

Pantene Altın Kelebek ödül töreni öncesi son aşamaya girdik. İkinci tur oylama açıldı. Artık her kategoride sadece 10 aday var.
Oylama da 9 Kasım’a kadar devam edecek.
Tüm oylar kullanıldıktan sonra da jüri toplanıp yüzde 30’luk oy hakkını kullanacak ve ödüller 4 Aralık gecesi sahiplerini bulacak.
Halk, hak eden isimleri alıp ilk 10’a yerleştirmiş resmen.
İnceleyince siz de fark edeceksiniz.
Fakat dikkatimi en çok çeken kategorilerden biri ‘en iyi halk müziği erkek sanatçı’ kategorisi oldu.
Resmen Karadeniz damgası var kategoride.
Finale kalan 10 isimden 5’i Karadeniz müziğinin usta isimleri.
Bilal Hancı, Ekin Uzunlar, Resul Dindar, Selçuk Balcı ve Volkan Konak.
Bu Karadeniz kapışmasından hangisi kazanacak ya da diğer isimler Karadeniz ağırlığını aşabilecek mi çok büyük merak içindeyim artık.

Benim ‘tavla’dan beklentilerim

Bazı sosyal medya kullanıcılarından korkmak lazım.
Gerçi söz konusu

Yasemin Özilhan olunca onlara da hak veriyorum, ekstra bir araştırma içine giriyorlar...
Paylaştığı bir tavla fotoğrafından o tavlanın fiyatını bulmuşlar.
Ben hiç anlamam nasıl fark etmişler tavlanın pahalılığını.
Üzerindeki deri desenlerden falan sanırım. 45 bin liraymış o tavla.
Kime ne Yasemin Özilhan’ın tavlasının fiyatından.
Ama benim oynadığım tavlanın fiyatı bu kadar yüksek olursa o tavladan beklentim de büyük olur...
Mesela hep 6-6 gelme şartı ararım.
6-5’e asla hayır demem fakat 4-4 müthiş canımı sıkar.
1-1 gelirse hayata küserim...
3-1 de kapı alıyorsun yine buna da şükür derim ama 2-1, 4-3 falan suratına bakmam...

Aynen ya ‘elden teşhis’ aynen

Sosyal medyada görmüşsünüzdür, ‘Elden teşhis’ diye bir safsata dolaşıyor.
Hatta bunu uygulayanlar paylaşımlarında ‘şu şu ünlünün tüm hastalıkları elinden teşhis edildi’ diye reklam yapıyorlar.
Sizler bir bitmediniz ama bitmemeyi de hak ediyorsunuz aslında.
Çünkü size inananlar var.
Elimden hastalığımı teşhis ettirdim diye dolaşanlar var.
E dolandırılmaya hazır bit kitle varken sizin de dolandırmak hakkınız artık!
Her sene çıkar böyle saçmalıklar... Bu sene adı elden teşhis olur seneye ayak baş parmağından, öbür sene de kirpikten...
Ve eminim her sene inananların sayısı da artar böyle yalan dolanlara.