Bir vatandaş boşanma davasına süslediği ve üzerine ‘Mutluyum boşanıyorum’ yazdırdığı otomobiliyle gidince, twitter kullanıcıları aldı sazı eline. Yorumlarda yer alan kelimeleri tek tek incelesek, sanıyorum en çok kullanılanı ‘Adam’ olmuştur. Pek çok kişi fotoğrafı, “Ankara Adliyesi’ndeki boşanma davasına süslediği arabayla gelen adam” notuyla paylaştı. @hasanyenice sordu, “Adamın canına tak etmese böyle yaparmıydı.” @serdar_kart “Adamı nasıl bezdirdiyse” yorumu yaparken, @sansursuzprof “Adam gibi adam köşemizde bugün” dedi. Bu kişinin kadın olma ihtimalini gören sayılı sosyal medya kullanıcılarından olan @BurakSerda “Belki kadındır” yorumu yaparken, @nurkoyunncu “Belki ‘kadınlıkta bugün’dür” dedi. Bu ihtimal dile getirildiği anda, “Bir kadın fotoğraftaki arabayı kullanıyor olamaz” sesleri yükseldi. Şehrin kimini gülümsetecek, kimini üzecek, belki öfkelendirecek bir hali, döndü dolaştı yine ‘Kadın yapamaz’a geldi.
SIRADAN BİR GÜN
Konuyla ilgili diğer yorumlarsa şunlar oldu:
@efe48_35 Nasıl bıktıysa evlilikten ne travma yaşadıysa.
@onizozsoy Çok mantıklı.
@mercanmercan99 Ben de kurban kesmiştim ;)
Bu tip oluşumlara dahil olan gönüllüler, iyiliği, paylaşmayı, yardımseverliği coşkuyla kucaklıyor. Dünyayı, insanı, doğayı, hayvanları yürekten seven ve onlara mümkün olduğunca az zarar vermek için çabalayan bu güzel ruhların yüzündeki, gönlündeki ışıltıyı görmemek imkansız.
‘Mutluluğu bir tıkla askıya bırakıp bir tıkla askıdan alabilirsiniz’ diyen Askıda Ne Var da bunlardan biri. 2012 yılında doğan Askıda Ne Var, üniversite öğrencilerine yemek, kıyafet, tiyatro ve konser bileti, kitap, yurtdışı staj gibi ürünler ile hizmetlerin ücretsiz sunulmasını sağlayan bir sosyal girişim. Oluşuma katılan gönüllü kişiler üniversite öğrencileri için askıya yemek bırakabilirken, markalar ise kendi ürün veya hizmetlerini askıya bırakarak öğrencilere destek sağlıyor.
PAYLAŞMAK GÜZELDİR
Eski bir gelenek olan ‘Askıda ekmek’ uygulamasından esinlenen oluşum, gençlerin paylaşım kültürü kazanmasını, istedikleri kitabı okuyabilmelerini, daha fazla sosyal aktiviteye katılabilmelerini, kendilerini mümkün olan en iyi şekilde geliştirebilmelerini sağlamak için çabalıyor. “Paylaşmak güzeldir” diyen ‘Askıda Ne Var’ kendini şu satırlarla anlatıyor:
“Bir üniversite öğrencisinin ekonomik sıkıntılarından dolayı çalışmak zorunda kalmasını istemiyoruz. Üniversiteli gençler, kendilerini en çok geliştirebilecekleri dönemde sadece hayatlarını devam ettirmek için çalışmak yerine bol bol şiir okumalı, iyilik peşinde koşmalı, tiyatro ve konsere gitmeli, yurtdışında staj yapabilmeli ki mezun olduklarında hem ülkeye hem de dünyaya daha fazla fayda sağlayabilsinler.”
MUTLULUK 15 TL
www.askidanevar.com internet sitesine üye olduktan sonra askıda yemek bırakmak istediğiniz ili, restoranı ve menüyü seçip, yemek ısmarladığınız öğrenciye bir not yazabiliyor, ödemenizi kredi kartıyla yapabiliyorsunuz. Pek çok şehir ve restoran arasından seçim yapabileceğiniz menülerin fiyatı ise 10-15 TL arasında değişiyor. Sitede, tiyatro, konser ve sinema biletlerinin yanı sıra kitap, dergi, çanta, tişört, hatta diş taşı temizliği bile yer alıyor. Askıdaki ürün ve hizmetlerden faydalanmak isteyen kullanıcıların ise üye olduktan sonra Öğrenci Üyeliği’ne tıklayarak öğrenci bilgilerini sisteme eklemesi gerekiyor.
kosukadini.com internet sitesinde, “Başkalarının ne dediği değil de, bizim ne düşündüğümüz ve istediğimiz önemli. Erkek egemen bir toplumda, ‘Kadın olarak koşmak’ için aradığınız cesareti bu sayfalarda bulabileceğinizi umuyorum” diyen Koşu Kadını, 15 Nisan’da Çayyolu’nda düzenleyeceği Kadınlar Koşusu’yla üçüncü yaşını kutlayacak.
İSTEMEK YETER
Ankara merkezli amatör koşu deneyimlerini paylaşan Koşu Kadını, bu üç yılda pek çok etkinlik yaptı. Daha çok kadına spor yapmaya başlamakta hiçbir zaman geç kalmadığını anlatmak için çabaladı, koşmaya başlayacaklara kaynak olması amacıyla okuduklarını ve deneyimlerini paylaştı, farklı kadınların hikayelerini kaleme aldı. Yapabildiklerinin yanı sıra yapamadıklarını da açık yüreklilikle anlatırken, “Biz kadınlar her şeyi başarabiliriz. Yeter ki içimizde biraz heyecan, istek olsun” demekten hiçbir zaman vazgeçmedi. Koşu Kadını’nın internet sitesini ziyaret ederek, ‘Hangi nabız ne ifade eder, ne zaman esneme yapmalı, koşuda doğru nefes, kış koşularında devamlılık ve kıyafet seçimi, tipik koşucu sakatlıkları ve belirtileri’ gibi pek çok konuda bilgi edinebileceğiniz gibi, aradığınız motivasyonu ve cesareti de bulabilirsiniz. Sporda, sanatta, sokakta, okulda, iş hayatında ufak bir kız kardeşlik ağı örüldüğünde, son dönemlerde sosyal medyadaki ünlü söylemle, ‘Dünya bir dakikalığına güzelleşiyor.’
Kentteki etkinliklerden ve mekanlardan haberdar olabileceğiniz oluşumlardan biri de La Ankara. Facebook’ta 8 bin 500’den fazla kişinin takip ettiği oluşum, Ankara’da ev ve ev arkadaşı bulmanın inceliklerini masaya yatırıyor, kentle ilgili birbirinden ilginç testleriyle dikkat çekiyor.
10 Soruda Osmanlıspor, 10 Soruda Gençlerbirliği, 10 Soruda Ankaragücü, Kızılay’ı Ne Kadar İyi Biliyorsun, Ankaralı Gezgin, Eğlenceli Ankara ve 10 Soruda Beypazarı başlıklı testlerdeki sorulardan bazıları ise şöyle:
SÜRREALİST ANKARA HEYKELLERİ
“-Aşağıdaki sürrealist Ankara heykellerinden hangisi diğerlerinden farklı bir yere yerleştirilmiştir?
Goril. Dinozor. Transformers.
-Eğlenmek için aşağıdaki üçlemelerden hangisi tercih edilir?
Ulus, Cebeci, Çankaya. Gazino, Bağlum, Subayevleri. Aşağı Eğlence, Yukarı Eğlence, Kasalar
“Merhaba. Ben özgür bir kitabım. Herhangi birinin kitaplığına ait değilim. Okundukça elden ele dolaşmayı severim. Sen de beni okuduktan sonra şehrin başka bir noktasına bırakırsan sevinirim. Eğer aynı kitabı okuyan insanlarla tanışmak istersen web sitesinde kitap numaram ile bana ayrılan bölüme yorum yapabilirsin.”
Tebrikler, dünyada kitapların özgür kalması gerektiği düşüncesi ile hareket eden bir kitap özgürlük hareketi olan ‘Bookcrossing’i Türkiye’de hayata geçiren ‘Okusan Seversin’ adlı oluşumun bir parçası oldunuz. www.okusanseversin.org internet sitesinden ve sosyal medya hesaplarından inceleyebileceğiniz proje, kitap okumaktan keyif alan ve olabildiğince çok kişinin bu keyfi yaşamasını arzu eden kitap tutkunları tarafından hayata geçiriliyor.
EMEKLİLİĞİN TADINI ÇIKARSIN
Şehrin farklı noktalarına bırakılan ‘özgür kitaplar’ sokağa karışıyor, birden çok evi, kitaplığı dolaşıp çok sayıda okurla buluşuyor ve ‘Okusan seversin’ mesajı veriyor. Yaşlanana kadar bir kitaplığa ait olmaktan hoşlanmayan kitaplardan biriyle yolunuz kesişirse, oluşumun büyüyüp serpilebilmesi için, okuduktan sonra özgür kitabı şehrin herhangi bir noktasına bırakıp yeni bir okura ulaşmasını sağlamayı unutmayın. Dilerseniz internet sitesine üye olup, özgür bırakmak istediğiniz kitapları sisteme dahil edebilirsiniz. Kitaplıktan kitaplığa, elden ele dolaşırken yaşlanmış bir özgür kitabı ise, yeni bir kitabı özgür bırakmak şartıyla sahiplenebilir, kitaplığınızda emekliliğin tadını çıkarmasını sağlayabilirsiniz.
Herkes okusun, özgür kitaplar yorgun ve bıkkın kentlinin yüzünü güldürsün, cep telefonları bir süre ait olduğu yerde, cepte dursun. Aidiyeti sevmeyen, konargöçer kitapları okusak seveceğiz...
KİTAP KURTLARINA SOSYAL KÜTÜPHANE
Her kitap kurdunun okuma ritüelleri farklı. Kimi okurlar altını çizdikleri satırları bir defterde biriktirmekten, okudukları kitapların adı, yazarı, sayfa sayısı gibi bilgileri arşivlemekten hoşlanıyor. Bunları kağıt kalemle yapmanın tadı başka olsa da, bu iş için oluşturulmuş bir sosyal kütüphane de internette hizmet veriyor. www.vikitap.com internet sitesinden inceleyebileceğiniz
Gün boyu sıkça karşılaştığım iletilerden bir tanesi “Erkeğin ‘adam’ olduğu yerde kadına her gün 8 Mart’tır” oldu. ‘Kadın’ demekten imtina edenler ‘bayan’a sarıldı, ‘Kadın’ diyebilenler ise sonuna çiçektir ekledi. İyi dilekler, cinsiyetçilik ağına dolandı.
Sosyal medya ahalisinin büyük bir bölümü farkına bile varmadan meramını ‘adamlık’ üzerinden anlatadursun, bu gidişe dur diyen ‘Toplumsal Dil’ ise bilgilendirmeye devam ediyor. instagram hesabı üzerinden takip edebileceğiniz Toplumsal Dil uyarıyor:
“Adam olmak değil, insan olmak. Adamakıllı değil, layığıyla. Erkekliğe sığmayan değil, insanlığa sığmayan. Bilim adamı değil, bilim insanı. İş adamı değil, iş insanı. Sözünün eri değil, sözünü tutan. İnsanoğlu ve âdemoğlu değil, insanlık.”
Düşüncesizce ve kimi zaman iyi niyetle kurduğumuz cümleler, önyargı, ayrımcılık ve yaftalamayla dolu olabiliyor. Sokakta, trafikte, mutlu anlarda, kavga gürültüde, bir futbol maçında, okuduğumuz bir kitapta, gazetede, televizyonda ya da sosyal medyada, cinsiyetçi bir yaklaşıma ve kadın bedeni üzerine kurulu sözlü şiddete rastlamama ihtimalimiz neredeyse yok.
Her şey dilde başlıyor. Dil, bireye ve topluma cüret veriyor. Toplumsal Dil’in de söylediği gibi: “Yerleşmiş bu düşüncesiz, akıl dışı, ruhsuz dili hep birlikte kırmak zorundayız. Dilimizi yeniden inşa etmek, birçok şeyin değişmesi için ilk adım olacak.”
Metroda yaşanan gariplikleri listeleyecek olsak, bu kare, geçtiğimiz aylarda metroda ananas gezdiren ve gerçekleştirdiği performans sanatıyla büyük ilgi toplayan Elif Usta’nın ardından ikinci sırada kendine yer bulacaktır.
Fotoğrafının twitter’da paylaşılmasıyla yorumlar da birbiri ardına geldi. @iamtetke “Gidiş-geliş 3 saat olunca artık metroda yaşamaya karar verdiğin o an” derken, @garip_insan_ “Ankara’da sıradan bir metro” yorumu yaptı. @bu_kafa_yazilim fotoğrafı “Sincan nedir, nereye denir?” @kinacemrah ise “Ankara’da güzel şeyler de oluyor” notuyla paylaştı. Bu ilginç kareye gelen diğer yorumlar ise şunlar:
SİNCAN METROSU İFTİHARLA SUNAR
@despacioo Gerçekten ancak harikalar diyarında rastlanabilecek bi manzara
@Altunkaynakt Sıradan bir Sincan metrosu #Ankara
@vefaistt Bakayım dedim Keçiören mi Sincan metrosu mu diye Sincan çıktı şaşırmadım
Sanal ortamda her an görmek istemeyeceğimiz bir kareyle karşı karşıya kalabiliyor, yüreğimiz ağzımızda sosyalleşiyoruz! Kederli paylaşımların birçoğu ise, çözüm odaklı değil ve bol acılı. Beş dakikanızı sosyal medyada geçirdiğinizde, hayvanların uğradığı bir zulümle karşılaşmama ihtimaliniz neredeyse yok. Hayvanseverler ses çıkarmak, söz söylemek, merhem bulmak istiyor ve acılar, internetin başı sonu olmayan, kontrolsüz dünyasında büyüdükçe büyüyor.
Sosyal medya yürekleri dağlarken, Ankara’da 32 dönümlük bir arazi içinde 250‘ye yakın cana sahip çıkan bir oluşum var. “Onlar mutlu, ama mutluluklarının devam edebilmesi için umut ve destek lazım” diyen (U)mutlu Patiler. www.umutlupatiler.com ve sosyal medya hesaplarından takip edebileceğiniz dernek, kendi deyimiyle ‘Ölüme çelme takan’ canlara sahip çıkıyor. Bunu, duygu sömürüsü yapmadan ve kimseyi acıya boğmadan gerçekleştiren oluşum, bu zorlu yolculuğunda umut ekiyor, mutluluk biçiyor.
AYAKTA TUTMAK ZİNCİRLEME BİR İŞ
Gerçek bir hayvansever olmak için üzülmekten ve acıyı paylaşmaktan fazlası gerekiyor. Oluşumun altını çizdiği gibi, “Umut dünyasını ayakta tutmak zincirleme bir iş.” Zor durumdayken bulunmuş, yemekleri, barınmaları, bakımları, tedavileri büyük meblağlar tutan bu canların desteğe ihtiyacı var. Siz de bir hayvanın koruyucu ailesi olabilir, derneğin takdire şayan çabasına sosyal medya hesaplarından ulaşabilir, canlara gıda ve ilaç yardımında bulunabilir, Umutlu Patiler’i istediğiniz zaman ziyaret edebilirsiniz. Oluşum, Ankara Valiliği’nin izniyle bağış topladığını belirtiyor. Dernek Başkanı Gülden Yüce ve tüm yüce gönüllü hayvan hakları savunucularına mücadelelerinde kolaylıklar diliyorum.