Paylaş
Gün boyu sıkça karşılaştığım iletilerden bir tanesi “Erkeğin ‘adam’ olduğu yerde kadına her gün 8 Mart’tır” oldu. ‘Kadın’ demekten imtina edenler ‘bayan’a sarıldı, ‘Kadın’ diyebilenler ise sonuna çiçektir ekledi. İyi dilekler, cinsiyetçilik ağına dolandı.
Sosyal medya ahalisinin büyük bir bölümü farkına bile varmadan meramını ‘adamlık’ üzerinden anlatadursun, bu gidişe dur diyen ‘Toplumsal Dil’ ise bilgilendirmeye devam ediyor. instagram hesabı üzerinden takip edebileceğiniz Toplumsal Dil uyarıyor:
“Adam olmak değil, insan olmak. Adamakıllı değil, layığıyla. Erkekliğe sığmayan değil, insanlığa sığmayan. Bilim adamı değil, bilim insanı. İş adamı değil, iş insanı. Sözünün eri değil, sözünü tutan. İnsanoğlu ve âdemoğlu değil, insanlık.”
Düşüncesizce ve kimi zaman iyi niyetle kurduğumuz cümleler, önyargı, ayrımcılık ve yaftalamayla dolu olabiliyor. Sokakta, trafikte, mutlu anlarda, kavga gürültüde, bir futbol maçında, okuduğumuz bir kitapta, gazetede, televizyonda ya da sosyal medyada, cinsiyetçi bir yaklaşıma ve kadın bedeni üzerine kurulu sözlü şiddete rastlamama ihtimalimiz neredeyse yok.
Her şey dilde başlıyor. Dil, bireye ve topluma cüret veriyor. Toplumsal Dil’in de söylediği gibi: “Yerleşmiş bu düşüncesiz, akıl dışı, ruhsuz dili hep birlikte kırmak zorundayız. Dilimizi yeniden inşa etmek, birçok şeyin değişmesi için ilk adım olacak.”
DÜNYAYI KURTARAN KADINLAR
Tanıtmak istediğim bir diğer oluşumsa, feminizmden sağlığa, doğal gıdadan kent bostanlarına pek çok konuda bilgilendirici yazılarıyla sosyal medyada arzıendam eden Dünyayı Kurtaran Kadınlar. Facebook üzerinden takip edebileceğiniz Dünyayı Kurtaran Kadınlar, “Kızsal bir meseleyle başladık, bu işin altından kalkarsak dünyayı kurtarmak için başka işlere de el atacağız” diyor ve kullan-at menstrüasyon ürünlerine her ay para harcamak ve atık üretmek yerine neler yapılabileceğine kafa yoruyor, önerilerde bulunuyor. “Dünyayı kurtarıyoruz beyler” diyen oluşumu, dunyayikurtarankadinlar.blogspot.com.tr üzerinden de izleyebilirsiniz.
Üniversiteli kadınların yurtta, kampüste, sınıfta ve sokakta karşılaştığı sorunlar ile kadına yönelik her türlü taciz, tecavüz ve şiddete karşı örgütlenen Kampüs Cadıları da kadın dayanışmasının önemli örneklerinden. Erkek egemenliğinin, cinsiyetçiliğin, homofobinin, transfobinin ve ayrımcılığın karşısında duran oluşum, kız kardeşliği ilmek ilmek işliyor. Hazırladıkları dayanışma kutularını üniversitelere koyan cadılar, “Bir gün değil her gün kadınım ve insanım” diyerek, hijyenik ped, peçete gibi ürünleri kız kardeşleriyle paylaşıyor. Kampüs Cadıları’nı facebook ve twitter üzerinden takip edebilirsiniz.
BİR AYDA 30 KADIN ÖLDÜRÜLDÜ
Sosyal medya hesaplarından ve www.kadincinayetlerinidurduracagiz.net internet sitesinden takip edebileceğiniz Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun verilerine göre, şubat ayında erkekler tarafından 30 kadın öldürüldü, 14 çocuk istismara uğradı, 19 kadına cinsel şiddet uygulandı. Kadınların yüzde 20’si kendi hayatına dair karar aldığı, yüzde 10’u ilişkiyi sonlandırdığı, yüzde 6’sı evliliği sonlandırdığı için canından oldu. Bu vahim tabloda her birimizin sorumluluğu büyük. İnsanlık için iyi dileklerimiz, biz kendimizi ve çevremizi geliştirmedikçe, tek bir cümlemizin bile sorumluluğunu alıp dilimize hakim olmadıkça ve kadın gücünün farkına varmadıkça asla gerçekleşmeyecek. Önce kadın erkek, içimizde bir yerlere kazınmış cinsiyetçi bakış açısını saklandığı yerden çıkarıp onunla yüzleşelim. Kutlamaya daha çok var kız kardeşlerim.
Paylaş