TEHLİKEYE DÖNÜŞÜYOR
“Ekonomi ve turizm için büyük tehlikeye dönüşen deniz salyası, Marmara denizini kaplamış durumda. Marmara’ya kıyısı olan bölgelerimizde şu an turizm yapılamamaktadır. Deniz salyası yapışkan, suyun üzerinde veya dibinde beyaz, sarı renkte çamur gibi bir yapı oluşturuyor. Denizdeki kirlilik ve deniz suyu sıcaklığındaki artış, müsilaj oluşumunun çoğalmasını sağlıyor.
KİRLİLİĞİN KARIŞMASI
Güzel ülkemizin bizlere sunmuş olduğu sınırlı kaynakların bir gün tükenebileceği gerçeğinden hareketle, tüketim miktarını kontrol altında tutarak geleceğimizi garanti altına almalıyız. Küresel ısınma ile birlikte tarımsal arazilerin, ormanların ve sulak alanların ciddi miktarda azaldığını görmekteyiz. Türkiye’nin gündemine oturan deniz salyası, kalın örtüsü ile aylardır tüm canlılar ve balıkçılara Marmara denizinde büyük problem yaşatıyor. Sebebi, endüstriyel ve kentsel kirlilikle atık suların denize doğrudan karışması.
ALARMI HERKES ANLAMALI
KURAKLIK NEDENİ SOĞUMA
“Son 40 yılın en soğuk aylarından olan marttan beri ciddi soğuma, dolayısıyla kuraklık yaşıyoruz. Isınma dönemlerinde daha fazla buharlaşmayla yağış artar. Soğuma dönemlerinde buharlaşma azalınca azalır. Yani yaşadığımız kuraklığın nedeni soğumadır.
Barajlar kritik seviyelere gelince bu yıl Menderes ovalarındaki tarım ürünlerine iki kez su verileceği açıklanmış, yağmur gecikince çiftçi zorda kalmıştır. Yeraltı suları da çok hoyratça kullanılmaktadır. Yıllık 750 milyon metreküp beslenmesi olan Küçük Menderes Havzası’nda, ortalama 1.150 milyar metreküp su çekilince, çok derinlere inilmeye başlanmış, sonunda yeni kuyu açılması yasaklanmıştır.
ÖNLEM ALINMASI GEREKİRDİ
Bunlar çok önceden öngörülebilir, yerel ve merkezi yönetimlerin tedbir alması gerekirdi. Bu havzalarda kuru tarım desteklenip yeraltı suyu birikmesi sağlanabilirdi. Su barajdan tarlaya kesinlikle borularla getirilip damlamayla verilmeli. İki avantajı vardır. Sanayinin kirli sularından kurtulmak, vahşi sulama ile oluşan erozyonu önleyerek verimli toprak kaybını durdurmak.
Geceler kör dilsiz sanki
Konuşmaz oldu
Hüzünler koyduk üst üste
Ayrılık oldu
Bir avuntu biraz keder
Böyle bize neler oldu
KAHROLASI İLLET ALDI SENİ
O salgın illeti aldı bizden seni. Başından beri dikkat ettin, sakındın, aylardır evden çalıştın durdun. “Aman dikkat” dedin sevdiklerine, herkese... O kahrolası virüs anahtar deliğinden mi girdi? Hemen geçmişe dönemedim. Yaşanan son günlerdi ilk aklıma gelen. Kuşkulanıp test yaptırmıştınız, “Pozitif çıktı, karantinadayız” demiştin. “Geçmiş olsun, dilerim hafif geçer, üstesinden gelirsiniz” deyip, saf saf eklemiştim: “Neco, yaşadığın bu süreci gün gün not al. Sonradan aydınlatıcı yazı konusu olur...”
ÜRÜN TARLADA KALMASIN
“Çok nitelikli ürün ve işgücü var, ama her yer kapalı. Video çekip instagrama yükledik. Dedik ki, ‘Ey bizi görenler, duyanlar! Tarlada enginarımız ve çalışmak isteyen kadınlarımız var. Ürünümüz tarlada kalmasın. Eğer siz de taze ve sağlıklı gıda yemek istiyorsanız lütfen bize başvurun.’ Öyle talep geldi ki, işleri yetiştirememeye başladık. Belediye şirketi URİT, Ziraat ve Ticaret odalarının desteğiyle, online olarak Urla’nın bütün enginarını sattık. Krizi fırsata çevirdik açıkçası.
SALGINDA DEĞERİ ANLAŞILDI
URİT’le 3 ay 80 kadın istihdam edildi. Herkes evine ekmek götürdü. Enginarla yeni tanışan çok insan oldu sayemizde. İnsanlar vazo çiçeği zannederken bunun aslında ne kadar değerli besin kaynağı olduğunu öğrendi. Pandemide sağlık ve beslenmenin birbiriyle ne kadar ilgili olduğu anlaşılınca enginar daha çok öne çıktı. Pek çok üreticimiz vakum makinesi alıp kendi başına satışa başladı. Sayıları artıyor. Bu çok kıymetli bir şey. Biz örnek olduk. Yeni bir ufuk açıldı. Bizim derdimizse, ürünümüze daha fazla katma değer katabilmekti. Böylece ortaklarımıza daha fazla gelir sağlayabileceğimizi anlamıştık.
REÇELDEN HAZIR YEMEĞE
ÖRNEKLERE BAKALIM
Fatura yüzleşmesi, bir anlamda yaraları depreştirdi. Çarpıcı örnekler, İzmir’in tanıdığı, yılların dostu İrfan Sunay’dan. Alsancak Ali Çetinkaya Bulvarı’nda bir işyeri. İZSU’dan 63 günlük tüketim karşılığında fatura gelmiş. Su birim fiyatı 5.45, atık su birim fiyatı 2.72 lira. Su tüketim bedeli 38.15, atık su bedeli 19.04, toplam 57.19 lira. 52.66 lira katı atık bedeli, vergiler falan eklenince ödenecek tutar 118 lira.
30 KATINDAN FAZLA
Diğer işyeri, Anafartalar Caddesi, yani Kemeraltı’nda. 25 gün için fatura gelmiş. Bu faturada su birim fiyatı 10.90, atık su birim fiyatı 5.45 lira. Su ve atık su tüketim bedelleri, birim fiyatla aynı: 10.90 ve 5.45 lira. Toplam 16.35 lira. Ve burada dikkat! Katı atık bedeli 320.44 lira… Eklemelerle ödenecek tutar 387.80 lira. 10.90 liralık su tüketilen işyeri için 387.80 lira ödenecek.
BELEDİYE AYNI BU NASIL İŞ
İrfan Sunay, “Kemeraltı’ndaki ayakkabı dükkanı. 10.90 su kullanım bedeli yuvarlanarak 387’ye getirilmiş. 320 lira Konak Belediyesi’ne katı atık bedeli yazılmış. Alsancak’taki aynı dükkana katı atık bedeli 52.66. Aynı belediye, Kemeraltı’na altı kat fazla atık bedeli yazıyor. Bu nasıl iş” diyor.
BORÇLARA RAĞMEN KESİLMEDİ
Üstelik son yüzyılın belki de en olağanüstü koşullarını yaşamamıza, 1,5 yıldır devam eden pandemi koşullarının bütün hesapları alt üst etmesine, elektrik, doğal gaz, akaryakıt fiyatları ve dövizdeki artışa rağmen, İZSU, tıpkı belediyemizin diğer kuruluşları ve birimleri gibi, hiçbir olumsuzluk karşısında hizmetlerini aksatmadı. Tüm personeliyle canını dişine taktı. Temizlik ve hijyenin öneminin çok hayati olduğu bu dönemde 350 bin abonenin suyunu, ödenmemiş borçlarına rağmen kesmedi.”
‘KEYFİNİ ÇIKARALIM’ DERKEN
Bu haberi herhangi bir yerde okumuş, görmüş ya da duymuşsunuzdur. Özellikle yinelemek istedim. Çünkü bugünlerde, “Zam yok, üstelik daha önce öngörülen yüzde 10’luk zam da iptal” gibi bir habere rastlamak olanaksız gibi. “Doya doya okuyalım, keyfini çıkaralım” diyecektim ki, bir su faturası gördüm, keyif falan kalmadı.
TÜKETİMİN YAKLAŞIK ÜÇ KATI
ÖNLEMLİ AÇILALIM
Yeme-içme yerlerinin yüzde 50 kapasite, HES kodu sorgusu gibi kurallar ve önlemlere uyma koşuluyla, denetimli açılabileceği umut ediliyor. Düğün salonu işletmecileri, müzik insanları, etkinlik düzenleyenler ve birçok işyerleri de aynı beklentide. Salgın illetiyle ilgili tüm verilerin ince ayrıntılarıyla gözden geçirilip, milyonlarca insanın geçimini, karnını doyurabilmesini sağlayacak kararlar alınmasını, kural ve önlemlere mutlaka uyulmasını, zor günlerin, illete kurban gidenlerin unutulmamasını da diliyorum. Her şeyin başı sağlık, kolay gelsin!
--------------------