İHALEYLE SARSILDIK
Bugün yine, “Didim’in Gündeminde Neler Var” grubunun yöneticisi, gazeteci Erdoğan Şahin’den alıntılar var. Şahin, “Didim Altınkum’da bulunan vakıflara ait alanın betonlaştırılmak üzere 4 Haziran’da ihaleye çıkarılacağı haberiyle sarsıldık... Altınkum Vakıflar, Didim için hayati önem taşıyor... Altınkum Vakıflar betonlaşırsa Didim biter” diyor. Söz konusu yerle ilgili davalar sürerken uzun süreli kiralama modeliyle ihaleye çıkılacağını belirten Şahin, öneri ve dileklerini sıralıyor:
BELEDİYE KATILABİLİR Mİ?
FARKLI BİR TERCİH
Ve de Sedat uğurlanırken, bir grup arkadaşı bir farklı yol izledi. Daha önce örneği yaşanmış olabilir, ben ilk kez duyduğum için aktarıyorum. Efendim, Zübeyde Hanım Grubu cenaze törenine çiçek göndermek yerine, Karşıyaka Destek Platformu’na bağışı tercih etti:
GEREK DUYANA DESTEK
“Kıymetli gazeteci arkadaşımız Sedat Sözer, özellikle Karşıyaka’da pek çoğumuza dokunmuştur. Unutulmayacak isimlere dahil olmuştur. Zamansız kaybettik onu. Zübeyde Hanım Platformu olarak cenaze merasimine çiçek göndermek yerine Karşıyaka Dayanışma Platformu’nda dosyası olan ihtiyaçlı bir aileye onun anısına destek olduk. Ruhuna değsin. Ruhu şad, mekanı cennet olsun. Nurten Akyazılılar, Nevin Bilgen Kalender, Ceren Kalender, Mert Kalender, Aysel Arslan, Ebru Denlet, Feruz Bozaslan, Şirin Özgür Yörük, Mustafa Giray.”
BAYRAMDAN SONRAKİ İLK İŞ
Tercan, “Belediyeler bayramdan sonra ilk iş gereken önlemleri almalı. Geçen yıl turizmden umduğumuzu bulamadık. Turizm potansiyeli yüksek ve turizm ekonomisinden geçimini sağlayan ilçelerin belediyeleri sezona hazırlıksız yakalanmamalı. Buralarda yaşayan halkın refahı ve önemli katma değer sağlayan tesislerin beklentileri bu yönde” demiş, devam etmiş:
HAZIRLIK GÖRMÜYORUZ
“Turizmle geçinen ilçelerin belediyelerinin başka şansı, ihmal etme lüksü yok. Özellikle Çeşme, Foça, Kuşadası, Bodrum, Marmaris gibi turizm gözdesi beldelerin yerel yönetimlerinin bu hazırlık sürecinde daha etkin olmaları gerekir. Elbette hükümetin çizdiği sınırlar, belirlediği kurallar çerçevesinde turizm yapılacak, devletten de destek beklenecek. Ama bu; boş oturmak, sezonu verimli geçirmek adına hazırlık yapmamak anlamına gelmiyor. İlçelerin pandemi ile doğru orantılı turizm hazırlıklarını organize etmek gerekiyor. Tren kaçmadan. Maalesef bu yönde hazırlıklar yapıldığını görmüyoruz.
HALKA KARŞI SORUMLULUK
BİR ŞARKIYI ANIMSAMAK
Hayat bayram olsa
insanlar el ele tutuşsa
BAZI GÖZE ÇARPANLAR
Her yerde trafik yoğundu, toplu taşımada ek seferler bile koyuldu. “Özel sektörde milyonlarca işçi çalışıyor, kapanamadı” denildi. PTT’ler önünde sosyal yardım, bankalar önünde emekli ikramiyesi kuyrukları... İki gün pazarların kurulması... İnsanlar hemen her yerde, rahatlıkla ortalıkta. Bazı günler marketler dolup taşıyor. Komik kumar, eğlence baskınları...
DİKKAT, DİKKAT, YİNE DİKKAT
Tüm bunlara bakıp, “Tam kapanmayı beceremedik” denilebilir. Bazı uygulamalar eleştirilebilir. “Kimi erkendi, kiminde geç kalındı” denilebilir... Aman önce Bayram’da, sonra da her gün dikkat, dikkat, yine dikkat! Şimdi sırada, “Normalleşme” var. “Tam mı, yarım mı, kısmen mi” olur bilemem. Dilerim, “Vaka ve vefat rakamları öyle bir düzeye gelmiştir ki, normalleşme sürecine girmişizdir...” Ancak unutmayalım, normalleşmenin en aşırısını biz beceririz! Ve olması gerekene bakalım... Öncelikle başta yeme-içme yerleri olmak üzere, mümkün olduğunca çok esnafın işbaşı yapmasını dileyeceğiz. Tabii ki kural ve önlemlere uyarak...
BİZİ EN İYİ BİZ KORURUZ
Biz ne yapacağız? Öncelikle kendimizden ve yakın çevremizden sorumlu olacağız. “Normalleşiyoruz” diyerek her yere hücum etmeyeceğiz. Örneğin İzmir’de Kordon’u, Bostanlı, Göztepe, Güzelyalı sahilini miting alanlarına dönüştürmeyeceğiz. O maskeyi, zorunlu mesafeyi ve temizlik için musluğu asla unutmayacağız. Tam kapanamadık ama, bize “Normal...” denildiğinde işin suyunu çıkarabileceğimizi kendimize sürekli anımsatacağız. Etkililer, yetkililer birtakım kısıtlamaları kaldıracaktır, ama bu da, “Salgın belasından kurtulduk” anlamına gelmeyecek elbette. Kendimizin ve yakınlarımızın aşılarını izleyeceğiz. Hep dikkatli olacağız. Ve bana göre çok önemli: “Bize en büyük fayda kendimizden gelir... Kendimizi en iyi kendimiz koruruz.”
-----
ÇOK ÖNEMLİ DÖRT ESER
18 Mayıs 2004’te Ege Üniversitesi Kitvak -Tülay Aktaş Onkoloji Hastanesi, 7 Ekim 2011’de Ege Üniversitesi Kitvak Hasta ve Hasta Yakınları Konukevi, 18 Aralık 2017’de Dokuz Eylül Üniversitesi Kitvak- Abdulrezzak Sancak Hasta ve Hasta Yakınları Konukevi’ni kazandırdılar. Son olarak da Kitvak-Bilge Uysal Hücre İşleme Merkezi, salgına karşın, 26 Şubat 2021’de Ege Üniversitesi’nde hizmete açıldı. Şöyle bir bakalım...
210 BİN GECELEME
Ege Üniversitesi Kitvak Hasta ve Hasta Yakınları Konukevi, toplam 2 bin 700 metrekare alanda, 40 oda ve 102 yataklı. Çocuk oyun alanı ve kafeteryası da bulunan konukevinde, bugüne değin 150 bin geceleme gerçekleşti.
Kitvak-Abdulrezzak Sancak Hasta ve Hasta Yakınları Konukevi de 4 bin 400 metrekarelik alana sahip 41 oda ve 82 yatak kapasiteli. Bir çocuk oyun odası, bir kütüphane ve bir kafeteryası var. Konukevi açıldığı günden bu yana 60 bin gecelemeye tanık oldu. Konukevleri, hastanelerde yatmadan tedavi olan, ancak barınacak yeri olmayan hastalara hizmet veriyor. Yatarak ya da yatmadan tedavi olan hastaların yakınları da, barınma yeri bulamazlarsa konukevlerinde kalabiliyor. Genelde oldukça uygun bir ücret belirleniyor.
BAZI GİDERLER VAKIF’TAN
AHMET’İN ADI DUYULUYOR
“Ahmet Alp 13 aydır sesini duyuramayan bir bebekken sizlerin sayesinde artık ismi duyuluyor. Lütfen onu tanıdıktan sonra ellerini bırakmayın. Lütfen her zaman dediğimiz gibi birlik olalım. Çevrenize Ahmet Alp’ten bahsetmeyi asla unutmayın. Ahmet Alp’in çıkaramadığı ses, konuşamadığı kelimeler olalım. Bugün belki de bizim için dönüm noktası olabilir. Çok kişinin az parasıyla başaracağız.”
BELEDİYE KATKIYA ÇAĞIRIYOR
Ahmet Alp bebeğin tedavi olabilmesi amacıyla başlatılan kampanyaya katkı veren Çanakkale Belediyesi, kentin çeşitli noktalarında raket ve billboardlara asılan afişlerle kentlileri umut olmaya çağırdı.
Ahmet Alp’e nefes olmak isteyenler için; IBAN: TR240006701000000093820879 Alıcı: Recep Güven – Yapı Kredi Açıklama: Ahmet Alp. Destek kampanyasıyla ilgili bilgi almak için (0543) 334 52 87 numaralı telefondan Ahmet Alp’in babası Recep Güven’e ulaşabilirsiniz.
-----
RAKAMLAR İÇ AÇICI DEĞİL
Rakamlara şöyle bir baktım. 20 Nisan’da 322 bin 128 test yapılmış, 61 bin 28 vaka, 346 vefat var. 24 Nisan’da 281 bin 183 test, 40 bin 596 vaka, 339 vefat. 25 Nisan; 260 bin 280 test, 38 bin 553 vaka, 347 vefat. Sonuç olarak test azalınca, vaka sayısı da azalıyor. Ama günlük can kaybı sayısı hep 300’ün oldukça üzerinde. Vahim olan da bu.
BÜYÜK GÖÇ VE ALIŞVERİŞ
Tam kapanma kararıyla beklenen ama yine de şaşırtan görüntüler oluştu. Şehirlerarası otobüs garajları bayramlar öncesinde görülen kalabalıklara, ek seferlere, bilet fiyatlarının katlanmasına tanık oldu. Havaalanları da eksik kalmadı. Başta Bodrum olmak üzere, tüm sahil beldelerinde kilometrelerce uzunlukta araç kuyrukları oluştu. Yazlıkları, gidecek yerleri olanlar kapanma süresini buralarda geçirmek için seferber oldu. Hemen her yerde, kapanma süresinde de açık olmasına karşın, marketler yine doldu taştı. Farklı olarak, kapanmada satışı yasak olduğu gerekçesiyle, alkollü içki kuyrukları da oluştu.
TAŞIYICI OLURLAR MI?
Bu görüntüleri bazı bilim insanları, hiç de iç açıcı olmadığı şeklinde yorumlamadı. Kalabalıkların yurdun dört yanına dağıldığını, yasak sonunda geri geleceğini, virüsü götürüp getirmiş olabileceklerini savundu. Çare olarak da, “Sıkı önlem, denetim ve aşı” dedi özetle. Bir ara düşündüm, özellikle sahil beldelerine göç edenler, güzel havaların keyfini sürüp denize de girerlerse, haksızlık olmaz mı? (Kıskandım mı ne?)