Nedim Bubik

Kabuslara tek çare: Umutlar kırılmasın

17 Ağustos 2021
DOSTLAR, arada içi daralır insanın, gülümsemeye bile neden bulamaz ya... Bugünlerde çoğumuz o ruh halinin eşiğinde, içinde gibiyiz sanki. Daha geçenlerde memleketin yangın yeri olmasını izliyorduk endişeyle. Ormanlar cayın cayır yandı. Manavgat, Bodrum, Marmaris, Köyceğiz çok zarar gördü. “Tarihin en büyük orman yangını” diye anılacak. Dokuz da can yitirdik. Dilerim son büyük yangın olur.



YANGIN SONRASI SEL FELAKETİ

“Yangın yaraları nasıl sarılacak, kararan ormanlar yeniden yeşerebilecek mi” diye düşünür olduk, herkes yardım yarışına girdi, “Yapılacak çok iş var, yurduma kolay gelsin” dedim ben de. Ve yangın yarası çok tazeyken sel vurdu, Kastamonu ve Sinop civarını, tomruklar vurdu geçti. Bozkurt ilçesinde suyun üçüncü, dördüncü katlara yükseldiği söylendi. Görüntüler korkunçtu, sel suları apartmanları kağıttan yapılmış da deprem vurmuş gibi, yıkmıştı. Bu yazıyı yazarken yitirdiğimiz can 70, kayıp sayısı 77’ydi. Afet bölgesi ilan edildi oralar. Her yer balçıktı. Çaresizce bakıp kalıyoruz görüntülere.

SALGIN İLLETİNİ UNUTMAYALIM

Yazının Devamını Oku

yoluyla ilaç adaleti

14 Ağustos 2021
O bir İzmirli, 7 yıllık gencecik avukat. Adı Beyza Aksoy, Kuşadası’nda yaşıyor. Sağlık hukukuyla ilgili uzman eğitimli. Açtığı davalarla özellikle kanserli hastaların ilaç bedellerinin karşılanmasını sağlayınca adı duyulmuş, benzer 100’ün üzerinde dosyası var. İlaç bedelleriyle ilgili gelişmelerin özetini Aksoy’dan dinliyoruz:


BAKANLIK UYGUN BULMADI
“Adana’da 50 yaşındaki bir müvekkilime rahim ve yumuşak doku kanseri tanısı konuldu. Özel bir hastanedeki kemoterapi yeterli görülmeyince, onkoloğu ‘akıllı ilaç’ olarak bilinen ‘Tecentriq’ isimli ilacı uygun buldu. Hastalık ve kemoterapinin zayıf düşürdüğü kişinin bağışıklığını güçlendirmeyi, yalnızca kanserli hücreleri hedef alıp diğerlerine zarar vermeden tedaviyi öngören, yaşam süresini ve kalitesini artıran ilacın temini ve uygulanması için Sağlık Bakanlığı’na başvuruldu. Bakanlık ilacın kullanımını uygun bulmadı, başvurumuzu reddetti.
SGK BEDELİ VERMEK İSTEMEDİ
Sağlık Bakanlığı’na Ankara 8’inci İdare Mahkemesi’nde dava açtım. Mahkeme, bakanlığın işlemini durdurdu, 25 Şubat 2021’de davamızı kabul etti ve kazandık. Müvekkilim uzun süre ilacı ücretsiz kullandı, önemli iyileşme kaydedildi. İthal ilacın dozuna 12 bin 500 lira ödeyen, en az 6-7 doz daha gereken müvekkil adına ilacın bedelini karşılaması için Adana SGK İl Müdürlüğü’ne başvurduk, reddedildik.
MAHKEMEDEN ‘ÖDE’ KARARI
Ödediği bedelin geri ödenmesi ve yürütmenin durması istemiyle Adana 2’nci İdare Mahkemesi’nde dava açtık. Mahkeme, 4 Mayıs 2021’de SGK’nın ilaç bedelini ödemesine karar verdi. Müvekkilim uzun süre ilacı ücretsiz kullandı. 10 Haziran 2021’de haklılığımız kabul edildi, SGK’ya açtığımız davayı da kazanmış olduk. İlaç 15 bin-18 bin lira. 21 günde bir ödenmek zorunda. ‘Tecentriq’adlı ilacın dışında, kanser hastaları, ‘Keytruda, Optivo, Lynparza’ gibi yüksek bedelli ilaçları ne yazık ki satın alıyor.

Yazının Devamını Oku

Yapılacak çok iş var yurduma kolay gelsin

10 Ağustos 2021
MEMLEKET yangın yeri. Tarihe geçecek bu orman yangını asla unutulmaz. Unutulmaması, dersler çıkarılması da şart. Belki öyküler yazılacak, besteler yapılacak... Bu yangın uzadıkça geçmişte tanık olduklarımı, sonrasını anımsıyorum.

Elbette bu denli büyük değildi. Ormancılarla bir röportajımız geldi aklıma. Manisa Spil’de, Kuşadası Pamucak’ta bütün işi 24 saat bir kuleden duman gözetlemek olanlar... Sabuncubeli’nde yollarla ormanlık arasındaki zakkumların özellikle sigara izmaritini önlemek için dikildiğini o zaman öğrendim. (Gözetleme kuleleriyle zakkum fidanlığı bugün de var mı?)
İYİ NİYETLİ BİR YARIŞ
Her kafadan, elbette iyi niyetle sesler geliyor... İşi yardım olanlar, “7.5 milyon fidan” diyor. İş dünyasının her kesiminde dur durak yok zaten. TOBB bir günde 15.5 milyon lira toplandığını, gereken şekilde harcanacağını bildiriyor. Her ağzını açan 100 binlerce, milyonlarca fidandan söz ediyor. Ayrıca yangın yerlerine gönderilen gıda maddesi, su, buz, gerekli donanım, alet, açıkta kalan vatandaşa giysi gibi yardımlardan tepeler oluştu. İzledikçe duygusala bağlıyor insan, boğazlar düğümleniveriyor.
HEPSİ ALINIR HERHALDE
Özetle, kenetlendik yine. “Kararan yerlerin yeniden yeşermesi için her şey yapılır. Uçaktır, helikopterdir, yangın söndürme için ne gerekiyorsa da artık hazır edilir herhalde. Sahi, büyükşehir belediyelerinin itfaiyelerine orman yangınına karşı uçak, helikopter alınamaz mı?” diye düşünüyorum yavaştan. Ancak biraz da fren gerek. Bol keseden söz vermek yerine, ortalık bir durulsun, “Nerede, neye ihtiyaç var, milyonlarca fidanın şimdi zamanı mı?” gibi sorulara yanıt gerek.
SEFERBERLİK GEREK
Ormanlar için bir şeyler yapmak istiyor ama yangın bölgelerine gidemiyorsunuz. Eliniz, kolunuz bağlı durmayacaksınız. Bulunduğunuz yer, il, ilçe, köy, mahalle neresi olursa olsun, ormanlık alanlardaki çöpleri toplayabilirsiniz. Özellikle cam, şişe kırığı, piller, plastik gibi yanıcı, yangın çıkarıcı her şeyi... Tabii ki doğaya çöp atmayacaksınız siz de, attırmayacaksınız. Arabanızdan sigara izmariti fırlatmayacaksınız. Yerel yönetimlerin, sivil toplum örgütlerinin öncülüğünde ormanlık alanlarda çöp toplama seferberliği düzenlenebilir. Okullar açılırsa, bu kampanyalara her yaştan öğrenciler katılabilir. En önemli konulardan biri: Ormanlara girilmesin, şu mangal merakına bir çare bulunsun. Örneğin havai fişek yasak, istenirse renkli gösteri için lazer var.

Yazının Devamını Oku

‘Bilimsel kuraklıkta ısrar’ çok orman kaybettirir

7 Ağustos 2021
ORMAN yangınlarıyla ilgili iklim bilim uzmanı, Dokuz Eylül Üniversitesi Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Enstitüsü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Doğan Yaşar’ın görüşlerinden özet sunuyorum bugün:

BU YANGIN MİLATTIR
“Ülkemizde son 18 aydır her türlü doğal afetle yüzleştik. Salgın hastalık, 30 Ekim İzmir depremi, seller, müsilaj ve yaşamakta olduğumuz büyük yangın. Artık Türkiye’de ekosistemle ilgili bir konu açıldığında, ‘Büyük yangından önce, büyük yangından sonra’ denilerek bu yangının bir milat olacağından şüphem yok. Ancak doğal afetlerin felakete dönüşmesinde şüphesiz en büyük pay bizimdir. Doğal afetler bundan sonra da olacak. Felaketlere dönüştürmemeyi öğrenmemiz lazım. Bu yangından da dersler çıkarıp bir daha böyle felaket yaşamamak için hazırlık gerektiğine inanıyorum.
BU SEFERKİ REKORTMEN
Yaşadığımız, Türkiye’nin en büyük orman yangını olmaya adaydır. Son yıllarda yangınlarda orman kaybımızın rekoru, 16 bini yine Manavgat bölgesinde olmak üzere, 29 bin 749 hektarla 2008’de kırılmıştı. Önemli özelliği ise son 30 yılın en kurak yılı olmasıydı. Yüzde 26 eksik yağışla yine çok kurak dönemdeyiz. Kabaca hesaplar, yanan alanın 120 bin hektarlarda olduğunu göstermektedir. En çok orman alanı kaybettiğimiz bu iki yılın ortak özelliği aşırı kurak olmasıdır.
YAKMAZ ZENGİNLEŞTİRİR
Türkiye’nin orman alanları, küresel ısınmanın şiddetlenmesiyle 2003’lü yıllardan günümüze 20.8 milyondan 23 milyon hektarlara çıkmıştır. Bu artış fide dikerek gerçekleştirilemez. İklim bilimini bilmeyen bazı kişiler, bu yangınların nedeni olarak küresel ısınmayı gösterse de, yağış artıran küresel ısınma orman yakmaz, aksine zenginleştirir ve genişletir.
SAÇMA SAPAN BAHANE

Yazının Devamını Oku

Fazla söze gerek yok yakanın elleri kırılsın

3 Ağustos 2021
MEMLEKET yangın yeri... Her yerden alev alev haberler geliyor. “Ciğerimiz yandı”, “Ciğerimize ateş düştü”, “Ormanlar alev alev”, “Yeşili kararttık...” Yıllardır bu başlıklara alıştık her orman yangınında... Olayın ne denli ciddi ve endişe verici olduğunu, nasıl etkilendiğimizi anlatırlardı. Fazla ekleme yapmayacağım… İçimiz, dışımız yanıyor. Alevin, ateşin nereden geleceğini bilemez hale geldik. Felaket yaşıyoruz. Böylesini gerçekten görmedik, yaşamadık.


MEMLEKETE KOLAY GELSİN
Ormanı bilerek ya da bilmeyerek yakanların elleri kırılsın. Kasıtlı yakanlar daha da beter olsun. Alevlerin bastırılmasında, yangınların söndürülmesinde ihmali olanlar mutlaka hesap versin. Sorumluların yakasına yapışılsın. Bol keseden fidan, para yardımı sözü verenler soğukkanlı olsun, kargaşa yaratılmasın. Tüm yardımların gerekli yerlere ulaşması ve harcanması sağlansın. Ateşle savaşta can verenlere, şehitlerimize rahmet, yaralılara ve etkilenenlere acil sağlık diliyorum. Umarım yaralar bir an önce sarılır. Tüm memlekete kolay gelsin!


--------------------

Yazının Devamını Oku

‘Küçük Amal’ İzmir’e konuk

31 Temmuz 2021
Suriyeli bir mülteci kızı simgeleyen ve 4 aylık yolculuğa çıkan 3,5 metrelik ’Küçük Amal’ adlı kukla, 4 Ağustos’ta Selçuk, 5 Ağustos’ta Urla’da olacak. İzmir Büyükşehir Belediyesi, Amal’ı 6-8 Ağustos’ta konuk edecek.

 

Amal, Kemeraltı ve Konak’a gidecek, zeybek öğrenecek. Kültürpark’ta İzmirlilerle buluşup açık hava konserlerini izleyecek, çocuklar ve mülteci arkadaşlarıyla oyunlar oynayacak Amal 8 Ağustos’ta Çeşme’den Türkiye’ye veda edecek.

----------------

BİR İBRET YOLCULUK

İzmir’e özel konuk:

Yazının Devamını Oku

Bu Masal’ı duyanın umudu tazeleniyor

26 Temmuz 2021
YILLARIN dostu ve çalışma arkadaşım gazeteci Ergül Satıç, bir fotoğrafla şu yazıyı paylaştı sosyal medyada: “Bu dünya güzeli sarı bebek var ya... Adı Masal Ela... Mesai arkadaşım, büyük oğlum, Mete Tamer Omur’un kızı. Bütün bayram boyunca sokak hayvanları için evinin önünde gazoz sattı. Güzel insanlar işte böyle yetişiyor, Coco Dedesi de (Bir süre önce yitirdiğimiz arkadaşımız Nejat Bekmen) görse büyük gurur duyardı. Bravo Masal Ela, vicdanın seni hiç terk etmesin güzel kızım.”





KENDİ KÜÇÜK YÜREĞİ BÜYÜK
Ben, “Bu MASAL efsane, şahane ve de bizlere umut” dedim... Ve bazı yorumlar: “Bravo kendi küçük, yüreği büyük yavrumuza, yapmış olduğu bu davranış bizleri de çok sevindirdi, hayvan sever olarak... Ana-baba ve elbette Masal Ela’yı kutlamamak mümkün mü? Canim yavrum güzel ruhun var olsun. Hay maşallah! İşte bu yüzden umutluyuz. Bu çocuklardan umudum var. Dünyayı sevgi kurtaracak, biz görmesek de torunlarımızın göreceği inancı ve umudunu taşıyorum. Hayatta en zor şeyi öğrenmiş, insan olmayı. Umarım her şey çok yolunda gider onun için... Aferin güzel kızım hayattaki en büyük zenginliğe sahipsin: VİCDANA. Allahım Masal Ela’nın gönlündeki aslanı hayatta gümbür gümbür kükretsin.”

GAZOZ PARASIYLA MAMA

Yazının Devamını Oku

Güzellik düşmanlarına karşı el ele vermeliyiz

24 Temmuz 2021
BUCA’nın bana göre bu günlerde çok önemli iki sorunu var. İki sorunu da yaratanlar doğa, çevre ve güzellik düşmanları. Ve de uyanıklar. Öncelikle işi uyanıklık kısmını ele alalım. Geçenlerde de, “Bir haklı yakınma-Başkan’ın kaçak moloz isyanı” başlığıyla iletmiştim, işte özet:




GÜNDE 25 KAMYON MOLOZ
“Buca Belediyesi’nin tüm önlem ve çalışmalarına karşın, kaçak moloz dökümü kent merkezine kadar indi. Ekipler, her gün Seyhan Mahallesi’nde günde 25 kamyon moloz toplamaya başladı. Sorunun önüne geçilmesi için önlemler artırıldı, pankartlarla uyarı yazıları asılırken İzmir genelindeki ilgili sivil toplum kuruluşları göreve çağrıldı. Belediye, inşaat sektörüyle ilgili odalar, meslek kuruluşları ve sivil toplum kuruluşlarıyla destek ve duyarlılık için yazışma süreci başlattı.
MERKEZE KADAR GELDİLER
Başkan Erhan Kılıç da çalışmaların ciddi parasal yük getirdiğini vurgulayıp kaçak moloz dökümüne isyan ediyor: ‘Tüm önlemlere rağmen maalesef Buca kaçak moloz döküm sahası haline geldi. Özellikle Kaynaklar bölgesinde yeşil alanın korunması için bariyerler kurduk, kamyonların girişlerini engelledik, alanları temizledik. Kaçak moloz dökümleri, şimdi kent merkezimizde artmaya başladı.

Yazının Devamını Oku