Melike Birgölge

Bir cinayeti izlemek

28 Ocak 2010
Bir cinayete tanık olmak ister misiniz? Hem de Pazar günü işlenecek olan…

Ürkmeyin hemen, korkacak bir şey yok.

Ürkmeyin hemen, korkacak bir şey yok.

‘Ne diyorsun sen Melike, cinayete tanık olmak filan… İyi misin?’ diyorsunuzdur şimdi.

Evet, iyiyim, iyiyim. Ne dediğimin de farkındayım.

Ve diyorum ki; bu olaya tanık olmak size iyi gelecek.

Haklısınız, ‘Hangi cinayet, insanda iyi izler bırakır ki’ diye düşünmekle. Ama bu sözünü ettiğim…

İyi gelmekle, güzel izler bırakmakla kalmayacak, size bazı gerçekleri de gösterecek.

Hatta kahkahalar attıracak!

Yazının Devamını Oku

Ruhunun ekosunu duymak isteyenler

25 Ocak 2010
Soğuk ve yağmurlu bir Cuma gününe uyandı İstanbul.

Yağan yağmura ve kapalı havaya uyuyordu sanki Türkiye’de ve Dünya’da olup bitenler.

 

‘ABD Başkanı Barack Obama’nın; aşırı risk alarak küresel krizin fitilini ateşleyen Wall Street bankalarına karşı başlattığı mücadelenin giderek kızıştığını, Obama’nın yaptığı açıklamalar üzerine piyasaların sallandığını, banka hisselerinin düştüğünü, petrol fiyatlarının da etkilendiğini’ anons ediyordu haber kanalındaki spiker.

 

Ergenekon davası süredursun, bunun yanı sıra Türkiye’nin gündemine adeta balyoz gibi inen ‘Balyoz’ davasındaki gelişmeler…

Yazının Devamını Oku

Onunla karşılaşmanın cazibesi

21 Ocak 2010
Apansız bir karşılaşmayla başlayan tılsım…

Bir göz göze geliş bu kadar mı etkileyip, baştan çıkarır insanı?

Anlatılmaz…

Anlatamıyorum, yaşıyorum zaten.

Hem de iliklerime, her bir hücreme kadar…

Kafamı kaldırıyorum bir anda. 

Karşılaşıyoruz birbirimizle.

Bakışlarımız buluşuyor.

Yazının Devamını Oku

Geleneksel olan mı baş döndüren mi?

18 Ocak 2010
Sizin tercihiniz hangisi?

Geleneksel alışkanlıklarınız mı yoksa yeni köye gelen adeti andıran değişimin sunduğu cazip ve baş döndüren yenilikler mi?

Geleneksel olan; bildiğimiz, gördüğümüz, hissettiğimiz, yaşadığımız…

Baş döndüren ise; güzellikleri, hızı, görselliği vb. seçenekleri bize sunan…

Hangisi?

İşte şimdi bu soru gündemde.

Yazılı basın mı, dijital medya mı?

Hani bir zamanlar; gazeteciden alınarak, arasına konan ekmeğin ucundan koparıp yiyerek, ilk sayfadaki haberlere göz atarak eve geldiğimiz… Bir süre öncesine kadar da sabah kalkar kalkmaz kapıdan alınan, kağıt kokusunu hissederek, işe, okula yetişme telaşı arasında kahvaltı masasında, bir şeyler atıştırırken okuduğumuz… Hele cumartesi - pazar günleri koltuğumuza yayılıp, sayfalarının arasına gömüldüğümüz…

Yazının Devamını Oku

Evliliklerin büyük kurtarıcısı!

14 Ocak 2010
‘Evlenmeyi düşünmüyordun, n’oldu da…’

Cevap ‘Çocuk yapmak için...’

 

Ya da duyduğumuz başka bir diyalog:

 

‘Boşanmak istiyor, evet son zamanlarda anlaşamıyoruz ama boşanmayacağım işte.’

 

‘Neden ayrılmayacaksın ve boşanmasına nasıl engel olacaksın?’

 

Yazının Devamını Oku

Size el veren...

11 Ocak 2010
Zaman! Gelip geçiyor, dur demek kolay değil.

Akıp gidiyor.

 

Su gibi…

 

Sadece zaman mı akıp giden?

 

Hayır.

 

Yazının Devamını Oku

Hiç konuşmadan anlaşabilir misiniz?

7 Ocak 2010
Sinema, müzik, fotoğraf, tiyatro, bale, resim, heykel, şarkı…

Hepsinin ortak özelliği evrensel olmaları.

 

Din, dil, ırk, sınır tanımamaları…

 

Bir şekilde paydalarında buluşturduğu her kesimden insana ulaşmaları.

 

Tıpkı aşk gibi.

 

Yazının Devamını Oku

Bir pranga ki

4 Ocak 2010
İnsanları anlamak… Zor, gerçekten zor!

Her şeyi onlar biliyorlar.

 

Komut veriyorlar, dayatmalarda bulunuyorlar.

 

Büyük hırslarla yaşıyorlar.

 

Yazının Devamını Oku