PaylaÅŸ
Geleneksel olan; bildiğimiz, gördüğümüz, hissettiğimiz, yaşadığımız…
Baş döndüren ise; güzellikleri, hızı, görselliği vb. seçenekleri bize sunan…
Hangisi?
İşte şimdi bu soru gündemde.
Yazılı basın mı, dijital medya mı?
Hani bir zamanlar; gazeteciden alınarak, arasına konan ekmeğin ucundan koparıp yiyerek, ilk sayfadaki haberlere göz atarak eve geldiğimiz… Bir süre öncesine kadar da sabah kalkar kalkmaz kapıdan alınan, kağıt kokusunu hissederek, işe, okula yetişme telaşı arasında kahvaltı masasında, bir şeyler atıştırırken okuduğumuz… Hele cumartesi - pazar günleri koltuğumuza yayılıp, sayfalarının arasına gömüldüğümüz…
Sonra…
Bundan on yıl önce baş döndüren bir şey girdi hayatımıza.
Aklımızı aldı, kolaylıklar sağladı.
Güzellikleri, istediklerimizi, bilgileri ve daha birçok şeyi bize sundu.
Zamanımızı bize verdi.
Dünyayı bir ‘tık’la önümüze getirdi.
Hatta o kadar çabuk alıştık ki, bu baş döndüren hıza. Sanki çok uzun yıllardır dünyada olup biteni dijital ortamdan takip ediyormuşuz gibi…
Evet o kadar…
İyiye ve güzele çabuk alışılır ya…
***
Yazılı basın mı, dijital medya mı?
Kimileri internetin hızıyla birlikte dijital medyanın yazılı basına nal toplatacağından, kimileri de dijital medyanın prestijinin geleneksel medyaya yetişebilmesi için daha çok zaman gerektiğini belirtiyor.
Hatta yazılı basın için kıyamet tarihi veren bile var. Kuzey Carolina Üniversitesi’nden Profesör Philip Meyer’in tahminine göre bu tarih 15 Nisan 2043.
Yazılı basında; kağıdın kokusunu hissederek, dokunarak, cümleleri özümseyerek okumak başka tabii.
Ama dijital medyanın sunduğu ve yaşamımıza kattığı kolaylıklar da inkar edilemez. Devir zamanla yarışma, hayata yetişme dönemi olunca…
Okur; dünyada olup biteni kimi zaman hap gibi, kimi zaman detayına inip bilmek, kimi zaman duymak ya da görselini izlemek istiyor. İstediği bilgilere anında ulaşmak istemesi de cabası…
Dijital medya, haberin öğelerini oluşturan ‘ne, ne zaman, nerede, nasıl, neden, kim?’ sorularını yanıtlayarak açık ve öz bir içerikle yola çıktığı için insanları kendine daha çok çekiyor.
Gün gelir, yazılı basın, gazeteler yerini dijital medyaya bırakabilir evet ama tamamen rafa kalkmaz düşüncesindeyim. Neden böyle düşündüğüme gelince de; her şeyin rasyonel nedenlerle yapıldığı hayali bir dünyada motorlu gemiler varken, yelkenlilere hiç ihtiyaç olmaması gerekir. Ama yelkenliler yepyeni bir fonksiyon üstlenerek, külfetli de olsa bir hobi aracına dönüşerek varlığını sürdürebiliyor. Buradan yola çıkarak gazetelerin de…
Ä°kisinin yeri baÅŸka.
Günlük koşturmaca rutininde hayata yetişmeye çalışanlar, zamanla yarışanlar dijital medyadan yararlanırken, günü geldiğinde de kokusunu çekerek, kağıdı hissederek keyifle gazete okumanın tadını da çıkaracaktır.
Yazılı basın: Gerçekler gibi… Hissedilen, dokunulan…
Dijital medya: Öğrenmek istediklerimizi hızlı bir şekilde bize sunan…
Bu yüzden ikisi de elzem.
Hızla akan hayatın gerçekleri gibi!
                                                           ÂMELÄ°KE BÄ°RGÖLGE
Â
Â
PaylaÅŸ