Size el veren...

Akıp gidiyor.

 

Su gibi…

 

Sadece zaman mı akıp giden?

 

Hayır.

 

Anlar, gençlik bir de hayat…

 

Hem de nasıl bir hızla…

 

Ama en önemlisi, dediğim gibi zaman…

 

Akıp gitmekle kalmıyor elimizden tutup bizi de beraberinde götürüyor, sürüklüyor.

 

Bazıları, teslim olup zaman nereye götürürse oraya… Bazıları da yani ne istediğini bilenler, onu lehine çevirip, zamanın efendisi konumunda…

 

Önemli olan, yapmak istediklerimizin bilincinde ve kesinliğinde zamana doğru el vermek, verebilmek…

 

İşte, ilişkilerde, arkadaşlıkta, dostlukta, hayatta…

 

Ya aÅŸkta, zamana verilen el?

 

Kimi aÅŸklar zamana yenilir, kimi aÅŸklar zamanla beslenir.

 

Kimi aşklar zamanla büyür, kimi aşkları da zaman öğütür.

 

Yani aşkın gücü, bir anlamda da zamana bağlı aslında.

 

Bitmesi ya da sürmesi…

 

Gelmesi, kalması ya da yitip gitmesi…

 

Temelindeki sevgi gerçek olduğu kadar sağlamsa; yapı taşlarını saygı, ilgi, anlayış, paylaşımlar oluşturmuş; harcı sürprizler, hoşgörü, tutkular, güzelliklerle karılan bir aşksa; ne rüzgârlara, ne fırtınalara, ne depremlere ne de zamana yenilir.

 

Tam tersi zamanla büyür, çoğalır, devleşir.

 

DerinleÅŸir.

 

Sizin aşkınız hangi zamanın elinde?

 

***

 

İçinizi ısıtan, nefesinizi alan, beklediğiniz, koştuğunuz, delice sevdiğiniz onun gidişi sersefil bıraktıysa sizi; kalbiniz ‘Duy sesimi!’ diye haykırıyor, aşkınız ağlıyor, gözyaşınız ona akıyor, canınız acıyorsa; sözleri ve müziği Funda Arar’a ait olan ‘Geceler’i…

 

Aşktan paramparça ve hasarlı çıkıp, ayrıldıktan sonra unutamadıysanız, hâlâ onunla yaşadığınız zamanları anımsıyorsanız, gidişinden beri; güneşiniz, baharınız, ömrünüzün eski neşesi yok, siyahınız çoksa; sözleri Günay Çoban’a - müziği Febyo Taşel’e ait olan ‘Geçmez Yara’yı…

Onun gidişiyle, sağanak yağışlarınızda, bitmek bilmeyen kışlarınızda; kanadı kırık kuşa döndüyseniz, susup sözlerinize küstüyseniz; yokluğunda yalnız kalmayı, acıya duvar gibi durmayı, kaybolmuş bir dilin sözcükleri gibi köksüz bağsız kalmayı, yok saymayı ondan öğrendiyseniz; sözleri Burcu Tatlıses’e - müziği Febyo Taşel’e ait olan ‘Senden Öğrendim’ şarkısını…

Büyütürken, incitirken çok şey öğrettiyse ve sizden çok şey öğüttüyse hoyrat yıllar, huyu böyle ve hırsız olan hayat sizden çok şey almışsa… Sahte yüzler, kendine kul gezenler uzağımda beklesin, kalbinde kin besleyen yakınımdan geçmesin diyorsanız; sözleri Günay Çoban’a - müziği Funda Arar – Febyo Taşel’e ait olan ‘Külkedisi’ni…

Ayrılık sancısı hançer gibi vurduysa, hasretin karanlığı perde gibi indiyse, tutsak gözleriniz susmuyor ve ağladığınızda o duymuyorsa; sözleri ve müziği Funda Arar’a ait olan ‘Ağlasam Duymaz’ı…

 

Hep sevip, hep ağladınız, hep hüsrana uğradıysanız buna rağmen bu öykünün bitmediğini, sevmenin sonu gelmediğini, bir gün acının tükenmediğini ve de gönlün aşktan geçmediğini söyleyenlerdenseniz; sözleri Burcu Tatlıses’e - müziği Febyo Taşel’e ait olan ‘Aşk’ı…

 

Hata onda olsa bile… Onsuz olamıyor, onsuz yapamıyorsanız… Ondan başka, parada, pulda, hiçbir şeyde gözünüz yoksa… ‘Uzun oldu, kalp yoruldu. Her şey kalsın, yalnız aşkla dön gel. Affettim, kendini akla, sende aşkla dön gel’ diyorsanız; sözleri Burcu Tatlıses’e - müziği Febyo Taşel’e ait olan ‘Yak Gel’i…

 

Kurumuş bir gül gibiyseniz ama dikeniniz batmıyorsa kimseye... Savaştan yeni çıkmış gibiyseniz, gönüllü değilseniz sevmeye… ‘Senden ayrılınca da severim, ayrılırken bile teselli bulabilirim’ diyorsanız; sözü müziği Saro Secikyan’a ait olan ‘Aşk İçin İki Kişi Gerekmez’i…

 

Göğsünüze yalnızlık çökmüş ve gözleri hançerliyse sevdanızın... Ağlamakla lal tutmuyorsa hasretinizin dili, anlamakla çözmek bir değil, olmuyorsa; sözleri Burcu Tatlıses’e - müziği Febyo Taşel’e ait olan ‘Zamanın Eli’ni…

İğne gibi batıyorsa her söz, her şey, dibe batıyorsanız her gün. Kurşun gibi ağırsa kalbiniz, bedeniniz sağırsa, göz gözü görmüyor, göze geliyorsanız her gün. Her günah yaksa da, imkansızı bilip de son arzuyu anladığınız haldeyseniz; sözü ve müziği Onur Baştürk’e ait olan ‘Aslında’ şarkısını…

‘Hep ben mi seveceğim, ben mi özleyeceğim? Sabahlara kadar seni ben mi düşüneceğim? Ben böyle kahrolurken, sen oralı değilsin. Bu aşk bizim değil mi? Sen nasıl sevgilisin? Olmaz artık bu kadar!’ diyorsanız; sözü ve müziği Selahattin Sarıkaya’ya ait olan ‘Ateş Düştüğü Yeri Yakar’ı…

Bu aralar aşkta hangi durumlardasınız bilmiyorum ama bir konuda bildiğim şu ki; Funda Arar’ın, ‘Zamanın Eli’ adını verdiği albümündeki güçlü yorumuna ve insanı alıp götüren derin sözlerin - ruhumuza iyi gelen melodileriyle harmanlanan, dinlerken ‘Nasıl da dokunuyor!’ kalbimin kuytusuna diyerek kendinizden geçeceğiniz şarkılarına kulak, aşka ve zamana el vermeniz gerektiği!

Hele bir de kalbinize gerçek aşk, el ve ruh vermişse…

                                      Â                                   MELÄ°KE BÄ°RGÖLGE