Şimdi cumartesi, cumartesi size şöyle lüzumsuz bir soru sorsam ne cevap verirdiniz: ‘‘Bruce Springsteen ile Akira Kurosawa'yı kaç hamlede ilişkilendirirsiniz?’’ Manasız değil mi? Yani biri sinema tarihinin en mühim yönetmenlerinden biri, diğeri ise ‘‘Patron’’ lakaplı rock ilahı.
Ben size cevabı söyleyeyim. Bu iki farklı ismi dört hamlede ilişkilendirmek mümkün. Nasıl mı, onu da söyleyeyim. Akira Kurosawa 1972'de yapılan ‘‘75 Years of Cinema Museum’’da Linsay Anderson'la beraberdi. Lindsay Anderson 1992'de ‘‘Blame It on the Bellboy’’da John Grillo'yla çalışmıştı.
John Grillo 2002 tarihli ‘‘Max’’te John Cusak'la birlikte görev almıştı.
John Cusack'ın 200 yılında çevirdiği ‘‘High Fidality’’de Bruce Springsteen'in küçük bir rolü vardı.
Peki, size futbol efsanesi Pele'yle aktör Al Pacino'yu sadece iki hamlede ilişkilendirmenin mümkün olduğunu söylesem?
Buyurun, kendiniz bakın: Pele, 1987'de Hot Shot adlı filmde Karen Shallo'yla çalışmış. Shallo da 1995 yapımı ‘‘Two Bits’’te Al Pacino ile oynamış.
Meşhur yazar Charles Bukowski ile Britney Spears'i nasıl bağlayabiliriz.
Onu da söyleyeceğim, merak etmeyin.
Britney Spears, ‘‘Austin Powers Goldmember’’da Fred Savage ile çalışıyor. Fred Savage aynı yıl içinde, yani 2002'de Faye Dunaway ile ‘‘Rules of Attraction’’da takılmış.
Faye Dunaway'in adı da, 1987'de Charles Bukowski ile Barfly'da birlikte anılmıştı.
Şimdi diyeceksiniz ki, ‘‘Sen iyice vidaları gevşettin...’’
Vidaları gevşeten ben değilim, Virginia Üniversitesi'nde bir grup insan...
Bu arkadaşlar, internet üzerindeki en başarılı sinema sitesi olarak gördüğüm www.imdb.com'un verilerini kullanarak bir program yazmışlar.
(www.cs.virginia.edu/oracle/star-links.html) adresine giriyorsunuz. Burada karşınıza iki kutucuk çıkıyor. Bu kutucuklara ilişkilendirmek istediğiniz isimleri yazıyorsunuz ve enter'a basıyorsunuz.
Ve program birbirinden dünyalar kadar ayrı gibi gözüken bu iki ismi bir şekilde ilişkilendiriyor. Tabii bu isimlerin imdb.com'da bulunması gerekiyor. Ama o da o kadar geniş bir veritabarına sahip ki.
İnternet bağlantınız varsa deneyin. Çok eğlenceli oluyor. Ben en fazla dört etapta ilişkilendirilebilecek kadar saçma iki isim bulabildim. Fazlasını bulan olursa haber versin bana da...
Festival tüyosu
BAKIN size bir şey söyleyeyim. Yurt dışında festivale gitmek elbette dünyanın en ucuz hadisesi değil. Ama imkansız olduğunu düşünmenizi de istemem.
Ucuz uçak bileti bulmanız durumunda hadiseyi gayet acısız atlatabilmek mümkün.
Size güzel bir festival tüyosu da vereyim. 16-17 Ağustos tarihlerinde Büyük Britanya'da V-Festival var. İki gün süren bu süper festivalin biletleri 75 sterlin. Ama şimdi alırsanız...
Bir uyku tulumuyla olayı çözüyorsunuz, çünkü festival alanında kalıyorsunuz. Bu da otel parası ödemeyeceğiniz anlamına geliyor.
İki gün içinde şu isimleri ve daha fazlasını canlı olarak izliyorsunuz: Red Hot Chili Peppers, Coldplay, Foo Fighters, Echo & The Bunnymen, The Cardigans, PJ Harvey, Underworld, Morcheeba, David Gray, Inspiral Carpets...
Vizenizi ve uçak biletinizi hazırlayın, iki gün için de herhalde 70-80 sterlin, bilemediniz 100 sterlin yemek-içmek için yeterli olur.
Festivalin detaylarını öğrenmek için www.vfestival.com adresi yeterli olacaktır. İmkanınız varsa, gözünüz korkmasın, hayatınızın macerasını yaşayacaksanız.
Ayrıca, şimdiden para biriktirmeye başlayıp, seneye daha iyi imkanlarla da gidebilirsiniz. Her yıl bu kapsamda en az dört-beş tane festival oluyor çünkü...
KABAKULAK'ta sadece yabancı müzik albümlerini yazdığım için, Türkçe müziğe karşı olduğumu düşünüyorlar. Yok böyle bir şey.
Eski ve yeni sanatçılar arasında dinlemeye bayıldığım, albümlerini el altında bulundurduğum isimler var.
Uzun süredir müzik markete gidip, Türkçe bir albüm almışlığım yok. Çok uzun bir aradan sonra Duman'ın albümünü alacaktım ama plak şirketi yollamış. Mor ve Ötesi'nin son albümünü alacaktım, onda da aynı şey oldu.
Şu sıralar Naim Dilmener'in yazdığı ve İletişim Yayınları'nın çıkardığı ‘‘Hafif Türk Pop Tarihi-Bak Bir Varmış Bir Yokmuş’’ adlı kitabı okuyorum.
Kitabın da etkisiyle normalden fazla Türkçe müzik dinlemeye başladım. Evdekiler kesmeyince, Beyoğlu'ndaki müzik marketlerden birine daldım.
Mor ve Ötesi'nden Harun, 1-2 ay önce karşılaştığımızda bir Ajda Pekkan, bir de Bulutsuzluk Özlemi şarkısı söyleyip, yanına da çok sevdiğim ‘‘Bazen’’ adlı kendi şarkılarını ekleyip single yapacaklarını söylemişti.
O çıkmış onu aldım. 3,5 milyon lira. Almayana hakikaten yuh derim. Ajda Pekkan acaba ne düşünmüştür. ‘Yaz Yaz Yaz’ı ben çok beğendim. Bulutsuzluk Özlemi'nin en sevdiğim şarkılarından biri olan ‘‘Güneye İnerken’’i de süper söylemişler.
Bu single'ı beğenmemde teşekkür listesinde adımı görmemin etkisi olup olmayacağını soracak olanlara şimdiden ‘‘Hayır’’ diyeyim. Ama çok havalı bir şey, bir rock grubunun teşekkür listesinde olmak.
Bir de Göksel'in hastasıyız. Onun yeni albümünü aldım. Adı ‘‘Söz Ver.’’ Esengül'ün ‘‘Ayrılık Günü’’ güzel olmuş ama benim en beğendiğim şarkı ‘‘Firar’’ oldu.
Siz de dinleyin bence, Athena'nın dediği gibi ‘‘Sen de yap, güzel oluyor...’’