Büyük Britanya'ya mektup var

Okurlar soruyor, ‘‘Riko'yla Topesto'ya ne oldu, niye bahsetmiyorsun?’’ diye. Riko'nun yurtdışındaki görevinin süresi uzatıldı.

Eleman daha 1 sene Büyük Britanya'yı çürütecek. Topesto'yla ise normal normal devam ediyoruz hayata işte. Her zaman ne yapıyorsak, onları yapıyoruz.

En son, geçen hafta cuma günkü sıcakla mücadele kapsamında iki film yaptık.

Sıcaktan kaçmak için karanlık ve serin sinema salonlarının yerini hiçbir şey tutmuyor. Özellikle Emek'te ‘‘Charlie's Angels: Full Throttle’’ı seyretmek süperdi.

Ondan çıkıp hemen Kurt Russell'ın oynadığı ‘‘Hesaplaşma’’ya gittik. Kurt Russell'ı severiz zaten de, filme gitmemizin asıl nedeni, büyük yazar, dünyanın en delikanlı ‘‘crime’’ yazarı James Ellroy'du. Filmin senaryosu babaya ait.

‘‘La Confidential’’ kadar sıkı değilse de ben beğendim filmi. Topesto'ya sordum ‘‘Ben hálá Cameron Diaz'daydım abi’’ dedi.

Düşündüm, haklı aslında biraz...

Neyse işte Riko olmadığı zaman olmuyor o hikayelerin güzelliği. Eskilerden anlatsam, o da sıkıcı mı olur, bilemiyorum.

Bir de bazı hikayeler var ki; anlatsam Riko ilk uçakla gelir, kafamı kırar ve yine bulduğu ilk uçakla Büyük Britanya'ya döner.

Mesela Kemancı çıkışı hikayesi var bunun bir tane süper... Ama yok abi, canım kıymetli benim, hayatta anlattıramazsınız.

Geçen cumartesi Latif Demirci'yle beraber Oğuz Aral'a gittik. Oğuz Abi'yle laflarken, ‘‘Senin o kömürlük penceresi gibi bir arkadaşın vardı, hani bana getirmiştin bir kere. Nerede o?’’ diye Riko'yu sordu.

‘‘Kömürlük penceresi’’ demesinin nedeni, Riko'yu Oğuz Abi'ye götürdüğüm sıralarda gözlüklü bir ilkçağ kabile liderini andırmasıydı. Saç, sakal ne varsa uzatmıştı.

Eh bir de gözlük olunca, yüzünde sadece burnunu ve gözlerini görebiliyordunuz.

Bizimki hafif sağır olduğu için Oğuz Abi'nin karşısında hiç konuşmadan sadece sırıtarak oturmuştu.

‘‘Oğuz Abi nasıl olsa komik bir şey, iyi bir şey söylüyordur ayıp olmasın hep gülümseyeyim’’ diye düşünüyor ama o sırada Oğuz Abi ‘‘Niye pişmiş kelle gibi sırıtıyorsun oğlum. Kanat, bu herif şapşal mı?’’ filan diyor.

Riko ise sırıtmayı sürdürüyor ve periyodik olarak ‘‘Hı-hı!’’ gibi sesler çıkarıyordu. Bir ara Oğuz Abi bunun kafaya bi tane indirecek diye korktum.

Ama Oğuz Abi sevmişti Riko'yu. Hatta geçen hafta ‘‘Türkiye'ye geldiğinde getir bana yine keratayı’’ dedi.

Riko kardeşim, durum böyledir. Sen mahalle pub'ında Guinness içerken, biz de Latif ve Oğuz Abi'yle halis muhlis Türk rakısı parçalıyorduk.

Baki selam kardeşim.

Not: Oğuz Abi'den bahsettiğim yazıların ardından hayranları bana mail atıp, telefon açıp ‘‘Nasıl Oğuz Bey, sağlığı iyi mi?’’ diye soruyor. Şimdiden cevap vereyim: Aslan gibi.

Altılı tutturan okurlara saygı


Bundan iki hafta önce enteresan bir internet sitesinden bahsetmiştim. İnternet üzerindeki en kapsamlı sinema sitesinin (imdb.com) veri tabanını kullanarak bir program yazan Virginia Üniversitesi'nden bir ekip, birbiriyle alakasız iki ismi ilişkilendirmenizi sağlıyordu.

Ben en fazla 4 etapta ilişkilendirilebilecek isimler bulmuş ve size demiştim ki, fazlasını bulan olursa haber versin bana.

Anladığım kadarıyla bazılarınız bu işle kafayı kırmış. Benim en absürd ilişki zincirim, dört hamlede Akira Kurosawa ile Bruce Springsteen arasındaydı.

Günseli adlı bir okur, 6'lıyı tutturan ilk isim oldu. Nasıl bir ruh haliyle bu iki ismi seçti bilemiyorum ama Emre Altuğ ile Akira Kurosawa'yı altı hamlede ilişkilendirmiş.

Bakınız nasıl olmuş:

Akira Kurosawa, Şebnem Dönmez'le ‘‘Kolay Para Kazanma Kılavuzu’’nda oynadı.

Şebnem Dönmez, ‘‘Mumya Firarda’’ filminde Teoman'la birlikteydi.

Teoman da, Sinan Çetin'in çektiği (Fakat inat edip göstermediği) ‘‘Banka’’ filminde Daryl Hannah ile oynamıştı.

Daryl Hannah, Jun Kunimura adlı, kim olduğunu kesinlikle bilemeyeceğim biriyle ‘‘Kill Bill’’ diye bir filmde beraber olmuş.

Jun Kunimura abimiz ‘‘Hi Wa Mata Noburu’’ adında bir filmde Tatsuya Nakadai ile rol kesmiş. Bu arada farkındaysanız, Akira Kurosawa'ya yaklaştıkça olay kontrolden çıkıyor.

Neyse, nihayetinde bu Tatsuya Nakadai adlı abimiz de (Yoksa ablamız mı? Tatsuya erkek adı mıydı?) Akira Kurosawa ile ‘‘A.K.’’de beraber çalışmış.

Günseli'ciğim kalpten tebrik ederim.

Bu arada 6'lıyı yakalayan bir diğer isim de Zeynep Erol oldu. O da Bruce Springsteen'le Albert Einstein'i altı aşamada buluşturmuş.

Takdir ediyorum, saygıyla önünüzde eğiliyorum...
Yazarın Tüm Yazıları