Davos dönüşü sonrası ise Anavarza Bal Genel Müdürü Can Sezen ile.
Her ikisi Çin’e ihracattan söz edince bu yazıyı yazmak şart oldu zira hiçbir benzerlik göstermeyen sektörler için dünyanın en büyük ikinci ekonomisinin ne denli önemli olduğu ortaya çıkıyor.
Kuveytli özel yatırım fonu NBK’nın önce yarısını, sonra tümünü satın aldığı Yatsan’ın CEO’su Gökalp Bahçeli, KoçSistem Teknoloji Grubu’ndan transfer edilen bir isim.
Teknolojiden yatak sektörüne geçişi “güzel bir deneyim” diye tarif ederken Türk toplumu olarak hayatımızın üçte birini geçirdiğimiz yatağı pek de önemsemediğimizi söylüyor.
“Yatak sağlığı ihmal ettiğimiz bir alan” diye konuşuyor.
“Bizim beyaz yakalılar Avrupalı düzeyinde yaşamak isterler. İçtikleri şarabın markasını bilirler ama yataklarının markasını bilmezler” diyor gülerek.
Bahçeli’den Türklerin ortalama 17 yılda bir yataklarını değiştirdiklerini de öğrenmiş oldum bu vesileyle.
50 ülkeye ihracatı olan
Sönmez, Cenevre’de geçirdiği 3 yıldan sonra tekrar Silikon Vadi’ye dönüyor.
DEF’in burada kuracağı “4. Sanayi Devrimi Merkezi”nin başına geçiyor.
Davos’un son günü yine Sönmez ile buluştuk.
Söze girer girmez “4.Sanayi Devrimi’nde her şey çok hızlı gelişiyor. Geçen yıl bilim kurgu olan teknolojiler bu yıl gerçek hayatta endüstriyi etkileyen teknolojiler oldu” diyor.
Yapay Zekâ örneğini veriyor.
“Bu kavram baş döndürücü bir hızla gelişti. Bir yılda sağlık, bankacılık sektörlerinde kullanılır hale geldi. Google Yapay Zekâ kullanarak enerji tüketimini yüzde 30 azaltmayı başardı” diye konuşuyor.
Yapay Zekâ’nın geçtiğimiz aylarda Çinlilerin ünlü Go oyununda dünya şampiyonunu 5 kez yendiğini hatırlatarak “Artık insan zekâsının önüne geçti” diyor Sönmez.
Neden öyle olduğunu anlatmaya çalışacağım.
Dünyanın bu tarafında gıptayla izlediğimiz, sadece Washington’da gencinden yaşlısına yarım milyon kişinin katıldığı Kadınlar Yürüyüşü’nde Madonna’nın sözleri öne çıkmış gibi görünüyor.
Ama Amerikalı ünlü feministlerin, insan hakları savunucularının söyledikleri en az Madonna’nın sözleri kadar önemli.
Bu arada yürüyüşle ilgili tweetler arasında “feminist” sözcüğüyle ilgili şu tarife dikkat çekmek istiyorum.
Zira feminist sözcüğüne dudak büken, “modası geçti” diye bakan ve hatta hâlâ “erkek düşmanı” gözüyle bakanlar var ne yazık ki.
Dolayısıyla şu tarif sanırım yeterince açıklayıcı.
“Feminist, kadın ile erkek arasında sosyal, politik ve ekonomik eşitliğe inanan kişidir.”
1459 GÜNLÜK DİRENİŞ
BİR Davos’un daha sonuna geldik. Kapitalizmin sancılarıyla başladık, kapitalizmin vicdanlı yüzüyle kapatalım. Oturum aralarında sohbet fırsatını bulduğum yerli ve yabancı iş insanları Hamdi Ulukaya’dan oldukça etkilenmiş görünüyor. Chobani markasıyla Amerikan gıda pazarında önemli bir çıkış yapan Ulukaya, bence “Davos’un En Beğenilen Türk’ü” oldu.
Ulukaya’nın katıldığı bir panelde “Hisselerle olsun, maaşları arttırarak olsun şirketin başarılarını paylaşmak kârlılığı asla azaltmıyor” sözleri efsane olmuş.
Önceki gece “eşitsizliğin” konuşulduğu akşam yemeğinde Davos’un müdavimlerinden Korhan Kurdoğlu ile aynı masayı paylaşıyorum.
Kurdoğlu, Ulukaya’dan oldukça etkilenmiş isimlerden biri.
“Şirketine çalışanlarını ortak etmiş. Servetinin yarısını hayır işlerine bağışlamış” diyor.
Hamdi Ulukaya
Kaçırdığım panelde
DAVOS’a ayak bastığımdan beri Kongre Merkezi’ne sabahın kör karanlığında gelip akşam çıkıyorum. Oturumlardan bazıları etkileyici, bazıları tam hayal kırıklığı. Saatlerce bu kapalı yerdeyim ama dünya avucumun içinde. İki gün peş peşe “Avrupa Nasıl Düzlüğe Çıkacak”, “Asya Öne Geçiyor” gibi oturumları izledikten, bugün veda eden ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden’ı, İngiltere Başbakanı Theresa May’i dinledikten sonra önümüzdeki dönemlerde dünyanın nasıl şekilleneceğine dair kafanızda bir fikir oluşuyor. Ve ister istemez “Bu yeni dünya düzeninde Türkiye’nin yeri neresi” gibi bir soru akıllara takılıyor.
Nouriel Roubini, Anthony Fernandes, Li Daokui, Kishore Mahbubani ve Mustafa Muhammed (Soldan sağa)
KİMLİK BUNALIMINDA
Soruyu “Asya Öne Geçiyor” oturumundan sonra karşılaştığımız Singapurlu bilge insan, Profesör Kishore Mahbubani’ye sordum. Kısaca “Türkiye kimlik bunalımında” diyor. “Avrupa Birliği mi, yoksa Asya mı karar verin” diye ekliyor. Avrupa Birliği ile durumumuz ortada, ancak kaygı verici olan şu ki yükselen Asya’da da adımız geçmiyor. En azından ekonomist Nouriel Roubini, Mahbubani, Malezya Uluslararası Ticaret ve Sanayi Bakanı Mustafa Muhammed, Çin Tsinghua Üniversitesi dekanlarından Li Daokui, AirAsia CEO’su Anthony Fernandes’in panelist olduğu oturumda bir tek kere Türkiye adı geçmedi. Oturuma dönersek moderatörün “Asya ekonomisi şahlanıyor mu” sorusuna tüm panelistlerin elleri havaya kalkıyor.
Sözünü pek sakınmayan Roubini, Trump’ın “Transpasifik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı”ndan (TPP) çekileceğini açıklamasının sadece Çin’e yarayacağını söylüyor. “Bölgenin ikili anlaşmalara ağırlık verdiği, İpek Yolu’nun konuşulduğu dönemde ABD meydanı Çin’e bırakıyor” diyor. “Çin serbest ticaret ve küreselleşme şampiyonu olarak ortaya çıktı” diye ekliyor. TTP’nin çökmesinin Çin’e yarayacağını Li Daokui de destekliyor. Çin’in Güneydoğu Ülkeleri Birliği (ASEAN) ile birlikte Asya’da ekonomik entegrasyonu sağlamaya çalıştığını belirtiyor. “TTP’nin felsefesi hızlı yol almaktı Çin ise yavaş yavaş ama sağlam adımlarla ilerliyor” diyor. Mahbubani’ye göre, Asya dediğinizde herkes bakışları Çin ve Hindistan’a çevirmişken ASEAN gerçek bir başarı hikayesine imza atıyor. Bu oluşumda Singapur, Vietnam, Malezya, Endonezya gibi yükselen yıldızların olduğunu hatırlatayım. Dünyanın süper gücü olmaya aday Çin bir yandan, ASEAN diğer yandan Asya “gümbür gümbür” geliyor.
DAVOS’a gelenler aslında dünyanın elitleri, ama burada tartışılan konu başlıklarından bazıları şöyle:
“Kapitalizme Yeniden Düşünmek”, “Sıkışmış ve Öfkeli Orta Sınıf Krizinin Çaresi Nedir.”
Tuhaf değil mi?
Çinli lider Şi Cinping’in savunduğu “küreselleşme” yoksa tüm kötülüklerin anası mı?
İSVİÇRE’nin Davos kentinde başlayan Dünya Ekonomi Forumu’nun (DEF) ilk gününe Çinli lider Xi Jinping damgasını vururken, 20 Ocak’ta ABD Başkanı
olarak yemin edecek olan Donald Trump’ın ise adeta ruhu bu karlı kasabadaydı. Davos’ta yapılan tüm analizlerde Trump’ın adı mutlaka geçerken boşluğunu ise Davos’a ilk kez gelen Jinping doldurmuş görünüyor.
Yani DEF’in “Duyarlı ve Sorumlu Lider” çağrısına Trump’tan ziyade Çinli lider cevap vermiş durumda. Forumun açılış konuşmasını yapan Çinli liderin Trump’a karşı ilk golünü attığı da söyleniyor. Kuşkusuz bu gol ABD-Çin çekişmesinin sadece küçük bir parçası. Çünkü Davos’a adım attığımdan beri her alanda ABD- Çin çekişmesi karşıma çıkıyor.
TİCARETTE BÜYÜK ÇEKİŞME
Örneğin Pwc’nin yeni başkanı Bob Moritz önceki gün açıkladığı 20’nci CEO araştırmasında özellikle şuna vurgu yapıyor: “2017 yılında CEO’ların yüzde 43’ü en iyi yatırım yapacak ülke olarak ABD’yi görüyor. Çin için bu oran yüzde 33”. Oysa yine Moritz’in hatırlatmasına göre, bu oran 2011 yılında Çin için yüzde 39, ABD için yüzde 21 idi. Demek ki yabancı yatırım çekmede ABD, Çin’in önüne geçmiş.
Öte yandan Çin ile ABD arasındaki çekişmenin başka bir yönünü veren Financial Times Gazetesi, 1997 yılında dünyanın birinci ekonomisi ABD iken, Çin’in 7. ekonomisi olduğuna bugün ise ABD’nin hemen ardından dünyanın 2. ekonomisi haline geldiğine dikkat çekmiş. Ticari mal ihracatında 1995 yılında ABD 1. sırada iken 11. sırada yer alan Çin bugün ABD’nin önüne geçerek birinci sıraya yükselmiş. ABD ile Çin arasındaki çekişmenin tehlikeli bir boyutuna ise Uluslararası Enerji Ajansı’nın Direktörü Fatih Birol dikkat çekiyor. Trump, Çin nedeniyle henüz hiçbir ülkenin tanımadığı Tayvan ile ilgili politikasını değiştirdiği takdirde iki ülke arasındaki çekişme tehlikeli bir hal alabilecek.
KÜRESEL OKYANUSTA YÜZMEYİ ÖĞRENDİK
İSVİÇRE’nin Davos şehrinde bugün “Duyarlı ve Sorumlu Liderlik” temasıyla başlayacak ve 21 Ocak’a kadar devam edecek ‘47. Dünya Ekonomik Forumu’na (DEF) bu yıl anayasa değişikliği oylaması nedeniyle Ankara’dan oldukça düşük bir katılım var.
Son dakikada bir sürpriz olmadığı takdirde, Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek dışında DEF’e Türkiye’den siyasetçi katılmıyor.
Adı programda yer alan ve “Avrupa Piyasaları” panelinde konuşmacı gözüken Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci de son anda Davos’a gitmekten vazgeçti.
Merkez Bankası Başkanı Murat Çetinkaya’nın beklendiği Davos’ta bu yıl Türkiye başbakan düzeyinde temsil edilmiyor.
Değişiklik olmadığı takdirde sadece Mehmet Şimşek “G20 Gündemi- Büyüme” panelinin konuşmacıları arasında.
Davos’a iş dünyasının katılımcıları arasında ise Ali Koç, Ferit Şahenk, Agah Uğur, Begümhan Doğan Faralyalı, Vuslat Doğan Sabancı, Hanzade Doğan Boyner, Arzuhan Doğan Yalçındağ, Feyhan Yaşar, Ebru Özdemir, Zafer Kurtul, Hakan Binbaşıgil, Aclan Acar, Hüsnü Akhan, Levent Çakıroğlu, Korhan Kurdoğlu, Fırat Çeçen, Kaan Terzioğlu ve Tamer Saka ilk gözüme çarpan isimler.
Ayrıca B-fit’in kurucusu sosyal girişimci Bedriye Hülya ile Trendyol’un kurucusu Demet Mutlu’nun adları da yer alıyor katılımcı listesinde.
Koç, Doğan, Doğuş grupları Dünya Ekonomik Forumu’na kalabalık ekiplerle katılırken, yıllardan beri düzenli olarak Davos’a gelen