Paylaş
Davos dönüşü sonrası ise Anavarza Bal Genel Müdürü Can Sezen ile.
Her ikisi Çin’e ihracattan söz edince bu yazıyı yazmak şart oldu zira hiçbir benzerlik göstermeyen sektörler için dünyanın en büyük ikinci ekonomisinin ne denli önemli olduğu ortaya çıkıyor.
Kuveytli özel yatırım fonu NBK’nın önce yarısını, sonra tümünü satın aldığı Yatsan’ın CEO’su Gökalp Bahçeli, KoçSistem Teknoloji Grubu’ndan transfer edilen bir isim.
Teknolojiden yatak sektörüne geçişi “güzel bir deneyim” diye tarif ederken Türk toplumu olarak hayatımızın üçte birini geçirdiğimiz yatağı pek de önemsemediğimizi söylüyor.
“Yatak sağlığı ihmal ettiğimiz bir alan” diye konuşuyor.
“Bizim beyaz yakalılar Avrupalı düzeyinde yaşamak isterler. İçtikleri şarabın markasını bilirler ama yataklarının markasını bilmezler” diyor gülerek.
Bahçeli’den Türklerin ortalama 17 yılda bir yataklarını değiştirdiklerini de öğrenmiş oldum bu vesileyle.
50 ülkeye ihracatı olan Yatsan, ABD markası Serta ile ortaklığı nedeniyle Amerikan ve Avrupa pazarında güçlü bir konumda.
ÇİN’DE BÜYÜYECEK
Beş yıldızlı otel pazarının yüzde 80’ini elinde bulunduran markanın 2017 yılı hedefi, uluslararası çapta bilinen küçük markaları satın almak ve yüzde 25’lik bir büyüme.
Büyümenin en büyük payı ihracattan gelecek ve özellikle Çin’den.
Bununla ilgili Bahçeli, “Büyümesi yavaşladığı halde lüks tüketimin motoru hâlâ Çin. Çin’de Yatsan markasıyla 15 mağazamız var. Yenilerini açmayı planlıyoruz” diyor.
Giderek zenginleşen orta sınıfıyla Çin, Yatsan markasını sevmiş görünüyor.
Aile şirketi Anavarza’nın Çin serüvenine geçmeden önce Genel Müdür Can Sezen’in paylaştığı rakamları vereyim.
Türkiye 107 bin tonluk üretimle Çin’in arkasından dünyanın en büyük ikinci bal üreticisi durumunda.
Çin’in üretimi 400 bin ton bu arada.
Adını Adana, Kozan’daki antik şehirden alan Anavarza Genel Müdürü Can Sezen Türkiye’de 80 bin ailenin arıcılıktan geçindiğini söylüyor.
10 YILDA 2 KAT BÜYÜMÜŞ
Türkiye’nin arıcılıkta 10 yılda aldığı yol hayli etkileyici.
Hem üretim, hem kovan sayısı iki kat artmış.
10 yıl önce 3.5 milyon olan kovan sayısı 7 milyona ulaşmış.
Ülkenin florası, endemik bitki çeşitliliği balımızı değerli kılıyor.
Ama öte yandan arının ekosistemdeki önemi pek kavranmamış.
Bununla ilgili Sezen, “ABD’de bir badem bahçesinin sahibi arıcı gelsin diye üstüne para verirken bizde bahçeciler arıcıları istemiyorlar bile” diye konuşuyor.
Arıcılığın verimliliği arttırdığını çiftçilere anlatmanın bir yolu olmalı.
Sezen’e bu arada mantar gibi türeyen bal dükkanlarını soruyorum.
“Üretilen 107 bin tonun yaklaşık 25 bin tonu markalı olarak perakendede. Geri kalanı da doğal olabilir ama kontrollü ve sağlıklı olduğunu söyleyemem” diyor.
Dünyanın bir numaralı bal üreticisi Çin’e “krem bal” ihracatı hazırlığında olan Anavarza önümüzdeki şubat ayında sevkiyata başlıyor.
Krem bal bizim buralarda pek bilinmeyen, genellikle Avrupalıların tercih ettiği, tereyağı gibi bir bal.
Daha çok çiçek ve kestane balı üreten Çinlilerin dikkatini çekmiş.
Katma değerli ürün varsa elinizde Anavarza gibi “tereciye tere” satarsınız.
Paylaş