Fulya Soybaş

Dünyada 3 milyon Türkiye’de 70 bin MS hastası var... Ellerde ve ayakta uyuşmaya dikkat

30 Temmuz 2024
Ünlü şarkıcı Safiye Soyman’ın 47 yaşındaki oğlu Harun Akaröz geçtiğimiz gün solunum yetmezliğine bağlı olarak hayatını kaybetti.

Soyman hayranları ve onu yakından takip edenler belki biliyorlardır ama bilmeyenler için söyleyeyim Akaröz doğuştan engelli değildi, 24 yıldır MS (Multiple Skleroz) hastasıydı.

MS, Akaröz’ün vefatı ile ilk kez duyduğum bir hastalık değil maalesef yakın bir arkadaşım da 25 yıldır MS’le mücadele ediyor. Bildiğim kadarı ile şarkıcı Nükhet Duru da 17 yaşında MS atağı yaşayan isimlerden.

Keza Serdar Ortaç da uzun süredir bu hastalıkla mücadele ediyor. Dünyada 3 milyon, Türkiye’de ise yaklaşık 70 bin MS hastası var. Merkezi sinir sistemini (beyin ve omurilik) etkileyen kronik bir hastalık MS.

Peki neden 20’li yaşlarda ortaya çıkıyor? Kimler risk altında? Tedavisi mümkün mü? Bakalım...

GENÇLİK HASTALIĞI

Yazının Devamını Oku

Şoka sokup ölüme götürebilir: El kadar bebeklere hacamat yapıyorlar

29 Temmuz 2024
Henüz 2 aylık bebeklerin bel, sırt ve kafalarına kupa yapıştırıp, hacamat yapıyorlar.

Kimi sünnet diyerek kimi bebeğini sarılıktan korumak kimi de bebek aşıları yerine yaptırıyor hacamatı. Yetişkin bireylere bile ancak hastane koşullarında, ehil ellerde yapılmasına izin verilen böyle bir uygulamanın daha dün doğan, el kadar bebeklere yapılması ne kadar doğru? Sağlık Bakanlığı haberlere de konu olan ve İstanbul Beylikdüzü’nde bebeklere hacamat yaptığı belirlenen bir mekânla ilgili soruşturma başlattığını duyurdu. Bu, gerçekten de sevindirici bir haber. Ancak bitti mi? Hayır. Özellikle sosyal medyada benzer ilanlar arka arkaya dönüyor. İnternetten pazarlık yaptığım Üsküdar’daki bir hacamatçının fiyatı 500 liradan başlıyor. 6 haftalıktan itibaren herkese hacamat yapılabileceği iddiasında. Aman dikkat! Bu ve benzeri uygulamalar sizi ya da çocuğunuzu ölüme sürükleyebilir.

6 HAFTALIKTAN 70 YAŞA KADAR YAPIYORLAR: FİYATI 500 TL

Son bir haftadır özellikle sosyal medyada dönen ilanlar ve akabinde yapılan haberlere şöyle bir göz attım. 2-3 aylık bebeklerini hacamatçıya götüren anneler, bunun ne kadar da “faydalı” olduğunu savunan “sözde” uzmanlar. Onlardan biri ile instagram üzerinden bağlantı kurdum. Üsküdar’da faaliyet gösterdiklerini ve adının Elif olduğunu belirten şahıs, 6 haftalıktan itibaren 70 yaşa kadar herkese, cam kavanozla hacamat yaptıklarını, hacamatın tarihinin peygamber efendimize kadar uzandığını anlatarak, şöyle devam ediyor: “Sünnettir bir kere. Ayrıca bebeğinize yaptırırsanız kronik gaz ve diş sancılarına iyi gelir. Ne kadar erken o kadar iyi. Kötü bir şey olsaydı eskiden yapılmazdı.” Bu işlem için net bir fiyat vermiyor ancak bir tanıdığından 500 lira aldığını ya da içimden geçeni verebileceğimi söylüyor. Bu, kısa zamanda benim ulaştığım sadece bir örnek.

BAKANLIK 2016’DA YASA ÇIKARDI

Gelelim işin yasal boyutuna! Sağlık Bakanlığı hacamatı, “Kan dolaşımını arttırmak ve iyileşme sağlamak için bölgesel vakum oluşturmaya dayanan bir yöntem” olarak tanımlıyor. Bakanlık, “Geleneksel” tıbbın- benim yasa dışı ulaştığım şekli ile- yani merdiven altında, sağlıksız koşullarda uygulanmasının önüne geçmek için 2016’da “Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Uygulamaları” isimli bir yönetmelik yayınladı. 2018’de bu yönetmeliğe “alternatif tıp” kapsamında değerlendirilen hacamat, hipnoz, sülük tedavisi gibi uygulamalar da girdi. Bu kapsamda bazı devlet hastaneleri, tıp fakülteleri ve araştırma merkezleri ile Sağlık Bakanlığı tarafından yetkilendirilen merkezlerde yapılmasına izin çıktı.

BİLİM DIŞI UYGULAMALAR

Ancak Sağlık Bakanlığı ile Türk Tabipleri Birliği (TTB) bu konuda ters düştü. TTB,

Yazının Devamını Oku

Pijama polemiği

28 Temmuz 2024
Fransa’nın başkenti Paris’te düzenlenen 33. Olimpiyat Oyunları, Sen Nehri’ndeki muhteşem törenle başladı ancak Milli sporcuların geçit töreninde giydiği kıyafetler Türkiye’yi tam anlamı ile ikiye böldü. Kimileri, şıklığı, konforu, kumaşın kalitesi ve markası Vakko’ya atıfla “Asil bir görünüş” yorumları yaparken kimileri de 3 farklı takımdan ikisinde, kırmızı-beyaz yerine, ağırlıklı mavi-beyaz renkler kullanılması ve dikine çizgili olmasından kaynaklı “pijama” benzetmesi yaptı.

MİLLİLERDE DURUŞU

Mete Gazoz ve Busenaz Sürmeneli’nin geçit töreninde giydiği kıyafetlere sosyal medyada “pijama” benzetmesi yapıldı.

MANKENLERDE DURUŞU

Vakko’nun sporcularımız için tasarladığı kıyafetler yapılan özel çekim sonrası böyle tanıtılmıştı.

KÜLTÜRÜMÜZE AİT DETAYLAR YOK, ÇOK SİLİK

Yazının Devamını Oku

Eylem Tok Türkiye’ye iade edilecek

26 Temmuz 2024
Ehliyetsiz kullandığı aracı ile Murat Aci’yı hayatının baharında sevdiklerinden koparıp, 4 kişiyi de yaralayan ve arkasına bile bakmayan 17 yaşındaki Timur Cihantimur’u önce Mısır ardından da ABD’ye kaçıran anne Eylem Tok, halen tutuklu yargılandığı ABD’de 11 Eylül’de mahkeme önüne çıkacak. Ancak Savcı Kristen Kearney daha mahkeme görülmeden, altında mahkeme hâkiminin de adının bulunduğu, Eylem Tok’un Türkiye’ye iade taslak kararını hazırladı. O taslakta neler var? Annenin iadesi oğlunun da iade edileceği anlamına gelir mi? Bundan sonraki süreçte neler olabilir? İşte yanıtı.

 ABD’ye kaçan Eylem Tok ve oğlu Timur Cihantimur, 14 Haziran’da yakalandı.

ABD MAHKEMESİ KARARLI

EYLEM Tok ve oğlu Timur Cihantimur’un ABD’deki dava süreçlerini takip eden gazeteci arkadaşım Mehmet Sümer’i aradım. Savcılığın 11 Eylül, 14.15’te Boston- Massachusetts Bölge Mahkemesi’nde görülecek dava sanki görülmüş de bitmiş gibi bir taslak hazırlayıp, bunu dosyaya koymasına, “Her ne kadar ‘önerilen’, taslak bir metin olsa da bu görülmüş şey değil. Sonuçta Tok’un avukatları da bunu görecek ve itiraz edeceklerdir. Ama bu, mahkemenin Tok’u iade etmekte kararlı olduğu anlamına da gelir. Tok’a yöneltilen ‘delillerin karartılması’ cezasının ABD’deki karşılığı 10 yıldır. Ki yargıç, savunmasını ‘Gönderirseniz Türkiye’de ceza almayacak’ üzerine kuran Tok’un avukatlarına da bunu iletmiş ve ‘Dünyanın her yerinde suça yataklık suçtur’ demişti. Demek ki yargıç Tok’un Türkiye’de 1 yıldan fazla ceza alacağına ikna olmuş. Ayrıca ABD ile Türkiye arasındaki iade anlaşması 1 yıldan az cezaları kapsamıyor. Bu sebeple ben Eylem Tok’un iadesine kesin gözüyle bakıyorum. Ama oğlu için aynı şeyi net şekilde söylemek mümkün değil. ABD vatandaşı ve 18 yaşından küçük. Mahkeme farklı bir karar alabilir.”

Mehmet Sümer

TASLAK METİNDE NE VAR

Savcılığın taslak metninde ise “Yukarıdaki bulgular uyarınca, kaçak Eylem Tok’un Türk Ceza Kanunu 281. maddesine aykırı olarak ‘delilleri yok etme, gizleme veya değiştirme’ ve 283. maddesine aykırı olarak ‘suçluyu koruma’ suçundan Türkiye’ye iadesini onaylıyorum” ifadeleri yer alıyor.

Savcı Kristen Kearney

TÜRK VATANDAŞI OLDUĞU İÇİN İADESİ DAHA KOLAY OLUR

Yazının Devamını Oku

Bu kez Biden’ın gidişini bildiler... Yılın ikinci yarısında astrolojik anlamda bizi ne bekliyor

23 Temmuz 2024
Pandemiyi, kuraklığı, depremleri öngörmüşler ancak geçen sezon Fenerbahçe’nin şampiyonluk tahminini tutturamayınca ‘Boş umut verdiniz’ denilerek adeta tefe konmuşlardı.

Astrologların dönüşü muhteşem oldu!

28 Aralık 2023’te buluştuğum astrologlar Aygül Aydın ve Hande Kazanova yerel seçimlerde Türkiye’yi büyük bir değişikliğin beklediğini, Trump’ın suikasta uğrayacağı ile Biden’ın yarıştan çekileceğini ta 6.5 ay önce anlatmışlardı.

Bugün öngördükleri o noktadayız! Ve ne tesadüf ki 2 gece önce “dönüm noktası” dedikleri bir dolunay gerçekleşti. İkisini de aradım. Yılın diğer yarısında astrolojik olarak bizi ne bekliyor sordum.

BIDEN’IN GİDİŞİ TAM BİR OĞLAK DOLUNAYI BİTİŞİDİR

Astrolojiye “çocuğum illa şu burç olsun” diye sezaryene girecek kadar, “körü körüne” inanmıyorum ancak zaman zaman, hele de yaptığım röportajlara dönüp bakınca, astrologların öngördükleri ne kadar çok şeyin nasıl da tam isabet tuttuğuna şaşırıyor ve “kadim medeniyetlerin gökyüzü ile bu kadar haşır neşir olmasının varmış bir sebebi” diyorum. Önce astrolog Aygül Aydın’ı aradım ve Biden’ın gidişinden, yerel seçimler, hatta yazılım sistemlerinin çökmesine kadar geniş bir yelpazedeki öngörülerinin nasıl olup da tuttuğunu sordum. Diyor ki: “Astroloji matematik işidir. Gök cisimlerinin konumu ve hareketlerinden yola çıkarak öngörülerde bulunulur. Altını çizmek isterim; falcı ya da büyücü değiliz. Bu, öngörüler bazen gerçekleşir bazen de gerçekleşmeyebilir.”

Yazının Devamını Oku

Dünya afet diyor biz değil: Sıcak hava da soğuk gibi afet sayılsın

21 Temmuz 2024
İstanbul’da termometreler 38-39 dereceyi gördü ama hissedilen en az 50 derece. Afrika ve Basra Körfezinden gelen sıcak hava dalgası nemle birleşince özellikle ülkenin Batı kesimlerinde neredeyse nefes alınmıyor. Gölgesinde serinleyecek ağacın pek fazla olmadığı, binaların “Çin seddi” gibi denizin önünü kapattığı İstanbul başta birçok büyükşehirde durum aynı: “Kavruluyoruz.” Ve dahası sıcak havanın sadece bedenle değil psikiyatrik duygu durumla da ilişkisi var. Ben değil Prof. Dr. Arif Verimli söylüyor: Bu aralar daha agresif, daha mutsuz, daha telaşlı ve tedirgin iseniz, kalbiniz normal ritminden hızlıysa aman dikkat! Tehlike altındasınız. İklim Bilimci, Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu’nun da yıllardır dillendirdiği ama sesini duyuramadığı bir konunun da altını çiziyor Prof. Dr. Verimli: “Sıcak hava da soğuk hava gibi afet sayılsın.”

AŞIRI SICAK HAVA PSİKİYATRİK ANLAMDA ‘DELİRTEBİLİR!’

Salı günü İstanbul’da yağmur bekleniyor. Bu, elbette güzel haber ama hemen sevinmeyin çünkü nem baki kalacak. Bu da demek oluyor ki hissedilen sıcaklık beklenen büyüklükte düşmeyecek. Dahası var; Ağustos’un da en az Temmuz kadar bunaltıcı geçecek. Şüphesiz bu bunaltıcı havanın fizikken olduğu kadar ruh sağlığına da etkileri büyük. Psikiyatrist, Prof. Dr. Arif Verimli diyor ki: “İnsan vücudunun optimum iç sıcaklığı 36,4 derecedir. Bu, kişiden kişiye değişebilir. Ama vücut sıcaklığının iç organları koruması ve de hücrelerin iyi şekilde işlevlerini yerine getirmesi için 36- 37 derece referanstır. Bundan fazla ısınan vücut tepki veriri. Yüksek ısı, kendini önce halsizlik, baş ağrısı, kramp, uykusuzluk, kusma, baş dönmesi olarak gösterse de daha kapsamlı etkileri var:


Arif Verimli

1- Kalp, ısıdan korunmak için daha fazla kan pompalar ve atış hızını arttırır. Nabız dakikada 20 fazla atmaya başlar, 50’ise 70’e çıkar.

2- Vücudun oksijen arayışı artarken nefes ağırlaşır. Dakikada 10’dan 15’e çıkabilir, örneğin.

3- Isının azalması için kaslar kendini korumaya alır, vücut hareketleri yavaşlar. Oturduğunuz yerde, 1 saat içinde, en az 500 ml. su kaybedebilirsiniz.

‘Kalp krizi mi geçiriyorum?’

Yazının Devamını Oku

E-Devlet ve bankalar dahil tüm şifrelerinizi hemen değiştirin

11 Temmuz 2024
Bir benzerini 3 yıl önce, 2021’de yaşamış ve adresimizden, annemizin kızlık soyadına kadar kişisel bilgilerimiz ve banka, e-posta, e-ticaret gibi tüm şifrelerimiz hacker’lar tarafından ortalığa saçılmıştı. Teknoloji şüphesiz hızla gelişiyor ama aynı oranda siber hırsızlık ve korsanlık da... 3 gün önce dünya çapında iyi bilinen hacker sitelerinden biri olan DarkWeb’de, 10 milyar parolanın yer aldığı devasa bir veri seti, RockYou2024 adı ile, eski verilere yenisi eklenerek, indirmesi kolay olsun diye de düz bir metin halinde yeniden yayınladı. Peki ne yapacağız? Kendimizi siber saldırılar ve dolandırıcılardan nasıl koruyacağız? İşte yanıtı.

TANIDIĞINIZDAN GELSE DAHİ HİÇBİR LİNKİ TIKLAMAYIN, BİLGİLERİNİZİ VERMEYİN

3 gün önce dünya basınına da yansıyan bu haberi ilk okuduğumda pek de önemsemedim. Ama sonra bir arkadaşımın Telegram gruplarında her türlü bilginin isteyene ücret karşılığı satıldığını söylemesi ve hatta şase numarasından plaka araması yaptığı ve kendisine ait tüm kişisel bilgilere de kolaylıkla eriştiğini görünce, “Bir dakika” dedim.

DOLANDIRICILARA İNANMAYIN

Düşünsenize! Kendini bankadan arayan ve müşteri temsilcisi olarak tanıtan bir siber dolandırıcı, elinde bulunan kişisel bilgileriniz ile zaten güveninizi kolaylıkla kazanacakken şimdi ortaya saçılan yeni şifreler/ veriler sayesinde, “Şifrenizin ilk 2 hanesi şu” gibi asla tahmin edileceğini düşünmediğiniz yeni bilgilerle o güveni ikiye katlayacak. Hal böyleyken dolandırılmamak neredeyse imkânsız hale gelecek. Korkunç!

DİJİTAL ÇiLİNGİRLER İŞ BAŞINDA

Siber Güvenlik Uzmanı Osman Demircan’ı aradım hemen. Diyor ki: “Evimizin kapısını nasıl anahtar açıyor ise sanal dünyanın kapısını da şifremiz açıyor. Dolayısıyla hackerlar aslında birer ‘dijital çilingir.’ Geçmişte de benzerini yaşadık. Çalınan verilerin çoğu sahte çıksa da küçümsenemeyecek boyuttaki bir kısmı da maalesef doğru çıktı. Dolayısıyla yayınlanan 1,5 milyar yeni veri ile toplam 10 milyar verinin (parola ve erişim bilgisinin) tamamı işe yarar olmayacaktır. Ancak bu, güvendeyiz demek de değil!”

PEKİ NASIL KORUNABİLİRİZ

Yazının Devamını Oku

Yunan adaları revaçta... Metrelerce kuyrukta beklemeye değer mi

9 Temmuz 2024
3 hafta önce, 9 günlük Kurban Bayramı vesilesiyle Ayvalık Limanı’ndan Yunanistan’ın Midilli Adasına gitmek isteyen Türk tatilcilerin oluşturduğu kuyruğu görmüşsünüzdür. Sosyal medyada sıranın uzunluğu konuşulmuştu günlerce. Aynı görüntü, yeniden gündemde. Bu kez bir soru ile: “Çeşme, Bodrum, Marmaris gibi cennet kıyılarımız dururken neden Yunan Adaları’nı tercih ediyoruz?” 9 günlük tatilin 1 haftasını soruya da konu olan Midilli’de geçiren biri olarak cevap veriyorum: “Paramız çok olduğu için değil daha ucuza hizmet aldığımız için.” Peki Türk turizmci ne diyor? İşte yanıtı.

KUZEY EGE’DE ‘DURAKLAMA’ DÖNEMİNE GİRDİK

Çeşme Otelciler Birliği Başkanı, turizmci Yakup Demir, 9 gün Şeker, 9 gün Kurban Bayramı ile sezona hızlı giriş yaptıklarını ve sadece Çeşme’de 1 milyona yakın yerli turist ağırladıklarını belirterek, diyor ki: “Bayram beklentimizin üzerinde geçti ama Euro 2024 ve enflasyon etkisi ile Kuzey Ege; Çeşme, Foça, Ayvalık destinasyonlarına olan ilgi biraz daralmış durumda. Duraklama dönemindeyiz! Turizm keyfiyet işidir. Yerli turist açısından ekonomik anlamda durum biraz ‘keyifsiz’ olunca daralma oldu. Özellikle Almanya’dan gelecek Türk turistler de maçların bitmesini bekliyor. Doluluk oranları yüzde 50-60. Gözümüz kapıda. İnşallah gelirler de iç turizmden alamadığımız talebi gurbetçiden alırız.”

Yakup Demir

FARKIMIZ KALİTEMİZ

Çeşme’nin karşısı Sakız, Ayvalık’ın karşısı Midilli. Fiyatlar malum. Bunun bir etkisi oldu mu? Yanıtı şu: “Ben bir turizmci olarak seyahat özgürlüğünden yanayım. İsteyen adalara gider isteyen buraya gelir. Ancak burada hizmet açısından bazı farklar olduğu unutulmasın. 15 günde bir iş için Sakız’a giderim. Evlerin de otellerin de çoğu eski, ufak tadilatlar yapılmış. 4-5 yıldızlı yer yok. Otellerin, restoranların çoğu salaş, aile işletmesi, ekstra çalışan yok. Türk turizmci aynısını yapsa ve servis en ufak şekilde aksasa, temizlikte vs. sorun olsa bin tane laf eden turistimiz orada mutlu. Oysa kalite farkımız bariz. Ama bir şeyi çok doğru yapıyorlar: Plajlar ücretsiz!”

HAVLU HAREKETİNE SAHİP ÇIKILMALI

“3 yanı denizlerle çevrili ülkede denizimizle barışamadık. Plaj sıkıntımız fazla. Günlük plaj kullanım bedeli kişi başı 1500 liradan başlıyor. Böyle bir şey olmaz! Birbirinden güzel koylarımız zapt edilmiş durumda. Yerli turisti kaçıran bir neden de bu. Havlu hareketine sahip çıkmak, medeni plajlar yaratmak devlet politikası haline gelirse iç turizm biraz daha rahatlar.”

ELMALARLA ARMUTLAR TOPLANMAZ

Yazının Devamını Oku